Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/168 E. 2020/466 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/168
KARAR NO: 2020/466
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2017
NUMARASI: 2016/622 E. 2017/503 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2020
ukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı …’ın diğer davacı şirketin sahibi ve tek yetkili müdürü olduğunu, davalı tarafından müvekkili aleyhine Bakırköy … İcra Müd.nün … E sayılı numarası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını, müvekkilinin takibe itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, müvekkilinin takibe konu çeki …’nun oğlunun ödemelerinin olduğunu ve hatır çeki vermesi konusunda rica etmesi üzerine davalı …’na …’dan almış olduğu ev için hatır çeki olarak verdiğini, müvekkilinin daha evvel de birçok kez davalıya hatır çeki vermiş olduğunu, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı gibi ticari ilişkisinin de olmadığı, davalının ise bu çeki kullanmış olup çeki en son elinde bulunduran yetkili hamil … tarafında bu çekin bankaya ibraz edildiğini ve karşılığı olmadığı hususunun çekin arkasına yazıldığını, çek hatır çeki olduğu için kullandıktan sonra çekin iade edilmesi gerektiğini, çekin karşılıksız çıkmasından sonra …’tan alındığı ve arkalarındaki cirolar karalanmış olmasına rağmen çekin müvekkiline iade edilmediğini, davalının kötü niyetli ve haksız davranarak çekin bankaya ibraz edilmesinden sonra sırf yetkili hamil olarak gözükebilmek ve çeki icra takibine koyabilmek için cirosunu araya sıkıştırarak çeki tekrar ciro ettiğini beyanla müvekkili tarafından icra zoruyla davalıya ödenen 200.506,77 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davaya yasal süresi içerisinde cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince; Davanın, dava konusu çekin davacı şirket tarafından hatır çeki olarak verildiği iddiasına ilişkin olduğu, davanın yazılı delille ispatı gerektiği, davacının, çekin hatır çeki olarak verildiğine dair herhangi bir yazılı belgeyi delilleri arasında göstermediği, yemin deliline de dayanmadığı, dolayısıyla davayı ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalının kötü niyet tazminat talebinin yasal imkansızlık nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde sadece hatır çeki değil çekteki ciro silsilesinin bozukluğuna da dayanmış olduklarını, mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini, Mahkeme kararının gerekçesinin aksine …’nun son ciranta olmadığını, …’nun çekin arkası yazıldıktan sonra çekin arkasındaki ciroları karalayarak kendi ismini çekin bankaya ibrazından daha sonra yazığını, bu nedenle haklı hamil ve son ciranta olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, icra takibine konu 82.500,00 TL bedelli çekin ödenen bedelinin istirdadı istemine dayalıdır. Davacı, çeki hatır çeki olarak verdiğini, takip yapan alacaklının, çekin ibrazından sonra kendi cirosu ile kendisinden sonraki ciroyu karalayarak son hamil olacak şekilde çeki ciroladığını iddia etmiştir. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelemesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlular hakkında 82.500,00 TL çek alacağı ve ferileri olmak üzere toplam 91.307,16 TL ‘nin tahsili istemiyle kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığı, takip konusu çekin … Zeytinburnu Şubesine ait … seri numaralı, keşidecisi davacılardan …. Ltd Şti. olan 05.04.2009 keşide tarihli 82.500 TL bedelli çek olduğu, çekin hamiline düzenlendiği, çekin ibrazdan sonraki halini gösteren ve bankadan gönderilen görüntüsünde, çek arkasında sırasıyla …, … ve son olarak … cirolarının bulunduğu, bankaya ibrazından sonra ise, daha önceki … ve … cirolarının üstünün çizildiği, son hamil olarak … cirosunun yer aldığı görülmüştür. Davacı her ne kadar dava konusu çekin hatır çeki olarak verildiğini iddia etmiş ise de, bu iddiasını ispata yarar bilgi, belge ve delilin dosyaya yansımadığı, dolayısıyla ispat yükü üzerinde olan davacının bu iddiasını ispatlayamadığı, İlk Derece Mahkemesince yapılan değerlendirmede bu yönüyle bir isabetsizlik bulunmadığı, dolayısıyla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvuru nedeninin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Davacı vekilinin, davalı alacaklının yetkili hamil olmadığı ve ciro silsilesinde kopukluk olduğu iddiasına gelince; TTK’nun 790. maddesinde ” (1) Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. İcra takbi yapan alacaklı …’nun ibrazdan önce de ciro silsilesi içerisinde yer aldığı, ibrazdan sonra ise yetkili hamil konumunda bulunduğu, dava konusu çeki bankaya ibraz edenin kim olduğunun bir önemi bulunmadığı, kaldı ki, geriye dönüş cirosu aranmadan alacaklının yetkili hamil olarak takip yapma hakkına sahip olduğu, dolayısıyla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvuru nedeninin de yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2017 tarih ve 2016/622 E., 2017/503 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 54,40 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davacı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2020