Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1672 E. 2023/581 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1672 Esas
KARAR NO: 2023/581
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2018/200 E. – 2019/541 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket yetkilisinin 08.10.2016 tarihinde meydana gelen hırsızlık neticesinde üç tane çek koçanını çaldırdığını, bunlardan … bank tarafından … adına düzenlenen bir adet çek karnesinin boş olarak çalındığını, çek zayi nedeniyle iptali davası açtıklarını, İstanbul 8. ATM’nin 2016/989 E. sayılı dosyasında çeklerin hamili olmadıkları gerekçesiyle mahkemece davanın reddine karar verildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, çekteki imzanın ve yazıların müvekkil şirket temsilcisine ait olmadığını belirterek menfi tespit davasının kabulüne, %20 icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin temlik cirosu ile devir aldığını, üçüncü şahıs konumunda olduğunu, bu nedenle davada taraf olamayacaklarını, davanın reddini, esasa yönelik olarak çekle ilgili olarak icra takibi başlattıklarını, dava konusu çekin bankaya temlik cirosu ile devredildiğini, bankanın çekte son hamil olduğunu, bu itibarla çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığını kesin olarak bilme ihtimalleri bulunmadığını, icra takibi başlatmakta herhangi bir kötü niyeti/ağır kusuru bulunmadığını, her ne kadar çekin arkasında imzanın keşideciye ait olmadığı yönünde yazılarak belgelendirilmiş ise de çıplak gözle yapılan inceleme neticesinde kesin olarak imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilmelerinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Davacının talebi doğrultusunda önce 6100 sayılı HMK m. 211’e göre davacının sahtelik itirazının incelenmesi için çeklerin çalındığı tarihte davacı şirket yetkilisinin kim olduğunun tespiti yapılmış, çeklerin çalındığı tarihte davacı şirket yetkilisinin … olduğu tespit edilmiş ve davacı şirket yetkilisinin tatbike değer imza örnekleri getirtilerek dosya içerisine alınmıştır. Daha sonra davalı şirket yetkilisi …’ün imza örnekleri alınmış dava konusu çek aslı da getirtilerek dosyamız içerisine alındıktan sonra dosya Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilerek imza incelemesi yapılması istenilmiştir. Hazırlanan 24.06.2019 tarihli raporda dava konusu çekteki imza ile davacı şirket yetkilisinin imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği bildirilmiştir. Dava konusu çekin sahte olarak keşide edildiği ve davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının tespit edilmiş olduğu” gerekçesiyle davanın KABULÜNE, davacının İstanbul … İcra dairesi … esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, 2004 sayılı İcra ve iflas kanunu madde 72 ye göre %20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dosyasında davacı, müvekkili Banka tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından takibe konu edilen çekin çalıntı olduğunu, çek üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek takibin iptalini ve müvekkili Bankanın aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesini, mahkemece yapılan yargılama neticesinde çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle davanın kabulüne ve müvekkil Banka aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedildiğini, mahkemenin kararının icra inkar tazminatı yönünden hatalı olduğunu, söz konusu kararın kaldırılması gerektiğini, müvekkili Banka, dava konusu çekleri temlik cirosu ile devraldığını ve iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, ülkemizde yürürlükte bulunan mevzuata göre hiçbir kurumun ciranta olarak devraldığı çekteki keşidecinin imzasını araştırma yükümlülüğü bulunmadığını, mahkemece söz konusu kararı gerekçesinde bu durumu yalnızca “Davalının banka olması.. ” şeklinde açıklandığını, kararı hiçbir hukuki veya maddi dayanağa dayandırmadığını, müvekkili Bankanın sorumlu olmadığı halde aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğun beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasını talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın konusu İİK 72. maddeye göre açılan menfi tespit davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında alacaklı banka tarafından borçlular aleyhine çeke istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılmıştır. … bank’a ait … çek no’lu çekin keşide tarihinin 21/01/2017 tarihi olduğu, davacının keşideci davalı bankanın ciranta olduğu, çekin yasal süresi içinde bankaya ibraz edildiği, “Bu çek 23/01/2017 tarihinde ibraz edilmiş ancak bankamızca yapılan inceleme sonucunda söz konusu çekin tahrip edilmiş olduğu (… ile yapılan e-mail yazışmasında çekteki imzanın keşideciye ait olmadığı) nedeniyle üzerinde herhangi bir işlem yapılmamıştır” şerhinin işlendiği görülmüştür. Davacı tarafından takip konusu çekteki imzanın müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığı ileri sürülmüş, mahkemece adli tıp kurumu başkanlığından aldırılan bilirkişi raporunda takip konusu çekteki keşideci imzası ile …’ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin belirtildiği, mahkemece bu rapor esas alınmak suretiyle davanın kabulü ile %20 kötü niyet tazminatına hükmedildiği görülmüştür.Davalı tarafından mahkemece verilen kararın icra inkar tazminatı yönünden hatalı olduğu belirtilmek suretiyle bu yönden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İİK 72/5’e göre borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olamaz. Somut olayda, davacının keşideci olduğu, davalı bankanın takip konusu çekte ciranta-hamil olduğu, aralarında yüz yüzelik ilkesinin bulunmadığı, davalı bankanın keşidecinin imzasının gerçekliğini araştırma yükümlülüğü bulunmadığı, davalının kötüniyeti ve ağır kusuru bulunduğu ispatlanamadığından davalı banka aleyhine mahkemece anılan gerekçe ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi hukuken yerinde değildir. Tüm bu nedenlerle davalının istinaf başvurusunun kötü niyet tazminatı yönünden HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, Yargıtay kararlarına göre ilam bölünemeyeceğinden mahkeme kararının tümden kaldırılmasına ve davacının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile,2- İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2019 tarih, 2018/200 E., 2019/541 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3-Davacının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, 4- Davacının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.122,51 TL karar harcından peşin alınan 1.030,63 TL’nin mahsubu ile 3.091,88 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 1.030,63 TL peşin harç, 188,65 TL posta gideri olmak üzere toplam: 1.255,18 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 4/d-İstinaf konusu edilmediğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 6.988,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,5/b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 31,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 152,80 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,5/c-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5/ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 31/05/2023