Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1670 E. 2023/692 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1670 Esas
KARAR NO: 2023/692
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2016/140 E. – 2019/268 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı işyerinde 20.06.2011 – 29.02.2016 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını, 20.06.2011 tarihinden 15.02.2014 tarihine kadar restoran müdürü, 15.02.2014 tarihinden sonra ise bölge müdürü olarak çalıştığını, 29.02.2016 tarihinde iş sözleşmesinin davalı tarafça feshedildiğini, müvekkilinin çalıştığı dönemde çektiği fotoğraflarının rıza veya muvafakati alınmadan broşür, katalog, reklam afişi ve reklam filmlerinde “reklam ve ticaret” amacıyla davalı tarafından kullanıldığını, davalı şirketin Türkiye’nin en büyük ve tanınmış pizza restorantlarından biri olduğunu, müvekkilinin güler yüzlülüğünü ve düzgün fiziğini çalışma esnasında fotoğraflayarak reklam ve afişlerinde kullanıp çalışanlarının mutlu ve estetik olduğu imajını yaratmaya çalıştığını, müvekilinin fotoğraflarının kullanıldığı yerlerin tespit edildiğini, ancak başka yerlerde kullanıp kullanmadığını bilmediklerini, “www…com.tr /kurumsal/ eğitim – ve – gelişim” internet adresinde sayfanın en alt kısmında yer alan 1 dakika 39 saniyeden oluşan videonun 1:24 dakikasında müvekkilinin çalışma arkadaşları ile birlikte olduğu fotoğraflara yer verildiğini, 1 dakika 39 saniyeden oluşan video davalı tarafça Youtube.com internet sitesinde … pizza da eğitim ve gelişim başlığı ile paylaşıldığını, davalı tarafça bastırılan “Yönetici Adayı İş Başvuru Formu” kapağında, “…” başlıklı kataloğun çeşitli sayfalarında müvekkilinin fotoğraflarına yer verildiğini ayrıca müvekkilinin fotoğrafının yer aldığı afişin davalı şirketin merkez ve şubelerinin girişine asıldığını, müvekkilinin fotoğraflarının davalı tarafından kullanıldığının İstanbul 3.FSHHM’nin 2016/37 D.İş sayılı dosyasında tespit edildiğini, davalı şirketin reklam mankeni ile sözleşme yaparak afiş ve katalog çekimi yapmak, reklam videoları çekmek yerine müvekkilinin rızası alınmadan ticari amaçla video fotoğraflarının kullanılmasının hukuka aykırı olduğunu, davalının bahse konu video ve fotoğrafların çekimi için reklam mankeni ile anlaşması halinde çekimlerin yaklaşık 20 gün gibi bir sürede çekileceğini, 5.000 TL’den fazla bir ücret ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin bölge müdürü olmasına karşın video ve resimlerde sıradan bir işçi gibi gösterilmesinin müvekkilinin çevresinde dalga konusu olduğunu, davalı yanca hazırlanan videoları izleyen müvekkilin tanıdıklarının “hani sen bölge müdürüydün, videolarda pizza yapıyorsun böyle müdür mü olur?” diyerek müvekkilin iş konusunda yalan söylediğini ima ettiklerini, bu durumun müvekkilini ziyadesiyle üzdüğünü beyanla maddi ve hukuki sebepler cihetinde tüm yasal, talep, dava, şikayet ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL maddi tazminat, 30.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 35.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili şirket bünyesinde 20.06.2011-29.02.2016 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdinin istifa etmek suretiyle sona erdiğini, tespite konu fotoğraflar ve video kaydının davacı müvekkil şirket bünyesinde çalışmakta iken Ağustos 2014 tarihinde çekildiğini, belirtilen tarihte çalışanlara bir takım broşürlerde ve afişlerde kullanılmak üzere işyerinde fotoğraf ve video çekimi yapılacağının bildirildiğini, çalışanlardan gönüllü olanların çekimlerde yer alabileceğinin duyurulduğunu, davacının da aralarında bulunduğu bir grup çalışanın video ve fotoğrafların çekilmesi için rıza göstererek çekim yapıldığını, dava konusu fotoğraf ve çekimlerin gerçekleştirilmesinde dava dilekçesinde belirtilen rızasının bulunmadığına yönelik iddiaların gerçek dışı olduğunu, İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/37 D, İş sayılı dosyasında mevcut bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davacının görüntülerinin yer aldığı tüm broşür form ve videolar üzerilerinde yer alan ibareden de anlaşılacağı üzere çalışanlara eğitim ve motivasyon verme amacıyla çekilmiş fotoğraf ve videolar olduğunu, fotoğraf videonun çekilmesi esnasında davacının görevli bir şekilde çalışmaya katılmış olup görüntülerin ne amaçla kullanacağının bilincinde olduğunu, davacının görüntülerinin yer aldığı form ve broşürlerin şirket içi bir çalışma kapsamında çalışanların motivasyonunun artması için şirket içinde kullanılmak üzere düzenlendiğini, bu hususun müvekkili şirketin reklamının yapılması amacı taşımadığını, herhangi bir ticari amacı olmaksızın ve şirket dışına yaymaksızın prosedür gereği performans arttırıcı bir uygulamada bulunan müvekkili şirketin kötü niyetli olmadığını ve haksız kazanç elde etmediğini, müvekkili şirketin daha önce …, … gibi Türkiye çapında tanınan ünlü isimlerin dahil olduğu çok sayıda isimle reklam anlaşması yaptığını, yapılan anlaşma kapsamında çekilen reklam filmlerini yayınladığını, müvekkili şirketin markasını tanıtmak ve satışını attırmak amacıyla reklam kampanyalarına ciddi miktarda bütçe ayırdığını ve bu amaçla her yıl önemli çalışmalar yaptığını, müvekkili şirketin davacının görüntülerini kullanarak herhangi bir menfaat elde etmediği gibi normal şartlarda yapacağı bir harcamadan da kaçınmadığını, dolayısıyla davacı yanın maddi tazminat talebine gerekçe olarak gösterdiği iddiaların somut dayanaktan yoksun olduğunu, davacının bilgi ve onayı dahilinde çekilen fotoğrafların broşür ve formlarda yer aldıktan sonrada şirket bünyesinde çalışmaya devam ettiğini ve çalıştığı süre boyunca ne şirket yetkililerine ne de yargı nezdinde fotoğraflardan rahatsızlık duyduğuna ilişkin herhangi bir talepte bulunmadığını, müvekkili şirketin davacının bu konuda rahatsızlık duyduğunu öğrendiği tarihten itibaren dava konusu görüntüleri kaldırmasının müvekkilinin iyi niyetli olduğunun bir göstergesi olduğunu, davacının işten ayrıldıkları sonra bu davayı ikame etmesinin haksız menfaat elde etme amacını ortaya koyduğunu ve kötü niyet barındırdığını, fotoğrafların çekilmesinden ve kullanmasından dolayı rahatsızlığına ilişkin herhangi bir talepte bulunmayıp gönüllü olarak bu uygulamaya katıldığı için davacının kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını bu nedenle manevi tazminat talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “davaya konu fotoğrafların FSEK kapsamında eser niteliğinde olmadığı ancak FSEK 86.maddesi ve yukarıda izahı yapılan TMK 24 maddesi uyarınca korunabileceği, davalı kullanımlarının FSEK 86 ve TMK 24 hükümlerine aykırılık teşkil ettiği, çekim esnasında göstermiş olduğu rızanın bu aykırılığı ortadan kaldırmayacağı anlaşılmakla her ne kadar bilirkişi raporunda 250,00 ila 1.000,00 TL arası bir ücret talep edebileceği belirtilmiş ise de (yeni bir rapor alınmasının usul ekonomisine uygun düşmeyeceği bu tür incelemelerde net bir ücretin tespitinin mümkün olmadığı, tam bir kaşılık tespit olunamayacağı gözetilerek tekrardan bir inceleme yapılmaksızın yargılamaya devam olunmuştur.) paranın alım gücü yapılan işin kapsamı dikkate alındığında video ve fotolar yönünden TBK 50 maddesi gözetilerek takdiren 3.000,00 TL tazminatın yerin olduğunun kabulü gerektiği, davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile takdiren 3.000,00 TL’nin dava tarihi olan 14/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddi ile yine kişilik haklarına saldırı niteliğindeki davalı kullanımları yönünden manevi tazminat şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile eylemin ağırlığı tarafların sosyal durumları hak ve nesafet kuralları dikkate alınarak takdiren 5.000,00 TL’nin dava tarihi olan 14/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine,” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda bahsedilen kullanım sektörel rayicinin 250,00 ile 1000,00 TL olmasının her bir fotoğraf için tespit edildiğini, bu doğrultuda yerel mahkemece 05.04.2018 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı ile süre verildiğini ve 11.10.2018 tarihli dilekçe ile 16 adet farklı fotoğrafın dosyaya sunulduğunu, bilirkişi tarafından belirlenen bedel düşük olmakla birlikte, 250,00 TL kabul edilse dahi 16 ayrı fotoğrafın bedelinin 4.000,00 TL (16×250,00 TL) olarak hesaplanması gerektiğini, hal böyleyken yerel mahkemece 3.000,00 TL’ye hükmedilmesinin hatalı olduğunu,Somut olayda, yerel mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmaksızın ve ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı göz önünde bulundurulmaksızın 5.000,00 TL sembolik bir manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu,Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde yargılama giderlerinden olduğunda kuşku bulunmayan ”tespit giderlerinin” yargılama giderlerine dahil edilip bu kalem giderler hakkında hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Söz konusu fotoğrafların, davacının bilgi ve rızası dahilinde çekildiğini, fotoğrafların kullanımı hakkında davacının bilgilendirildiğini, hal böyle iken son derece fahiş maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş olmasının kabul edilemeyeceğini,Davaya konu fotoğrafların kullanımının ticari olmadığını, müvekkili şirketin davacıya ait fotoğraflarla ürünlerinin satışını sağlamayı amaçlamadığını, bu fotoğrafları hedef kitlesi olan müşterilerini bilgilendirmek amacıyla kullanmadığını, şirket içindeki personele yönelik hazırlanan formlarda kullandığını ve pazarlama iletişimi niteliğinde bir duyuru kullanım olmadığını, hal böyle iken davaya konu fotoğrafların ticari kullanım içermediği kanaati oluşmuşken, bu denli fahiş tazminatlara hükmedilmiş olmasının kabul edilemeyeceğini, tanık beyanlarının da bu durumu doğruladığını beyan ederek, Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, 5846 sayılı FSEK kapsamında açılmış, davacıya ait fotoğrafların izinsiz kullanımı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davacının davalı iş yerinde çalıştığı dönemde çekilen fotoğraflarının rıza veya muvafati alınmadan broşür, katalog, reklam afişi ve reklam filmlerinde “reklam ve ticaret” amacıyla davalı tarafından kullanıldığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemine yönelik olarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Uyuşmazlık, davacıya ait fotoğrafların ticari amaçla ve davacının rızası dışında kullanılıp kullanılmadığı, Mahkemece hükmedilen tazminat miktarlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Davalı vekilinin istinaf nedenleri incelendiğinde;Davacıya ait fotoğrafların FSEK kapsamında eser niteliğinde olmadığı hususunda bir iddia ve çekişme bulunmadığı, bu hususun bilirkişi tarafından da tespit edilmiş olduğu anlaşılmakla, davalı kullanımının izinsiz olması halinde FSEK’in 86. maddesi ile BK’nın 49. ve MK’nın 24. maddesi hükümlerine gereğince bu tür izinsiz kullanımların kişilik haklarına tecavüz oluşturacağı ortada olup, somut uyuşmazlığın anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde tartışılması gerekmektedir. Davalı her ne kadar davacı fotoğraflarının ticari amaçla kullanılmadığını iddia etmiş ise de; reklam odaklı kullanılmamasına rağmen, tespit edilen yönetici adayı iş başvuru formundaki kullanım ile youtube isimli video paylaşım sitesinde …s pizzada eğitim ve gelişim videosunda kullanılan fotoğraf örneği kullanımlarının, işin mahiyetine göre ticari kullanım sayılması gerektiği, diğer yandan, bu fotoğrafların davacının bilgisi dahilinde çekildiği anlaşılmaktaysa da, davacının sözkonusu fotoğrafların kullanımının kapsamı, süresi, kullanım şekli gibi konularda bilgilendirildiğinin kesin delillerle ispatlanamadığı, tanık anlatımlarının ispata yeterli olmadığı, fotoğrafların davacının işten ayrıldıktan sonra da kullanılacağı konusunda herhangi bir rıza açıklamasının dosya kapsamında mevcut olmadığı anlaşılmış, bu itibarla aksi yöndeki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Mahkemece hükmedilen tazminat miktarlarının fahiş olduğu yönündeki istinaf nedeni ise, davalı ile ortak istinaf nedeni olup, aşağıdaki başlıkta değerlendirilmiştir. Davacı vekilinin istinaf nedenleri incelendiğinde; Davalı yanca, davacı fotoğraflarının izinsiz kullanımlarının şirket içi kullanımlar olmasına ve piyasada bu türden kullanımlarda emsal ücrete rastlanmamasına göre, bilirkişi raporunda belirtilen fotoğraf başına 250-1.000 TL ücret istenebileceği şeklindeki değerlendirmenin, tazminat hesabında bağlayıcılığının bulunmadığı, kaldı ki fotoğraf kullanımı sabit olmakla birlikte hangi fotoğrafın kaç defa kullanıldığı hususunda dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı, bu durum karşısında Mahkemece TBK’nun 50.maddesi kapsamında, ihlalin şekli ve derecesi, kusurun ağırlığı, paranın satın alma gücü dikkate alınarak maddi tazminat miktarının 3.000 TL olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Diğer yandan kişilik haklarına saldırı niteliğindeki davalı kullanımları yönünden manevi tazminat şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, olayın meydana gelme şekli ve kastın yoğunluğu ile manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmaması gerektiği yönündeki kabul dikkate alınarak, manevi tazminat miktarının 5.000 TL olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Ancak, delil tespitine ilişkin İstanbul 3.FSHHM’nin 2016/37 değişik iş sayılı delil tespiti dosyası, asıl dava dosyasının eki sayılır ve onunla birleştirilir (HMK 405/1). Bu sebeble dava ile ilgili olan delil tespiti dosyası sebebiyle yapılan ve HMK’nın 323. maddede sayılan giderler de yargılama giderine dahildir. Delil tespiti giderleri yargılama gideri olduğundan dava değerine dahil değildir. Bu sebeple dava açılarak istenmesine gerek olmadığı gibi buna rağmen istenmesi halinde de asıl alacak olarak hükmedilemez. Bu giderlerin mahkemece talep olsun olmasın yargılama gideri olarak kendiliğinden haklılık durumuna göre hükmedilmesi gerekir. 22.03.1976 tarihli 1976/1 Esas, 1976/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da delil tespiti giderlerinin yargılama giderlerinden sayılacağına ve müddeabihe dahil edilmeyeceğine karar verilmiştir. Somut olayda, davacının delil tespit giderlerine ilişkin talebinin yargılama gideri olarak değerlendirilerek bu konuda hüküm kurulmadığı gözetilerek, hükmün bu yönden kaldırılmasına, kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353-1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18/06/2019 tarih, 2016/140 E., 2019/268 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, bu kapsamda; 3-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, takdiren 3.000,00 TL’nin dava tarihi olan 14/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, takdiren 5.000,00 TL’nin dava tarihi olan 14/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 546,48 TL karar harcından peşin alınan 597,72 TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 51,24 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 5/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde ve delil tespiti ile ilgili olarak İstanbul 3. FSHM’nin 2016/37 değişik sayılı dosyasında yapılan: yapılan 48,10 TL peşin harç 29,20 başvurma harcı, 4,30 vekalet harcı 330,00 TL bilirkişi ücreti, 20,00 TL tebligat ile 29,20 TL başvurma harcı, 546,48 peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı,1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 213,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 2.724,58 TL’nin, davanın kısmen kabul edilmiş olması sebebiyle, 628,60 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 5/c-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 150,00 TL tebligat ve posta masrafının davanın kısmen kabul edilmiş olması sebebiyle kabul red oranı gözetilerek 115,68 TL nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına, 5/ç-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(2). maddesine göre kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden 3.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,5/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(2)-(3). maddelerine göre reddedilen maddi tazminat talebi yönünden 2.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10.ve 13/(2). maddelerine göre manevi tazminat talebi yönünden 5.000,00 nispi TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/f- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/1-2 ve 13/(2) maddelerine göre red edilen manevi tazminat talebi yönünden 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 6- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;6/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,6/b- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 546,48 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 140,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 406,48 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine,6/c-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 7,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 128,30 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,6/d- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/06/2023