Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1669 E. 2023/1006 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1669
KARAR NO: 2023/1006
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2017/419 E. – 2018/201 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı adına tescilli … tasarımının daha önce müvekkili tarafından TPMK nezdinde tescil edildiğini ve kamuya arz edildiğini, bu nedenle yenilik ve ayırt edicilik kriterine haiz olmadığını, davaya konu … numaralı tasarım ile müvekkiline ait … numaralı tasarımın dış görünüşlerinin birbiriyle ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, tasarımların bilgilenmiş kullanıcılar üzerinde bıraktığı genel izlenim bakımından belirgin benzerlikler taşıdığını beyan ederek, davalı adına tescilli … numaralı endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … nolu tasarımın başvuru sürecinde yapılan itirazların TPMK tarafından değerlendirilerek, tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerine sahip olduğu gerekçesiyle tesciline karar verildiğini, müvekkiline ait tasarımın, doku karakteri, köşe birleşim noktaları, işbu nokların şekil ve sayısı, dekoratif panel üzerinde yer alan çıkıntılar ve boyutları, derz, genel geometrik yapı ve daha birçok unsur açısından davacının tasarımdan tamamen birbirleriyle ilgisi bulunmayan tasarımlar olduğunu beyan ederek, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;” dosyaya sunulan bilirkişi raporu dikkate alınarak, davalıya ait tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olmadığının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu tasarımın, itiraz sonucunda reddedilen … (2) numaralı tasarımın renkli hali olduğunu, davaya konu tasarımın yenilik vasfını haiz olmadığının yine davalıya ait … (3) numaralı tasarım ile açık olduğunu, bu kapsamda bilirkişi tarafından davalıya ait … (3) numaralı tasarımın değerlendirilmediğini, raporun eksik ve hatalı olduğunu, zira müvekkili tarafından davalının … sayılı çoklu tasarım başvurusunun 3,4,5,8,9,11 ve 12 numaralı tasarımlarına itiraz edildiğini, itiraz neticesinde 3,5,8,9,10,11 ve 12 numaralı tasarımların iptal edildiğini, Davaya konu … numaralı tasarım ile müvekkiline ait … numaralı tasarımın dış görünüşlerinin birbiriyle ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, yenilik ve ayırt edicilik kriterine haiz olmadığını beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacı adına TPMK nezdinde tescilli … numaralı endüstriyel tasarımın, yenilik ve ayırt ediciliğe haiz olmadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemlidir. Davacı vekili her ne kadar istinaf başvurusunda; müvekkili tarafından davalının … sayılı çoklu tasarım başvurusunun 3,4,5,8,9,11 ve 12 numaralı tasarımlarına itiraz edildiğini, itiraz neticesinde 3,5,8,9,10,11 ve 12 numaralı tasarımların iptal edildiğini, bu hususların yargılamada dikkate alınmadığını iddia etmiş ise de, TPMK tarafından tescile itiraz üzerine verilen kararın, eldeki hükümsüzlük davası açısından bağlayıcı bir niteliğinin bulunmadığı, tasarımın hükümsüzlüğüne yönelik iddiaların yargılamayı gerektirdiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde değerlendirmeye geçilmiştir. Dava konusu tasarım, dekoratif taş pano tasarımıdır. Davacı, davalı adına kayıtlı tasarımın yenilik ve ayırt edici niteliğe haiz olmadığını iddia etmiştir.6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinde, tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartı ile bu kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacağı düzenlenmiştir. Bir tasarımın aynısı, tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise, o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarla farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim, tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce tescilsiz tasarım için kamuya ilk sunulduğu tarihden önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklı ise, bu tasarım ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. SMK 77. Maddesi hükümsüzlük hallerini düzenlemiş olup tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfı olmaması hükümsüzlük nedeni sayılmış olup, somut davada dosyaya sunulan denetime elverişli bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescili ile hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan … numaralı tasarım tescili arasında bilgilenmiş genel kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebeple farklı olarak algılandıkları, hükümsüzlüğü talep edilen tasarım tescilinin, başvuru tarihi tarihi itibarı ile yenilik ve ayırt edicilik niteliklerine sahip olduğu anlaşılmış olup, bu itibarla Mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih ve 2017/419 E., 2018/201 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacı tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023