Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1655 E. 2023/1038 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1655 Esas
KARAR NO: 2023/1038
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 13/06/2019
NUMARASI: 2017/509 E. – 2019/253 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 05/12/2006 tarihli “BMD üyesi, mağaza, market, alışveriş merkezi vb. mahallere ilişkin Müzik Eseri Lisans Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşmenin Mali Şartlar başlıklı 7. maddesinde davalı şirketin 2006 yılı için belirlenen mali hak bedelini nakden MESAM’a ödeyeceğini ve dört eşit taksitler halinde ödeneceğinin hükme bağlandığını, yine sözleşmenin 11. maddesinde sözleşmenin süresi ve fesih ile ilgili hükümlerin yazıldığını, davalı tarafından herhangi bir fesih bildirimi yapılmadığı gibi davalı tarafından sözleşme konusu lisansın kullanımına da devam edildiğini, davalının borçlu olduğu miktarı bildiğini ve söz konusu borcun likit olduğunu, davalının borcunu bilmesine rağmen ödemediğini, alacaklarının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve davalının itiraz ettiğini belirterek, hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, tanzim olunan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 05/12/2006 tarihli BMD Üyesi, Mağaza, Market, Alışveriş Merkezi vb. mahallere İlişkin Müzik Eseri Lisans Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye istinaden davacı tarafça düzenlenen faturaların ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibinin başlatıldığı, davalıya çıkartılan ödeme emrinin tebliği üzerine davalı tarafından süresi içerisinde itiraz edildiği ve yine davacı tarafından itiraz üzerine süresi içerisinde itirazın iptali davasının açıldığı, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde ayrıntısı bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının takip tarihi itibarı ile 28.955,08 TL asıl alacak, 1.908,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.863,21 TL davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kısmen kabulü ile; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 28.955,08 TL asıl alacak (24.538,20 TL asıl + 4.416,88 TL KDV olmak üzere) 1.908,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.863,21 TL üzerinden asıl alacağın takip talebinde belirtilen (24.538,20 TL’ye yıllık %23,52-4.416,88 TL’ye yıllık %9 oranı üzerinden) faiz oranları üzerinden işleyecek faiziyle birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İİK 67/2 gereği %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” davacının davasının kısmen kabulü ile; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 28.955,08 TL asıl alacak (24.538,20 TL asıl+4.416,88 TL KDV olmak üzere) 1.908,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.863,21 TL üzerinden asıl alacağın takip talebinde belirtilen (24.538,20 TL’ye yıllık %23,52 – 4.416,88 TL’ye yıllık %9 oranı üzerinden) faiz oranları üzerinden işleyecek faiziyle birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca takip miktarı olan 30.863,21 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Davalı iflas idare memuru avukat istinaf dilekçesinde özetle; İİK’ye göre müflis şirketin mallarının iflas idaresi tarafından yönetildiğini, iflas idaresinin tasfiyeyi yaparken masanın menfaatlerini gözetmek zorunda olduğunu, müflisin ikinci alacaklılar toplantısının henüz yapılmadığını, İİK 235. maddesi ve yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca iflas tarihi itibariyle müflis şirkete karşı açılan alacak davalarının “Kayıt Kabul Davası” olarak nitelendirildiğini, iflastan önce açılmış alacak davalarının iflas tarihi itibariyle kayıt kabul davasına dönüştüğünü, kayıt kabul davalarında görevli ve yetkili mahkemenin iflasın açıldığı yer ATM’ler olduğunu, Bakırköy ATM’nin görevli ve yetkili olması nedeniyle yerel mahkemece görevsizlik ve yetkisizlik sebebiyle müflis şirket yönünden davanın reddi gerektiğini, kayıt kabul davalarında davacının alacağının iflas masasına kaydedilip kaydedilmemesine yönelik tespit yapıldığını, bu yönüyle kayıt kabul davasının tespit davası olup sonunda bir edaya hükmedilemeyeceğini, kayıt kabul davalarının sadece alacağın kaydı istemine yönelik olduğunu ve belirli bir miktarın ödenmesine yönelik olmadığından bu davalarda vekalet ücreti ve harçların maktu belirlendiğini, müflis şirketten alacaklı olanların masaya katılma harcını yatırarak alacaklarını ilandan itibaren bir ay içinde yazdırmaları ve bunların dayanağı olan belgeleri veya tasdikli örneklerini tevdi etmeleri gerektiğini, bu bir aylık sürenin tasfiyenin ilanından itibaren işlemeye başladığını, müflis şirket bakımından İİK’nin 195 ve 196 maddeleri gereği faiz hesaplamasının iflas tarihine kadar yapıldığını ancak yerel mahkemenin şirketin iflas etmiş olmasını dikkate almadan faiz hesapladığını, tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının beyanı üzerine Ticaret Sicil’den yapılan kontrol neticesinde iflasına karar verildiğini, mahkemece bilirkişi raporu ve duruşma gününü gösterir davetiye tebliğ edilmesine rağmen dosyaya iflas ile ilgili bir beyanda bulunmadığını, duruşmaya iştirak edilmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yerel mahkeme nezdinde açılan davanın kayıt kabul davasına dönüşeceği kabul edilse dahi görev ve yetkiye ilişkin itirazların reddi gerektiğini, 2004 sayılı kanunun 235/1.maddesine göre sıra cetveline itiraz davası iflas kararı veren Ticaret Mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir ticaret mahkemesinde açılabileceğini, iflas tarihi itibariyle derdest bir dava olduğundan davaya mahkemenin görev ve yetkisinin devam edeceğinin izahtan vareste olduğunu, yargılama sonucunda yargılama gideri ve vekalet ücretinin haksız olan tarafa hükmedileceğini, müvekkil tarafından peşin harç ödendiği gibi yapılan haksız itiraz üzerine dava açılırken de nispi harç yatırıldığını, davalı aleyhine yalnızca maktu harca hükmedilmesi halinde müvekkilin fazladan yargılama gideri yapmış olmasının hakkaniyetle bağdaşmayacağını, bu nedenlerle davalı tarafın istinaf başvurusunun reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın konusu İİK 67. maddeye göre açılan itirazın iptali davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında alacaklı tarafından borçlu aleyhine 24.11.2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından yasal süresi içinde 08.12.2016 tarihinde borca itiraz edildiği, itirazın iptali davasının 17.05.2017 tarihinde açıldığı görülmüştür.Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve bilirkişi raporu doğrultusunda 13.06.2019 tarihinde davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Davalı borçlu hakkında Bakırköy 7. ATM’nin 2017/971 E. sayılı dosyasında 21.02.2019 tarih, saat 12.37 itibariyle iflasına karar verildiği, tasfiyenin şimdilik adi tasfiye şeklinde icrasına tensip kılındığı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiştir.İİK 184. maddeye göre iflas açıldığı zaman müflisin haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil edeceği ve alacakların ödenmesine tahsis olunacağı, iflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen malların masaya gireceği, aynı kanunun 194. maddesine göre acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu, hukuk davalarının duracağı ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından 10 gün sonra devam olunacağı belirtilmiştir.6100 sayılı HMK 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup, 114- 1/d’ye göre tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları, kanuni temsilin söz konusu olması halinde temsilcisinin gerekli niteliğe sahip olması dava şartı olup, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re’sen değerlendirilir.Davalının karar tarihinden önce iflasına karar verildiği, 2004 sayılı İİK 194/1 maddesi uyarınca iflasın açılması ile hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar duracağının ön görüldüğü, müflisin davalı olduğu hukuk davaları bakımından iflas idaresi alacaklıları incelerken bu alacağı davalı (çekişmeli) alacak olarak sıra cetveline geçireceği, dava konusu alacağın dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki karar ikinci alacaklılar toplantısında verilmektedir. Bir hukuk davasının kayıt kabul davasına dönüşmesi davalının iflas etmesini ve iflas idaresinin de davaya konu alacağı iflas masasının kabul etmemesine bağlıdır. İkinci alacaklılar toplantısında ancak iflas masasının kesin olarak kayıt ve kabul edilmiş ise dava konusuz kalacak, alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilecektir. (Yargıtay 11. H.D. 2021/1919 E. 2022/6041 K. sayılı kararı)Somut olayda karar tarihinden önce davalının iflasına karar verildiği, iflas idaresinin davaya katılımı sağlanmadan hüküm kurulduğu anlaşıldığından, öncelikle davalı iflas idare memurlarının davaya katılımının sağlanması gerektiği, bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmiş olup davalı iflas idare memurunun istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-4-6 maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın taraf katılımı sağlanarak hüküm kurulması için ait olduğu mahkemeye iadesine sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/06/2019 tarih, 2017/509 E. 2019/253 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,Sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2023