Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1654 E. 2023/1003 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1654 Esas
KARAR NO: 2023/1003
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2019
NUMARASI: 2014/15 E. – 2019/547 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …merkezinde 12.10.2013 tarihinde hırsızlık olayı meydana geldiğini, çalınan 433 adet çeklerin iptali için Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/550 Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını ve tedbir kararı alındığını, davalı şirket tarafından çek keşidecisi müvekkili … Ltd. Şti. ve yasal hamil …aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takip konusu çekin arkasındaki …cirosunun çeki çalanlar tarafından yaptırılmış sahte ciro olduğunu, müvekkillerinin davalı şirkete borcu bulunmadığını ileri sürerek, dava konusu çek ve takip ile ilgili borçlu olunmadığının tespiti ile çekin istirdadına, davalı tarafın takibin % 40 dan az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yetkili hamil olmasından dolayı davacılar vekilinin istirdat talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu icra takibini yapabilmesi için davacı şirketin müvekkili şirkete borcunun olması gerekmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “davalı … A.Ş. ile dava dışı .. Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilmiş 22.10.2013 tarihli faktoring sözleşmesinin mevcut olduğu, sözleşmenin altında taraf şirketlerin kaşe ve imzalarının mevcut olduğu, faktoring sözleşmesinin tarafı olan … Şti. tarafından, … Ltd. Şti. adına tanzim edilen 04.10.2013 tarih … no.lu 48.501,52 TL tutarlı, 04.11.2013 tarih … no.lu 59.778,80 TL tutarlı ve 05.11.2013 tarih … no.lu 52.333,00 TL tutarlı faturaların faktoring sözleşmesi kapsamında davalı şirkete temlik edilmiş olduğu, bu faturalara karşılık teslim edilen dava konusu çekin bulunduğu, buna göre davalı … şirketi ile dava dışı …. Şti. arasında akdedilen Faktoring Sözleşmesi kapsamında davalı şirkete temlik edilen fatura borçlusunun … Ltd. Şti. olduğu, faturalar karşılığında davalı şirkete teslim edilen çeklerin arkasında fatura borçlusu şirket cirosu ile … Ltd. Şti.’ne verildiği ve davalı şirkete teslim edildiği, buna göte dava konusu çekin faktoring işlemine konu edildiği, böylece faktoring sözleşmesi çerçevesinde dava konusu çekin düzgün ciro silsilesi ile davalı şirkete ulaştığı, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın imzaların aiditiyeti yönünden haklılığı tespit edilmiş ise de, davalı … şirketinin Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 9. maddesinin 2. fıkrasına uygun olarak dava konusu çekleri faktoring müşterisi dava dışı … Ltd. Şti ile imzaladığı faktoring sözleşmesi temelinde alacak bildirim formu, ödeme araçları tevdii bordrosu ile ve dava konusu çeklerin bedellerini tevsik edici faturalara dayanarak temlik aldığı, davalının kötü niyetli veya çekin iktisabında ağır kusurlu olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalı … şirketine yöneltilen davanın reddine,” karar verilmiştir.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, dava konusu çek üzerindeki imza ve kaşenin davacılara ait olmadığını tespit etmiş olmasına rağmen, davanın reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, Faktoring Şirketleri, kuruluş ve işleyiş amaçları doğrultusunda kambiyo senetleriyle ve özellikle çeklerle çok sık işlem yaptıklarından kullanmış oldukları çek istihbarat ekranından, faktoring sözleşmeleri kapsamında almış oldukları çeklerin geçerliliğini, karşılıksız, sahte veya çalıntı olup olmadığını anında görebileceklerini, bir faktoring şirketi olan davalı … A.Ş.’nin de bu sistemi kullandığını ve bu sistem üzerinden, kendilerine verilmiş dava konusu çekin çalıntı olup olmadığını kolayca görebileceğini, kaldı ki müvekkili şirketin çeklerinin kasasından çalındığı olayın hemen ertesinde, Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan tedbir kararı ve çeklerin çalıntı olduğuna ilişkin kararın, şirket yetkililerince aynı gün tüm bankalara elden de ulaştırıldığını, dava dışı … Ltd. Şti. adına tanzim edilen faturaların faktoring sözleşmesi kapsamında davalı şirket …’e temlik edildiğinde çeklerin çalıntı çek olduğu hususunu bilerek, kasten takibe koyan davalı şirketin iyi niyetli olmadığını, çeki iktisap ederken ilk önce çalıntı olup olmadığını kontrol etmesi gerektiğini, Davalı şirketin ve sahte cirolarda adı olan diğer kişilerin, planlı ve hesaplı olarak hareket ederek, davalı şirketten maddi menfaat elde etmek istediklerini, çalınan bir diğer çek için İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014-691 E. 2017-1021 K. Sayılı dosyasında görülen davada mahkemece, davalı şirketin kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiğini beyan ederek, mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, takip konusu çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit ve çek istirdat davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası incelenmesinde, 02.01.2014 tarihinde dava konusu çeke dayalı icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu çekin … Bankası A.Ş İzmit Şubesine ait … seri no.lu 21.12.2013 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli, davacı …. Ltd. Şti. tarafından davacı … A.Ş adına keşide edilmiş olduğu, çekin arkasındaki ciro silsilesine göre, …Tic. A.Ş, … Ltd. Şti., … Ltd. Şti., …Tic. Ltd. Şti cirosu ile davalı … A.Ş. ne verilmiş olduğu anlaşılmıştır.Dava, menfi tespit ve çek istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nin 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Zayi olan çekin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup, davacının öncelikle çekin yedinde iken rızası hilafına elinden çıktığını ardından da çeki elinde bulunduran hamilin kötüniyetli veya iktisabında ağır olduğunu ispat etmesi gerekir.Davacılar, lehtarı ve keşidecisi oldukları çekin yedinde iken çalındığını, ödemeden men kararına rağmen davalının sahte imza ve cirolarla kendisine gelen çeki ciro yoluyla devraldığını, bir faktoring firması olarak davalının ilgili banka şubesinden dava konusu çeki sordurmuş olsaydı çekin çalıntı olduğunu ve ödemeden men kararı bulunduğunu öğrenecek durumda olduğunu, davalının ya ödemeden men kararına rağmen çeki aldığını ya da hiç araştırma yapmadığını, bu suretle davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığını ve iyiniyetli hamil olmadığını iddia etmiştir. Davalı taraf da çeki, faktoring sözleşmesi kapsamında … Tic. Ltd. Şti’den faktoring sözleşmesi karşılığında ciro yoluyla aldığını, iyi niyetli hamil olduklarını savunmuştur. İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/47 E. sayılı dosyasında, eldeki davaya konu çekteki … A.Ş. kaşe ve imzasının sahte olduğundan bahisle imza itirazına ilişkin dava açıldığı, davacı şirket yetkililerinin imza örneklerinin alındığı, mahkemenin 12.06.2014 tarihli celsesinde davalı şirket vekili tarafından davacı imza itirazının kabul edildiği eldeki davanın 13.04.2015 tarihli celsesinde, davalı vekili Av. … ” İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesinde yapılan aynı çeke ilişkin yargılamada biz imzanın davacı … A.Ş’ye yetkililerine ait olmadığını kabul ettik, bu beyanımızı aynen tekrar ediyoruz, imzanın davacı … A.Ş yetkililerine ait olmadığını kabul ediyoruz ” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldığından, dava konusu çekte davacı … şirketine atfen atılı imzanın sahte olduğu, sahtelik iddiasının mutlak defilerden olup, herkese karşı ileri sürülebileceği, dolayısıyla çek nedeniyle davalı yana borçlu olmadığı, bu nedenle menfi tespit davasının bu davacı yönünden kabulüne karar verilmesi gerektiği, ancak çekin ciro silsilesiyle davalının eline geçtiği anlaşılmakla, çekin istirdatına yönelik talebin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.Diğer yandan, davacı … şirketi yönünden yapılan incelemede, TTK’nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine nazaran faktoring işlemleri bakımından özel bir hüküm niteliğinde olan ve uyuşmazlığın çözümünde öncelikle uygulanması gereken gerek 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna ilişkin Yönetmelik ile BDDK Genelgeleri çerçevesinde bir değerlendirme yapılıp, davalının çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı, çekin istirdadının gerekip gerekmediği hususunun tartışılması gerektiği anlaşılmıştır. Mahkemece, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/47 E. sayılı dosyasında görülen imzaya itiraz davasında, 12.06.2014 tarihli celsede davalı şirket vekili tarafından imza itirazının kabul edildiği, bu suretle eldeki davada, davacı adına atılan imzanın davacıya ait olmadığı kabul edilmiş ise de, 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesinde ‘Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır. TTK’nın 792. Maddesinde ise ‘ Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.’ hükmü düzenlenmiş olup, davalının kötüniyetli olup olmadığına dair aşağıdaki şekilde değerlendirmeye geçilmiştir. Faktöring şirketleri ile ilgili mevzuat hükümlerine bakıldığında; 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddesine göre faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz. Aynı Kanun’un 9/2. maddesinin yollamasıyla 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5/1. Maddesine göre de kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir. İstihbarat çalışmasının; a)Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin kontrol edilmesi, b)İç kontrol sisteminin devralınan faturalara ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak ve Merkezi Fatura Kaydı Sisteminde bu faturaların mükerrer olmadığının kontrolü tamamlanmaksızın kullandırım yapılamayacak şekilde oluşturulması, c)Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi hususları dâhil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur. Somut olayda, dava konusu çekin; … Bankası A.Ş. İzmit Şubesine ait … seri nollu 21.12.2013 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli, davacı … San. Tic, Ltd. Şti. Tarafından davacı … A.Ş. adına keşide edilmiş olduğu, ciro silsilesine göre, … … LTD. Şti, … Ltd. Şt., … Tic. Ltd. Şti. cirosu ile davalı … şirketine verildiği, davalı … şirketi ile dava dışı …Ltd. Şti. arasında 22.10.2013 tarihinde akdedilen Faktoring Sözleşmesi kapsamında; davalı şirkete temlik edilen ve çekin dayanağı olan faturaların borçlusunun … Ltd. Şti. olduğu, faturalar karşılığında davalı şirkete teslim edilen çekin, fatura borçlusu şirket cirosu ile … Ltd. Şti.’ne verildiği ve buradan da davalı şirkete teslim edildiği, denetime elverişli mali bilirkişi raporuna göre, çekin davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, buna göre dava konusu çekin düzgün ciro silsilesi ile, faktoring sözleşmesi kapsamında davalı şirkete geçtiği, tevsik edici belge ile doğrulandığı, bu haliyle davalı hamilin çeki iktisabında kötüniyetli olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı anlaşılmakla, Mahkemece davacı … yönünden verilen kararın yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan sebeplerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacılar vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile,2- İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2019 tarih, 2014/15 E., 2019/547 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, bu kapsamda;3- Davacı … Tic. A.Ş.’nin, … Bankası A.Ş İzmit Şubesine ait … seri no.lu 21.12.2013 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, bu davacı yönünden çekin istirdadı talebinin reddine,4-Davacı …. Ltd.Şti.’nin menfi tespit ve çek istirdadına yönelik taleplerinin REDDİNE, 6-Davalının kötüniyeti ispat edilemediğinden tazminat talebinin REDDİNE,7- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;7/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.366,20 TL karar harcından peşin alınan 378,10 TL’nin mahsubu ile 1.134,17 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 7/b-Davacılar tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 25,20 TL başvurma harcı, 378,10 peşin harç, 7,60 TL vekalet harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 244,60 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 1.155,50 TL’nin, davanın kabul ret oranına göre 519,97 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına, 7/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7/d-Kabul edilen menfi tespit davası yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacı … Tic. A.Ş’ye verilmesine, 7/e- Reddine karar verilen menfi tespit ve istirdat talebi yönünden, davalı lehine (kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak) A.A.Ü.T gereğince 2.656,60 TL avukatlık ücretinin davacı … Ltd.Şti’den alınarak davalıya verilmesine,8- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;8/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacılar tarafından yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,8/b-İstinaf yargılaması için davacılar tarafından yapılan 242,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 39,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 282,10 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine,8/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,9- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023