Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1646 E. 2023/1008 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1646
KARAR NO: 2023/1008
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2018/74 E. – 2019/281 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …’nin asıl üyesi olduğunu, Genel Kurul’da yapılan seçimle yönetim kurulu üyeliği görevine getirildiğini, 03/01/2018 tarihinde … yönetim kurulu üyeleri olan …, …, … ve … tarafından … Yönetim Kurulu Başkanlığına … evrak numarası ile dilekçe verdiklerini ve müvekkili hakkında şikayette bulunarak …’dan ihracını talep ettiklerini, Yönetim Kurulu’nun 05/01/2018 tarihli 995 sayılı toplantısında 3 nolu gündem maddesi ve 3 nolu kararı gereğince müvekkilinin … Haysiyet Kurulu’na sevkine karar verildiğini, üyelerden … ve …’in sevk kararına muhalefet şerhi koyduklarını ve müvekkilinin … Haysiyet Kurulu’nun 26/01/2018 tarih, 2.4/0248 numaralı kararı ile üyelikten ihraç edildiğini, müvekkilinin ihraç kararının usule ve hukuka aykırı olduğunu, … Üye Disiplin Yönergesinin 8/a ve 8/b maddesinin uygulanmasına bir takım asılsız iddiaların gerekçe gösterilerek ve 5 üyeden 4 ünün oyu, üyelerden …’ın gerekçesiz karşı oyu ile karar verildiğini, müvekkilinin ihracına ilişkin soruşturmanın zamanaşımına uğradıktan sonra başlatıldığını ve savunma hakkı kısıtlanarak ihraç kararı verildiğini, soruşturma sırasında sadece müvekkili aleyhine şikayette bulunanların beyan ve tanıklarının dinlendiğini, müvekkilinin lehine olan üyelerin beyanlarına değinilmediğini ve tanıklıklarına başvurulmadığını, Haysiyet Kurulu’nca soruşturma/karar görev ve yetkilerinin bilerek kötüye kullanıldığını, şikayet ve belgelerde bahsi geçen …’ın ticari sırlarının ihlalinin söz konusu olmadığını iddia ederek, isnat edilen soyut ve dayanaksız suçlamaları kabul etmediklerini, müvekkili hakkında üyesi olduğu meslek birliği …’ın Haysiyet Kurulu tarafından alınan 26/01/2018 tarih, … numaralı haksız ve hukuka aykırı ihraç kararının iptaline ve müvekkilinin üyeliğe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Adı geçen …’a ilişkin olayın davacı tarafından …’a iletildiğini, … Yönetim Kurulu tarafından 29/12/2017 tarihli whatsapp yazışmalarının ortaya çıkması ve bu tarihten sonra başka bir Yönetim Kurulu’nun bildirimi ile öğrenilmiş olduğunu, öğrenme tarihinin 29/12/2017 olduğu dikkate alındığında, somut olayda Haysiyet Kurulu’nca yürütülen kovuşturmanın zamanaşımına uğramadığını, ihraç kararının iptali talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasındaki güven ilişkisinin temelden sarsılarak yok olduğunu, tedbiren dahi olsa, davacının üyeliğinin devamı hususunda karar verilmesinin müvekkil …’ın işleyişini ciddi şekilde sekteye uğratacağını, dava konusu toplantının yapıldığı günün akşamında davacının whatsapp grubu kurarak Yönetim Kurulu üyelerine ve … Genel Sekreterine toplantı mesajı attığını ve bir AVM’de buluşma organize ettiğini, buluşma akabinde davacının eski … üyesi … ile görüştüğünün öğrenildiğini, …’un gerçek iradesini taşımayan istifasının … tarafından sosyal paylaşım sitelerinde duyurulduğunu, sonrasında da haberin sosyal paylaşım ve online haber sitelerinde yer aldığını ve alenileştirildiğini, bu hususların öğrenilmesi ve …’nun da bildirimi ile öğrenildiğini ve davacının Haysiyet Kurulu’na sevkedildiğini, davacının savunma hakkını kullanabileceğinin kendisine ihtar edildiğini, ancak yazılı savunma yapmasına rağmen herhangi bir delil sunmadığını ve tanık dinletme talebinde de bulunmadığını, davacının … Yönetim Kurulu üyeliği sıfatı ile görevi olması hasebiyle öğrendiği ve bilgi sahibi olduğu kurumsal nitelikteki bilgileri meslek birliği üyesi olmayan, kişilerle paylaşarak sosyal medya üzerinden ifşa edilmesine sebebiyet verdiğini, davacının üyelikten ihracına karar verildiğini, davacının sunduğu belgelerin verilen kararın aksini ispat eder nitelikte olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Haysiyet kurulu yönergesindeki çalışma usullerinin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı hakkında verilen … Haysiyet Kurulunun 26/01/2018 tarih … evrak kayıt nolu üyelikten ihraç cezası verilmesine ilişki kararının iptaline,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Somut olayda, davacının, Yönetim Kurulu toplantısında görüşülen kurumsal nitelikteki ve gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri 3. şahıslarla paylaşarak …’un gerçek iradesini taşımayan istifa beyanının bu şekilde alenileşmesine sebebiyet vermesi ve 12.07.2017 tarihli dilekçenin geri çekilmesini engellenmesi sebebiyle …’ın çalışmasını engellediğini; ayrıca aynı dönemde Müvekkil …’ın karar organında yer alan ve halen … Yönetim Kurulu üyesi olan …’yu ölümle tehdit ettiği iddiasının tanık ifadeleriyle örtüştüğünün tespit edildiğini; bunun üzerine davacı hakkında 8/a ve 8/d maddesine göre yaptırım uygulandığını, … Haysiyet Kurulunun, işbu dava konusu kararı … Haysiyet Kurulu Yönergesinde belirlenen çalışma esas ve usullerini dikkate alarak ve dosyada mevcut bilgiler ve belgelerden edindiği “kanaat” doğrultusunda ve … mevzuatına uygun olarak aldığını beyan ederek, Mahkeme kararının kaldırılıp, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, … Haysiyet Kurulu’nun vermiş olduğu ihraç kararının iptali ve üyeliğin iadesi talebine ilişkindir. Davacının … üyesi …’un istifasını sosyal paylaşım sitelerinde duyurduğu, davacının … Yönetim Kurulu üyeliği sıfatı ile görevi olması hasebiyle öğrendiği ve bilgi sahibi olduğu kurumsal nitelikteki bilgileri meslek birliği üyesi olmayan, kişilerle paylaşarak sosyal medya üzerinden ifşa edilmesine sebebiyet verdiği iddiasıyla davalı meslek birliği tarafından davacı hakkında üyelikten ihraç kararı alınmıştır. “Üyelikten çıkarma” yaptırımı, … Üye Disiplin Yönergesinin 2. Bölümünde 8.maddede düzenlenmiş olup, buna göre; Üyelikten çıkarma cezası, aşağıda sayılan fiiller ve hallerin gerçekleşmesi durumunda, Haysiyet Kurulu’nca kararlaştırılır. a)Kasıtlı eylem ve söylemleriyle …’ın çalışmasına, amaçlarını gerçekleştirmesine engel olmak, b)Yetki belgesine aykırı davranışlarını, yazılı uyarıya rağmen sürdürmek, c) Asıl üyeler yönünden, özür bildirmeksizin ve yazılı uyarıya rağmen arka arkaya üç genel kurul toplantısına katılmamak, d) … Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu ile Haysiyet Kurulu tarafından, … tüzel kişiliğine karşı Türk Ceza Kanununda öngörülen fiillerden birinin işlendiği hususunun tespit edilmesi. Yukarıdaki düzenleme dikkate alındığında; davalı Meslek Birliği Haysiyet Kurulu toplantı tutanağı içeriğinden, yönetim kurulu üyesi …’un istifa dilekçesi verdiğinin sabit olduğu, iptali istenen kararda dilekçenin …’un gerçek iradesini yansıtmadığı açıklanmışsa da, sonradan geri çekilen dilekçenin gerçek iradeyi yansıtmadığının bilinemeyeceği, davacının Yönetim Kurulu üyesi sıfatıyla istifa dilekçesinden haberdar olduğu, bu bilginin sır olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu hususun alenileştirilmesinin meslek birliğinin çalışmasına ve amaçlarını gerçekleştirmesine ne şekilde engel olduğunun ihraç kararından anlaşılamadığı gibi, ihraç kararını gerektiren fiillerden kabul edilemeyeceği, bu itibarla Mahkemece verilen kararın doğru olduğu, aksi yöndeki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27/06/2019 tarih ve 2018/74 E., 2019/281 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davalı tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023