Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1645 E. 2023/445 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1645
KARAR NO: 2023/445
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 28/05/2019
NUMARASI: 2017/343 E. – 2019/264 K.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Belgesinin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yirmi yılı aşkın süredir askı üretimi işi ile iştigal ettiğini, müvekkilinin “Plastik Malzeme Üzerine Metal Çakma Mekanizması” buluş başlıklı TR … sayılı faydalı model belgesinin sahibi olduğunu, davalının ise TR … sayılı Plastik Askı Üzerine Kanca Çakma Makinası buluş başlıklı faydalı model belgesinin sahibi olduğunu, ancak davalı yana ait faydalı modelin piyasada uzun yıllardır kullanılan bir buluş olduğunu, 2010 yılından önce bilindiğini ve sektördeki firmalar tarafından kullanıldığını, yeniliğe haiz olmayan davalı yan buluşunun incelemesiz patent sisteminden yararlanarak elde edildiğini ve sektördeki rakiplerine karşı adeta bir silah gibi kullanıldığını, davalı yanın bu belgeye dayanarak müvekkili aleyhinde Bakırköy 1. FSHHM’nin 2012/214 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını ve tespitten yaklaşık üç sene sonra yine müvekkili aleyhinde maddi ve manevi tazminat talepli Bakırköy 2. FSHHM’nin 2015/26 Esas sayılı dosyası ile dava ikame ettiğini, davalı yanın başka firmalar aleyhinde de dava açtığını, bu nedenle yeniliğe haiz olmayan ve kötü niyetle tescil edilen ve kötü niyetli olarak aynı sektördeki firmalara baskı yapılmak için kullanılan belgesinin hükümsüzlüğünün talep edilmesi amacıyla işbu davayı açtıklarını iddia ederek, davalı yana ait TR … sayılı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini ve karar özetinin ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü talepli İstanbul 4. FSHHM’nin 2013/223 Esas sayılı dosyası ile daha önce dava açıldığını ve yapılan yargılama sonucunda davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, davacı adına tescilli faydalı modelin, müvekkili adına tescilli faydalı modelin yeniliğini ortadan kaldıracak güçte olmadığını, her iki makinenin çalışma sistemlerinin birbirinden farklı olduğunu, müvekkilinin tekniğin bilinen durumuna katkı yapan, işgücü ve zamandan tasarruf sağlayan, defolu üretim yapılması ihtimalini neredeyse sıfırlamış, maliyeti düşük ve düşük enerji ile çalışabilen bir makine yaptığını, davacı taraf makinesine ait tarifname ve istemler incelendiğinde ise, bu makinenin hızlı olmadığı, sistemin süratinin operatörün anlık çalışma hızına bağlı olduğu, hata vermesi ihtimalinin ve defolu üretim olasılığının yüksek olduğunun görüldüğünü, bunların haricinde davacının sisteminde hatalı üretim adedinin de çok fazla olduğunu ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “… Faydalı model belgelerinde bilindiği gibi Patentin aksine yeniliğin tekniğin bilinen durumu aşması gerekmez . Bir faydalı modele konu olan buluşun yeni sayılabilmesi için faydalı model başvurusuna konu olan buluş başvuru tarihinden önce Türkiye’de veya dünyada herkesin ulaşabileceği şekilde yazılı olarak veya başka bir yol ile açıklanmış veya yöresel ve ülke çapında kullanılmış olmamalıdır. Faydalı Model konusu buluş teknik alana ait olmalı ” teknik , ekonomik ve sosyal ilerlemenin ” gerçekleşmesini sağlayacak nitelik taşımalıdır. Herkesin ulaşabileceği şekilde yazı ile açıklanmış veya başka bir yol ile yapılmış ise ,buluş yeni sayılmaz .faydalı modele konu olan buluş başvuru tarihinden önce kullanılmış ise yenilik ortadan kalkar. Faydalı modele konu buluş patent hakkında KHK .nın 154 ve 156 madde anlamında yeni değil ise ,belgenin hükümsüzlüğüne karar verilir. Somut olayda alınan her üç bilirkişi heyetlerinin görüş birliği içinde bulundukları, davalının başvuru tarihi itibarıyla faydalı modelin yeni olduğu anlaşıldığından hükümsüzlük talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında usul ve yasaya aykırı olarak tesis edilen rapora atfen davanın kabulüne karar verdiğini, bilirkişi raporlarında özetle; dosyaya sunulan deliller çerçevesinde faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünü gerektirecek herhangi bir değerlendirme olmadığına kanaat getirildiğini, -Yerel Mahkemece bir önceki heyetin raporlarına karşı itirazlarının yerinde görüldüğünü, buluşun yenilik unsuru taşıyıp taşımadığı noktasında salt deliller üzerinden değil, kamusal nitelik gözetilerek ülke ve dünyaca bilinen eşiğin araştırılmadığına itiraz edildiğini, Dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanda kamunun ulaşabileceği biçimde ileri sürülen buluşa ilişkin bilgi-yazılı veya sözlü- mevcutsa artık o buluşun yeni olmadığını, eğer bilgi veya buluş olduğu ileri sürülen fikir tekniğin bilinen durumuna dahil değilse faydalı model konusu buluşun yeni olduğunu, bu anlamda, fotografik yenilik değerlendirilmesi yapıldığını, tekniğin bilinen durumuna ise ulusal, uluslararası ya da Avrupa bölgesinde yapılmış patent başvurularının da dahil olduğunu, Yargıtay kararlarına göre yenilik değerlendirilirken, konuyla ilgili olarak, Dünya çapında açıklanmış bilgiler, yayınlar, dökümanlar dikkate alınarak istemlerin incelenmesi ve kıyaslanması gerektiğini, “551 sayılı KHK 156. maddesi uyarınca, “faydalı model belgesi başvurusu tarihinden önce Türkiye’ de yapılmış olan patent veya faydalı model belgesi başvuruları, faydalı model belgesi başvurusu tarihinden sonra yayınlanmış olsalar dahi, başvuru konusu buluşun yeniliğini ortadan kaldırır. Yenilik unsuru mutlak yenilik ilkesi kapsamında dünyada yenilik kriteri olarak benimsenmiş bulunmaktadır. Faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü davasında dava konusu faydalı modelin yenilik unsuruna sahip olup olmadığının, dünya çapında açıklanmış bilgi, yayınlar ve dokümanlar dikkate alınarak ve faydalı model belgesindeki istemler ile karşılaştırılması yapılmak suretiyle belirlenmesi gerekir.” ( EK: dosyaya sunulan emsal karar), Yargıtay kararı ile desteklenen iddialarına karşılık, bilirkişilerce halen mevcut deliller üzerinden değerlendirilme yapılmasının eksik rapor tanzim ettiğini, bilirkişilerce yapılması gerekenlerin, emsal kararda vurgulandığı üzere dünya çapında açıklanmış bilgi, yayın ve dokümanlar üzerinde mesleki tecrübelerine göre rapor tanzim etmek olduğunu, fakat bilirkişilerin aynı raporları noktasına virgülüne dokunmadan dosyaya sunduklarını, kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında iddiaları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkili adına 2010 yılında tescil edilen TR … numaralı faydalı modelin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiğini, hükümsüzlük iddiasının, müvekkilinin tescilli faydalı modelinin yeni olmadığı ve müvekkili adına kötü niyetle tescil edildiği iddiasına dayandığını, davacı tarafın iddialarının Sn. Mahkemece incelendiğini ve davanın reddine karar verildiğini, makinelerin çalışma usullerinin farklı olduğunu, müvekkilinin tekniğin bilinen durumuna katkı yapan, işgücü ve zamandan tasarruf sağlayan, defolu üretim yapılması ihtimalini neredeyse sıfırlayan, maliyeti düşük ve düşük enerji ile çalışabilen bir makine yaptığını, davacının da bu durumu bildiğini, işyerinde Bakırköy FSH Hukuk Mahkemesinin 2012/214 D.İş sayılı dosyası ile yapılan delil tespitinde, davacı elinde müvekkilinin faydalı modelinden yaklaşık 20 kadar makinenin olduğunun tespit edildiğini, Davacı taraf makinesine ait tarifname ve istemler incelendiğinde bu makinenin hızlı olmadığı, sistemin süratinin operatörün anlık çalışma hızına bağlı olduğu, hata vermesi ihtimalinin ve defolu üretim olasılığının yüksek olduğunun görüldüğünü, bu sebeplerle davacının müvekkilinin faydalı modelini, müvekkilinin rızası hilafına imal ettiğini ve ticari hayatını devam ettirebilmek için kendi faydalı modeli yerine müvekkilinin faydalı modelini kullandığını, D. İş dosyasındaki bilirkişi raporu ekindeki CD ile davacının makinesinin (…) çalışma sisteminin görüldüğünü, Davacının faydalı modelinin sistemini 2 bölüm halinde incelemek karşılaştırmayı doğru yapmayı sağlayacağını, ilk incelenmesi gereken kısım kancanın izlediği yol, ikinci kısım ise kanca ile askının çakılması ile ilgili olduğunu, davacının sisteminin yavaşlığı ve sürekli kontrol gerektirdiği tescil evrakından da (Tarifname sayfa 4) belli olduğunu, sistemde kancaların kanca kaydırağından (6) düşmeleri sonrasında şarjör yuvasına düzgün yerleşmelerinin her zaman mümkün olmadığını, düştükleri ilk noktanın plastik kanca şarjörü (8) ve sonrasında da demir kanca şarjörü (9) olduğunu, davacının sisteminde hatalı üretim adedinin de çok fazla olduğunu, davacı taraf davada hangi faydalı modelin müvekkilinin faydalı modelinin yenilik unsurunu ortadan kaldırdığını ifade etmemişse de, ayrıca bir delil de sunmadığını, ifade edilmek istenenin davacı adına kayıtlı olan faydalı modelse, bu faydalı modelin yenilik unsurunu ortadan kaldırmadığının video görüntülerinin dosyada mevcut olduğunu, Bakırköy FSHM 2012/214 D. İş dosyası ekindeki CD ve içindeki … nolu resim ve …nolu videoların durumu gösterdiğini, dava konusu faydalı model ile ilgili olarak daha önce üçüncü şahıs tarafından aleyhlerine hükümsüzlük konulu bir dava açıldığını, bu davada huzurdaki davayı da ilgilendirir delillerin incelendiğini ve davanın karar düzeltme incelemesinden de geçerek, müvekkili lehine kesinleştiğini, İstanbul 4. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/223 E. – 2015/239 K. Sayılı kararı ile de aynı durumun sabit olduğunu, davacının kendi adına tescilli olan … başvuru numarası ile kayıtlı faydalı model, dava dışı Factorh firmasına ait olduğu iddia edilen 2007 kataloğu, dava dışı … Ltd. Şti’ne ait 2008 yılı faturaları ve aynı şirkete ait 07/01/2014 tarihli internet çıktısı, yine dava dışı… Ltd. Şti adına … tescil numaralı faydalı modeller incelendiğini ve müvekkilinin faydalı modelinin yeniliğini ortadan kaldıran bir veri elde edilmediğini, davaya konu faydalı model huzurdaki dava dışında İstanbul 4. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi davasında da incelendiğini ve haklılıklarının mahkeme kararı ile anlaşıldığını, dava sırasında yapılan üç ayrı incelemenin tamamında üç kişilik bilirkişi heyetlerinin çalıştığının ve konunun uzmanı üç ayrı heyetten üç ayrı rapor alındığını, müvekkilinnin faydalı modelinin mutlak yeni olduğunu, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalıya ait TR … sayılı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; yenilik öldürücü olarak dosyaya sunulan tüm referansların davaya konu faydalı modelin ana isteminde yer alan tüm unsurları içermediği, bu nedenlerle faydalı modelin yenilik unsurunu haiz olduğu ve hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava 06.04.2016 tarihinde 6769 sayılı SMK’nın 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girmesinden önce açıldığına göre 6769 sayılı SMK’nın geçici 1/1 maddesi uyarınca, münhasıran açılan hükümsüzlük davaları ile tecavüz davaları yönünden SMK’nın 192. maddesi uyarınca davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 554 sayılı KHK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Tescilli bir faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesi halinde kural olarak ispat yükü davacı taraftadır. Bununla birlikte KHK’nın 156. maddesi uyarınca, faydalı model başvurusunun kabulü onun mutlak manada yeni olması koşuluna bağlı tutulmuştur. Diğer bir anlatımla, başvuruya konu olan buluşun başkaları tarafından başvuru tarihinden önce, ülkede veya dünyada kamuya açıklanmamış veya kullanılmamış olması gerekir. Kamuya açıklama başvurucu tarafından yapılmış ise faydalı model başvurusunun en geç 12 ay içerisinde yapılmış olması zorunludur. Yenilik incelemesi yapılırken, patentlere özgü buluş incelemesi yapılamaz. Bir başka anlatımla, buluş incelemesinde söz konusu olduğu gibi, yeni bir tekniğin varlığı zorunlu değildir. Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da ifade edildiği üzere, faydalı model ile korunan, küçük ve faydalı buluş niteliğindeki yeniliklerdir bu nedenle hayatı kolaylaştıran, ürünleri ucuzlaştıran, tasarruf veya daha faydalı kullanım sağlayan küçük ve faydalı buluş niteliğindeki yeniliğin varlığı yeterlidir. Şayet küçük buluş ile, herhangi bir üründe hayatı kolaylaştıran hız veya ucuzluk sağlayan her hangi bir teknik ilerleme bulunmakta ve daha önce o ürünle ilgili daha önce kullanım şekli bulunmamakta ise, o üründe sağlanan teknik ilerleme faydalı model belgesi verilerek korunabilecektir. KHK’nın 165/1-b maddesinde yer alan “ Faydalı model belgesi konusu buluşun, buluş konusunun ilgili olduğu teknik alandaki bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesini mümkün kılacak yeterlikte, açık ve tam olarak tanımlandığı ispat edilmişse,” şeklindeki düzenleme ile faydalı model başvuru belgesinde, başvuru belgesini inceleyen uzmanın ileri sürülen teknik soruna başvuruya konu küçük buluş ile getirilen çözümün makul olduğuna ikna olmasını sağlayacak açıklıkta olması gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 266. Maddesinde yer alan “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. (Değişik cümle: 03.11.2016 – 6754 S K/Madde 49)Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. (Ek cümle: 03.11.2016 – 6754 S.K/Madde 49) Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez” düzenlemesi uyarınca, teknik bir konuya ilişkin uyuşmazlıklarda hakimin re’sen değerlendirme yapması mümkün olmadığı gibi, bilirkişi raporunun aksine bir değerlendirme yapması da mümkün değildir. Hakim teknik bir konuda bilirkişiye başvurduğu halde sunulan bilirkişi raporunu hükme salih görmediği takdirde yeni bir teknik heyetten bilirkişi raporu alarak karar vermelidir. Patent ve faydalı model belgesine konu hususlar hakimlik mesleğinin gerektirdiği bilgiyle çözümlenmesi mümkün olmayan teknik hususlardandır. Somut uyuşmazlıkta Mahkemece 3 ayrı bilirkişi raporu aldırılmış olup, bilirkişi raporlarında davacıya ait TR … sayılı FM belgesi ile davalının tasarımı arasında benzerlik bulunmadığı, başka da karşılaştırılabilecek delil bulunmadığı, karşılaştırılan belgelerde 4 istem yönünden davalının yenilik kriterinin bulunduğu ve bu hususların 3 ayrı bilirkişi raporu ile de desteklendiği, ayrıntılı olarak hükme esas alınan uzman bilirkişi raporları ile, faydalı model belgesinin 551 sayılı KHK’nın 156 maddesi gereğince başvuru tarihi itibariyle tekniğin bilinen durumuna göre teknik ilerleme sağlayan bir yenilik içerip içermediğinin tespitinin yapıldığı, davaya konu faydalı model belgesinin hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, davada ispat yükü kendisine düşen davacıya ait buluş ile davalıya ait buluş teknik anlamda incelendiğinde; dava konusu faydalı modelin 551 sayılı KHK’nın 156. maddesi hükmü uyarınca başvuru tarihi öncesinde ticari olarak kullanılmadığından yeni teknikler içerdiği ve davacının buluşundan farklılıklar içermekle yeni olduğu, ayrıca başkaca delil bulunmadığı, bu sebeple hükümsüz kılınmasının mümkün olmadığı, başvuru tarihinden önce kullanıldığını ispat yükü kendisine düşen davacının davasını ispatlayamadığına dair ilk derece Mahkemesinin kararı isabetli bulunmuştur. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları bilgi, belge ve delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre ilk derece Mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarih ve 2017/343 E., 2019/264 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacı tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023