Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1644 E. 2023/1059 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1644 Esas
KARAR NO: 2023/1059
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2018
NUMARASI: 2016/1227 E. – 2018/700 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili şirketi arasında yapılan anlaşma gereğince, müvekkil şirketin 29/04/2015 tarih … sözleşme … tescil numaralı düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi gereğince finansmanını sağladığı makinaların davalıya teslim edildiğini, davalının kira bedellerini süresinde ödemediğini ihtarlara rağmen edimini yerine getirmediğini, yine sözleşmenin ilgili maddesi gereğince Beyoğlu … Noterliğin 11/05/2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarıyla feshedildiğini, malların iade edilmediğini, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1767 D.İş sayılı dosyası ile tedbir uygulandığını belirterek malların müvekkile teslimine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Siverek’ te aldığı “Şanlıurfa Siverek İlçesi Kanalizasyon Şebekeleri ve Yağmur Suyu Kollektörleri İşleri’ni” yapmak üzere davaya konu iş makinesini Siverek’e götürdüğünü, davaya konu iş makinesi burada çalındığını, bunun üzerine; müvekkilim Siverek Cumhuriyet Başsavcılığına 2016/4389 soruşturma nolu dosya ile suç duyurunda bulunarak ilgililerin cezalandırılmasını ve araçların bulunarak kendisine teslimini istediklerini, aracın çalındığını davacı Leasing firmasına ve aracın Kasko Sigortasını yapan … A.Ş’ye bildirdiklerini, davaya konu araç müvekkilinin elinde olmadığından ve çalındığından, davaya konu aracı, müvekkilinin iade etmesinin fiilen mümkün olmadığını imkânsızlık nedeni ile açılan davanın reddi gerektiğini, davaya konu aracın, sigorta şirketi tarafından dosyaya gönderilen yazıdan da anlaşılacağı üzere; davacının bir yan kuruluşu olan … A.Ş tarafından … nolu sigorta poliçesi ile kasko sigortası yapıldığını, sigorta poliçesinin, çalınma vb. durumlarda oluşan zararları karşılamakta olduğunu, sigorta poliçesinin davacı kurumda olduğunu, poliçede müvekkilinin, sigorta ettiren; davacının ise sigortalı olduğunu, araç çalındığından, davacının araç bedelini sigorta şirketinden tahsil etmesi gerektiğini, çalınma olayı meydana gelince müvekkilinin, durumu hem sigorta şirketine hem de davacı şirkete bildirdiğini, davacının, sigorta şirketi aleyhine dava açması gerekirken, müvekkili aleyhine, çalınan aracın kendilerine iadesi için dava açması ve icra takibi yapmasının usul, yasa ve hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, açılan davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “… davacı sözleşmeye konu malları teslim ederek edimini yerine getirmiş, 6361 sayılı Kanun 23/1.maddesi uyarınca finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayana ait olup, 31/1 maddesine göre belirlenen süreler belirtilerek ödeme yapılması için davalı tarafa ihtarname gönderilmiş, davalı sözleşmede kendisine teslim edilen malların bedelini ödediğini kanıtlayamamıştır. Davalı vekili dava konusu olan malın çalındığına, bu doğrultuda soruşturma dosyası olduğuna dair beyanlarda bulunmuş ise de davanın mahiyeti gereği malın çalınmasının sözleşme konusu olan borcun ödenmemesini gerektirmediği, malın iadesinin davalıdan istenilebileceği, bu sebeple davalı tarafın sigorta şirketine başvuru yapılmasına dair beyanlarının da davanın mahiyeti gereği dikkate alınamayacağı, netice olarak sözleşme konusu borcu ihtarnamede belirtilen 60 günlük sürede ödemediğinin belirlenmiş olduğu da dikkate alınarak sözleşme hükümlerine göre malın aynen iadesi ile yükümlü olup, davanın kabulüne” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;-Mahkemenin, sunulan delilleri toplamadan, tanıkları dinlemeden, sözlü yargılamaya geçmesinin usul, yasa ve hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, tek bir bilirkişinin eksik inceleme ile verdiği hukuka aykırı rapora dayanarak hüküm kurulduğunu,-Davacının mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığını, beyan dilekçesinde icra takibine konu bonoların davaya konu finansal kiralama sözleşmesi nedeni ile alındığını kabul ettiğini, davaya konu araç ve ekipmanların çalınmış olması nedeniyle iadesinin mümkün olmadığını, buna ilişkin soruşturmanın devam ettiğini, deliller incelendiğinde çalınma olayının gerçek olacağının görüleceğini aynı olayda müvekkilinin oğlunun aracının da çalındığını, sigorta şirketine bildirim yapıldığını, iadenin mümkün olmaması halinde bedel istenebileceğini, hırsızlık riskine karşı araç sigorta edildiğinden ve sigorta poliçesinde de davacı sigortalı olarak gözüktüğünden bu bedeli de davacının ancak sigorta şirketinden isteyebileceğini, buna rağmen; davacının hem icra takibi yaptığını hem de bu davayı açtığını, çalınma nedeni ile müvekkilinin, aracını çalıştıramadığını ve borcunu zamanında ödeyemediğini, fiili imkansızlık olduğunu,-Davaya konu araç ve ekipmanların, davacının bir yan kuruluşu olan … A.Ş tarafından … poliçe nolu sigorta poliçesi ile kasko sigortası yapılmış olduğunu, sigorta poliçesinin çalınma vb. durumlarda oluşan zararları karşıladığını, sigorta poliçesinin davacı kurumda olduğunu, sigorta şirketine karşı öncelikle dava açma hakkının davacı finans kurumuna ait olduğunu, Davacı finans kurumunun muvafakati olmadan müvekkilinin sigorta şirketine karşı dava açmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin aktif dava ehliyeti bulunmadığını, Yargıtay 17 HD 2016/1553 esas, 2016/6263 Karar ve 23.05.2016 tarihli kararı ile Yargıtay 11 HD 2015/14932 Esas, 2016/3244 Karar ve 23.03.2016 tarihli kararları incelendiğinde; finansal kiralamaya konu araçların çalınması durumunda, sigorta şirketinin uğranılan zararı karşılaması gerektiğinin belirtildiğini, sigorta poliçesinde davacı finans kurumunun sigortalı, müvekkilinin ise sigorta ettiren konumunda olduğunu,-Müvekkilinin temerrüde düşürülmesi için davacı tarafından müvekkile gönderilen ihtarname ile sözleşmenin feshi için müvekkiline noter aracılığıyla gönderilen ihtarnamelerin, müvekkiline usul uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, kararının kaldırılarak, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Taraflar arasında, 29/04/2015 tarih … sözleşme … tescil numaralı düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi akdedildiği, davacı tarafından dava konusu aracın … A.Ş’ye sigortalandığının belirtildiği, sigortalının … olduğu sigorta sözleşmesi pirimini ödeme yükümlülüğünün davacı şirkete yüklendiği belirtilmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık da bu hususlardan kaynaklanmaktadır. Davacı malın iadesi talebi ile dava açmış ancak malın çalınmış olması nedeniyle iadenin gerçekleşmemiş olduğu ve sigortalı olduğu ileri sürülmüştür.Uyuşmazlık, davalının husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davalı tarafından … arasında yapılan sözleşme ile alınan aracın çalınıp çalınmadığı, araç çalınmış ise davalı yada … na ödeme yapılıp yapılamayacağı, sigortalıya ödeme yapılıp yapılamayacağı, sigorta poliçesi kapsamında ödeme yapılacak ise bu ödemenin kime yapılacağına ilişkindir. Sigorta Şirketinin Mahkemeye yazdığı yazıda, Finansal Kiralamaya konu malın sigortasını yapan … AŞ. davacıya hitaban yazmış olduğu 14.12.2016 -1014021.DY/no … tarih sayılı yazı gönderilmiş olup, özetle , “…. “yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde, söz konusu hadisenin çalınma veya hızsızlık olayı olmadığı, … netice itibariyle; Sigorta ettiren tarafından talebin teminat kapsamı dışında kaldığı ….” beyan edilmiştir.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 120. maddesine göre de; “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.”. Hukuk Genel Kurulunun 04.12.2013 tarihli ve 2013/21-445 E., 2013/1625 K.; 06.06.2018 tarihli ve 2017/13-1984 E., 2018/1172 K. sayılı kararlarında da aynı hususlara işaret edilmiştir. Yapılan bu açıklamalar ışığında, somut olayda dava değeri para ile ölçülebilir nitelikte olduğundan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesinin 1-a alt bendi gereğince dava değeri üzerinden hesaplanacak karar ve ilam harcının dörtte birinin peşin olarak ödenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte davacı, dava açarken nispi harcı kendi belirlediği değer üzerinden yatırdığından ve buna göre Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince herhangi bir işlem yapılamayacağından, mahkemece harç eksikliğinin tamamlattırılması ve daha sonra işin esasının incelenmesi gerekmektedir. Sözleşme bedeli tespit edildikten sonra ayrıca 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 18.06.2014 tarih, 6545 Sayılı Kanun’un 45. maddesi ile değişik 5. maddesi gereğince dosyanın heyet sınırı içerisinde kalıp kalmadığı hususunun da değerlendirilmesi gerekmektedir.HMK’nın 297.maddede hükmün kapsamı düzenlenmiş olup, bu maddeye göre hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır.Davalı tarafça, Siverek Cumhuriyet Başsavcılığına 2016/4389 soruşturma nolu dosya ile suç duyurusunda bulunduğu belirtilmiş olup, dava dışı sigorta şirketi ile imzalanan sigorta sözleşmesi ve finansal kiralama sözleşmesi uyarınca dava konusu araç iş makinesinin halen ele geçirilemediği, iş makinesinin çalındığına ilişkin delillerin aksini ispatlayan delillerin dosyada bulunmadığı, hırsızlık nedeniyle sigortalı malın elden çıkması halinde taraflar arasındaki sözleşme ve bu sözleşmenin eki olan genel şartlara göre riskin gerçekleştiği konusunda iddia öne sürülmüş olup, bu hususlarda gerekçe bulunmadığı, sigorta sözleşmesi de getirtilerek gerekli görülmesi halinde sigortacı bir bilirkişiden de rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, savunmalara ilişkin denetlenecek bir gerekçe bulunmaması nedeniyle mahkemece 6100 sayılı HMK 297 maddeye göre yazılmış ortada incelenecek bir karar da mevcut bulunmadığından davalının istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 355, 353/1-a/6. maddeleri gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, ayrıca sözleşme bedeli belirlenerek harcın tamamlattırılması sağlanarak yargılamaya devam edilmesine bu nedenlerle kaldırma sebebine göre sair hususların incelemesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2018 tarih, 2016/1227 E. 2018/700 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2023