Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1642 E. 2023/1043 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1642
KARAR NO: 2023/1043
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 10/09/2019
NUMARASI: 2019/8 E. – 2019/287 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davaya konu tasarım tescil belgesinin sahibi olan davalı yanın mutfak ürünleri üretimi ve satışı alanında faaliyet gösteren firmalar olduğunu, davalının devlet kurumları tarafından hazırlananan şartnamelere dayalı olarak ihaleye çıkartılan ve alanda faaliyet gösteren firmaların uzun yıllardır ve sürekli olarak üretmekte olduğu ürüne ilişkin hak iddia ettiğini, bunun üzerine yapılan araştırmalarda, davalı yanın “…” adı altında ürün tasarımını tescil ettirdiğini, davalı tarafından tescil edilmiş olan tasarımın davalı tasarımı olmadığı gibi, yeni ve ayırt edici niteliğe de sahip olmadığını, anonim tasarım niteliğine de haiz olan tasarımın davalı tarafından tescilinin yapılmasının aynı zamanda açık bir şekilde kötü niyetli bir davranış olduğunu iddia ederek, davalı adına … sayı ile tescilli tasarımın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, iddia edilenlerin aksine müvekkilinin tescilli tasarımının yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına sahip olduğunu, bu nedenle tescil edilerek koruma altına alındığını, müvekkili tasarımının yine müvekkili tarafından kamuya sunulduğunu ve bu durumun SMK’nın 57/2 maddesi uyarınca yenilik ve ayırt edicilik niteliğini değiştirmediğini, müvekkilinin tasarımını kullanmasının davacı aleyhinde nasıl haksız rekabet oluşturduğu hususunun da anlaşılır gibi olmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Dosyadaki iddia ve savunmalar, sunulan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı topluca değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, bilirkişi heyeti tarafından yapılan resen araştırma ve inceleme neticesinde, dava dışı … San.ve Tic.A.Ş adına TPMK nezdinde tescilli 30/12/2011 başvuru tarihli ve … sayılı tasarımın, davalı adına … sayı ile tescilli davaya konu tasarım ile birebir aynı olduğu ve dava dışı … San.ve Tic.A.Ş’ye ait tasarımın daha eski tarihli olması nedeniyle, davalı yana ait tasarımın yeni ve ayırt edici niteliklere haiz olmadığı anlaşılmakla, aşağıda da yazılı olduğu üzere, davacının davasının kabulü ile, davalı adına … sayılı endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine” anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, davalı adına tescilli … tescil başvuru nolu endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortaya atılan hükümsüzlük sebebinin SMK’de tanımlanan nispi haller arasında yer aldığını, müvekkilinin tescilli tasarımının yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına sahip olduğunu, bu nedenle tasarım tescil belgesi ile koruma altına alındığını, müvekkiline ait tasarıma yapılan itirazların reddi ile birlikte müvekkilin tasarımının yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını taşıdığının tespiti ile 17.01.2017 tarihinde Tasarım Tescil Belgesi düzenlendiğini, müvekkilin tescil ettirdiği tasarımın çok gözlü servis tepsisi olduğunu, davacının dilekçesinde bahsi geçen ihalelerdeki teknik şartnamelerde yer alan basit çizimlerin tasarım olarak kabulünün mümkün olmadığını, endüstriyel tasarımda esas olanın dizayn olması sebebiyle ürün ortaya çıkmadan sadece çizimlerin bir tasarım niteliği taşıdığının düşünülemeyeceğini, müvekkil tasarımının yine müvekkil tarafından kamuya sunulmuş olup SMK 57/2 maddesi uyarınca yenilik ve ayırt edicilik niteliğini değiştirmediğini, davacının dilekçesinde bahsi geçen ihalelere konu işlerde istekli müvekkilleri olup üretimin müvekkili tarafından gerçekleştiğini, söz konusu ihalelerde üretim işini üstlenen müvekkilin kendi tasarımı ile ihaleleri tamamladığını, tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava konusu, davalı adına 2015/08603 sayı ile tescilli tasarımın yeni ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olmadığından bahisle hükümsüzlüğü ve sicilden terkini davasıdır.İstanbul 1. FSHHM’nin 28/03/2018 tarih, 2017/623 Esas ve 2018/120 Karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek dosya Bakırköy 1. FSHHM’ye gönderilmiştir.Türk Patent ve Marka Kurumu’na ait yazıda, … sayı ile tescilli “Self Servis Tabldot Tepsisi” ürün adlı tasarım tescil belgesinin, 18/12/2015 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile davalı adına tescilli olduğu belirtilmiştir.SMK 55. Maddesi tasarımı tarif etmiş olup, tasarım ürünün tümü veya bir parçasının yada üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerden kaynaklanan görünümdür. Yasanın 56. Maddesi tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartı ile bu kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacağını düzenlemiştir. Bir tasarımın aynısı tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce tescilli tasarım için tasarım kamuya ilk sunulan tarihten önce, dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarla farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim, tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce tescilsiz tasarım için kamuya ilk sunulduğu tarihten önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklı ise bu tasarım ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. Bir tasarımın 6769 sayılı SMK hükümlerine göre tescil edilerek koruma kapsamına alınabilmesi için yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıması gerekmektedir. Yeni ve ayırt edici tasarımlar belge verilerek korunur.
 Bir tasarımın yeni olarak kabul edilebilmesi için aynısının, başvurunun Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapıldığı tarihten veya başka ülkede yapılmış bir başvuruya dayalı olarak rüçhan hakkı kullanılmış ise rüçhan tarihinden yani başka ülkeye yapılan başvuru tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Ayrıca koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden önce on iki ay içerisinde kamuya sunulursa yenilik vasfına sahiptir. Ancak 12 aydan fazla bir süre önce kamuya sunduğu tespit edilmesi halinde bu kullanım yenilik kriterini ortadan kaldırmaktadır.Yenilik kavramını sadece Türkiye’ de değil dünyada yenilik anlamında anlaşılması gerekmektedir.
 
Tasarımın ayırt edici olması, korunma talep edilen tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile benzer olduğu iddia edilen ve kıyaslanan herhangi bir başka tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasındaki belirgin bir farklılığın var olması anlamındadır.6769 Sayılı SMK’nın 77 maddesi ile, tasarımın 55. maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56. ve 57. maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58. maddenin dördüncü fıkrası ve 64. maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötü niyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse, hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere ait olduğu ispat edilmişse, sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilebileceği belirtilmiştir. Aynı maddenin 2. bendinde ise, 64. maddenin altıncı fıkrasının (b) ve (ç) bentleri ile fikri mülkiyet haklarının yetkisiz kullanımı gerekçesiyle tasarımın bir kısmına ilişkin hükümsüzlük talebinin kabul edilmesi halinde, o kısmın tescili hükümsüz kılınacağı ve kısmi hükümsüzlük sonucunda tescilin devamı için, kalan kısmın koruma şartlarını sağlaması ve tasarım kimliğini muhafaza etmesi şart olacağı hususları belirtilmiştir.12/06/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda davalı tarafa ait … no’lu tasarım ile dava dışı kişiye ait … no’lu tasarımın ayniyet derecesinde benzerliği ve … no’lu tescilin başvuru tarihinin daha yeni olması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, davalı tarafa ait … no’lu tasarım ile dava dışı … 175 A şartname numaralı self-servis tepsisi tasarımının benzer olduğunun görüldüğü, şartnamedeki tasarımın kamuya sunulduğuna dair bilgiye ulaşılamadığından işbu şartnamedeki tasarımdan dolayı hükümsüzlük şartının oluşmadığı belirtilmiştir.Mahkemece bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava dışı …San. ve Tic. A.Ş. adına TPMK nezdinde tescilli 30.12.2011 başvuru tarihli … sayılı tasarımın davalı adına tescilli olan … sayılı tescilli tasarım ile birebir aynı olduğu, dava dışı … A.Ş.’ye ait tasarımın daha eski tarihli olduğu, davalı tarafa ait dava konusu tasarımın yeni ve ayırt edici özelliklere sahip olmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın kabulüne dair karar verilmesi hukuken yerindedir.Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan inceleme neticesinde davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/09/2019 tarih ve 2019/8 E., 2019/287 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2023