Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1638 E. 2023/186 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1638
KARAR NO: 2023/186
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2019
NUMARASI: 2017/109 E. – 2019/475 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı … Tekstil ve Paz. Ltd. Şti. Adlı firma arasındaki ticari ilişkin nedeniyle, bu firma tarafından ödeme amacıyla düzenlenerek kendisine verilen toplam 4 adet çek içinde yer alan çeki kaybetme suretiyle rızası dışında müvekkilin elinden çıktığını, işbu çekinde dahil olduğu 4 çekle ilgili olarak 26/12/2016 tarihinde Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde çeki iptali talepli dava ikame edildiğini ve aynı mahkemenin 2016/1126 E. Sayılı dosyasından verilen ara karar neticesinde iptali talep edilen tüm çeklere ödeme yasağının konulduğunu, söz konusu dava yargılamasında, işbu menfi tespit ve istirdat taleplerinin esas … numaralı 87.565,00-TL bedelli 30/12/2016 keşide tarihli çekle ilgili olarak, iptal davasını yürüten mahkeme tarafından ödeme yasağı konan çeklerin kime verildiğinin bildirilmesi için muhatap bankaya gönderilen 28/12/2016 tarihli müzekkere sonrasında, 10/01/2017 tarihli dilekçesi ile dosyaya dilekçe sunan … söz konusu çekin dolaysız zilyetliğine kendisinin sahip olduğunu belirterek yetkili hamil olduğunu iddia ettiğini, çek üzerindeki ödeme yasağının da kaldırılmasının istenildiğini, müvekkilin elinden rızası dışında çıkan, bilahere sahte imza-kaşe ile ciro edilerek tedavüle sokulan, davalının ağır bankacılık kusur ile iktisap ettiği … Bankası Bahçeşehir Şubesinden verilme, … numaralı 87.565,00-TL bedelli 30/12/2016 keşide tarihli ve dava konusu çekin davacı müvekkile istirdadına karar verilmesini ve aynı çekle ilgili davacı müvekkilin davalı nazarında borçlu sıfatının bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde, iddia edilen hususların, yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan tamamen soyut iddialardan ibaret olduğunu, bu beyanlara itibar edilmesi hukukun mümkün olmadığını, bununla birlikte, çekin bir kambiyo senedi olduğunu ve temel ilişkiden bağımsız olduğunu, müvekkili bankanın iddia edilen ilişkiyi bilmediği gibi var olduğu iddia edilen ilişkinin müvekkili bankaya herhangi bir sorumluluk yüklemediğini, davacı dilekçesinin son kısımlarında, yine, haksız şekilde müvekkil bankanın basiretli tacir gibi davranmadığını iddia ettiğini, müvekkili bankanın her işleminde olduğu gibi basiretli tacir olarak davrandığını ve mevzuata uygun şekilde hareket ettiğini, müvekkili bankanın huzurdaki davada kusur sahibi olmayıp sadece haklı hamil olduğunu, çeki tahsil etmeye çalışmakta olduğunu, hiçbir suretle kötü niyetli olmadığını, davacının talep ettiği kötü niyet tazminatının da tamamen haksız ve hukuksuz bir talep olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen Dava Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin elinden rızası dışında çıktığını, bilahare sahte imza kaşe ile ciro edilerek tedavüle sokulduğunu, davalının ağır bankacılık kusuru ile iktisap ettiği … Bankası Bahçeşehir Şubesinden verildiğini, … numaralı 90.000 TL bedelli 31/01/2017 keşide tarihli, … numaralı, 90.000 TL bedelli, 28/02/2017 keşide tarihli dava konusu çeklerin istirdadına karar verilmesini ve aynı çeklerle ilgili müvekkilinin davalı nazarında borçlu sıfatının bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre, dava konusu çekler üzerindeki imzaların davacı şirket yetkililerine ait olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, … Bankasının Bahçeşehir Şubesi’ne ait 30/12/2016 tarihli 87.565,00-TL bedelli, 30/01/2017 tarihli 90.000,00-TL bedelli, 28/02/2017 tarihli 90.000,00-TL bedelli çekler yönünden davacıdan davalıya borçlu olmadığının tespitine,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususlara benzer açıklamalarda bulunarak, Dava konusu çeklerin keşide tarihinin 30/12/2016 olduğunu, somut bilirkişi raporunda keşide tarihine yakın tarihli ve yeterli sayıda imza örnekleri temin edilmeden imza incelemesi yapıldığını, dava konusu çeklere yakın tarihli ve tahsil edilen çeklerin de ilgili bankadan getirdirilerek mukayese imza incelemesinin bu çekler üzerinden yapılması gerektiğini, eksik inceleme ile bilirkişi raporu oluşturulduğunu, mukayese imzaların dahi birbirine benzemediğini, çekin muhatabı bankadan keşidecinin çek keşide etmek için vekâletname/yetki verip vermediği araştırılamadan imza incelemesi yapılmasının usule aykırı olduğunu, Davacı borçlunun beyanlarının hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, işbu çekin cirantaların eline nasıl geçtiği hususunda mantıklı, kabul edilebilir bir beyanı bulunmadığını, kişinin kendi hatasından faydalanamayacağını, davacı borçlunun çeki güvenli ortamda saklama yükümlülüğünü ihmali ve kusurlu olarak ihlal eden eylemi neticesinde elinden çıkmasının sonuçlarına kendisinin katlanması gerektiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Asıl ve birleşen dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit ve çek istirdat davası olup, çek istirdat talebiyle ilgili olarak Mahkemece bir karar verilmemiş olsa da, bu husus istinaf başvuru sebebi yapılmadığından ve kamu düzenine ilişkin de olmadığından değerlendirme dışı bırakılmıştır. Davacı asıl dava konusu … Bankasının Bahçeşehir Şubesi’ne ait 30/12/2016 tarihli 87.565,00-TL bedelli çek ile birleşen dava konusu 30/01/2017 tarihli 90.000,00-TL bedelli ve 28/02/2017 tarihli 90.000,00-TL bedelli çekler üzerindeki imzaların kendisine ait olmadığını, iddia etmiştir. İmza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medari tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celbedilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda imza incelemesine Mahkemece davacının imza örneklerinin getirtildiği, Yargıtay uygulamalarına uygun bilirkişi incelemesinin yapıldığı, raporun bu haliyle bilimsel ve teknik yönden denetime elverişli olduğu, dava konusu senetlerdeki imzaların davacı şirket temsilcisinin eli ürünü olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, bu itibarla Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, kaldı ki imzada sahtecilik mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceği, davalı banka çekleri iyi niyetli son hamil olarak elinde bulunduruyor ise de, sahtecilik def’inin kendisine karşı da ileri sürülebileceği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/05/2019 tarih ve 2017/109 E., 2019/475 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 5.981,56 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.495,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.486,17 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince birleşen dava yönünden alınması gereken 12.295,80 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 3.073,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.224,85 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.16/03/2023