Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1637 E. 2023/189 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1637 Esas
KARAR NO: 2023/189
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2018/366 E. – 2019/525 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirkete ait … Beşiktaş şubesinin 15/05/2012 tarihli, … nolu, 15.750,00 TL değerindeki çek dolayısıyla alacaklı olduğunu, çekin zayi olduğunu, bunun üzerine İstanbul 48.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2013 tarih ve 2013/6 esas, 2013/100 karar sayılı dosyası ile çekin zayi nedeniyle iptaline karar verildiğini, çekin iptal kararının kesinleşmesine rağmen davalının borcunu ödemediğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, yapılan takibe davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, itirazının iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sarıyer Çayeli Kültür Derneğine ait bir depoyu kiraladıklarını, dava konusu çekin de bu kira sözleşmesi gereğince derneğe verildiğini, ancak kiralanan deponun yağmur nedeniyle akma ve sızmalar olmasından ötürü tamir edilmesini istediklerini, bu arada dernek başkanının çeki kaybettiklerini kendilerine bildirdiğini, deponun dernek tarafından tamir edilmemesi üzerine de depoyu erken tahliye etiklerini, davacı …’ın kendilerine depoyu kiraya veren dernek başkanı …’un kızı olduğunu, depoyu erken tahliye etmeleri nedeniyle çekin bedelsiz kaldığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “dava konusu çekin Sarıyer Çayeli Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından kaybedildiği, davacının dava konusu çek nedeniyle alacaklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine,” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece görevsizlik kararının kabulü dışında hiç bir işlem yapmadan Sulh Hukuk Mahkemesinde yapılan araştırmanın yeterli olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin meşru hamil olduğunu, kötü niyetli olmadığını,Müvekkilinin çekin edinme nedenini kanıtlamakla yükümlü olmadığını, aksinin kabulünün kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesini ortadan kaldıracağını,Borcun olmadığını ispat yükünün davalıya düştüğünü, Davada hükme esas alınan bilirkişi raporunun sonuç kısmının ikinci bölümünde belirtilen ”senedin asıl borçtan mücerret olması sebebi ile davacı davalıdan bu parayı talep etmesi haklıdır” görüşüne rağmen, Sulh Hukuk Mahkemesince birinci seçenekteki görüş benimsenerek haksız ve hukuka aykırı karar verildiğini,Davalının, takibe konu çekin müvekkilinde olduğunu bildiğini, davalı ile dava dışı Çayeli Kültür ve Yardımlaşma Derneğince imzalanan ve dosya içerisinde bulunan 04.01.2013 tarihli protokolde davalının takibe konu çeki taraflar arasında ki kira sözleşmesi kapsamında kira bedellerine mahsuben verdiğini kabul ettiğini, bunun yanında davalının iş bu protokolde yine çekin çalınmak suretiyle zayi olduğunu bu sebeple söz konusu çekin iptali amacıyla bir dava açıldığını bildiğini ikrar ettiğini, burada önemli olan hususun; çekin kaybedildiği (30.11.2012) tarihinden 1 ay sonra 04.01.2013 tarihinde davalı borçlunun dava dışı Sarıyer Çayeli Kültür ve Yardımlaşma Derneğini ile sözleşme yaparak kaybedilmiş çekten haberdar olduğunu ve bunun yerine yeni bir çek vereceğini taahhüt ederek borcu kabul ettiğini beyan etmesi olduğunu, görüldüğü üzere davalı şirketin kira borcuna karşılık verdiği çekin müvekkilinin elinde bulunduğunu bildiğini, davalının bu iradeyi protokole bağlayarak çekin 3. kişi elinde olduğuna rıza gösterdiğini, zayi kararının getirilmesi halinde kaybedilen çekin yeni çek ile değiştirileceği taahhüdünün de buradan kaynaklandığını, açıklanan nedenlerle kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, çek nedeniyle yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.Dava konusu çekin davalı ile dava dışı Sarıyer Çayeli Kültür Derneği arasında yapılan kira sözleşmesi kapsamında derneğe verildiği hususunda bir çekişme bulunmamaktadır.Davalı savunmasında; dava ve takip konusu çekin kendileri ile dava dışı Sarıyer Çayeli Kültür Derneği arasında yapılan kira sözleşmesi kapsamında karşı tarafa verildiğini, daha sonra dernek başkanı tarafından çekin kaybedildiğinin bildirildiğini ileri sürerek bedelsizlik iddiasında bulunmuş olup, kambiyo senetleri illeten mücerret olduğundan ve çeki elinde bulunduran son hamilin, çeki elinde bulundurma sebebini ispatla yükümlü olmadığından, davalı bu savunmaya göre bedelsizlik iddiasını ispatla yükümlüdür. Bu kapsamda, Mahkemece hükme esas alınan 04.01.2013 tarihli protokolde, dava konusu çekin Sarıyer Çayeli Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından kaybedildiği belirtilmiş ise de; davacı yanca bu çekin tahsil edilmek üzere kendilerinde bulunduğunun ileri sürülmüş olmasına göre, bedelsizlik iddiasının aynı güçte yazılı delil ile ispatı gerektiği, söz konusu çekin davacı elindeyken çalındığına yönelik İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/6 Esas, 2013/100 Karar sayılı dosyasında çekin zayi nedeniyle iptaline karar verildiği, bu nedenle 04.01.2013 tarihli protokolde geçen ”…çeki Sarıyer Çayeli Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin çaldırdığı…” şeklindeki ifadenin bu şekilde anlaşılması gerektiği, dosyaya yansıyan delil durumuna göre, davalının bedelsizlik iddiasını yazılı delille ispat edemediği, aksine yorumun kambiyo senetlerinin mücerretlik ilkesini ortadan kaldıracağı, kaldı ki çeki elinde bulunduran davacının TTK’nun 790.maddesi kapsamında çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli hareket ettiğinin de ispatlanamadığı anlaşılmakla, açıklanan bu nedenlerle davanın kabulüne, alacağın likit ve itirazın haksız olması nedeniyle davalının alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi hatalı görülmüştür.Açıklanan sebeplerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kabulüne dair karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile,2- İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2019 tarih, 2018/366 E., 2019/525 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,Bu kapsamda;3-Davanın KABULÜNE,4-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibine vaki itirazın iptaline, takibin 15.750,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ve takip talebinde belirtilen türden faiz uygulanmasına, 5-Hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,6- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;6/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.075,88 TL karar harcından peşin alınan 269,00 TL’nin mahsubu ile 806,88 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 24,30 TL başvurma harcı, 269,00 peşin harç, 3,75 TL vekalet harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 253,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 1.350,55 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/c-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına,6/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Tf’ne göre, 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin, davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;7/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,7/b-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 48,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 121,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,9- İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas icra takip dosyasına yatırmış olduğu 7.761,19 TL teminatın 2004 Sayılı İİK’nun 36/5. maddesi gereğince yatıran davacı tarafa talebi halinde İADESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023