Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1636 E. 2023/996 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1636 Esas
KARAR NO: 2023/996
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 16/05/2019
NUMARASI: 2017/320 E. – 2019/229 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dünyaca meşhur … markası ve ilgili şekil, logo, yazı ve sözcüklerin TPE bünyesinde tescilli hak sahibi olduğunu, müvekkilinin … markasını tüm ürünlerinde kullanarak tanınmış hale getirdiğini, yan şerit markasının da TPE tarafından tanınmış marka olarak kabul edildiğini, ancak hal böyle iken karşı yanın, müvekkiline ait ve TPE nezdinde … numaraları ile tescilli markalarını, izinsiz olarak ticaretini yaptığı ürünler üzerinde kullandığını, davalı yanın bu eyleminin 556 Sayılı KHK uyarınca marka hakkına tecavüzü teşkil ettiğini ve müvekkilini maddi ve manevi zararlara uğrattığını iddia ederek, tecavüzün tespitini ve önlenmesini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik, her bir davalıdan ayrı ayrı olmak üzere 1.000,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini, davaya konu ayakkabıların www…com internet adresindeki sayfalardan kaldırılmasını ve piyasadan toplatılmasını ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin marka ve model taklidine ihtiyaç duymayan saygın ve tanınmış şirketler olduğunu, davacı tarafın davaya konu ettiği modellerin taklit olmadığını, tamamen müvekkilinin markasıyla, tasarımın ise yurtdışında yaptırdığı modeller olduğnu, marka hakkına tecavüzün söz konusu olmadığını, müvekkilinin kullandığı “…” markasının tescilli olduğunu, söz konusu ayakkabılarda kullanılan malzeme, saya kesim ve dikiş kalitesinin orijinal olduğunu, davacı ürünleri ile müvekkilinin ürünlerinde kullanılan şeritlerin tamamen farklı olduğunu, dikiş sayısı, şerit şekli gibi hususlar dikkate alındığında iltibasa yol açabilecek bir durumun söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; “Davalı …ŞTİ ‘nin davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüz eyleminin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, Marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri , tarafların mali kapasitesi, davacının tazminat seçim yöntemi ile (lisans seçeneği ) ve BK hükümlerine göre hesaplanan 26.353.41 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, Manevi tazminat isteminin kabulü ile 2.000 -TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, Davalı … ŞTİ ‘nin davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüz eyleminin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,Marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri , tarafların mali kapasitesi, davacının tazminat seçim yöntemi ile (lisans seçeneği ) ve BK hükümlerine göre hesaplanan 5.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine, Manevi tazminat isteminin kabulü ile 2.000 -TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline,www…com internet sitesinde ve sair mecralarda davacıya ait tescilli marka ile iltibasa meydan veren eylemlerin önlenmesine, varsa site içinden görsellerin kaldırılmasına, piyasada bulunan tecavüz teşkil eden davaya konu ürünlerin karar kesinleştiğinde toplatılmasına,” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davalılar vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı, kendi tasarımlarının müvekkiller tarafından kullanılarak piyasaya sürüldüğü iddiası ve bu sebeple uğradığı zararların tazmini talebiyle işbu davayı ikame ettikleri, müvekkil şirketler, tasarımlarını kendileri yapmakta ve hiçbir zaman taklit veya benzerlik taşıyan bir tasarımı piyasaya sürmediklerini, Müvekkillere ait ürünlerin hepsinin tasarımı müvekkiller tarafından yapıldığını, Marka Hakkınına Tecavüzün Tespiti-Tazminat istemli 2017/320 E. ve 2019/229 K. sayılı dava hukuka, hakkaniyete ve kanunun lafzına aykırı bir şekilde sonuçlandığından istinaf yoluna başvurma zarureti doğduğunu, şirketin 30 yıllık geçmişe sahip olduğunu, şirketlerin kendi tasarımcıları da bulunduğunu, davalı şirketler 30 yıllık bir geçmişe sahip, kendilerine ait tescilli markası bulunan saygın ve köklü şirketlerdir şirketlerin kendi tasarımcıları da bulunduğunu, herhangi bir taklit ürüne ihtiyaçları olmadığını, taklit olduğu iddia edilen ürünlerin müvekkile olağan miktarların üzerinde bir getirisi olmadığını, Bu durum aslında normal bir vatandaşın, müvekkil şirketlerin üretmiş olduğu ayakkabıları … üretmiş olduğu ayakkabılardan açıkça ayırabildiğini gözler önüne serdiğini, Taklit olduğu iddia edilen ayakkabıların benzerliklerinin olmadığını ispatladığını, … gibi dünya çapında tanınmış ve satış yapan bir firmanın böylesi bir iddia sebebiyle manevi açıdan zedelendiğini ileri sürerek bir hüküm vermek kanunun lafzına aykırı olacağını, Her iki davalı için de ayrı ayrı manevi tazminata hükmedilmiş olmanın asıl amacı davalıları cezalandırmak olduğu, bu sebeplerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç:HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava marka hakkına tecavüzün tespiti, meni, durdurulması, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Dava tarihine göre somut uyuşmazlığın 556 sayılı KHK hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Davacı … markasının sahibi olduğunu , adına TPE nezdinde tescilli yan şerit olarak ifade edilen şekil markalarına davalıların taklit spor ayakkabısı yoluyla tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, KHK 66/C (lisans) kapsamında talep ettiği 1000 TL maddi tazminat talebini davalı … şirketi yönünden 26.353.41 TL, diğer davalı … Deri şirketi yönünden 20.000 TL olarak 12.2.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile arttırmış, her bir davalıdan 2000TL manevi tazminatı talebi ile taklit ürünlerin www…com adlı internet sitesinden kaldırılması toplatılması, verilecek kararın ilanını talep etmiştir. TPMK kayıtlarına göre ; davacı … adına kayıtlı … no ile 03,18,25,28. Sınıflarda davacı adına kayıtlı şekil markaları olduğu, … tescil no ile tescilli … markasının ise 18 ve 35. sınıflarda davalı adına tescilli olduğu görülmektedir.Dosyada mevcut 17.10.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda ; davacı şekil markaları ve davalı taraf ürünleri üzerinde bulunan şekiller incelendiğinde; davalı tarafın … markalı ve kendilerine teslim edilen numune erkak spır ayakkabının, Davacı tarata ait … tescil no.lu marka şeklîne benzer olduğunu, davalı tarafın … markalı ve … ürün kodlu ayakkabılar ile davacı tarafın ayakkabıların karşılaştırılması sonucunda şekil benzerliği olduğu, davalı tarafın … markalı ve … ürün kodlu, … markalı ve … Ürün kodlu, davalı tarafın bilirkişi heyetine teslim ettiği … markalı ve … ürün kodlu ayakkabılar ile davacı tarafın ayakkabıların karşılaştırılması sonucunda şekil benzerliğinin olmadığı belirtilmiştir. 11.7.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise ; Davalı tarafça satışa sunulan ürünler üzerindeki işaretin, davalı tarafa ait tescilli “…’ markası olmadığı, bu nedenle tescilli marka korumasından faydalananamayacağını, Davalı tarafından satışa sunulduğu ispat edilen ürünler üzerinde kullanılan işaretler ile davalı tarafa ait şekil markaları arasında ciddi benzerlik bulunduğu, bu benzerliğin davacı taraf markası aleyhine iltibas tehlikesi yaratabilecek düzeyde olduğu, bu kapsamda davacı tarafa ait markalardan doğan haklara karşı tecavüzün bulunduğunu belirtilmiştir. Somut olayda , mahkemece davacı adına tescilli yan şerit markasını, marka sahibinin izni olmaksızın taklit etmek sureti ile davacıya ait şekil markasının ürettikleri ayakkabılar üzerinde aynen kullanmak suretiyle satışını yaptıkları bu eylemlerinin marka hakkına tecavüz oluşturduğu , davacının zararına sebebiyet verdiği, haksız rekabet teşkil ettiği bu nedenle davanın kabulü yönünde karar verilmiş ise de, yukarıya özetlenen bilirkişi raporları arasında davalı tarafça üretilip satışa sunulan bazı ürünlerde bulunan işaretin davacı işaret markasına benzer olup olmadığı konusunda çelişki bulunduğu, mahkemece çelişkinin giderilmediği, tazminat hesabı yönünden alınan raporda da ikinci bilirkişi raporundaki tespitler üzerinden, dört farklı kodlu ürünler üzerinden tazminat hesabı yapıldığı, davalının iltibasa sebebiyet veren kullanımlarının ve ürünlerin tereddüte yer bırakmayacak şekilde somutlaştırılması gerektiğinden raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. Bu itibarla yeni bir teknik bilirkişi heyetinden önceki raporlar arasındaki çelişki giderilecek şekilde denetime olanaklı rapor alınması, daha sonra tazminat hesabına gidilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2-İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/05/2019 tarih, 2017/320 E. 2019/229 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5-Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023