Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/163 E. 2020/428 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/163
KARAR NO: 2020/428
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 04/07/2017
NUMARASI: 2015/215 E., 2017/99 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)|Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili davacı firmanın 1974 yılında Bursa/Karacabey’de kurulmuş olup son 10 yıldır süt ürünleri alanında Türkiye’nin pazar lideri olduğunu, müvekkili davacı firmanın sahibi olduğu “…” markasının, tanınmış marka olup tanınmışlığının TPE nezdinde tescilli olduğunu, müvekkili davacı firmanın, ayrıca “…” ve “…” markalarını yoğun emek ve tanıtım sonucunda maruf hale getirdiğini, davacı firmanın, TPE nezdinde tescilli söz konusu markaları ve tescilli oldukları sınıfların, … 29. sınıfta, … 30. sınıfta, … 29, 30, 32. sınıflarda, … 29, 30. sınıflarda olduğunu, müvekkili davacı firmanın 2009-2015 arasında 18.000.000,00-TL reklam tanıtım harcaması ile söz konusu markayı maruf hale getirdiğini, oysa davalı firmanın, müvekkili davacı firmanın “…” ve …” markalarının aynı veya benzerini, peynir emtiası için ürün ambalajı üzerinde kullanarak … marketler zincirinde satışa sunmakta ve www…com.tr adresinde teşhir etmekte olduğunu, sonuç olarak; davalı şirketin fiillerinin, davacı müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğinin tespitini; davalı şirketin fiillerinin TTK m. 56 uyarınca davacı müvekkili aleyhine haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini; www…com.tr adresinde kullanılan ve marka hakkına tecavüz ile haksız rekabet teşkil eden görsellerin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davalı müvekkili şirketin 1995 yılında kurulmuş olup 2011 yılında … A.Ş. tarafından satın alındığını, davalı müvekkili şirketin “…” ibaresini marka lisans sözleşmesi ile kullandığını, şöyle ki; “…” markasının, dava dışı … A.Ş. adına tescilli olup tanınmış marka olduğunu ve tüketici nezdinde ayırt ediciliğinin çok yüksek olduğunu, Türk Gıda Kodeksi Peynir Tebliğinin(Tebliğ No:2015/6) m. 14/i; “Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin etiketinde peynirin piyasaya sunulduğu biçimine, üretim tekniğine, şekline ve kullanım amacına göre “tostpeyniri”, “…”, “üçgen” gibi ibareler kullanılabilir.” hükmünün düzenlendiğini, dolayısıyla, Türk Gıda Kodeksi Peynir Tebliği (Tebliğ No:2015/6) m. 14/i uyarınca, Ultra Filtrasyon metodu kullanılan ürünlerin etiketlerinde “…” ibaresinin kullanılmasına izin verildiğini, ayrıca, “…” markasının, davaya konu kullanımda esaslı ve ayırt edici unsur olduğunu, şöyle ki; tanınmış marka olan “…” markasının, aynı zamanda seri markaların da esaslı unsuru olduğunu, bu sebeple, davaya konu kullanım, tüketici nezdinde “…” esas unsurlu seri markaların devamı olarak algılanacağını, her halükarda, bütünsel yaklaşımla, davaya konu kullanımın benzerliği veya karıştırılmasının söz konusu olmadığını, davacı adına tescilli “…” ve “… ” markalarının tanınmış marka olmadığını, sadece “…” markasının tanınmış marka olduğunu, davacının, 2005 ve 2009 başvuru tarihli “…” markalarını devraldığını, kendisinin yaratmadığını, davacı tarafça sunulan reklam ve tanıtım faturalarının 2014-2015 yıllarına ait olduğunu, haksız rekabet söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; marka tescil kayıtları, taraflarca sunulan her iki tarafın ürün görselleri, bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına göre; Türk Gıda Kodeksi Peynir Tebliği (Tebliğ No:2015/6) m.14/i bendinde “bu maddenin 1.fıkrasının a bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin etiketinde peynirin piyasaya sunulduğu biçimi, üretim tekniğine, şekline ve kullanım amacına göre ‘tost peyniri, …/ultra filtrasyon, üçgen gibi ibareler’ kullanılabilir” düzenlemesinin mevcut olduğu, her ne kadar davacı tarafça Danıştay’da Türk Gıda Kodeksi’nin 14/i maddesinin iptali için dava açıldığı beyan edilmişse de, … ibaresinin cins bildiren ibare olup olmadığının ayrıca incelenmesi neticesinde gıda mühendisi bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetinin … peynir ibaresinin tasviri bir ibare olduğunu beyan ettiği, internette paylaşılan 06/03/1998 tarihli Gıda (Besin) Alerjisi başlıklı Prof. Dr. … tarafından düzenlenen makalede; … peynir ibaresinin bulunduğu, yine www…com internet alan adlı sitede 08/04/2005 tarihli makalede; … peynir ifadesine yer verildiğinin tespit edildiği, Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/466 Esas-2014/466 Karar sayılı dosyasında; davacı … A.Ş. tarafından davalılar … A.Ş ve TPE aleyhine açılan davada alınan bilirkişi raporunda; … peynir hakkında teknik bilgilere yer verildikten sonra, … peynir ibaresinin bir peynir türü olarak algılandığının beyan edildiği, mahkeme kararında incelenen Ankara 2.Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2014/508 E sayılı dosyasında; … ve … tarafından 1978 tarihinde kamuya sunulan Gıda Dergisinde yayınlanan “Peynir Suyu Proteinlerinden Yararlanma Yöntemleri ” adlı makalede açıkça … peynirin elde edilme biçiminin açıklandığının beyan edildiğinin görüldüğü, Türk Gıda Kodeksi Peynir Tebliği 14/ i bendinde ve 1978 ve 1998 tarihli makalelerde … ibaresinin peynir ürünü yönünden bir üretim yöntemi olarak kullanıldığı, kelime anlamı itibarıyla … ibaresinin “süzülmüş olan, süzülerek elde edilen, bir sıvıyı içindeki katı maddelerden ayırmak için bez veya delikli bir kaptan geçirmek” anlamlarına geldiği, … ibaresinin yoğurt ürünü içinde üretim tekniği olarak kullanıldığı, davacıya ait 11/07/2005 başvuru tarihli … sayılı 29.sınıfta tescilli …, 14/01/2009 başvuru tarihli … sayılı 30.sınıfta tescilli …, 18/03/2010 başvuru tarihli … sayılı 29, 30 ve 32.sınıflarda tescilli … … ve 31/10/2015 başvuru tarihli … sayılı 29 ve 30.sınıflarda tescilli … … Şekil markasının tescilli olduğu anlaşılmışsa da, … tanınmış markasının dava konusu olmadığı, bir üretim tekniği olan … ibaresinin zayıf marka konumunda bulunduğu, davalının … Peynir ibaresini … tanınmış markası ile birlikte kullanarak ayırtedicilik kazandırdığı, davalının ürün görsellerinde … markasının üstte ve daha büyük puntolarla, … ibaresinin ise altta ve küçük puntolarla ve Peynir tanımlayıcı ibare ile birlikte yazıldığı, markanın ayırt edici unsurunun … ibaresi olduğu, … ibaresinin davacı tarafın sunduğu görsellerde tamamlayıcı ve vasıf bildiren unsur olarak kullanıldığı, taraf markalarının görselleri incelendiğinde; davacı ve davalının marka kullanımı ile karşılaşan tüketicinin dikkatini ilk olarak davacının tanınmış … markası ile davalının … markasının çekeceği, ürünlerin hitap ettiği ortalama tüketici kitlesinin ambalaj içinde satışa sunulan peynir ürünü satın alırken önce markanın asıl unsuruna daha sonra ise vasıf bildiren yardımcı unsuruna dikkat edeceği, kaldı ki davalı markasının davacı markasına benzetilmediği, karıştırma ihtimalinin bulunmadığı, markaların iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığı değerlendirilirken somut olarak karıştırılmanın ispatı gerekmemekle birlikte, davacı tarafça markaların karıştırıldığına dair somut delil de sunulmadığı kanaatine varılarak markaya tecavüz ve haksız rekabet davasının reddine karar vermek gerektiği, Türk Gıda Kodeksi Peynir Tebliği 14/ i bendinin iptali için Danıştay 10.Dairesi’nin 2015/1150 Esas sayılı dosyasında davacı tarafça Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı aleyhine dava açlmışsa da; Mahkemece celbedilen dosya kapsamındaki belgelerden; yürütmenin durdurulması talebinin 14/10/2015 tarihinde reddedildiği, ret kararına davacı tarafça itiraz edildiği, itiraz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 28/01/2016 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verildiğinin anlaşıldığı, doğrudan sonuca etkili olmadığından dava sonucunun beklenmesine gerek olmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; “…” ve “…” ibarelerinin ürün adı niteliğinde cins isim olduğu, bu ibarelerin tek başına tescil edilmesinin mümkün olmadığına dair değerlendirmelerin müvekkilin tescilli … tescil numaralı “…”, … tescil numaralı “…” markalarının mevcudiyeti halinde herhangi bir geçerlilik tanımayacak olduğu, davacı tarafından Türk Gıda Kodeksi Peynir Tebliği’ nin 14 maddesinin (i) bendinin iptali için Danıştay’da dava açılmış bulunduğu, dava sürecinin devam ettiği, eldeki davada bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmesine rağmen karar verilmesinin hatalı olduğu, bilirkişi tarafından yapılması gerekenin, “…” ibaresinin taraflarınca ilk defa marka olarak tescil edildiği tarihten önce diğer davalı firma tarafından “…” kelimesinin bu tür peynirler için kullanılıp kullanılmadığının tespit edilmesi gerektiği halde halde bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı, bu anlamda raporun eksik olduğu, müvekkili şirketten önce … kelimesini bu tip ürünler için kullanan bir başka firma bulunmamakta olduğu, … kelimesini ilk defa müvekkili şirketin kullanmış ve marka olarak adına tescil ettirmiş olduğu, yasal mevzuata, “…” isimli bir peynir türü olmadığından ötürü davalı kurumun “…” ibaresinin bir gıda ürün türü olduğuna dair verilen kararın hatalı olduğu, “Türk Gıda Kodeksi-peynir Tebliği”nde peynir türlerinin sınırlı sayıda olmak üzere tek tek belirtildiği, tebliğde de “…” adlı bir peynir türünün yer almadığı, peynir bakımından yöntemin adının ultrafiltrasyon olup, … ibaresinin tüketicilerde ikinci bir düşünce aksiyonunu tetiklemek bakımından marka olarak kullanılmaya elverişli olduğu, kaldı ki müvekkilinin anılan kullanımlarının 2005 yılına dayanan tescil kapsamında olduğu ve anılan tescilin halihazırda geçerli olduğu, bu kapsamda tüm süt ve süt ürünleri bakımından … ibaresinin tüketici nezdinde tanımlayıcı olduğunun hiçbir somut veriye dayanmadan ( anket vs.) belirtilmesinin hatalı ve çelişkili olduğu, davalı tarafından “…” markalarının tescilli olduğu, … ve … esas unsurlu markaları bulunduğu ve … markasının tanınmış marka olduğu şeklindeki iddiaların huzurdaki davada yer bulmayacağı, zira davalı tarafın dava konusu kullanımının “…” şeklinde olduğu, anılan ibare için davalının TPE nezdinde tescili bulunmadığı, bu kapsamda davalının tescilsiz kullanımının davacının “…” ve “…” markalarına tecavüz ettiği ve haksız rekabet teşkil ettiği, mahkemece verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, davalı tarafın … markası ile piyasada kullandığı peynir ürünün ambalajı üzerinde kullandığı markanın, davacının … ibareli tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinden bahisle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesine ilişkin bulunmaktadır. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, hükme esas alınan 29/06/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile 24/04/2017 tarihli bilirkişi ek raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, bu raporların hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, Türk Gıda Kodeksi Peynir Tebliği (Tebliğ No:2015/6) m.14/i bendinde “bu maddenin 1.fıkrasının a bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin etiketinde peynirin piyasaya sunulduğu biçimi, üretim tekniğine, şekline ve kullanım amacına göre ‘tost peyniri, …/ultra filtrasyon, üçgen gibi ibareler’ kullanılabilir” düzenlemesinin mevcut olmasına, her ne kadar davacı tarafça Danıştay’da Türk Gıda Kodeksi’nin 14/i maddesinin iptali için dava açıldığı beyan edilmişse de, … ibaresinin cins bildiren ibare olup olmadığının ayrıca incelenmesi neticesinde gıda mühendisi bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetinin … peynir ibaresinin tasviri bir ibare olduğunu beyan etmesine, internette paylaşılan 06/03/1998 tarihli Gıda (Besin) Alerjisi başlıklı Prof. Dr. … tarafından düzenlenen makalede; … peynir ibaresinin bulunmasına, yine www…com internet alan adlı sitede 08/04/2005 tarihli makalede; … peynir ifadesine yer verildiğinin tespit edilmesine, Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/466 Esas-2014/466 Karar sayılı dosyasında; davacı … A.Ş. tarafından davalılar … A.Ş ve TPE aleyhine açılan davada alınan bilirkişi raporunda; … peynir hakkında teknik bilgilere yer verildikten sonra, … peynir ibaresinin bir peynir türü olarak algılandığının beyan edilmesine, mahkeme kararında incelenen Ankara 2.Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2014/508 E sayılı dosyasında; … ve … tarafından 1978 tarihinde kamuya sunulan Gıda Dergisinde yayınlanan “Peynir Suyu Proteinlerinden Yararlanma Yöntemleri ” adlı makalede açıkça … peynirin elde edilme biçiminin açıklandığının beyan edildiğinin görülmesine, Türk Gıda Kodeksi Peynir Tebliği 14/ i bendinde ve 1978 ve 1998 tarihli makalelerde … ibaresinin peynir ürünü yönünden bir üretim yöntemi olarak kullanılmasına, kelime anlamı itibarıyla … ibaresinin “süzülmüş olan, süzülerek elde edilen, bir sıvıyı içindeki katı maddelerden ayırmak için bez veya delikli bir kaptan geçirmek” anlamlarına gelmesine, … ibaresinin yoğurt ürünü içinde üretim tekniği olarak kullanılmasına, davacıya ait 11/07/2005 başvuru tarihli … sayılı 29.sınıfta tescilli …, 14/01/2009 başvuru tarihli … sayılı 30.sınıfta tescilli …, 18/03/2010 başvuru tarihli … sayılı 29, 30 ve 32.sınıflarda tescilli … ve 31/10/2015 başvuru tarihli … sayılı 29 ve 30.sınıflarda tescilli … Şekil markasının tescilli olduğu anlaşılmışsa da, … tanınmış markasının dava konusu olmamasına, bir üretim tekniği olan … ibaresinin zayıf marka konumunda bulunasına, davalının … Peynir ibaresini … tanınmış markası ile birlikte kullanarak ayırtedicilik kazandırmasına, davalının ürün görsellerinde … markasının üstte ve daha büyük puntolarla, … ibaresinin ise altta ve küçük puntolarla ve Peynir tanımlayıcı ibare ile birlikte yazılmasına, markanın ayırt edici unsurunun … ibaresi olmasına, … ibaresinin davacı tarafın sunduğu görsellerde tamamlayıcı ve vasıf bildiren unsur olarak kullanılmasına, taraf markalarının görselleri incelendiğinde; davacı ve davalının marka kullanımı ile karşılaşan tüketicinin dikkatini ilk olarak davacının tanınmış … markası ile davalının … markasının çekeceği, ürünlerin hitap ettiği ortalama tüketici kitlesinin ambalaj içinde satışa sunulan peynir ürünü satın alırken önce markanın asıl unsuruna daha sonra ise vasıf bildiren yardımcı unsuruna dikkat edeceği, kaldı ki davalı markasının davacı markasına benzetilmediği, karıştırma ihtimalinin bulunmadığı, markaların iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığı değerlendirilirken somut olarak karıştırılmanın ispatı gerekmemekle birlikte, davacı tarafça markaların karıştırıldığına dair somut delil sunulmamasına, Türk Gıda Kodeksi Peynir Tebliği 14/ i bendinin iptali için Danıştay 10.Dairesi’nde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda Daire’nin 20/02/2020 tarih ve 2015/1150 E., 2020/734 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmesine, Dairenin gerekçeli kararından anlaşıldığı üzere, Türk Gıda Kodeksi Hazırlama Yönetmeliği çerçevesinde hazırlanarak 21/01/2014 tarihinde tüm tarafların görüşüne açılan ve anılan yönetmelik gereği oluşturulan Süt ve Süt ürünleri Komisyonunda konunun uzmanları, bakanlık temsilcileri, Üniversitelerden uzman öğretim görevlileri, davacı şirket temsilcilerinin de yer aldığı sektör temsilcilerinin katılımıyla yapılan toplantıda alınan karar gereği anılan tebliğde iptali istenilen düzenlemeye de yer verildiğinin anlaşılmasına, bu durumda davacı şirketin de “…” ibaresini, peynirin üretim tekniği olarak kabul ettiğinin anlaşılmasına göre, Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 04/07/2017 tarih ve 2015/215 E., 2017/99 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/12/2020