Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1621 E. 2023/977 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1621 Esas
KARAR NO: 2023/977
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 04/07/2019
NUMARASI: 2017/596 E. – 2019/256 K.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Md. İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu emniyet kilidi ürünün bizzat müvekkili … tarafından tasarlandığını ve geliştirildiğini, söz konusu … firması tarafından üretilip satıldığını, ürünün müvekkili adına … sayı ile TPMK nezdinde faydalı model olarak tescilli olduğunu, davalı …’nin, müvekkillerinin ürünüyle teknik ve görsel olarak aynı özellikteki ürünleri piyasaya sürdüğünü, bunun tesadüfi olmayıp bilinçli ve kasıtlı bir taklitçilik olduğunu, taklit ürünlerin, davalı …’nin fabrikasında üretildiğini, yine aynı kişilerin sahibi oldukları … tarafından piyasaya sürüldüğünü, davalının faydalı model başvurusu incelendiğinde, 2013 tarihli tescilinden haberdar olduklarının görüleceğini, davalının … sayılı faydalı model başvurusunun tarif namesinin 2. sayfasında davacının tesciline atıf yapıldığını, davalı başvurusunda ilave özellikler bulunsa bile, temel ve esas alınan hususun müvekkiline ait tescilden izin alınmadan üretim yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı başvurusundaki istemlerin sadece anahtarsız kilitlenme özelliği için tescil istendiğini, bu özellik dışında kalan tüm teknik özelliklerin, ürün parçalarının ve çalışma prensibinin müvekkillerinin … sayılı tescilinde bulunduğunu, anahtarsız kilitlenme özelliğinin yeni ve ilave bir özellik olmadığını, piyasada bilinen ve 2013 yılından bu yana müvekkillerinin ürünlerinde bulunan bir özellik olduğunu beyan ederek, müvekkilinin faydalı model haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men ve ref’ini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi ve 5.000,00 TL itibar tazminatının, haksız fiil tarihi itibariyle ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve verilecek hüküm özetinin ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kamuya mal olmuş ürüne (anahtarla kitlenebilen güvenlik kilidine) yenilik unsuru katarak, anahtarsız kitlenen güvenlik kilidine çevirdiğini ve yeni bir faydalı model yarattığını, davacı tarafın tescil ettirdiği ürünün ise, sadece anahtarla kitlenebilen güvenlik kilidini kapsadığını, anahtarla kitlenebilen güvenlik kilidinin yenilik unsurunun bulunmadığını, yenilik niteliği taşımayan bir ürünü Türkiye’de ürüne ilişkin tescil bulunmamasından faydalanarak kötü niyetle tescil ettirdiğini, davacının yenilik özelliği bulunmayan bir ürüne dayanarak hak iddia edemeyeceğini, müvekkilinin kullandığı ürünün farklı bir ürün olduğunu, anahtarsız çalışan bir sistem ortaya çıkardığını, müvekkilinin faydalı modelinin sanayiye uygulanabilir bir yenilik unsuru getirdiğini, ayrıca söz konusu ürün için kullandığı ambalajın, genel standartlarda herkesin kullandığı mevcut bir ambalaj olduğunu ve taraflara özel bir tasarım barındırmadığını iddia ederek, asıl davanın reddine, davacı karşı davalılar adına … sayı ile tescilli faydalı model belgesinin, yenilik unsuru barındırmaması nedeniyle hükümsüzlüğünü ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve karşı dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;” dava konusu ürünler ibraz edildikten sonra rapor tanzim eden bilirkişiler …, … ve … tarafından düzenlenen rapora itibar edilerek, asıl dava yönünden davalının davacı adına tescilli faydalı model belgesinden kaynaklanan haklarına tecavüzün söz konusu olmadığı gibi, ambalaj tasarımından doğan haklarına da herhangi bir tecavüzün söz konusu olmadığı, ambalajların arka yüzündeki açıklamaların teknik zorunluluktan kaynaklanıp, eser vasfını taşımadığı ve haksız rekabet oluşturmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine karar, Karşı dava yönünden de, davacı adına kayıtlı faydalı modelin, tescil başvuru tarihi itibariyle SMK’nın geçici 1 maddesi nedeniyle, başvuru tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 551 Sayılı KHK’nın hükümleri kapsamında yeni ve sanayiye uygulanabilir olduğu, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle karşı davanın da reddine,” karar verilmiştir. Asıl davacı karşı davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Her ne kadar ilk rapor teknik inceleme ve teknik bilgi bakımından çok zayıf kalsa da her iki rapor arasında bu kadar çelişki varken esas dava açısından red kararı verilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle yeni bir heyetten rapor aldırılması gerektiğini, Davanın konusunun, birebir faydalı model İhlali olmayıp faydalı modelin tüm ana ve esas unsurlarının alınıp üstüne ilave bir özellik katarak kısmen ihlali olduğunu, davalının yaptığı … nolu patent başvurusunun istem kısmında, davacının istemlerinin muaf tutulduğunu, sadece ilave bir istem eklendiğini, kısmen patent ihlalinin söz konusu olduğunu, Mevcut resmi ve özel raporları dikkate alarak “davalı ürününde, davacı buluşunun esas alınıp alınmadığı, davalı ürününün, davacı buluşu olmaksızın üretilip üretilemeyeceği, davalı ürününde, davacı buluşu/tescilinde yer alan ana istem ve diğer istemler yönünden kullanım – yapılıp yapılmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınması gerekirken eksik ve yetersiz raporlar kapsamında hüküm kurulmasının hukuka aykırılık oluşturduğunu, Dosya kapsamında alınan tüm raporların tek ortak unsurun “Davalı ürün ambalajında yer alan Türkçe ve İngilizce açıklamaların birebir aynı olduğu hatta yazım hatalarının dahi aynı olduğu” hususuna ilişkin olduğunu diğer yandan ürün ambalajlarının şekli, kullanılan resimlerin benzerliği, tasarımların benzerliği de düşünüldüğünde davalının, kasıtlı bir şekilde yanaşma yaptığını, ancak buna rağmen haksız rekabetin de reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, zira ambalaj üzerinde yer alan 800 kelimeden oluşan Türkçe ve İngilizce açıklamaların kelimesi kelimesine, noktalama işaretlerine hatta hatalarına kadar aynı olmasını “teknik zorunluluktan kaynaklı” gerekçesiyle red edilmesinin TTK hükümlerine aykırı olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Karşı davacı asıl davalılar vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporları doğrultusunda davacı karşı davalının tecavüze yönelik istemlerinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğunu, Davacının ambalaja yönelik bir tasarım tescili bulunmamakta olup , kullanmış olduğu ambalajın kendisine ait olduğunu iddia etmesi, bu hususta sanki bir ambalaj tasarım tescili varmış gibi beyanda bulunarak müvekkilinin bunu taklit ettiğini iddia etmesinin hukuka aykırı olduğunu, söz konusu ambalajın davacıya ait bir ambalaj olmayıp, kamuya mal olmuş genel kullanımda bir ambalaj olduğunu, davacının böyle bir iddiası varsa bu iddiasını ispatla yükümlü bulunduğunu, Yargıtay’ın, tescilsiz tasarıma dayalı olarak haksız rekabetin oluşması için iltibas koşulunun varlığını aradığını, tescilsiz tasarımlarda ürünlerin farklı marka altında satılması sebebiyle tüketicinin ürünlerin orijinini karıştırmasının mümkün olmadığına yönelik kararlar verdiğini, tüm bu hususlar dahilinde davacının tüm tecavüz ve haksız rekabet iddialarının dosyaya verilen yeni heyet raporu gereğince reddi gerektiğini, Müvekkiline ait … numaralı faydalı modelin, 21.03.2019 tarihinde TPMK tarafından yenilik unsuru olduğu karar verilerek tescil edilmesine karar verildiğini, müvekkiline ait … tescil numaralı faydalı modelin davacıya ait … tescil numaralı taklit ettiği iddiası TPMK’nın yakın zamanda verdiği tescil kararıyla çürütülmüş bulunduğunu, TPMK tarafından müvekkiline ait … tescil numaralı faydalı modelin yenilik unsurunu içerdiği ve birebir tarif namede davacı ürünüyle karşılaştırılan müvekkiline ait ürünün davacı ürününü ihlal etmediği, bu suretle de yenilik unsuru nedeniyle TPMK tarafından tescil edildiğini, kısmen dahi ihlalin söz konusu olmadığını, Yargıtay’ın ana istemde bahsedilen unsurların tamamının, tecavüz ettiği iddiasında bulunan ürünlerde bulunması gerektiğine dair içtihatta bulunduğunu, hal böyle olunca yönetmeliğin ilgili maddesinde de açıkça belirtildiği üzere davacıya ait üründe bulunan istemlerin ve esaslı unsurların tamamının müvekkili şirkete ait üründe bulunmaması nedeniyle dosyaya ilişkin tecavüz veya haksız rekabet eylemi oluşmadığını, Taraf ürünleri arasında iltibasa yol açacak bir benzerliğin bulunmadığını beyan ederek, yenilik unsuru içermeyen davacı karşı davalıya ait faydalı modelin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Asıl davacı karşı davalılar vekilinin istinaf başvurusu incelendiğinde; Asıl dava, faydalı modelden kaynaklanan haklara tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i ile maddi, manevi ve itibar tazminatının davalıdan tahsili, karşı dava ise, davacı karşı davalı adına tescilli faydalı model belgesinin yenilik unsuru taşımadığından bahisle hükümsüzlüğü davasıdır. Davacı karşı davalılar, adlarına tescilli … nolu faydalı modelin (pencere emniyet kilidi) benzerinin davalı karşı davacı … tarafından taklit edilerek üretildiğini, diğer davalı karşı davacı … tarafından da piyasaya sürüldüğünü, ürün haricinde ambalajın dahi kopyalandığını iddia etmiş, davalı karşı davacılar ise; karşı tarafa ait ürünün yenilik özelliği taşımadığını beyan ederek, davacı karşı davalılar adına … sayı ile tescilli faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamında alınan ilk raporda; karşı davaya konu Faydalı Model Belgesi’nin hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, asıl dava yönünden karşı yan ürününün davacı tarafa ait Faydalı Model Belgesine tecavüz ettiği yönünde görüş bildirildiği, mahkemece alınan ikinci raporda ise; karşı davaya konu Faydalı Model Belgesi’nin hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, asıl davada dava konusu faydalı modele tecavüzün söz konusu olmadığı yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Faydalı Model Belgesinin hükümsüzlük koşulları ve tecavüz bulunup bulunmadığı teknik inceleme gerektirmekle, mahkemece iki kez rapor alındığı, asıl ve karşı dava yönünden her iki rapor arasında çelişki bulunduğu, taraf vekillerinin itirazlarının karşılanmadığı, eksik inceleme ile sonuca gidildiği kanaatine varılmıştır.Mahkemece yapılacak iş, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve taraf vekillerinin itirazlarının giderilmesi amacıyla, dosyanın konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetine tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları kapsamında yeni bir heyetten rapor aldırılmasıdır. Yukarıda açıklanan sebeplerle, başkaca istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince asıl davacının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Asıl davacı karşı davalılar vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- Davalı karşı davacı vekilinin istinaf isteminin bu aşamada incelemesine yer olmadığına,3- Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 04/07/2019 tarih, 2017/596 E. 2019/256 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,4- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5- İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,6- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023