Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1606 E. 2023/972 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1606 Esas
KARAR NO: 2023/972
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/06/2019
NUMARASI: 2016/1058 E. – 2019/668 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İnşaat ve tadilat işleriyle uğraşan müvekkillerinin inşaat için iskele kiralayan …’ten 30/10/2013 tarihinde iskele kiraladığını, müvekkili ve … arasında kiralama işi için protokol düzenlendiğini ve teminat olarak 30/10/2013 tarihli senedin müvekkili tarafından düzenlenerek imzalandığını, müvekkilinin işlerini tamamladıktan sonra iskeleyi teslim ederek borcunu ödediğini, senedi birlikte iş yaptığı arkadaşları vasıtasıyla teslim aldığını, müvekkilinin kiraladığı iskele dolayısıyla herhangi bir borcunun kalmadığını, senedin bedelsiz hale geldiğini, müvekkilinin yırtılıp imha edildiğini bildiği bu senedin daha sonra birlikte iş yaptığı … tarafından bedelsiz olduğu bilindiği halde boş kısımları doldurularak diğer davalı ve aynı zamanda davalı …’ın kayın biraderi olan … tarafından ciro edilerek icra takibine konulduğunu, müvekkili hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin davalılara borcunun bulunmadığını belirterek senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve %20 oranında tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin bonoda hamil olduğunu, davacı ile diğer davalı arasındaki şahsi ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığını, bononun teminat bonosu olduğuna dair kayıt bulunmadığını, davacının beyanları arasında çelişkiler bulunduğunu, bonodaki imzanın davacıya ait olduğunu belirterek, davanın reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “davacı … ile dava dışı … arasında iskele kiralanmasına ilişkin sözleşme düzenlendiği, sözleşmeye teminat olarak davaya konu bononun davacı tarafından imzalanmış olduğu, bononun sözleşme ile aynı sayfada, sayfanın alt kısmı olarak düzenlenmiş olduğu, kiralama bedelinin davacı tarafından dava dışı …’e ödendiği ve iş bitiminde iskelenin eksiksiz olarak …’e teslim edilmiş olduğu, bedelsiz kalan senedin davacıya iletilmek üzere dava dışı … tarafından davalı …’a verildiği, …’ın senedi kayınbiraderi olan davalı …’a verdiği, … tarafından senedin ciro edilmek suretiyle takibe konulduğu, sözleşme bedelinin ödenmiş olması ve iskelenin eksiksiz teslimi nedeniyle bononun bedelsiz kaldığı, başından itibaren durumdan haberdar olan …’ın senedi keşideci olan davacıya teslim etmediği, …’ın kayınbiraderi olan …’ın da aralarındaki akrabalık ilişkisi nedeniyle bononun bedelsiz kaldığını bildiğinin kabulünün gerektiği, bu nedenle davalıların iyiniyet iddiasının dikkate alınmasının mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne,” karar verilmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi bir bütün halinde incelendiğinde çelişkilerle dolu olduğunu, davaya konu bononun davacı tarafından bizzat yanında çalışan …’a 50.000 TL lik nakit borcuna karşılık düzenlenerek verildiğini, …’ın İstanbul da ev parası biriktirmekte iken, nakit konusunda sıkıntıya girmiş olan davacının borç para istemesi üzerine davacıya nakden 50.000 TL verdiğini ve güvendiği için bunu herhangi bir belgeye bağlamadığını, …’ın parayı sonradan istemesi üzerine davacının zaman kazanmak amacı ile kendisine davaya konu iş bu senedi verdiğini, …ın davaya konu senedin şayet teminat senedi bile olsa, teminat senedi ya da sözleşme eki bir senet olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını,Kaldı ki davacının, dava dilekçesinde senedi …ten teslim aldığını ve imha edildiğini bildiğini de ikrar ettiğini, Senedin bir kambiyo senedinin tüm unsurlarını taşımakla birlikte hukuki olarak da geçerli bir senet olduğunu, kaldı ki Kambiyo senetlerindeki bedelsizlik iddialarının yazılı delil ile ispatlanması gerektiğini, dava konusu bononun ihdas nedeni hanesinde “nakden” ibaresi bulunduğunu, davacının müvekkiline bono bedeli kadar borçlu olduğunu iddia ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, icra takibinden sonra açılan ve kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır. Davacı senedin, dava dışı … ile yapmış olduğu sözleşmenin teminatı olduğunu, bu nedenle bedelsiz olduğunu iddia etmiş, davalı ise senedin borç para karşılığında bizzat davacı tarafından verildiğini savunmuştur.Dosyada kapsamında dinlenen tanık … ise, sözleşme ve senet ilişkisini doğrulamış, sözleşmeden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmesiyle birlikte, bedelsiz kalan senedin davacının istemi üzerine davalı …’a verildiğini beyan etmiştir.Senet incelendiğinde; 30.10.2013 düzenleme, 30.12.2013 vade tarihli, keşidecisi davacı, lehtarı … olup, arka kısmında birinci ciranta olarak lehtar … ve hamil olarak son sırada davalı … cirolarının bulunduğu, senedin hamil … tarafından icra takibine konulduğu anlaşılmıştır. Yargıtay HGK’nun 14.3.2001 tarih ve 12-233/257 sayılı ve yine 20.6.2001 tarih ve 12-496/534 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere; dayanak belgenin teminat senedi olduğu iddiası, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Bu nedenle somut olayda ispat yükü davacı üzerinde olup, dosyaya bir örneği sunulan sözleşmedeki senedin bazı kısımlarının boş olması, takibe konu senedin ise tüm unsurlarıyla dolu olması nedeniyle aynı senet olduğunun kabul edilemeyeceği, sözleşmede senede açıkça atıfta bulunulmadığı gibi, senet üzerinde de teminat amaçlı olduğunun belirtilmediği, senette nakden kaydı bulunması ve davalı son hamil …’ın senedi borç para karşılığı aldığı savunması nedeniyle ispat yükü üzerinde olan davacının, senedin teminat senedi olduğunu yazılı delillerle kanıtlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görülmüştür. Diğer yandan yargılama sırasında İİK’nun 72/3.maddesine göre, ”icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesine” yönelik olarak ihtiyati tedbir kararı verildiği, kararın infaz edildiği görülmekle, İİK’nun 72/4 maddesi uyarınca davacının % 20 oranında tazminata mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.Açıklanan sebeplerle, davalı yanın istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı … vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile,2- Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/06/2019 tarih, 2016/1058 E., 2019/668 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, bu kapsamda;3- Davanın REDDİNE,4- İİK’nun 72/4.maddesi uyarınca asıl alacağın % 20’si oranında tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL karar harcından peşin alınan 1.001,89 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 732,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, 5/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7/c- Davalılar tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı …’a verilmesine, 8- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;8/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı … tarafından yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,8/b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 36,90 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 158,20 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalı …’a verilmesine,8/c-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,8/d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,9- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023