Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1605 E. 2023/482 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1605 Esas
KARAR NO: 2023/482
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI: 2016/1141 E. – 2019/587 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait bir kısım çekin müvekkili şirketin zilyetliğindeyken çalındığını, bu hususta Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2015/690 E. sayılı dosyasından ilgili çeklerle alakalı ödeme yasağı konulması talepli iptal davası açıldığını, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.07.2015 tarihli ara kararı ile dava konusu …bank Darıca Şubesi’nin … seri no’lu çekin de içinde bulunduğu bir kısım çek hakkında ödeme yasağı konulması kararı verildiğini, müvekkili tarafından borçlu olmamasına rağmen haciz baskısı altında İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında başlatılan takip üzerine 47.500,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkili firmanın davalı firmayla arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, davaya konu çekin müvekkil firma yetkilisi tarafından imzalanmadığını ve çekin üzerinde müvekkil firmanın kaşesi bulunmadığını, çalıntı çeklerin sahte imza ile tedavüle konulduğunu ileri sürerek İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasında takibe konulan … bank Darıca Şubesi’nin … seri no’lu çek dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine, davalı firmaya ödenen 47.500,00-TL paranın istirdadına, davalı tarafın %20’den az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu icra takibine konu çekin cirantaları arasında yer alan dava dışı … San Ve Tic Ltd Şti ile müvekkili şirket arasında 30.05.2014 tarihinde akdedilen faktoring sözleşmesine dayanılarak, …bank T.A.Ş. Darıca Şubesi’ne ait … seri no’lu 40.000,00 TL’lık 22.11.2015 keşide tarihli çekin tahsili amacıyla önce İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1900 D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı verildiğini ve ihtiyati haciz kararının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden esas takibe geçilerek uygulandığını, borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini ve aynı itiraz süresi içerisinde ödeme yaptığını, kesinleşen icra takibiyle cebri icra tehdidi altında ödeme yaptığı iddiası ile paranın geri verilmesini isteyemeyeceğini, bu nedenle de istirdat davası açamayacak davacının davasının dava şartı yokluğu sebebiyle reddinin gerektiğini, davacının istirdat davası açmış olup, dilekçesinde ve netice-i talepte imzaya itiraz ettiğini de bildirdiğini, davanın konusu dışındaki taleplerin reddinin gerektiğini, süresi geçen işbu itirazın öncelikle mahkemece usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının her ne kadar borçlu olmadıklarının tespitini de istemişse de, icra takibinde ödeme yapılmış olup artık açılacak davanın menfi tespit değil istirdat davası olması gerektiğini, davacının iddiasının bir kısmının çekin rızası hilafına elden çıktığı ve ödeme yasağı konulan çeke dayalı icra takibi yapılamayacağına ilişkin olsa da alacaklının alacağını temin etmesine engel bir durum olmadığını, takibe konu çekin 6762 Sayılı TTK’nun 708.maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre içinde muhatap bankaya ibraz edildiğinin görüldüğünü, çekin aynı yasanın 692. maddesinde yazılı tüm şartları içerdiğini ve kambiyo vasfını taşıdığının anlaşıldığını, her ne kadar Ticaret Mahkemesince çek hakkında ödeme yasağı konulmuşsa da çek karşılığını alamayan alacaklı hamilin İİK’nun 167 ve sonraki maddelerinde yer verilen kambiyo senetlerine mahsus yol ile takip yapmaya hakkının bulunduğunu, çekin arkasında karşılıksız şerhinin bulunmasına da gerek bulunmadığını, 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu Mad:9/3’te de belirtildiği üzere, kambiyo senedini ciro yoluyla müvekkili şirkete devri olduğundan kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri müvekkili faktoring şirketine karşı ileri süremeyeceğini, müvekkili bankanın iyiniyetli hamil olduğundan inkar tazminatı talebinin dayanağının olmadığını, takibe konu çekin müvekkili şirkete temlik cirosu ile devir edildiğini, çekin ciro silsilesinden açıkça müvekkili şirketin yetkili son hamil olduğunun görüldüğünü, müvekkili şirketin iyi niyetli ve yetkili hamil olduğunu beyan ederek davacının davasının usulden, esasına girilmeden reddine, her halükarda haksız ve mesnetsiz davasının reddine ve aynı zamanda davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dava konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı belirlenmiş ise de, 6361 Sayılı Kanun’un yukarıda belirtilen maddesine ve Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in istihbarat çalışması başlıklı 5. Maddesine uygun olarak davalı faktoring şirketinin, dava dışı …San Ve Tic Ltd Şti ile imzalanan faktoring sözleşmesi kapsamında borçlusu dava dışı şirket olan faturaları temlik almış olduğu, buna karşılık teslim edilen çeklerden dava konusu çeki tahsil etmek üzere teslim almış olduğu, bu şekilde devir aldığı kambiyo senedinden kaynaklanan alacağı, alacağı doğuran temel ilişkiye ait faturalarla ve çek bordrosu ile tevsik ettiği anlaşılmış, davalı faktoring şirketinin çekin iktisabında kötü niyetli ya da ağır kusurlu olduğu ispat edilemediğinden davacının dava konusu çekten dolayı davalıya borçlu olduğu kabul edilerek davanın reddine, icra takibinin durdurulmasına karar verilmemiş olup davalı alacaklının zarara uğradığından söz edilemeyeceğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin” reddine ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyada 25.03.2019 tarihli bilirkişi raporu ile davaya konu çekteki imzanın, davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığının ispat olunduğunu, davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin bu dosya dışında İstanbul BAM 44. Hukuk Dairesi tarafından incelenmiş olan 2020/404 E., 2021/653 K. Sayılı , 10/06/2021 karar tarihli dosyasında, aynı durum için “defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir” şeklinde kararı bulunduğunu, müvekkilin davacı yan olduğu bahsi geçen ilamda olan kararın aynı somut olayı barındıran ilgili bu dosyaya da uygulanması ve emsal karar olarak değerlendirilmesini, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Tarafların birbirlerinin ardılı olması ve yüz yüzelik ilkesi gereği imzanın keşideciye ait olup olmadığının müvekkil yönünden bilinmesinin beklemeyeceğini, davacı tarafların iddialarının çekin rızası hilafına elden çıktığı ve ödemeden men kararı alınmış olduğu yönünde olsa da bu durumun alacaklının alacağı temin etmesine engel bir durum olmadığını, yerel mahkeme kararında da belirtildiği üzere davacının imza itirazı ile ileri sürdüğü def’ilerin çeki ciro ve teslim yoluyla teslim alan müvekkile karşı ileri sürülemeyeceğini, müvekkilin faktoring faaliyetlerine ilişkin yönetmeliğe uygun hareket etmiş olmakla davacı tarafın itirazlarında haksız olduğunu, müvekkilin davaya konu senette meşru ve iyi niyetli hamil olduğunu, alacaklının senetleri alırken imzaların borçluya ait olup olmadığı yönündeki kontrol yükümlülüğünü yerine getirip getirmemesi konusunda senetlerdeki imzanın borçlunun gerçek imzaları ile ne kadar benzeştiğine bakmak gerektiğini, müvekkilin dava konusu çekin meşru ve iyi niyetli hamili olduğunu, davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava konusu İİK’nın 72.md. göre açılan istirdat davasıdır. Alacaklı tarafından borçlu aleyhine İstanbul … icra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında 25/11/2015 tarihinde kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından 26/11/2015 tarihinde borcun ödendiği, icra takibinin aynı tarihte ödeme nedeniyle kapatıldığı anlaşılmıştır. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2015 gün ve 2013/19-1746 E., 2015/896 K.). Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, Adli Belge İnceleme Ve Sahtecilik Uzmanı tarafından düzenlenen raporda; dava konusu …bank T.A.Ş. Darıca şubesine ait 22/11/2015 keşide tarihli … çek nolu 40.000 TL tutarlı çekteki imzanın, imza atmaya yetkili …’ın eli ürünü olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece 6361 sayılı kanunun 9/2.mad. ve bu Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin, istihbarat çalışması başlıklı 5.mad. uygun olarak davalı Faktoring şirketine, dava dışı … Ltd. Şti. ile imzalanan Faktoring Sözleşmesi kapsamında faturaları ile teslim aldığı, çekin iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu tespit edilemediği gerekçesi ile davacının dava konusu çekten dolayı davalıya borçlu olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Gebze 2. Asliye Hukuk Mah. (Ticaret Mah. sıfatıyla) 2015/690 E. sayılı dosyasında, dava konusu çekin bulunduğu birden fazla çek hakkında zayi nedeniyle çek iptali davası açıldığı, mahkemece 07/07/2015 tarihinde teminat karşılığından tedbir kararı verildiği görülmüştür. Davalı tarafın Faktorinğ şirketi olduğu Faktoring şirketi olması nedeniyle faturaya dayalı olarak alacağı temlik alırken 6361 sayılı kanuna uygun BDDK’nın kararları uyarınca gerekli araştırmaları yapmak zorunda olduğu, gerekli araştırmalardan birisinin de çek keşidecisinden teyit alma olduğu, buna rağmen davacıya başvurup teyit alma işlemini yerine getirmediği, davalının çeki iktisabında bu nedenle ağır kusurlu olduğu, ağır kusur nedeniyle davacının TTK 818 mad. yollamasıyla TTK 686 md. uyarınca davalıya karşı ödemezlik definde bulunabileceği, takip konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı bilirkişi raporu ile de sabit olduğundan ve imzaya itiraz mutlak defi olduğundan herkese karşı ileri sürülebileceğinden keşideci tarafından bu defi ağır kusurlu olan davalıya karşı da ileri sürüleceğinden icra dosyasına yapılan tahsilatın istirdatına karar verilmesi gerekirken davanın reddine dair verilen karar bu nedenle hukuken yerinde değildir. İstirdat davasında, tazminata ilişkin bir düzenleme yer almadığından tazminata hükmedilemez. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/ 1-b.2. mad. gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, … bank Darıca/Kocaeli şubesine ait … seri nolu çekten dolayı ödenen 47.500,00 TL’nin 26/11/2015 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan istirdatına tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2019 tarih, 2016/1141 E., 2019/587 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 3- Davanın KABULÜNE, … bank Darıca/Kocaeli şubesine ait 5951218 seri nolu çekten dolayı ödenen 47.500,00 TL’nin 26/11/2015 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan istirdatına, Tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.244,72 TL nispi karar harcından peşin alınan 811,19 TL’nin mahsubu ile 3.433,53 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 811,19 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 256,10 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.700,79 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1). maddesine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 31,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 152,80 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023