Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1596 E. 2023/946 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1596
KARAR NO: 2023/946
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 07/05/2019
NUMARASI: 2017/205 E. – 2019/165 K.
DAVANIN KONUSU: Tasarıma Haksız Rekabetin Önlenmesini, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 06/02/2015
– BİRLEŞEN (KAPATILAN) BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ’NİN 2015/50 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU: Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ: 17/03/2015
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin elbise askısı imalat ve satış alanında 1972 yılından beri faaliyet gösterdiğini, davaya konu ürünün elbise askılarının uçlarına takılan etek ve pantolon tutmaya yarayan mandallar olduğunu, davaya konu mandal görünüşünün, model ve kalıbının farklılık arz ettiğini, işbu davaya konu modeli bizzat müvekkilinin kendisinin tasarladığını, davalının müvekkiline ait ürünleri birebir kopyalayıp taklit etmenin yanında, taklit ettiği ürünleri web sitesinde tanıtırken kullandığı fotoğrafların bizzat müvekkilinin katalog ve web sitesinde yer alan fotoğraflar olduğunu, davalının bu kullanımlarının müvekkil şirketin … ve … tescil numaralı tasarımlarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, davalının kendisinin hiçbir teknik katkı sunmadığı modellerini taklit ederek çoğaltmasının haksız rekabet oluşturduğunu, Bakırköy 2. FSHHM’nin 2014/104 D. İş dosyası ile davalının iş merkezinde yapılan tespit sonucunda, davaya konu elbise askılarının üretim ve satış aşamasında tespit edildiğini, tespit sonrasında endüstri tasarımcısı bilirkişi tarafından oluşturulan raporda, davalının müvekkiline ait tescilli ürünlerini taklit ederek ürettiği, sattığı ve intemet sitesinde tanıttığı hususunun ayrıntılarıyla tespit edildiğini, müvekkilinin davalı tarafindan gerçekleştirilen bu tecavüzler sonucunda ayrıca maddi ve manevi zarara uğradığını iddia ederek, haksız rekabetin önlenmesini, tasarım tecavüzü ve haksız rekabette bulunulan ürünlerin toplatılmasını, ürünlerin imalinde kullanılan makinelerin, kalıpların ve tanıtım materyallerinin imhasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın, haksız fiil başlangıç tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye’de damla sulama sektöründe ve aksesuar üretiminde üretici konumunda bulunduğunu, huzurdaki davaya dayanak olan … sayılı askı mandalı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini haiz olmadığını, söz konusu tasarımın daha önce … firması başta olmak üzere başka firmalar tarafından davacının tasarım başvuru tarihinden çok öncesinde piyasaya sürüldüğünü, … firması tarafından söz konusu tasarımın çok benzerlerinin TPE nezdinde endüstriyel tasarım olarak tescil ettirildiğini, … firmasının söz konusu ürünü “…” kodu ile senelerden bu yana ürettiğini, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde davacı ile … kataloglarında görülen tasarımın birbirinin aynısı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Birleşen Kapatılan Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/50 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı adına TPMK nezdinde … sayı ile tescilli endüstriyel tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine haiz olmadığını iddia ederek, davalı adına … sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın taraf ehliyetinin bulunmadığını, davacının iddialarının tescil aşamasında ileri sürüldüğünü ve TPMK tarafından reddedildiğini ve iddia edilenin aksine müvekkili adına tescilli tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Tasarım tescil kayıtları celbedildikten ve ve taraf vekillerince de deliller sunulduktan sonra, dosyada iddia ve savunmaların değerlendirilmesi açısından bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Birbirlerini doğrulayan bilirkişi raporlarına göre, davacı adına tescilli … tescil nolu tasarımın tescil başvuru tarihi itibariyle yenilik ve ayırt edicilik özelliğinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, birleşen davanın kabulü ile, davacı-karşı davalı adına olan tasarımın hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir. Asıl dava yönünden ise, hükümsüzlük baştan beri sonuç doğuracağından, bu haliyle davalının kullanımı hukuka uygun olup, haksız rekabet de oluşturmayacağından, asıl dava yönünden davanın reddine” karar verilmiştir.Davacı-birleşen davada davalı istinaf dilekçesinde özetle; -Dava konusun endüstriyel tasarım … Elbise Askısı Mandalına tecavüz davası olduğunu, davalının tasarımın yenilik unsuru taşımadığı gerekçesiyle hükümsüzlük davası açtığını, 5 Bilirkişi Raporunun tamamının davalı tasarımının, davacı tasarımına ihlal oluşturduğunu tespit ettiğini, 4 Bilirkişi Raporunun, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığını tespit ettiğini, kendi içinde çelişen ve kendini yalanlayan son raporun hükme esas alındığını, hükme esas alınan son raporda kök ve ek raporların çelişmekte olup yapılan özensizliğin kanıtlandığını, 09/06/2018 tarihli kök raporda www…uk ve www…..com internet siteleri haricinde herhangi bir yenilik durumunu kaldıran beyanların olmadığını, şikayet ettikleri ve artık hasım oldukları bilirkişilerden ek rapor alınmamasını ısrarla talep ettiklerini ancak Mahkemenin talebi reddettiğini, dava konusu mandalın 2013 yılından önce üretildiği ve piyasaya sürüldüğüne dair bilirkişilerce yapılan tespitlerin bilime, tekniğe, mantığa ve hukuka aykırı olduğu ileri sürerek rapora itiraz ettiklerini, ek raporun, kök raporda açıkça yanıltıcı hatta yalan tespitler yapıldığını kanıtladığını, ek rapor incelendiğinde, kök raporda yapılan tespitlerin hatalı olduğunun kabul edildiğini, kök raporda www…sitesi üzerinden dava konusu tasarımın ilk olarak 30 Ekim 2011 tarihinde yayınlandığını beyan edip ek raporda 29 Mayıs 2013 olarak kabul ettiklerini, … nolu tasarım değerlendirmesinin kök raporda olmadığını, ancak kök rapordan farklı bir sonuca ulaşmamak için bilirkişilerin değerlendirme yaptığını ve … nolu tasarım değerlendirmesinin bizzat numuneler üzerinden 24/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda yer aldığını ve ürünlerin benzer bulunmadığını, ek raporda, kök raporda yapılan hatalardan dönüldüğünü, fakat kök raporda yer almayan … nolu (… ürünü) tasarımla kısaylama yapılarak benzerlik dolayısıyla yenilik değerlendirilmesi yapıldığını, oysa bu değerlendirme bizzat dosyaya sunulan … numuneleri de dikkate alınarak 24/10/2016 tarihli bilirkişi heyetinin (… / Doç.dr…. / Yrd. Doç. Dr. …) tarafından yaptığını ve söz konu tasarımların benzer olmadıklarının tespit edildiğini, çelişkiler giderilmeden ve maddi ve manevi tazminat açısından hesaplama yapılmadan hüküm kurulmasının açık bir hukuka aykırlık olduğunu,-15/02/2018 tarihli ara kararda esas dava açısından maddi ve manevi zararın tespitine karar verildiğini ve dosyanın bilirkişiye verildiğini, açık ve net olan ara kararın bilirkişilerce yerine getirilmediğini ve tazminat/zarar miktarının hesaplanmadığını, zarar/tazminat hesaplaması yapmamak, dosyayı bir an önce ve kolaya kaçarcasına kapatmak amacıyla birleşen dosya açısından tasarımın yenilik unsuru taşımadığı yönünde beyanda bulunulduğunu, hukuka ve ticari gerçeklere aykırı olan ve eksik incelemeyle oluşturulan kararın aleyhe kısımlarının kaldırılmasını, kararının kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesine, davanın tümü ile reddine, yeni bir heyetten rapor alınması gerekirken eksiklikler giderilmeden hüküm kurulmasının eksik inceleme olup hükmün kaldırılmasını, dosyanın yeni bilirkişi heyetine verilip; diğer 4 raporla çelişkiler giderilmeli ve benzerlik kıyaslamasının 24/10/2016 Tarihli bilirkişi raporunda olduğu gibi numuneler üzerinden yapılması gerekirken hüküm kurulması eksik inceleme, savunma hakkının kısıtlanması olup hukuka aykırı olduğunu, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı-birleşen davada davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesi ve istinafa cevap dilekçesinde özetle; -Davacı- birleşen dava davacısı tarafın dava dilekçesine bakıldığında 3 talebi olduğunu, Tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulması ve önlenmesi, 1000 TL maddi tazminat, 10.000 TL manevi tazminat taleplerinden reddedilen bu istemlerin her biri için müvekkili yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini, -Taraflarınca karşı tarafın tasarımının hükümsüzlüğü taleplerine ilişkin olarak … firmasına ait … sayılı, … ve … sayılı tasarımlar dayanak gösterildiğini, ilk gelen yani 25/03/2016 tarihli raporda … firmasına ait … ve… sayılı tasarım karşı taraf tasarımı ile benzer görülmediği, fakat … sayılı tasarım ile belirgin derecede benzer görülerek karşı tarafın tasarımının bu tasarım karşısında hükümsüz kılınması gerektiğinin belirtildiğini, itiraz üzerine ürün örnekleri üzerinde inceleme yapılması için dosyanın tekrar bilirkişilere tevdii edildiğini, bilirkişilerin 24/10/2016 tarihli ek raporda hataya düşerek … sayılı tasarıma ilişkin ürün örneği üzerinde inceleme yaptıklarını, fakat … sayılı tasarıma ilişkin ürün örneği üzerinde inceleme yapılmadığını, kök raporda da … sayılı tasarım ile benzer görülmediğini, asıl benzer görülen .. sayılı tasarım olmasına rağmen Sayın bilirkişilerin hatalı olarak … sayılı tasarım üzerinde inceleme yaptıklarını, ek rapora yapılan itiraz yerinde görülerek 07/12/2016 tarihli ara karar ile dosyanın tekrar bilirkişiye gönderildiğini, ürün örnekleri üzerinde yapılan incelemenin yanlış ürüne ilişkin olan inceleme olması nedeniyle ek rapora gönderildiğini, 05/03/2017 tarhli 2. ek bilirkişi raporunda ise yine ürün örnekler üzerinde inceleme yapılmadığını fakat aynı görseller üzerinde yapılan incelemenin neticesinde kök raporun aksine bu sefer … sayılı tasarım tescilinden farklı olduğunun ileri sürüldüğünü ancak bu raporda sadece benzerlik noktasında bilirkişilerin görüş değiştirmesinin anlaşılamadığını, bu nedenle rapora itiraz ettiklerini, itirazlarının ilk başta kabul görmediğini ve dosyanın muhasip bilirkişiye gönderildiğini, sonrasında Mahkemenin itirazlarını haklı bularak yeni bir heyet tayin ederek dosyada tekrar bilirkişi raporu aldırdığını, yeni heyetten alınan 4.raporda inceleme ve değerlendirme kısmında mevcut bir inceleme yapıldığını ve karşı taraf tasarımının … sayılı tasarım karşısında yeni ve ayırt edici olmadığının belirtildiğini, internet sitelerinde yapılan itirazların ise gerçek dışı olduğunu, yorumlar kısmındaki tarihlerin örtüştüğünü, raporlar arasındaki çelişkinin giderildiğini, katılma yoluyla istinaf taleplerinin kabulüne ile kararın düzeltilerek asıl davanın tümüyle reddi kararı uyarınca maddi tazminat talebinin reddine dair olan karar açısından da lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, davacı adına tescilli … nolu tasarımın, davalı ürünleri ile karşılaştırıldığında ayırt edici özelliğinin bulunup bulunmadığı, asıl dava yönünden tasarım tecavüzü oluşup oluşmadığı, tecavüz var ise maddi manevi tazminat ve birleşen dosya yönünden hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı talebine ilişkindir.25.03.2016 tarihli kök raporda asıl davanın davacısı adına tescilli … tescil nolu tasarımın davalı ürünleri ile karşılaştırıldığında tasarımların biçim dilinin, form yapısının, kontur eğriliklerinin, form üzerinde yer alan ayrıntıların, bilgilenmiş kullanıcı ortalama tüketici tarafından ayırt edilemeyecek ölçüde birbirine aynıya yakın benzer olduğu, … (…) LIMITED adına …numara ile kayıtlı “1. Giyim işyası Askısı” (Tescil Tarihi 13.01.2003), ve … Tescil numarası ile kayıtlı “1. Giyim Eşyası Askısı” (Tescil Tarihi 16.01.2006) tasarımı teknik çizim önünden incelendiğinde tasarımların benzemediği, … (UK) LIMITED adına kayıtlı tasarımlar arasında … tescil umara ile kayıtlı tescilde “2 kod numara ile yer alan “2. Giysi Askısı” tasarımı” (Tescil Tarihi 07.07.2003) ile …LİMİTED ŞİRKETİ adına … tescilli tasarım (tescil tarihi; 8.03.2013) hacim ifadesiyle kayıt altında olan görsellerin karşılaştırılması sonucunda, formun genel algılanması dikkate alındığında form yapılarının benzer olduğu ve bu sebeple söz konusu tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilebileceği belirtilmiş olup, itiraz üzerine alınan ek raporlarda ise benzer olmadığı sonucuna varılmıştır.09.06.2018 tarihli içlerinde bilişim uzmanının da yer aldığı heyetten alınan raporda hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan ürün görselleri ve bu görsellerin yayınlandığı internet adreslerinde yapıları incelemelerde; www…uk isimli web sitede geçerli olduğu ilk tarih bilgisinin 06.06.2008 olarak belirtildiği, ayrıca söz konusu web sitede yayınlanan ürün hakkındaki yorumlar bölümü incelendiğinde kullanıcı yorumları arasında 2010 yılına ilişkin yorumların (15 Mayıs 2010, 14 Eylül 2010 ve 29 Aralık 2010) yer aldığının belirtildiği, ayrıca ürünün satıcısı konumunda olan “…” firmasına ait www…com işimli internet sitesinde hükümsüzlüğe dayanak olarak gösterilen ürünün 13.01.2017 tarihinde yayında olduğunun saptandığı, hükümsüzlüğe dayanak olarak gösterilen ve davacının dava konusu tasarım için kullandığı iddia edilen “…” isimli veya … kodlu ürüne ilişkin yapılan arşiv incelemelerinde, …/Kodlu olarak anılan ürünün www…com isimli internet sitesinde 30.10.2011 tarihinde yayında olduğunun tespit edildiği, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin, başvuru tarihi olan 28.03.2013 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı, ek raporda da görüş değişikliğine gitmedikleri belirtilmiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 06.06.2018 tarih, 2017/ 11-99 Esas, 2018/1173 Karar sayılı kararında; “554 Sayılı KHK’nın 11. maddesi uyarınca tescilli tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna 7. maddeye uygun olarak o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır ve tasarımcının tasarımını geliştirirken seçenek özgürlüğü de göz önünde tutulur. Bu kural dört alt kural içerir: (1) Bir tasarımın daha önceki bir tasarımdan doğan tasarım hakkını ihlal ettiği, yani korunan tasarıma benzediği, korunan tasarım yönünden karıştırılma tehlikesi yarattığı iddia edildiğinde değerlendirme bilgilenmiş kullanıcı esas alınarak yapılır. (2) ihlal iddiasına muhatap tasarımın bilgilenmiş kullanıcıda bıraktığı genel izlenim ile öncekinin yarattığı genel izlenimin benzer olup olmadığı incelenir; yoksa ayrıntı değerlendirmesi yapılmaz. (3) inceleme ve değerlendirmede tasarımcının seçenek özgürlüğünün ne olduğuna bakılır; olayda böyle bir özgürlük yoksa benzerlik kaçınılmaz olduğundan koruma reddedilir. Ancak, olağan bir tüketicinin dikkatinden kaçabilecek, fakat bilgilenmiş kullanıcının gözüne çarpabilecek farklılıklara önem verilir. (4) Değerlendirmede “bütün tasarımlar dikkate alınır”. 554 Sayılı KHK’nın merkez yönergeden aldığı bu hüküm, değerlendirme yapılırken tasarımın uygulandığı ürünün dikkate alınmayacağı, ürün farklı olsa bile, korunan tasarımın “benzerlik”inin bir ihlal olduğunu ileri sürebileceği anlamına gelmektedir. (Tekinalp, s.683-684)” şeklindeki karar ile tasarıma tecavüz iddiasının incelenme ölçütlerini açıklamıştır. Ancak tasarım sahibinin korumadan yararlanabilmesi için öncelikle anılan hükümlerde yazılı koşulları sağlaması gerekir. Bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Bir başka deyişle tasarım tescilinde, mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de, tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla, küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir.Burada bahsi geçen kamu, dünyanın herhangi bir yerinde, dar veya geniş, belirli veya belirsiz üçüncü kişilerdir. Bahsi geçen ‘kamu’ kavramına örnek olarak; konferans, seminer vs. katılımcıları, TV seyircileri, yazılı basın okuyucuları, internet kullanıcısı vd. verilebilir. (Tekinalp, y.a.g.e.; s. 285) (Yargıtay 11. H.D’nin 19.09.2012 tarih 2011/6793 E, 2012/13617 K).Birleşen davada tasarımın hükümsüzlüğü talep edilmekle ve hükümsüzlük kararının etkisi geçmişe etkili sonuç doğuracağı ve tasarıma bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılacağından, öncelikli olarak hükümsüzlük istemi incelenmiştir. Somut olayda, davalı-karşı davacı vekili, davacı-karşı davalı adına tescili … tescil sayılı askı mandal tasarımının hükümsüzlüğü isteminde bulunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalı-karşı davacının delil olarak sunduğu tasarımların, ayırt ediciliklerinin bire bire yakın derecede benzer olduğu, yenilik bağlamında farklı düzeye ulaştırmadığı, benzer olması sebebiyle tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığı belirtilmiştir. İlk heyetten alınan kök raporda kamuya sunulma tarihinin tespitine ilişkin bir bilgiye yer verilmemiştir. İkinci heyetten alınan raporda ise bilişim uzmanı bilirkişinin de aralarında bulunduğu bir heyet oluşturulduğu ve internet üzerindeki tarihlerin açık bir şekilde irdelendiği ve yapılan yorum tarihlerinin de eklendiği görülmüştür.Yargılama sırasında alınan kök ve ek bilirkişi raporları içeriğinden, davacıya ait tasarımlarının daha önceden dava dışı firmalar tarafından davacının tescil başvurusundan önce tescilli olarak kamuya sunulduğu, … nolu tasarım ile benzer olması nedeniyle yenilik içermediği anlaşılmaktadır. Öte yandan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu belirtilmiş olup dairemizce yapılan denetimde kök bilirkişi raporunda yenilik giderici olarak sunulan delillerin raporda değerlendirildiği, sonuç olarak askı mandal tasarım ile … nolu tasarımları yönünden benzerlik bulunduğu, yine alınan 09.06.2018 tarihli içlerinde bilişim uzmanının da yer aldığı kök ve ek bilirkişi raporunda dosya ve internet üzerinden yeniden araştırma yapıldığı, buna göre tasarımların davacıya ait tasarımlarla benzer olduğunun belirlendiği, bilinçli kullanıcı veya tüketici için de istinaf denetimine elverişli ve ayrıntılı incelemeyi içerir şekilde görüş belirtildiği görülmüş olup buna göre raporlar arasında çelişki bulunduğundan söz edilemeyeceği gözetildiğinde davacı-karşı davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Buna göre 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı karşı davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.Davacı taraf, her biri ayrı bir davaya konu olabilecek istemlerini tek bir dava içinde talep etmiş olup, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. maddesine göre, “İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir:…(2) Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir…” hükmünü haiz olmakla, kararın verildiği tarih olan 2019 tarihi itibarı ile güncel istinaf kesinlik sınırı 3.560,00 TL olduğundan maddi tazminat yönünden talep değeri dikkate alındığında kararın kesin olduğu, bu sebeple istinafa maddi tazminat talebi yönünden başvurulamayacağı tespit edilmekle, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. ve 346/1. maddeleri gereğince birleşen dosya davacısının maddi tazminata ilişkin ilişkin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan sebeplerle davacı-birleşen dosya davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı-birleşen dosya davacı vekilinin istinaf 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. ve 346/1. maddeleri gereğince reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/05/2019 tarih ve 2017/205 E., 2019/165 K. sayılı kararına karşı davacı-birleşen dosyada davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı-birleşen dosya davacı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf dilekçelerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. ve 346. maddeleri gereğince REDDİNE,3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken asıl dava yönünden 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44.40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacı-birleşen dosyada davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken birleşen dava yönünden 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44.40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacı-birleşen dosyada davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken asıl dava yönünden 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davalı-birleşen dosya davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken birleşen dava yönünden 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davalı-birleşen dosya davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 7-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,8-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,9-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/09/2023