Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1592 E. 2023/945 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1592
KARAR NO: 2023/945
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2017/374 E. – 2019/194 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın fonogram yapımcılarının bir araya gelerek oluşturulan, 5846 FSEK 42 md. gereğince kurulmuş bir meslek örgütü olduğunu, davacı …’ın davalı ile aralarında 18/01/2012 tarihli Meslek Birlikleri Lisans Sözleşmesi akdedildiğini, davalı şirketin sözleşme kapsamında tanzim edilen “Mali Şartlar” başlıklı 7. maddesi gereği mali hak bedeli ödenmesi konusunda ve diğer bentlerde de sözleşmeye uygun olmak kaydıyla damga vergisi ve ödemeler için kesilen KDV ödemesinin gerçekleştirilmesi yönünde kabul ve taahhütte bulunduğunu, sözleşmenin 8.maddesinde “Sözleşmenin süresi ve feshi” kısmının açık bir şekilde düzenlendiğini, “buna göre tarafların sözleşmenin bitiminden bir ay öncesinde beyanda bulunmaları gerektiğini aksi halde sözleşmenin yenilenerek devam edeceğini”, davalı şirketin kötüniyetli olduğunu, borcunun hangi oranda olduğunu bilmesine karşın ödeme yapılmadığını, bakiye borcun ödenmediğini, bu sebeple davalı şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosya kapsamında ilamsız takibe giriştiklerini, borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak davayı sürüncemede bırakmak kastıyla kölüniyetli olarak itiraz ettiğini iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası kapsamında ilamsız takip başlatıldığını, ancak bahse konu icra takibi açısından davalı şirketin borcu bulunmadığını, davalı şirketin merkezinin Kemer olduğu, HMK 6. maddesi gereğince İstanbul Mahkemelerinin davanın görülmesinde yetkisi bulunmadığını, icra takibine dayanak teşkil eden fatura tarihleri itibariyle … Mah. … Cad. No:… …-Kemer/Antalya adresinde bulunan otelin, fatura tarihlerinde davalı şirket tarafından işletilmediğini, bu sebeple icra takibine konu faturalar nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığını, icra takibinin kabul edilmemekle birlikte talep edilen yıllık kullanım bedelinin sözleşmeyle belirlenen bedelden yüksek olduğunu, bu sebeple icra takibinde talep edilen faiz miktarı ve oranının hukuka aykırı olduğunu, icra takibinin usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “taraflar arasında 18/01/2012 tarihli Meslek Birlikleri Lisans Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye istinaden davacı tarafça düzenlenen faturaların ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibinin başlatıldığı, davalıya çıkartılan ödeme emrinin tebliği üzerine davalı tarafından süresi içerisinde itiraz edildiği ve yine davacı tarafından itiraz üzerine süresi içerisinde itirazın iptali davasının açıldığı, davalının yetki itirazlarının sözleşme hükümleri dikkate alındığında yerinde olmadığı, icra dosyasına bildirilen iflas erteleme dosyasındaki tedbir kararının mevcut yargılamayı etkilemediği, davalının mükerrer takip iddialarının yerinde olmadığı, iddia ettiği dosya alacaklısının farklı olduğu, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde terditli olarak hesaplama yapılmış ise de sözleşme hükümleri dikkate alındığında ödeme vadeleri ile takip tarihi itibarı ile faiz hesaplamasının yerinde olduğu ve bu seçenek üzerinden talebin değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla ayrıntısı bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının takip tarihi itibarı ile 9.042,16 TL sözleşme bedeli ve 1.105,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.147,56 TL davalıdan alacaklı olduğu, 2014 yılı için icra takibinde talep edilen tutarın öngörülen tutardan 52,89 TL fazla olduğu ve hesap edilen faiz ile icra takibinde hesap edilen faiz arasında 282,27 TL fark oluştuğu anlaşılmakla davacının davasının bu miktarlar üzerinden kısmen kabulü ile; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 9.042,16 TL asıl alacak (2013 yılı için 4.389,72 TL+2014 yılı için 4.652,44 TL olmak üzere) 1.105,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.147,56 TL üzerinden, asıl alacağın takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen faiz oranları üzerinden işleyecek faiziyle birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davalı müvekkili şirketin merkezinin Kemer olup; HMK md. 6 gereğince, işbu dava yönünden davalı müvekkili şirketin yerleşim yeri olan Kemer mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, -Hükmün dayanağını teşkil eden bilirkişi raporunda takip konusu edilen faturaların müvekkili şirkete teslim edilmediğini, -İcra takibinin dayanağını teşkil eden fatura tarihleri itibariyle … Mahallesi … Caddesi No… …/Kemer/Antalya adresinde bulunan otelin müvekkili şirket tarafından işletilmediğinin taraflarınca ifade edildiğini, bu hususu teyit eder nitelikteki, davacı kurum tarafından dava konusu icra takibinde talep edilen alacağa ilişkin aynı dönemi kapsayan ve İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2017/156 E. sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan itirazın iptali davasından alınan 01.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda, … Mahallesi … Caddesi No… …/Kemer/Antalya adresinde bulunan otelin başka bir firma tarafından işletildiğinin, … Tur. Yat. İşl. ve İnş. A.Ş.’nin adreste herhangi bir ticari faaliyette bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkili şirketin faaliyette bulunmadığı bir otelle ilgili olarak lisans sözleşmesini yenilemesi gibi bir durum söz konusu olmadığını gibi otelde faaliyette bulunan şirket ile davacı şirket arasında yeni bir sözleşme yapılma ihtimalinin de kuvvetle muhtemel olduğunu, -Davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair verilen karar neticesinde lehlerine yönelik hükmedilen vekalet ücretinin maktu vekalet ücretinin altında olmasının da hukuka aykırı olduğunu kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, faturaya dayalı olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, sözleşmede belirtilen mali haklara yönelik olarak faturaya dayalı olarak takip başlatmış, davalı ise faturaların kendilerini tebliğ edilmediğini iddia ederek takip ve dava konusu borca itiraz etmiştir Öncelikle taraflar arasında 18/01/2012 tarihli Meslek Birlikleri Lisans Sözleşmesi imzalandığı ve buna göre vade tarihlerinin sözleşmenin 4. Maddesinde ve 7. Maddesinde mali şartlar düzenlemesi altında belirtildiğini, buna göre ödeme tarih ve miktarlarının 7.1 maddesinde 20.12.2011 ve 20.01.2012 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin uzaması halinde ise Temmuz ve Ağustos aylarında ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 7.3 ve 7.4 maddeleri gereğince faturanın tebliği şartının da aranmadığı, buna yönelik Mahkeme kabulünde aykırılık bulunmadığı, Davacı ile davalı arasında 18/01/2012 tarihli Lisans Sözleşmesi bulunduğu, Sözleşme’nin 9.maddesinde “Sözleşmenin bir yıllık olduğu, sürenin devamı boyunca her yılın sonuna en az 1 ay öncesine kadar sözleşmenin feshedildiğinin karşı tarafa noter aracılığıyla bildirilmemesi halinde sözleşmenin kendiliğinden birer yıllık dönemler halinde uzayacağı”nın düzenlendiği, davalı tarafından fesih bildiriminin sözleşmede öngörülen 1 aylık sürede yapılmadığı, tarafların sözleşme maddeleri ile bağlı olduğu, sözleşmenin takibe konu edilen dönemlerde devam ettiğinin kabulünün gerektiği görülmüştür. … Mah. … Cad. No:.. …-Kemer/Antalya adresinin sözleşmede belirtilen adres olduğu, fatura adresinin de bu adres olduğu, adres değişikliği olduğuna dair dosyada kayıt bulunmadığı, sözleşme adresinin adres değişikliği bildirilmediği sürece geçerli adres olduğu, sözleşmenin 11. Maddesinde adres değişikliğinin yazılı olarak bildirilmesi gerektiği aksi halde TK 10. Maddeye göre yapılmış sayılacağının belirtildiği anlaşılmıştır. Davalı ile davacı arasında yapılan sözleşmenin tebligata ilişkin maddesinde açıkça tarafların adres değişikliği yapması halinde, bu durumu diğer tarafa noter kanalı ile bildirmesi zorunluluğu getirildiği, borçlu ile alacaklı arasında yapılan sözleşmenin tebligat adresi ile ilgili hükmünde, sözleşmede yer alan taraf adreslerinin ikametgah adresi olarak kabul edileceği ve adres değişikliği zamanında ve noter kanalı ile bildirilmezse eski adrese yapılacak tebliğin geçerli olacağının kararlaştırıldığı, sözleşme serbestisi ve Tebligat Hükümleri karşısında sözleşmede belirtilen adrese çıkarılan ve bila tebliğ iade edilen tebligatların notere tevdii tarihinde muhataplarına tebliğ edildiğinin kabulü gerektiği anlaşılmış olmakla sözleşmedeki adresinin değiştiğine dair davalı tarafça dosyaya sunulan delil olmaması nedeniyle yapılan fatura tebliğinin geçerli olduğu gerekçesiyle kurulan hükümde aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf isteminin de reddi gerekmiştir. Sözleşmenin 8.4. maddesinde tesisin faaliyetinin durdurulması sona erme sebebi olarak öngörülmüş ise de, davalı tarafça bu hususta somut delil sunulmadığı, ibraz edilen bilirkişi raporunun 2018 tarihindeki tespite dayanıldığı, fatura tarihlerinin 2013-2014 tarihi olduğu, bu nedenle işletmenin kapatıldığı yönelik savunmanın ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Sözleşmenin 8. maddesinde, sözleşmenin feshinin sözleşme bitimine en geç 1 ay kala yapılması gerektiği, 8.6 maddesinde tesisin devri söz konusu olursa 60 gün bildirim yapılması halinde yeni işletme sahibi ile devam edeceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin feshinin gerçekleşmediği bu nedenle sözleşme hükümlerinin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Sözleşmenin 10. maddesinde yetkili Mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunun belirlendiği, buna göre yetki itirazına yönelik istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Sözleşmenin reddedilen miktarı 335,16 TL olup, vekalet ücreti bu miktarı geçemeyeceğinden bu konudaki istinaf isteminin de reddi gerekmiştir Sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/05/2019 tarih ve 2017/374 E., 2019/194 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 693,17 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 173,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 519,78 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/09/2023