Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1590 E. 2023/345 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1590
KARAR NO: 2023/345
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10/12/2018
NUMARASI: 2017/225 E. – 2018/1211 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket … arasında düzenlenen her bir birinin düzenleme tarihi 19/12/2015 ve aynı şekilde her birinin bedeli 30.000 TL olan toplam 15 adet senet düzenlenlendiğini, davalı şirket yetkili … tarafından iş bu senetlerin … Yalıkavak Şubesine teslim edilerek müvekkiline 24/12/2015 tarihli senet ihbarnamesi gönderildiğini, tüm senet bedellerinin, müvekkili tarafından nakten davalıya ödendiğini ve senetlerin davalı şirket yetkilisi tarafından banka şubesinden müvekkiline teslim edilmek üzere geri alındığını, … tarafından 28/12/2015 tarihli makbuz ve ibraname düzenlenerek dava konusu senetler yönünden herhangi bir hak ve alacağının olmadığını, senet bedellerinin tamamını nakden tahsil ettiğini beyan ederek müvekkilini gayrikabili rücu ettiğini, ancak senetlerin yanında olmadığını en kısa zamanda teslim edeccğinin söylediğini, müvekkilinin ise almış olduğu makbuz vc ibranameye güvenerek davalı şirket yetkilisine inandığını, ancak aradan geçen süre içinde sürekli müvekkilinin yurt dışında olduğu, senetleri sakladığı yeri hatırlayamadığı gibi bahaneler üreterek oyaladığını, geçen süre zarfı içinde senetleri elinde bulunduran 3.kişi … müvekkili ile iletişime geçerek senetlerde tek imzanın olduğu gerekçesiyle ikinci bir ciro attırmak istediğini, …’in senetleri arkadaşı adına bankaya verip kredi almak için kullanmayı düşündüğünü, müvekkilinin bedeli ödenmesine rağmen kendisine teslim olunmayan senetlerden ödeme günü 20/03/2017, düzenleme tarihi 19/12/2015, bedeli 30.000 TL ve lehtarı … olan senedin …’nin samimi arkadaşı olan … tarafından … Bankası Bıtez Şubesi kanalı ile gönderilen senet ödeme ihbarnamesi ile senetlerin kötü niyetli … ve …’nin birlikte hareket ederek ikinci defa tahsil etmeye çalıştıklarını anladığını belirterek, öncelikle müvekkili hakkında … tarafından … Bankası Bitez Şubesi kanalıyla işleme konulan ödeme günü 20/03/2017 düzenleme tarihi 19/12/2015, bedeli 30,000 TL ve lehtarı …, keşidecisi … olan senedin protesto edilmemesi, ihtiyati haciz başta olmak üzere hiçbir icra takibine konu edilmemesi için mümkünse teminatsız mahkemeniz aksi kanaatte ise senet bedeli üzerinden %15 teminat, karşılığında tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin dava konusu senetler yönünden davalılara borcu olmadığının tespitine, bedeli tahsil olunmasına rağmen müvekkiline iade edilmeyen senetlerin müvekkiline iadesine karar verilmesini, İade edilmeyerek yargılama süresince dava konusu senetleri işleme koyan 3.kişilerin dahili davalı olarak yargılamaya eklenmesine, davalı hakkında haksız ve kötü niyetli olarak başlatılacak icra takibi ve ihtarname işlemleri nedeni ile %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline gönderilen tebligatın usulsüz olması nedeniyle mahkemece yapılan tebligat müvekkiline ulaşmadığını, tebligat zarfının arkasına tebligata ilişkin düşülen açıklamanın karmakarışık olup, posta memurunun tebliğe ilişkin ne yaptığının belirli olmadığını, huzurdaki davanın 15 adet senetten kaynaklı ikame edildiğini, müvekkilinin ise sadece 19.12.2015 düzenleme, 20.03.2017 vade tarihli ve 30.000,00-TL bedelli bir adet senetten kaynaklı olarak davacıdan alacaklı olması, ancak sanki dava konusu tüm senetler müvekkildeymiş gibi bir izlenim uyandırılıp ve tüm senetler yönünden müvekkilinin davaya dahil edilmiş olmasının kabul edilemez olduğunu, bu konuda dava dilekçesi ve netice kısmında belirsizlik ve karmaşıklık mevcut olduğunu, 15 adet senetten sadece birinin alacaklı sıfatıyla müvekkilde olduğunu bizzat davacı tarafından da açıklandığını, müvekkilinin dava konusu edilen diğer senetlerle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkilin dava konusu bonoda lehdar konumunda olmayıp ciranta konumunda olduğunu, lehtar konumunda olmayan müvekkile karşı bono bedelinin ödendiği iddiasıyla menfi tespit iddiasının ileri sürülemeyeceğini, davacının beyanlarını kabul etmemek şartıyla davacının bonoda yazan bedele, imzaya ve içeriğe itiraz etmediğini, dava konusu bono bedelinin, lehdarı olan … isimli firmaya ödendiğini iddia ettiğini, bedeli ödenen bono ya da çekin, ödeme anında bono veya çek borçlusuna üzerine ‘iptal’ veya ‘ödendi’ şerhi yazılarak iade edildiğinin bilinen bir gerçek olduğunu, 15 adet senet bedeli toplamının düşünüldüğünde iade alınmadığı iddiasının hayatın olağan akışına çok net bir şekilde aykırı olduğunu belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın müvekkili yönünden reddine karar verilerek, davacı yan aleyhine ve davalı müvekkil lehine dava değerinin en az %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Müdahale talep eden … vekili 07/12/2018 tarihli dilekçesi ile; dava konusu senetlerden19/12/2015 tanzim 20/04/2017, 20/05/2017, 20/06/2017 vade tarihli 30.000 TL bedelli senetler hakkında müvekkil adına İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, bu senetlerin müvekkilin elinde olduğunu belirterek müdahale talebinin kabulü ile müdahale talep eden müvekkilin alacaklı olduğu üç adet senet yönünden dosyaya sunulan protokol içeriği de göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Açılan davanın menfi tespit davası olduğu ve bir adet senedin davalı … tarafından icra takibine konulduğu, tüm senetler yönünden davalı … Ltd. Şti. adına …’in 16.07.2018 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiğine ilişkin beyanları, müdahil tarafından dosyaya sunulan protokol ve protokole karşı davacı vekilinin 10.12.2018 tarihli duruşmadaki beyanı, protokoldeki imzanın inkar edilmemiş olması hususları dikkate alındığında, davacının davalı … Ltd. Şti. İlişkin davasının kabul nedeni ile kabulüne, diğer davalı …’a ilişkin davasının …’ın senede dayalı savunmasının aksini ispat edemediği, aksine inkar edilmeyen protokol ile borcu kabul etmiş olduğu cihetiyle bu kişiye ilişkin İst. … İcra Müd. … E. Sayılı dosyasında takibe konulan 20.03.2017 vade tarihli 30.000,00 TL bedelli senede ilişkin bu davalıya ilişkin davasının da reddine, davaya harçlandırılmış müdahale dilekçesi sunan …’ın elinde bulunan 19.12.2015 tanzim tarihli 20.04/05/06.2017 vadeli ve 30.000,00’er TL’lik 3 adet toplamda 90.000,00 TL’lik davasının reddine, bu haliyle de müdahilin talebinin kabulüne” karar verilmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dosyasında bizzat davacı asilin dava konusu bonolardan kaynaklı borçları kabul ettiğine dair 15/08/2018 tarihli protokol bulunduğunu, mahkemenin gerekçeli kararında davacı asilin protokolü ve borcu kabul ettiğine dair haklı ve yerinde tespitte bulunduğunu, alacağın likit oluşu davacı asilin davanın ikamesinden sonraki tarihli borcu kabule yönelik protokoldeki açık beyanları bir arada değerlendirildiğinde davacı yanın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerekirken mahkemece kötü niyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek mahkeme kararının sadece davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebinin reddi yönündeki karara karşı istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek davalı müvekkil lehine asıl alacak miktarının %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Asli Müdahil vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil …’ın asli müdahil olduğunu, lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın konusu İİK 72. maddeye göre açılan menfi tespit davasıdır.Mahkemece davalılardan … Ltd Şti yönünden davanın kabul edilmesi sebebiyle davanın kabulüne, davalılardan … yönünden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında takibe konulan 20/03/2017 vade tarihli 30.000 TL bedelli senede ilişkin davanın reddine ve davaya müdahale talebinde bulunan …’a dosya davalısı … tarafından ciro yoluyla devredilen 19/12/2015 tanzim tarihli 20/04/2017 vadeli 30.000 TL, 20/05/2017 vadeli 30.000 TL, 20/06/2017 vadeli 30.000 TL olmak üzere üç adet senede ilişkin davanın reddine, davalı …’ın tazminat talebinin şartlar oluşmadığından reddine karar verilmiştir.İşbu karara karşı davalılardan … kötü niyet tazminatına hükmedilmediği gerekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Müdahil … vekili, kötü niyet tazminatına ve yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmediği gerekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İİK 72/5’e göre dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbirin kalkacağı, buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alacağı, alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanacağı, bu zararın her halde %20’den aşağı tayin edilemeyeceği belirtilmiştir. Somut olayda mahkemece 24/07/2018 tarihli ara kararı ile dava konusu senetler yönünden %15 teminat yatırıldığından İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesindeki paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesine karar verildiği; ancak teminat yatırılmadığı için kararın infaz edilmediği, bu nedenle alacaklının uğradığı bir zarar söz konusu olmayacağından İİK 72/5 maaddesi de göz önünde bulundurulduğunda, tazminatın şartları oluşmadığından, mahkemece tazminat yönünden verilen ret kararı bu nedenle hukuken yerindedir.Müdahil … vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede, … vekili tarafından müdahil dilekçesi ibraz edildiği, mahkemece 10/12/2018 tarihli duruşmada müdahilliğin kabulüne karar verildiği, karar başlığında müdahil olarak yer aldığı, ek kararda da feri müdahil olarak yer aldığı, müdahale talep edenin feri müdahil olduğu, HMK 69/1’e göre müdahilin yer aldığı asıl davada hüküm taraflar hakkında verileceğinden, feri müdahil hakkında mahkemece karar verilmediğinden, feri müdahilin istinaf kanun yoluna başvuru hakkı bulunmamaktadır.Tüm bu nedenlerle davalılardan …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, müdahil … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 342. ve 352. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2018 tarih ve 2017/225 E., 2018/1211 K. sayılı kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Feri müdahil … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 342. ve 352. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davalı …’dan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4-İstinaf yoluna başvuran … vekili tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince kendilerine iadesine, 5-İstinaf eden taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,8-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2023