Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1588 E. 2022/1853 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1588
KARAR NO: 2022/1853
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI: 2015/819 E. – 2019/413 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin oto alım satım alanında faaliyet gösterdiğini, davalının lehtarı olduğu müvekkilinin hesabından keşide edilen … Bankası Keresteciler Sitesi Şubesine ait … seri numaralı 07/02/2015 keşide tarihli 5000,00 TL bedelli çekin müvekkili tarafından keşide edilmediğini, çekin ön yüzünde yer alan imzanın ve yazıların müvekkiline ait olmadığını beyan ederek, müvekkilinin hesabından ödenen bedelin avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının kuru yemiş toptancısı olarak uzun yıllardan beri faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, dava konusu çekin aralarındaki ticari ilişki sebebiyle Lale Kuruyemiş (…-…)’ten borcuna mahsuben alındığını, dava konusu çekin davacıdan hatır çeki olarak alındığını ve … Gıda Emrine düzenletildiğinin beyan edildiğini, davacının çek bedelinin ödenmesini durdurma imkanı varken bunu yapmaması ve ekteki imza ve yazıların kendisine ait olmaması dışında çekin ne şekilde elinden çıktığına dair de herhangi bir beyanda bulunmaması, çekin ödendiği tarihten 6 ay gibi uzun bir süreden sonra üzerindeki imza ve yazıların kendisine ait olmadığını fark ederek huzurdaki davayı açmasının davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davaya konu çekin şeklen davacı tarafından davalı şirket lehine keşide edildiği, bilirkişi raporu dikkate alındığında davacıya atfen keşideci olarak atılan imzanın davacıya ait olmadığının saptandığı, imza inkarının mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebilir nitelikte olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının dava konusu çek sebebiyle borçlu olmadığı dikkate alınarak ödenen çek bedelinin ödeme tarihinden itibaren davalıdan istirdadına,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının bilgisi dahilinde davaya konu çekin hatır çeki olarak verildiğine, ödendiğine dair üçüncü şahsın beyanı olduğunu,Davalının kuru yemiş toptancısı olarak uzun yıllardan beri faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, dava konusu çekin ticari ilişki sebebiyle …Kuruyemiş (… -… )’ten borcuna mahsuben alındığını,Buna dair ilgilisinden alınan dava konusu çekin davacıdan hatır çeki olarak alındığı ve … Gıda Emrine düzenletildiğine dair beyan yazısının dosyaya sunulmasına rağmen yerel mahkeme tarafından göz ardı edildiğini Davacı tarafın çeki …’na kendi iradesiyle verdiğini, muhtemelen aralarındaki ilişkinin bozulması üzerine haksız ve kötü niyetli olarak huzurdaki davayı ikame ettiğini, Aynı kişiler tarafından davacıdan hatır çeki olarak alınıp müvekkiline ve üçüncü kişilere verilen aynı imzalı başka çekler de olduğunu ve bu çeklerin ödendiğini, bu arada 3. kişilere aynı yönde verilen ve ödenen diğer hatır çeklerinin bir kısmı için de davacı tarafça benzer nitelikte davalar açıldığını, buna ilişkin deliller toplanmadan karar verildiğini,Oysa diğer davaya konu çekler üzerindeki imzalarla işbu davaya konu imzaların aynı kişinin eli ürünü olduğunu,Davaya konu çekin ve dava dışı işbu çeklerin davacı tarafından veya davacının bilgisi ve onayı dahilinde keşide edildiğini,Çekin kendisi tarafından keşide edilmediğini, yazı ve imzanın da kendisine ait olmadığını iddia eden davacının çekin ödenmesinden önce yapacağı bir işlemle çek bedelinin tahsilini önleyebilmesi mümkün iken bunu yapmaması hatta imza ve yazı itirazı dışında çekin ne şekilde elinden çıktığına ilişkin bir açıklama getirememiş olmasının açıkça kötüniyetini ortaya koyduğunu, Her ne kadar Mahkeme imza inkarının mutlak defi olduğunu gerekçe yapılmışsa da, davacının aynı imza ile ödediği, delillerimiz arasında bildirilen ancak mahkeme tarafından ilgili bankadan çek celbedilmeyen ve bilirkişi incelemesine konu edilmeyen diğer çeklerin olmasının davacının bu mutlak defiden faydalanamayacağı sonucunu doğurduğunu, İmza inkarının tek başına yeterli ve kesin delil kabul edilemeyeceğini, Ayrıca kendisi tarafından keşide edilmediği söylenen dava konusu çek için davacının, bankaya, ödenmesinden önce veya sonra herhangi bir bildirimde bulunmadığını, haksız yere tahsil edildiğini söylediği çekin çalındığına veya kaybolduğuna ilişkin herhangi bir suç duyurusunda bulunmadığını, Dava konusu çeki davalı müvekkile veren …/…’la aralarında herhangi bir ticari/insani ilişki veya akrabalık ilişkisi olup olmadığı, davacının bu kişilere herhangi bir biçimde çek verip vermediğinin usulünce irdelenmediğini, bu yönde tanıkların dahi dinlenmediğini, bu sebeple eksik yargılama ile deliller toplanmadan karar verildiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, imzanın sahte olduğu iddia edilen çek sebebiyle yapılan ödemenin istirdadına yöneliktir. Davacının şeklen keşidecisi olduğu … seri numaralı 07/02/2015 keşide tarihli 5.000 TL bedelli çek üzerinde yapılan imza incelemesi soncunda dosyaya sunulan bilirkişi raporunda; çek üzerinde davacıya atfen atılı bulunan imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği, imzada sahtecilik mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceği, bilimsel ve teknik yönden denetime elverişli bilirkişi raporuna davacının iddiasını ispatladığı, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince dava dışı şahsın beyanının davalı savunmasını ispata yeterli olmadığı, diğer yandan eldeki dava konusu … seri numaralı 07/02/2015 keşide tarihli 5.000,00 TL bedelli çek olup, aynı ilişki kapsamında verildiği iddia olunmayan dava dışı çeklerin eldeki dava açısından davalı savunmasını ispata elverişli olmadığı, aksi yöndeki davalı iddialarının yerinde olmadığı, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/04/2019 tarih ve 2015/819 E., 2019/413 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 341,55 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 85,40 TL harcın mahsubu ile bakiye256,15 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/12/2022