Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/157 E. 2020/462 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/157
KARAR NO: 2020/462
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2017
NUMARASI: 2016/39 E. 2017/530 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında 02/07/2007 tarihli sözleşmede belirtilen şartlarda, sürede ve miktarda … madeni yağ ürününün alım satımı konusunda anlaşma imzalandığını, davalı şirketin sözleşmedeki taahhüdü gereği, müvekkil şirketten yıllık asgari 6 mton olmak üzere, anlaşma süresince 30 mton … madeni yağ alması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davalı tarafa sözleşmenin VI maddesi gereğince anlaşmalı servis olarak, müvekkilinden yıllık 6 mton ve 5 yıllık 30 mton ürün almak koşulu ile yapacağı yatırımlarda kullanılmak üzere 16.500,00 TL “İş Geliştirme Desteği ” verdiğini, davalı tarafla imzalanan sözleşmenin fesih başlıklı VIII. Maddesinin 5. Fıkrası gereğince sözleşmede kararlaştırılan yıllık ve 5 yıllık tonajda toplam ürün …’dan satın alınmaz ise veya anlaşmaya aykırı davranışlar sebebi ile … tarafından bu anlaşma süresince önce fesh edilebilir ve bu durumda servisin bu sözleşme gereği aldığı 16.500,00 TL tutarı ilk talepde nakden ve defaten …’a geri ödemesi gerekmekte olduğunu, davalı şirketin müvekkil şirket ile imzalamış olduğu sözleşme gereğince yıllık asgari 6 mton olmak, anlaşma süresince 30 mton ürün alma taahhüdünü yerine getirmediğini, bu durum üzerine davalı borçluya Gebze …Noterliği aracılığıyla … yevmiye numaralı 27/08/2010 tarihli ihtarname gönderildiğini, ihtarnameyi tebliğ alan davalının sözleşme gereğini yerine getirmediğini, bunun üzerine davalı borçlu hakkında Gebze …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden 17.684,33 TL lik icra takibi başlatıldığını, ödeme emrini 11/02/2011 tarihinde tebliğ alan davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu açıklanan nedenlerle davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve alacağın % 40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili mahkemenin İstanbul Büyükçekmece Mahkemesi ya da sözleşmede kararlaştırıldığı üzere İstanbul mahkemelerinin olduğunu, takibin yapıldığı icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiklerini, müvekkilince satın alınan yağların bedelinin ödenip ödenmemesine ilişkin bir talebin söz konusu olmadığını, yüklenmiş olduğu edimi, satın aldığı yağların parasını yerine getirdiğini, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı tarafından müvekkiline ” iş geliştirme desteği” adı altında sözleşme ile 16.500,00 TL ödeneceği belirtilmiş ise de sadece 14.000,00 TL’sinin müvekkil firmanın hesabına geçtiğini, sözleşmenin VI maddesi iş geliştirme desteğinin hangi koşullarda verileceğinin düzenlendiğini, davacının iş geliştirme desteği bedelini ödemek için müvekkilinden teminat mektubu istediğini, müvekkilinin sözleşmenin kendisine yüklemiş olduğu yıllık asgari 6 mton … madeni yağ alma edimini yerine getirdiğini, yıllık ortalama alımının üzerine çıkarak ortalama 7 mton üstünde alım yaptığını, 1.995,75 TL miktarlı 31.12.2007 tarih ile 3.765,38 miktarlı 29.12.2008 tarihli ciro prim faturasını kestiğini, bu miktar mahsup edildiğinde iş geliştirme desteği nakitinde fatura edilerek bakiye 8.238,89 TL kaldığını, davacının yağ ürünleri ile ilgili kestiği son faturanın tarihinin 03.11.2008 olduğunu, bu tarihe kadar taraflar arasında herhangi bir ihtilafın olmadığını, sözleşme imzalandıktan sonra davacının aralıklı olarak gelip siparişler verdiğini, bu tarihten sonra davacının sipariş almamaya ve sözleşmeye aykırı hareket ederek mal temin edememeye başladığını, davacının sorumsuz davranışı nedeniyle müvekkiline sağlıklı hizmet sunamaması, hizmetini gecikmeli olarak yerine getirmesi sonucu 50.000,00 TL zararı söz konusu olduğunu, buna ilişkin dava haklarını saklı tuttuklarını, takip edilen günlerde madeni yağ tedarikinde bulunmayacaklarını davacı tarafa ilettiklerini, 27.08.2010 tarihinde 30 m ton alım için ihtarname keşide etmiş olmasına rağmen 29.12.2010 tarihinde yeni distribitör firma ile devir sözleşmesi akdedilmek istenildiğini, davacının müvekkil firmanın mağduriyetine yol açtığı gibi 22 aylık gibi uzun bir süre sipariş almadığını, anlaşmalı olduğu müvekkili firmaya doğru düzgün bir açıklama yapma gereği bile duymadıklarını, davacının bu hareketlerinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini, %40 tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince; Bilirkişi heyet raporu içeriğine göre, taraflar arasında 02.07.2007 tarihli sözleşme ile 5 yıl süreli alım satım anlaşması düzenlendiği, davalının her yıl 6 mton olmak üzere anlaşma süresince toplam 30 mton … madeni yağ almayı davacıya taahhüt ettiği, davacının da davalıya yapacağı yatırımlarda kullanılmak kaydı ile 16.500,00 TL iş geliştirme desteği vermeyi taahhüt ettiği, davacı şirketin davalı şirkete iş geliştirme bedeli olarak 15.08.2007 tarihinde 2.000,00TL ve 24.08.2007 tarihinde 14.000,00TL olmak üzere toplam 16.000,00TL banka aracılığı ile ödediği, davacı tarafın 27.08.2010 tarihinde davalıya ihtarname çekerek davalının sözleşme gereği alması gereken 30 mton ürünü alması, almadığı taktirde sözleşmeyi fesh ederek davalının iade etmesi gereken 16.500,00 TL’nin iadesini talep ettiği, dava dışı … AŞ.nin verdiği cevapta davacı ile dava dışı … AŞ arasındaki ticari ilişkinin 2009 yılında sonlandırıldığı, davalının 2007 ve 2008 yıllarında davacıdan yağ aldığı, ancak davalının bu yıllarda belirlenen miktarlardan az yağ aldığı, davacının bu durumda sözleşmeyi feshetmeyi tercih etmediği ve sözleşme ilişkisine devam ettiği, 2009 yılında ise davalının davacıdan yağ satın almak istediği ancak davacının kendisi yağ tedarik edemediğini bildirerek yağ satamadığı, davalının da bunun üzerine üçüncü kişilerden yağ tedarik ettiği, 2009 yılı içerisinde davacı ile dava dışı … AŞ arasındaki ticari ilişkinin sonlandırılmış olduğu, davacının distrübütürlük anlaşmasından veya başka bir nedenden dolayı … AŞ.den madeni yağ tedarik edemediği için taahhüt ettiği miktarda yağı davalıya satamadığı, davalının bu nedenle dava dışı üçüncü kişilerden yağ almak zorunda kaldığı, davacının 02.07.2007 tarihli sözleşme çerçevesinde davacıya haklı sebeple fesih imkanı vermediği, sözleşmenin 8.maddesinin 5 nolu bendinde davalı tarafça taahhüt edilen ürün alınmaz ise yada davacı tarafça sözleşme haklı nedenle fesh edilirse daha önce “iş geliştirme desteği” olarak verilen miktarın bu kez 10.000,USD olarak iade edileceğinin açıkça kararlaştırıldığı, ancak davalı tarafın taahhüt ettiği tonajdan daha az ürün alınmasının davalıdan değil davacıdan kaynaklandığı, davacının bu sebeple iş geliştirme desteği adı altında verdiği ödemeyi geri talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde yapmış olduğu açıklamalara benzer iddialarda bulunarak, hükme esas alınan bilirkişi raporunun objektif ve denetime elverişli olmadığını, davacı firmanın yetkilisi olmayan bir kişi tarafından davalı adına yazılmış bir yazıya itibar edilmemesi gerektiğini, davalının davacıdan yağ tedarikinde sıkıntılar yaşadığına ilişkin bir bildirimin dosyada bulunmadığını, davalının taahhütlerini yerine getirmediğini, sözleşmenin başından beri istenilen miktarda alım da yapmadığını beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının belirtilen gerekçelerle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, taraflar arasında düzenlenen ”madeni yağ” alımına ilişkin sözleşme kapsamında, davacı tarafça davalıya ödendiği iddia edilen 16.500,00 TL tutarında ”İş Geliştirme Desteği” olarak verilen paranın, davalı tarafça sözleşmenin ihlal edildiği gerekçesiyle yine sözleşmeye göre iadesi talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında yapılan ”Anlaşma” başlıklı 02.07.2007 tarihli sözleşmeye göre, davalının davacıdan 5 yıl süreyle yılda 6 mton olmak üzere toplam 30 mton … madeni yağ almayı taahhüt ettiği, davacının da davalıya ”İş Geliştirme Desteği” olarak 16.500,00 TL vermeyi taahhüt ettiği, sözleşmenin davacı tarafça sözleşme haklı nedenle feshedilmesi veya davalı tarafça alım taahhüdünün yerine getirilmemesi halinde daha önce “iş geliştirme desteği” olarak verilen miktarın bu kez 10.000,00 USD olarak iade edileceği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalının taahhüt ettiği alımı yapıp yapmadığı, dolayısıyla sözleşmenin feshinde bir kusurunun bulunup bulunmadığı, sözleşme kapsamında davalıya verildiği iddia edilen ‘İş Geliştirme Desteği” parasının iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. Davacı, davalının sözleşme kapsamında taahhüt ettiği alımları yerine getirmediğini iddia ederken, davalı, davacının dava dışı firma ile distribütörlük konusunda problemler yaşadığını, bu nedenle sözleşme konusu madeni yağı tedarik edemediğini, dolayısıyla da alımın mümkün olmadığını, sözleşmenin feshinden davacının sorumlu tutulması gerektiğini savunmuştur. Davalı tarafça dosyaya sunulan ve davacı firma adıyla yazılan 03.05.2009 tarihli yazıda; davacı ile dava dışı … AŞ. arasında distrübütörlük yönünden anlaşmazlık bulunduğu, madeni yağ siparişlerinin temin edilemeyeceğinin bildirildiği, yazının davacı beyanına göre eski bir şirket çalışanı olan … tarafından imzalandığı, bu kişinin yeminli tanık olarak da dinlendiği, anlatımlarının belge içeriğini doğruladığı, davacı ile aralarında distribütörlük ilişkisi olduğu anlaşılan … AŞ. tarafından dosyaya sunulan 25.11.2016 tarihli yazıda; davacı ile ilişkilerinin 2009 yılında sona erdiği, sonrasında davacıya ürün satışı yapılmadığının belirtildiği, davalının savunmasında; davacının ürün tedarik edememesi nedeniyle 03.11.2008 tarihinden itibaren alım yapmadığını ileri sürdüğü, bu tarihten davacının ihtarname keşide ettiği 27.08.2010 tarihine kadar geçen 2 yıla yakın bir sürede davacı tarafça davalıya gönderilmiş herhangi bir bildirim, ihtarname, icra takibi veya açılmış dava bulunmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kaldı ki dosyaya sunulan denetime elverişli bilirkişi raporunda da; davacının ürün tedarik edemediği için davalının alım yapamadığı, bu nedenle davalının üçüncü kişilerden alım yaptığı, bu durumun davacıya haklı nedenle fesih imkanı vermeyeceği tespitlerinde bulunulduğu, açıklanan tüm bu nedenlerle, davalının sözleşmenin feshinden sorumlu tutulamayacağı, dolayısıyla “iş geliştirme desteği” olarak verilen paranın davacı tarafça talep edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/06/2017 tarih ve 2016/39 E., 2017/530 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2020