Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1569 E. 2021/308 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1569
KARAR NO: 2021/308
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2019
NUMARASI: 2018/469 E. 2019/715 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı tarafından davacı aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile kambiyo senedine dayalı olarak 615.000,00 TL alacak üzerinden icra takibi yapıldığını, müvekkili tarafından takibe konu edilen bononun 15.000,00 TL olarak imzalandığını, müvekkilinin 15.000,00 TL için borçlanma iradesi kapsamında imza attığını, ancak bonoda tahrifat yapılarak 15.000,00 TL’nin önüne 6 rakamı eklenmek suretiyle bononun 615.000,00 TL haline getirildiğini beyan ederek dava konusu bonodan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu yapılan 615.000,00 TL’lik bononun, bono lehtarı olan …’dan ciro yoluyla alındığını, müvekkilinin ciranta olarak bonoda alacaklı olduğunu, bonoda herhangi bir tahrifat bulunmadığını, bu iddiaya yönelik olarak C. Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini beyan ederek davanın reddine ve %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; dosyaya sunulan bilirkişi raporuna itibar edilerek, tahrifat iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davacının, davalının da aralarında bulunduğu bir kısım kişiler tarafından yapılan hile ile 15.000,00 TL zannıyla 615.000,00 TL’lik bir senedi imzaladığını, kendisi senedi 15.000,00 TL olarak imzaladığını bildiği için senedin bu kişilerce tahrif edildiğini düşündüğünü, ancak davanın ilerleyen aşamalarında yaptırılan bilirkişi incelemelerinde, senette bir tahrifat olmadığının bilirkişilerce belirlendiğini, bunun üzerine davacının 15.000,00 TL olarak imzaladığı senedin kendisini dolandırmak maksadıyla, davalının aralarında bulunduğu kişilerce davacının saflığından, davalıya itimadından ve eğitimsizliğinden yararlanarak farkında olmayarak 615.000,00 TL olarak imzalandığını, kanaatine varmıştır. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 2019/25185 soruşturma numarasıyla yürütülen soruşturma akıbetinin beklenmesi gerektiğini beyan ederek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacının keşidecisi olduğu 615.000,00 TL bedelli bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dava konusu senet incelendiğinde, keşidecisinin davacı, lehdarının dava dışı …, hamilinin ise davalı olduğu, senedin 30.05.2017 düzenleme, 31.05.2017 vade tarihli olup, 615.000,00 TL bedelli olduğu, senet arkasında sırasıyla lehdarın ve son olarak davalının cirolarının bulunduğu görülmüştür. Davacı, icra takibine konu edilen senedi 15.000,00 TL olarak imzaladığını, sonradan 15.000,00 TL’nin önüne ”6” rakamı ilave edilmek suretiyle senedin 615.000,00 TL bedelli hale getirildiğini, senette tahrifat yapıldığını ileri sürmüş, aşamalarındaki beyanlarında bu hususu tekrarlamış, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine yönelik karara karşı vermiş olduğu istinaf dilekçesinde ise, davalının da aralarında bulunduğu kişilerce davacının saflığından, davalıya itimadından ve eğitimsizliğinden yararlanıldığını, kendisinin farkında olmayarak senedi 615.000,00 TL olarak imzalandığını, beyan etmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü bu hususu İlk Derece Mahkemesinde bir iddia olarak ileri sürmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 357/.1maddesi uyarınca iddiasının dinlenemeyeceği kanaatine varılmıştır. Diğer yandan, dava konusu senet üzerinde İlk Derece Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan raporda, senedin yazıyla ve rakamla değer gösteren bölümlerinde mürekkep, fulaj izi, kalem ucu kalibresi yönünden fark olmadığı, inceleme konusu senedin yazıyla ve rakamla değer gösteren bölümlerinde tahrifat bulunmadığı tespitlerinde bulunulduğu, Dairemizce de ilk bakışta senette bir tahrifat unsuruna rastlanmadığının gözlendiği, diğer yandan Büyükçekmece C. Başsavcılığı 2017/25300 soruşturma sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda da aynı tespitlere yer verildiği, her ne kadar soruşturma dosyasında verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararı itiraz üzerine kaldırılmış ise de, yukarıda anılan denetime elverişli bilirkişi raporları ve değerlendirmeler dikkate alındığında, soruşturma dosyasının beklenilmesinin dosyaya bir hukuki fayda sağlamayacağı kanaatine varılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen sebeplerle esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2019 tarih ve 2018/469 E. 2019/715 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davacı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 18/03/2021