Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1563 E. 2023/734 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1563
KARAR NO: 2023/734
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2018/470 E. – 2019/305 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Tespitiİstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/07/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının davacıya ait marka hakkını ihlal ettiğini, bu kapsamda marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i, durdurulması, önlenmesi ve yine davalı eyleminin haksız fiil teşkil ettiğinin tespiti, men’i, maddi durumun ortadan kaldırılması, davalının … ibaresini/markasını, işyeri evraklarında, faturalarında, tanıtım evraklarında broşürlerinde, menülerinde, kartvizitlerinde, reklamlarında, işyeri tabelasında, internet ortamında, web sitesinde kullanmasının önlenmesine, www…com.tr isimli web sitesine erişimin engellenmesine, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi ve tedbire hükmedilmesi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre takdiren 10.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı tarafça davacı markası ticari etki yaratacak alan adında birebir kullanıldığından ve davalının tüm kullanımlarının ihtara rağmen devam ettiği davalı kullanımın hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olmayıp, marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve eylemin aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinden haksız rekabetin tespiti, durdurulması, giderilmesi, men’i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri de yerinde görülmüştür.” gerekçesiyle karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkili …’ın Diyarbakır İlinde ezelden beri restoran işletme işiyle uğraştığını, “…” isimli markayla bir restoran açmaya karar verdiğini ancak itirazlar üzerine sonucunu beklediğini ve sonuç olarak söz konusu işletmenin adını … olarak değiştirdiğini ve faaliyetine başladığını, tabelalarını ve kullandığı tüm malzemeleri de bu şekilde değiştirdiğini, davacı tarafça işbu manevi tazminat davası açıldığını, müvekkilinin söz konusu markayı kullanmadığını ve … markasını kullandığını ve söz konusu markanın adına tescil edildiğini, polis memurlarınca işletmenin gezildiğini ve tutanak tutulup söz konusu iş yerinin … olarak kullanıldığının tespit edildiğini, ortada herhangi bir marka tecavüzü bulunmadığını, davacı tarafça hazırlık dönemindeki fotoğrafların kullanıldığını, bu dönemde işletmenin henüz faaliyette olmadığını, davanın haksız ve kötüniyetli olarak açıldığını, davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İstanbul 2. FSEK tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinde, google arama motorunda yapılan araştırmalarda alan adlarının kayıt tarihinin 24.11.2017 tarihi olduğu, kayıt yaptıran yetkilinin … Restaurant olduğu, davalının bu kaydın sahibi olmadığına dair bir itirazının bulunmadığı, sadece kullanmadığını beyan ederek istinaf isteminde bulunulduğu ancak aldırılan bilirkişi raporunda “…” ibaresinin kullanıldığının sabit olup, internet sitesinde “aciğeristan” olarak yer aldığı ve online siparişe açık olduğu, doğrudan alan adlarında kullanılmış olduğu, domain bilgisine ulaşıldığı, aktif kullanımın bulunduğu, online sipariş ve görsellerde ticari etki yaratacak şekilde kullanım bulunduğu, bu kullanımların 6769 sayılı SMK’nun 7 nci maddesi (özellikle de 7/3 (d) bendi) uyarınca marka hakkına tecavüz olarak değerlendirilmesi gerektiği, web sitelerinin içeriğindeki kullanımların dava açan firma aleyhine tüketici nezdinde karıştırma ihtimaline neden olabileceği düşünüldüğünden, bu kullanımın da 6769 sayılı SMK’nun 7 nci maddesi kapsamında marka hakkına tecavüz niteliğinde değerlendirilmesi gerektiği, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27/06/2019 tarih ve 2018/470 E., 2019/305 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 200,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 483,10 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 06/07/2023