Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1559 E. 2023/659 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1559
KARAR NO: 2023/659
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2018
NUMARASI: 2016/963 E. – 2018/1072 K.
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 22/09/2016 tarihinde davalılar tarafından gasp edilmek suretiyle darp edildiğini, davalıların müvekkilini sadece darp etmeyip ailesinin ve kendisinin can güvenliğini de tehdit ederek silah zoruyla 4 adet boş senet imzalatarak gasp ettiklerini, davalılar hakkında İstanbul CBS 2016/111012 nolu dosya ile soruşturma başlatıldığını, müvekkilinin imzası ve adreslerin bulunduğu diğer kısımların tamamen boş olduğu 4 adet senedin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde cebren ve korkutma yoluyla düzenlendiği iddia edilen çeklerin iptali istemine ilişkin olup yargılama aşamasında davalı … ‘ın ölmüş olması nedeniyle davacı vekilinin bu davalı yönünden feragat etmesi gözetilerek bu davalı yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş diğer davalı yönünden ise deliller incelendiğinde tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, İstanbul 20.Ağır Ceza Mahkemesi’nce de davalı … için beraat kararı verilmiş olduğu, çeklerin cebren ve korkutma ile alındığını kanıtlamaya yarar somut delil mevcut olmadığından ispatlanamayan davanın bu davalı yönünden esastan reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Taraflarınca dinletilen tanıkların müvekkillerinin cebren senet imzaladığına dair beyanda bulunduklarını, hukuk mahkemesi yargılamasının, ceza mahkemeleri kararlarına bağlı olmadığını, bu nedenle davalının beraat etmesinin huzurdaki davanın tamamına etki etmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin, 22.09.2016 tarihinde davalılar tarafından darp edildiğini, davalıların müvekkilini darp etmekle kalmayıp ailesinin ve kendisinin can güvenliğini tehdit ederek silah zoruyla 4 adet boş senet imzalattığını, soruşturma dosyası incelendiğinde, ifadesinde davalıların kendisini dövdüklerini, bulundukları iş yerinde kendisini rehin aldıklarını, kafasına silah dayadıklarını belirttiğini, o anki korkuyla davalıların kendisini öldüreceklerini düşünerek 4 adet boş senedi imzalamış bulunduğunu, senet üzerinde herhangi bir rakam dahi bulunmadığını, ilerideki zaman içerisinde davalıların senetleri doldurarak müvekkilinin karşısına çıkarmalarının yüksek bir ihtimal olduğundan sadece adresleri belirli olan boş senetlerin iptali gerektiğini kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/285 Esas sayılı dosyasından verilen kararla mahkemece müvekkilinin beraatine karar verildiğini ve söz konusu kararın kesinleştiğini, Davacı tarafından dinletilen tanıkların vermiş olduğu beyanlarından olayı görmediklerini, davacı …’ın kendilerine durumu bu şekilde anlattığını beyan ettiklerini, ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılmasının olanaklı olmadığını, istinaf talebinin reddine ve mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, tehdit nedenine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. İstanbul 20.Ağır Ceza Mahkemesinin, 2016/285 Esas, 2018/4 Karar sayılı dosyasında “Suç tarihinde sanık …’nin iletişim kurduğu ve önceden arkadaşlık ilişkilerinin olduğu müşteki …’ı çalıştığı oto yıkama dükkanına buluşmak üzere çağırdığı, sanıkla müşteki alkol almış yarı çıplak ve uygunsuz bulundukları esnada iş yeri sahibi olan sanık … ve işyeri çalışanı olan …’ın olay yerine gelerek yakaladıkları …ın müştekiyi yumrukla vurarak dövdüğü, sanık …’nın olay yerinden ayrıldığı olayın bu şekilde gerçekleştiği mahkememizce kabul olunmuştur. Her ne kadar sanık … hazırlık aşamasındaki beyanında müşteki Murat ile işyerindeki buluşmasını sanık …’nin tehdit etmesi nedeniyle gerçekleştirdiğini belirtmişse de bu beyanından mahkememizde döndüğü, sanık …’nın hazırlık aşamasındaki beyanlarının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu beyanlarını müşteki ile ilişkisinin diğer sanık … ve sanık …’ın öğrenmesi ve kendisinin evli olması nedeniyle gerçekleştirdiği, keza müştekinin beyanlarının da olayın oluş şekli düşünüldüğünde soyut iddiadan öteye gitmediği, müştekinin kendisinden 300 tl parasını ve imzalı 4 adet boş senet aldıklarını söylediği ancak, mahkememizdeki beyanında 300 tl parayı araçta bulduğunu beyan ettiği, ortada alındığı iddia edilen senetlerin mevcut olmadığı, sanıkların müştekiye karşı yağma suçunu işlediklerine dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı deliller elde edilmediği ve suçu işlediklerinin sabit olmadığı ancak sanık …’ın müştekiyi basit şekilde yaraladığı iddia, sanık savunmaları olay anlatımları, müşteki beyanı ve tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır. Bu nedenlerle sanıklardan … ve …’nın üzerilerine atılı nitelikli yağma suçundan mahkumiyetlerine yeter delil bulunmadığından ayrı ayrı beraatlerine, sanık …’ın 06/01/2018 tarihinde ölmüş olduğu nüfus kayıt örneğinden anlaşıldığından sanık hakkındaki kamu davasının TCK.nun 64 ve CMK’nun 223/8’nci maddeleri gereğince düşmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından dava konusu senetlerin cebir ve tehdit suretiyle imzalatıldığının iddia edildiği, konu ile ilgili olarak davacı tarafından davalı aleyhinde yapılan şikayet üzerine başlatılan hazırlık soruşturması sonunda dava açıldığı ve açılan dava sonucu yargılama sırasında dinlenilen tanıklar ve verilen kararda senedin cebir ve tehdit yolu ile düzenlendiği hususunu ispata yeterli olmadığı gerekçesine yer verildiği, Hukuk Mahkemesince dinlenen tanık beyanlarının da görgüye dayalı olmadığı, somut olayda ispat külfetinin davacı tarafta olup, bu hususun usulüne uygun deliller ile kanıtlanamadığı anlaşılmakla buna göre Mahkemece verilmiş kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/10/2018 tarih ve 2016/963 E., 2018/1072 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/06/2023