Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1553
KARAR NO: 2021/277
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/05/2019
NUMARASI: 2017/1003 E. 2019/715 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin davalılardan … lehine 20.12.2013 tanzim tarihli, 20.12.2016 vade tarihli ve 550.000,00 USD bedelli bono keşide ettiğini, bononun davalılardan …’e beyaz ciro ile ciro edildiğini, … tarafından da diğer davalı …’e ciro edildiğini, davalılardan …’in bonoya dayalı olarak 07.09.2017 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığını, davalı … …’in, 09.02.2017 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına, takip konusu edilen 550.000,00 USD bedelli bononun … tarafından yırtıldığı şikayeti üzerine, başlatılan 2017/20958 Soruşturma dosyasında 27.04.2017 tarih ve 2017/40601 Karar Nolu karar ile, “müştekinin soyut iddiası dışında kamu davası açılmasına yeterli delil elde edilemediğinden kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildiğini, soruşturma evrakı ile takibe konu bononun davalılardan …’in elinde olduğunu gören davacının, aleyhine yapılacak icra takibinin önüne geçmek amacıyla, 20.06.2017 tarihinde bono bedeli olan 550.000 USD’yi davalılardan …’e ödediğini, davalı …’in 20.06.2017 tarihinden sonra, bedelinin ödendiğini bildiği halde, … zararına hareket ederek, takibe konu bonoyu iktisap ettiğini, davalı …’ın takibe konu bonoyu iktisap nedeninin, davacı …’nın, davalı …’ın kendisi lehine keşide ettiği 06.01.2010 düzenleme tarihli, 01.09.2014 vade tarihli ve 200.000,00 Euro bedelli bono için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, yine davacı …’nın davalı …’ın lehine keşide ettiği 07/07/2011 düzenleme tarihli, 01/10/2014 vade tarihli ve 250.000,00 USD bedelli bono için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı … aleyhine 18/08/2017 tarihinde icra takibine geçmesi üzerine, davacı …’ya zarar vermek amacı ile davacının bedelini 20.06.2017 tarihinde ödediği takibe konu bonoyu bedelinin ödendiğini bildiği halde, ödeme tarihinden sonra …’den ciro yoluyla iktisap ederek takip başlattığından, davacının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davalılara borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, takibe konu kambiyo senedinin kendilerine iadesine, haksız ve kötüniyetli olan davalının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde; Davaya konu 550.000,00 USD bedelli senedi tahsil için avukata verdiğini, davacının ödeyeceğini bildirmesi üzerine, bonoyu geri alıp davacıya vererek bedelini aldığını, …’i tanıdığını ancak kendisiyle hiçbir ticari ve hukuki ilişkisinin olmadığını, senedi …’e ciro etmediğini bildirmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde;Kendisinin bu davada yer alma sebebinin, iki adet arsasını satması karşılığında davacıdan aldığı adına yazılı davaya konu 550.000,00 dolarlık senedi tahsil etme girişimleri olduğunu, senedi ihtiyacına binaen, ödeme gününden evvel bir miktar ödeme yapması için imzaladıkları protokol gereği …’e ciro ettiğini, aralarında çıkan anlaşmazlık nedeniyle …’ın senedi kendisine iade ettiğini, ancak …’ın davaya konu senedin fotokopisini kendisine vererek, aslını davacıdan tahsil etmek için kullandığını bildirmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili ile davacının eski arkadaş olduğunu, davacının; mülkiyeti müvekkiline ait taşınmazları bilgisi dışında, önceden verilen vekaletle, muvazaalı olarak 3. kişilere devretmesi üzerine aleyhine tapu iptali davası açılması sebebiyle arkadaşlıklarının bozulduğunu, ilişkilerinin iyi olduğu dönemlerde müvekkili tarafından davacıya hatır ve teminat senetleri düzenlenerek verildiğini, bu senetlerin davacı tarafından müvekkiline iade edilmediğini, davalı …’de mevcut alacağına karşılık, davacı borçluya ait ve 550.000.-USD bedelli senedi, vade tarihinden önce …’ten ciro yoluyla devraldığını, müvekkilinin bonoyu vadesini beklemek ve gereğinde işlem yapılmak üzere Av. …’na verdiğini, avukatın tutuklanması sonrasında bonoyu avukatlık bürosundan alarak kendi kasasında sakladığını, bononun müvekkilinde olduğu davacı tarafından bilindiği için, müvekkili tarafından teminat olarak düzenlenen ve davacının elinde bulunan 250.000.-USD ile 200.000.-EURO bedelli bonolar için vade tarihleri 2014 yılı olmasına rağmen davacı tarafından tahsil için hiçbir işlem yapılmadığını, taraflar arasındaki borç ve alacağın yaklaşık olarak aynı miktarı ihtiva etmesi sebebiyle tahsil bakımından işlem yapmamak üzere zımni bir muvafakat oluştuğunu, davacının müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … ve … esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatması sebebiyle zımni muvafakatın bozulduğunu ve diğer davalı …’den ciro yoluyla vade tarihinden önce devralınan bono için davacı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bonoyu ciro yoluyla diğer davalı …’den aldığından, iyi niyetli hamil olduğunu, borçlunun diğer cirantalara ödeme yaptığına ilişkin def’inin, şahsi def’i olup müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, senet bedelinin ödenmemesi ve diğer sebeplerle, davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; Davanın, icra takibine konu edilen bonodan dolayı davacının davalılara borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin olduğu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 07/092017 tarihinde davalı … tarafından, davacı aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapıldığı, bono niteliğindeki senedin tanzim tarihinin 20/12/2013, vade tarihinin 20/12/2016, bedelinin 550.000 USD, lehdarının … olup, keşidecisinin davacı olduğu, senedin arka sayfasında ilk cironun davalı …, ikinci cironun …, üçüncü cironun davalı … tarafından yapıldığı, davalı son ciranta … tarafından icra takibine konu edildiği, davacı tarafın davaya konu senet dışında bononun bedelinin davalı …’e elden ödendiği bu nedenle bedelsiz kaldığı, davalı …’in bu durumu bile bile davacının zararına ve kötü niyetli hareket ederek bononun aslını kendinde tutarak fotokopisini iade ettiği iddiasının olduğu, davaya konu bonoda yer alan keşideci lehtar ve ciranta imzaları ile bononun miktarı, keşide tarihi ve vadesi konusunda bir uyuşmazlık ve imza inkarı söz konusu olmadığı, davalı …’in duruşmadaki beyanında, bono üzerindeki ciranta imzasının kendisine ait olup, protokol gereği davalı …’ya ciro ederek verdiğini, davalı …’e ciro etmediğini, davalı … ise, ikinci ciranta imzasının kendisine ait olduğunu, senedi davalı …’dan aldığında davalı …’in cirosunun mevcut olduğunu, ardına kendi cirosunu yaptığını ve tahsil için avukata verdiğini, avukatından senedi davalı …’nın almış olduğunu, senedin bedelinin davacı tarafından kendisine ödendiğini, bir alacağı kalmadığı için senedi …’dan alıp davacıya teslim ettiğini, davalı …’nın kendisine senedin orijinalını mi yoksa fotokopisini mi verdiğini bilmediğini bildirdiğini, davalı …’e senet bedelinin davacı tarafça ödendiği, bu nedenle davaya ve takibe konu senet konusunda davacının davalı …’e borçlu bulunmadığı dosya kapsamı davalı …’in cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile açıkça anlaşıldığı, davalı …’in cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile davalı …’in beyanı ve diğer deliller karşısında davalı … tarafından lehdarı olduğu davaya konu bononun, her ne kadar bonodaki ciro silsilesine uymasa da, davalı …’ya olan borcundan dolayı davalı …’ya ciro ederek teslim ettiğine dair beyanı karşısında davalı …’in davaya konu bonodan dolayı bir alacağının bulunmadığı, uyuşmazlığın, davalı …’nın davaya konu bonoyu davalı …’ün tahsil için avukata teslim etmesinden sonra avukatın bürosundan alıp almadığı, bononun aslını kendinde tutup fotokopisini davalı …’e verip vermediği, senet bedelinin davalı … tarafından davacıya ödendiğini bilmesine rağmen, davacının kendisi hakkında dava dışı bonolara dayalı olarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … ve … esas sayılı dosyalarında icra takibi yapmasına karşılık, davacının bilerek zararına hareket ederek, takipleri engellemek amacıyla kötü niyetli olarak hareket edip etmediği noktasında toplandığı, TTK’nun 687. maddesi gereği, davalı … yönünden davanın kabul edilmesi; adı geçen davalının davaya konu bonoyu ciro yoluyla alırken bononun bedelsiz olduğunu, davacının diğer davalılara borcunun bulunmadığını bile bile davacının zararına hareket ederek kötü niyetle bonoyu iktisap etmesi koşuluna bağlı olduğu, dosyada toplanan tüm deliller, davalı …’in cevap dilekçesi ve beyanları, davalı …’nın cevap dilekçesi ve duruşmada dinlenen tanıklar … ile …’nın beyanları ile ortada yalnız tek bir senedin değil aslı ve fotokopisi olmak üzere iki ayrı senedin davalı … tarafından kullanıldığının anlaşıldığını, buna göre senedin davacı tarafından keşide edilerek lehtar …’e verilmesinden sonra, davalı …’in davalı …’ya ciro ederek verdiği, davalı …’nın senedi ciro etmeden davalı …’e senedi teslim ettiği, …’in davalı …’ten sonra ikinci ciroyu yaparak avukatına tahsil için verdiği, …’in senedi teslim ettiği avukatın tutuklanması ve aynı zamanda davalı …’nın avukatı olması nedeniyle davalı …’in davaya konu senedi avukatın bürosundan aldığı, davalı …’in cirosundan sonra üçüncü ciro olarak kendi cirosunu yapmasından sonra tahsil için icra takibine koyduğu, davalı … vekilinin cevap dilekçesinde dahi davacının alacakları konusunda karşılıklı alacak verecek ilişkisi nedeniyle davacı tarafından icra takiplerine konu edilen alacakların tahsil edilmemesi konusunda zımni muvafakat oluştuğuna ve takibe geçilmesi üzerine davaya konu senedin icra takibine konu edildiğine dair açıklamasında dahi davanın bedelsiz olduğunu bildiği halde yapılan takiplere mukabil olarak bononun takibe konulmasında bonoya dayalı olarak gerçek bir alacağın bulunmadığının zımni şekilde kabul edildiğinin anlaşıldığı birlikte göz önünde tutulduğunda davalı …’in bedeli tahsil edilmiş bonoyu bu durumu bildiği halde davalı …’in tahsili çin verdiği avukatın bürosundan davalı … tarafından kendisine ciro edilmediği ve teslim edilmediği halde rızası hilafına aldığı ve davacının zararına kötü niyetli hareket ederek takibe koyduğu anlaşılmakla davacının davaya konu bono bedeli ile davalı …’e borçlu bulunmadığının tespitine, davalı …’in kötü niyetli olarak takip yaptığı göz önünde tutularak kötü niyet tazminatı ve asıl alacağın %20’si oranında tazminatla sorumlu tutulmasına, diğer davalılar hakkında kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de, diğer davalıların davaya konu bono bedeli ile davacının bir alacak taleplerinin bulunmadığı, davalı … ile birlikte hareket etmedikleri göz önünde tutularak haklarındaki kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Davalılardan … vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Davacı vekilinin İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasındaki takibin iptalini talep ederek, harca esas değer olarak 575.066,44 USD olarak göstermesine rağmen, mahkemece talepte bulunmayan 550.000,00 USD tutarlı senet sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, 2- Davacı vekilinin senetten dolayı borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği kabul edildiği taktirde; harca esas değer 550.000,00 USD’nin dava tarihindeki 3,45 TL kur üzerinden 1.897.500,00 TL olup, kötüniyet tazminatı ile harç ve vekalet ücretinin bu mitar üzerinden hesaplanması gerekirken 1.983.979,22 TL üzerinden hesaplandığını, 3- Mahkemenin ön inceleme tutanağında hukuki ihtilafa ilişkin tespitleri ile gerekçeli karardaki tespitlerinin birbirine aykırı olduğunu, 4- Davacı vekili ve …’in dilekçelerinde, senedin fotokopisinin iade edildiği yönünde beyan ve iddiaları olmadığı halde, mahkemece fotokopisinin iade edildiğinin bedelsizliğe gerekçe yapıldığını, 5- Senedin müvekkili tarafından …’ten alındıktan sonra …’e ciro edilmeksizin verildiği yönündeki kabulün, senetteki ciro silsilesi ve …’in cirosundaki imzayı kabul etmesi karşısında dosya kapsamına aykırı olduğunu, 6- Davaya konu bononun, … tarafından yırtıldığı şikayeti üzerine başlatılan Anadolu C.B.Savcılığı’nın 2017/20958 Soruşturma numaralı dosyasında …’in C. Savcılığı’ndaki beyanında; arsa alım satımı sonrası bonoyu düzenleyerek …’e verdiğini, …’inde senedi başkasına ciro ettiğini, senedi ciro yolu ile alan şahsın kendisini arayarak bedelini talep ettiğini, senedin getirilmesi karşılığı ödeme sözü verdiğini, senet getirilmediği için bedelini ödemediğini beyan ettiğinden, … tarafından, müvekkilinin avukatına vekalet verildiği 06/02/2017 tarihi itibariyle senedin … tarafından ciro edildiğinin sabit olduğunu, bu nedenle senedin … tarafından tahsil için avukata verildiği ve müvekkili tarafından avukatın bürosundan izinsiz alındığının kanıtlanmadığı halde, müvekkili ve …’in vekilinin aynı kişi olmasının, senet iptaline gerekçe yapılamayacağını, 7- Davacı tanıklarının sadece davacı ve …’i tanıdıkları, müvekkilini tanımadıkları yönündeki beyanları karşısında, müvekkilinin sened, bedelinin ödendiğini bildiği halde davacıya zarar verme amacı ile devraldığı kanıtlanmadığından davanın reddi gerektiğini, 8- Müvekkilinin senedi, vade tarihinden önce davalı …’den ciro yolu ile aldığından, borçlunun diğer cirantaya ödeme yaptığına ilişkin def’i, şahsi def’i olduğundan, iyi niyetli hamil olan müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, kararın kaldırılmasını, davanın reddini, haksız ve kötü niyetli davacının %20’den az olmamak üzere 1.987.500,00 TL üzerinden hesaplanacak kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 1- Davacı vekilinin dilekçesinde; … ciro yoluyla hamili olduğu 20.12.2013 tanzim tarihli, 20.12.2016 vade tarihli ve 550.000,00 USD bedelli bonoya dayalı olarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile başlatılan takipten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptali, takibe konu kambiyo senedinin iadesi istendiğinden, mahkemece icra dosyasına konu 20.12.2013 tanzim tarihli, 20.12.2016 vade tarihli ve 550.000,00 USD tutarlı senet sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak 550.000,00 USD’den bakiye 25.066,44 USD yönünden ret kararı verilmemesi hatalı olmuştur. 2- Davanın senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti olarak kabul edildiği taktirde; harca esas değer 550.000,00 USD’nin dava tarihindeki 3,45 TL kur üzerinden 1.897.500,00 TL olup, kötüniyet tazminatı ile harç ve vekalet ücretinin bu miktar üzerinden hesaplanması gerekirken 1.983.979,22 TL üzerinden hesaplandığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebinin yerinde olduğu tespit edilmiştir. 3- Mahkemece ön inceleme tutanağında ihtilafın; Davaya konu senedin davacı tarafından keşide edilerek lehtar …’e verildiği, …’in …’e, …’in de …’e ciro ettiği, bononun davacı tarafından yırtıldığı iddiası ile Anadolu C. Başsavcılığına yapılan şikayet soruşturmasında senedin …’de olduğunu öğrenen davacının, senet bedelini …’e ödediği, davalılardan …’nın bu durumu bildiği halde bonoyu …’den alıp takip yaptığını tespit etmiş olup, bu tespitin aksine gerekçeli kararında; senedin davacı tarafından keşide edilerek lehtar …’e verilmesinden sonra davalı …’in davalı …’ya ciro ederek verdiği, davalı …nın senedi ciro etmeden davalı …’e senedi teslim ettiği, …’in davalı …’ten sonra ikinci ciroyu yaparak avukatına tahsil için verdiği, …’in verdiği senedi teslim ettiği avukatın tutuklanması ve aynı zamanda davalı …’nın avukatı olması nedeniyle davalı …’in davaya konu senedi avukatın bürosundan aldığı, davalı …’in cirosundan sonra üçüncü ciro olarak kendi cirosunu yapmasından sonra tahsil için icra takibine koyduğu, belirtilmiş ise de; mahkemenin ön inceleme tutanağındaki tespitleri taraflar arasındaki ihtilafın tespitine ilişkin olup, mahkemece ihtilafın tespitinden sonra yargıma aşasında tarafların iddia ve savunmalarını kanıtlamalarına göre karar verileceğinden, istinaf sebebi olarak görülmemiştir, 4- Davalı …’in 18/10/2017 tarihli cevap dilekçesinde ” senedi tahsil için avukata vermiştim, … senedi ödeyeceğini bildirmesi üzerine senedi alarak …’ya getirip paramı aldım ” şeklinde beyanı olup, davacı vekilinin dava dilekçesinde senedin fotokopisinin iade edildiği yönünde beyan ve iddialarının olmadığı sabit ise de, ön inceleme oturumunda …’in ” senedi …’dan aldım, İsmail’e teslim ettim, …’nın bana senetleri orijinal olarak mı verdi, fotokopi olarak mı verdiğini bilmiyorum ” beyanı savunmanın genişletilmesi olup, davacı taraf hazır olduğundan, davacının açık muvafakatine bağlı olduğundan, davacı tarafın açık muvafakati bulunmadığından, fotokopisinin iade edildiği belirtilerek, bedelsizliğe gerekçe yapılması, hukuka aykırı olduğundan, davalı tarafın istinaf talebinin yerinde olduğu tespit edilmiştir. 5- Senedin davacı … tarafından keşide edilip, davalı lehdar …’e verildiği, senetteki ciro silsilesine göre …’in …’e, …’in de davacı …’e ciro ettiği senet fotokopisi ile sabit olduğundan, …’in ciroyu ve cirosundaki imzayı 16/05/2018 tarihli ön inceleme oturumunda kabul etmesi nazara alındığında aksini tanıkla ispatı mümkün olmadığından, mahkemenin tanık beyanlarına itibar ederek, davacı tarafından …’ten alındıktan sonra …’e ciro edilmeksizin verildiği yönündeki kabulü, dosya kapsamına aykırı olduğu tespit edildiğinden, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. 6- Davaya konu senet kıymetli evrak olup, senedin davacı tarafından avukatın bürosundan alındığına dair yazılı delil olmadığı gibi, dinlenen taraf tanıklarının da senedin davalı tarafından avukatlık bürosundan aldığına dair beyanları bulunmadığından, davacı ve …’in vekilinin aynı kişi olmasının, senet iptaline gerekçe yapılması dosya kapsamına uymadığından istinaf itirazının yerinde olduğu görülmüştür. 7- Tanık beyanları ve sunulan deliller ile davalının senet bedelinin ödendiğini bildiği halde davacıya zarar verme kastı ile devraldığı kanıtlanmadığı halde kanıtlandığının kabulü dosya kapsamına aykırı olduğundan, bu yöne ilişkin davalı istinaf talebinin de yerinde olduğu anlaşılmıştır. 8- Davalının, senedi diğer davalı …’den ciro yolu ile aldığı, senet fotokopisi arkasındaki ciro silsilesi ve …’in ön inceleme oturumundaki imzalı beyanı ile sabit olduğundan, bu hali ile davalı … yasal hamil olup, TTK 687.maddesindeki ” poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biri ile arasındaki doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez, meğerki hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun” yasal düzenleme karşısında keşideci davacının, davalı ciranta …’e ödeme yaptığına ilişkin def’i, şahsi def’i olup, davalı …’e karşı ileri sürülemeyeceğinden, davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın davalı … yönünden reddine, davanın kötü niyetle açıldığını kanıtlamak davalı tarafa ait olup kanıtlanarak sabit olmadığından, 2004 Sayılı İİK’nın 72/4. maddesine göre tazminata hükmedebilmek için, tedbir tesis edilmesi gerektiğinden, dosyada 2004 Sayılı İİK’nın 72. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olduğundan kötü niyet tazminatının ve İİK 72/4. maddesine göre tazminat talebinin reddine 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı … vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.05.2019 gün ve 2017/1003 Esas, 2019/715 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan menfi tespit davasının, … dışındaki davalılar yönünden kabulü ile davaya konu İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu alacaktan ve takip dosyasına dayanak 20/02/2013 keşide ve 20/12/2016 vade tarihli 550.000,00 USD bedelli bonodan dolayı davacının davalılar … ve …’e borçlu olmadığının tespitine, 4- Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan menfi tespit davasının REDDİNE, 5- Yasal koşulları oluşmadığından davalılar … ve … hakkındaki kötü niyet tazminatı isteminin reddine, 6- Davalı …’in İİK 72/4 maddesine göre tazminat talebinin reddine, 7- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 135.525,62 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 33.881,41 TL harcın mahsubuyla bakiye kalan 101.644,21 TL harcın davalılar … ve …’den müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 7/b- Davacı tarafça yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 33.881,41 TL peşin harç gideri 184,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 34.096,81 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’den müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, davalı … için yapılan 54,50 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7/c- Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’n göre, 99.536,63 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 7/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’n göre, 99.536,63 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı …’e verilmesine, 8- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 8/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı … tarafından yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 8/b- İstinaf yargılaması için davalı … tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 40,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 161,80 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalı …’e verilmesine, 8/c- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 8/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 9- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/03/2021