Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1541 E. 2023/344 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1541
KARAR NO: 2023/344
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 13/06/2019
NUMARASI: 2017/196 E. – 2019/177 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı, … olarak tanınmakla birlikte 1980 yılından beri faaliyette olup, “… Davetiye, … Davetiye, … Davetiye, … Sünnet” adıyla ve kataloglarıyla geniş bir ürün yelpazesine sahip, yurt içinde ve yurt dışında uzun yıllardır faaliyet gösteren saygın bir firma olduğunu, … kod ve sıra numaralı ve 19-04 Locarno sınıfında 22/01/2015 tarihinden bu yana tescilli tasarım ile … kod ve sıra numaralı 19-01,32-00 Locarno sınıfında tescillenmiş, ancak yenilenmemiş tasarımların sahibi olduğunu ,davalı tarafından tescilli tasarımlarının, resmi ihtarname ile üretilmesine son verilmesinin istenmesine rağmen bilerek taklit edilerek üretilmeye devam edildiğini, davalıya ait www…com adresinde tasarımların kullanıldığını, bu nedenle; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; davacının 19-04 Locarno sınıfında … kod numaralı tescilli Endüstriyel Tasarımı ile ve davacı tarafından başvuruda bulunulmuş, tescil edilmiş ancak sehven yenilenmemiş olan 19-01-32-00 Locarno sınıflarında … kod numaralı Endüstriyel Tasarımı bakımından; davalının davacıya ait tasarımlarına vaki tecavüzünün tespiti, meni, durdurulması ve önlenmesi, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti, meni, durdurulması ve önlenmesi, http://www…com.tr/kataloglar uzantılı alan adı içerisinde davacı firmanın tescilli tasarımlarına vaki tecavüzün varlığı nedeni ile anılan URL adresinde yer alan hukuka aykırı içeriğin yayından çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 2016 yılında kurulmuş olup, Türkiye’nin her yerinde 30’u aşkın satış noktası ile hizmet verdiğini, davalı şirketin yenilikçi ve özgün tasarımları ile faaliyetlerine devam ettiğini, bilirkişilerce davalının internet sitesinden alınan görseller ile davacı tarafın katalogları arasında bir değerlendirme yapılmış olup, davalıya ait kataloglar ile davacı tarafa ait kataloglar arasında bir iltibasın oluşmadığının ortaya çıktığını, davacı tarafın davasını somutlaştıramadığını, öncelikle bilirkişi tarafından sunulan rapor ile de sabit olduğu üzere davacıya ait … tescil numaralı “katalog deseni” Türkpatent nezdinde yenilenmemiş olup, tasarımın geçersiz hale geldiğini, davalıya ait ürün ile davacının tasarımlarının benzemediğini, davacıya ait … tescil numaralı “davetiye kataloğu” başlıklı tasarımda neyin tescil edildiğinin anlaşılamadığını, öncelikle üründe 2 adet görsel bulunmakta olup, 2. görselde yer alan spiral ciltlerin davacı tarafça özel olarak üretilmemekte olup, zaten piyasada hemen hemen her kırtasiye ve matbaada yer alan bütün klasör ve katalogların içerisinde bulunduğunu, kaldı ki davacıya ait spiralin yarım ve demirden olduğu, oysaki davalıya ait üründe yer alan spiralin tam kapalı ve plastik olduğu, bu nedenle bir iltibasın bulunmadığını belirtmiş, haksız ve hukuka aykırı işbu davanın reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Davaya konu olan tasarımlar davetiye katalog tasarımları olup, SMK’nun 58/2. maddesi uyarınca tasarımların koruma kapsamının değerlendirilmesi sırasında, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesinin de dikkate alınması gerektiği, davetiye kataloglarının dikdörtgen veya kare formda olmasının zorunlu olduğu, alınan bilirkişi raporları ile davalıya ait davetiye kataloglarının davacının hak iddia ettiği endüstriyel tasarımlar ile genel form yapısı itibariyle aynı olmasına rağmen, üzerlerindeki yazıların, desenlerin ve desenlerin yerleşim yerlerinin farklı olduğu, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktıkları genel izlenimin farklı olduğu, bu nedenle davacının tasarımları ile aynı ya da benzer olmadıkları tespit edilmiş olduğundan, davalının davacıya ait tasarımlara tecavüz ve haksız rekabette bulunmadığı anlaşılmakla,” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece karara dayanak alınan bilirkişi raporunun 15 sayfadan ibaret ise de dosyada mübrez dilekçeler ve bilirkişi raporu hakkında bilgilendirme yapıldığı, teknik inceleme başlığı altında davacının ve davalının internet sitesinden alınan görsellere yer verildiğini, toplamda 13. sayfaya gelindiğini, rapor içeriğinde müvekkil firmaya ait tasarımlar ile davalıya ait ürün görselleri arasında tek bir karşılaştırma yapılmadığını, bir kısım benzerlikler olsa da farklı algılandığı gibi genelgeçer ve herkese göre değişir soyut ve dayanaksız ifadelerle sadece sonuç bölümünde benzer bulunmadığının bildirildiğini, kullanılan renklerin ve desenlerin farklı olduğu-farklı yerlerde olduğunun dahi bildirildiğini, görsellerden de görülebileceği üzere kataloglardan bir tanesinin siyah diğerinin beyaz olduğunu, her ikisinde de dört tane aynı renkte zımba kullanıldığını, kataloglar üzerinde yer alan desen ve benzeri unsurların aynı yerlerde kullanıldığını, katalogun logolarında kullanılan renklerin dahi aynı/benzer olduğunu logolarda yer verilen yazı fontları dahi birebir aynı olduğunu, bilirkişi incelemesinde Yargıtay’ın yapılması gerektiğini bildirdiği ayniyet incelemesi yapılmaksızın dosyanın karara çıkartıldığını, Yargıtay içtihatları uyarınca tasarımlarda farklılıklar değil aynılıkların incelenmesi gerektiğini, ayniyet incelemesi yapılmadığını, bilirkişi raporunda teknik bir inceleme gerçekleştirilmediğini, 554 sayılı KHK’de hem de 6769 sayılı SMK’de tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilebilir düzenlemesinin yer aldığını, ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesinin dikkate alınacağını belirtildiğini, bilirkişi raporunda tasarımlarının ortak özelliklerinin değerlendirilmek yerine farklılıkları üzerinde durularak değerlendirme yapıldığını ve farklı olduğu sonucuna varıldığını, iltibas tehlikesi bakımından da incelemeye yer verilmediğini, bilirkişilerce ürünlerde yer alan çiçek dal motiflerinin yazı karakterinin benzer olduğunun açıkça dile getirildiğini, bilirkişilerce müvekkile ait tasarım ile davalıya ait ürün görseline raporda yan yana dahi yer verilmediğini, farklı sayfalarda dikkate sunulduğunu, ürün karşılaştırması yapılmadığını, 15 sayfalık raporda 3 cümle ile ürünlerin aynı olmadığı, farklı olduğu beyan edilmekle yetinildiğini, bilirkişilerce eksik inceleme ile gerekçesiz rapor düzenlendiğini, dava dliekçesinde yer alan haksız rekabet taleplerinin mahkemece incelenmediğini, dava konusunun tasarıma tecavüz değil aynı zamanda haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi de olduğunu, haksız rekabet iddiası bakımından tasarım tescilinin bir öneminin bulunmadığını, haksız rekabet bakımından herhangi bir inceleme yaptırılmadığını belirterek istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin kararının hukuka uygun olduğunu, bilirkişilerce yapılan değerlendirme sonrası iki tasarım arasında bir benzerlik olmadığının açıkça görüldüğünü, davacı tarafın söz konusu tescil ile yalnızca katalog desenini tescillemiş olduğunu, davacıya ait davetiye kataloğu başlıklı tasarımda neyin tescil edildiğinin anlaşılamadığını, bahsi geçen spiral ciltlerin hemen her kırtasiye ve matbaada yer alan bütün klasör ve katalogların içinde olduğunu, davacıya ait spiral yarım ve demirden iken müvekkiline ait spiralin tam kapalı ve plastik olduğunu, sınai mülkiyet kanunu madde 58/B uyarınca teknik ve zorunlu özelliklerin benzerlik değerlendirmesinde dikkate alınmaması gerektiğini, bu nedenle kararın onanmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalıya ait internet sitesinde davacı tasarımlarına tecavüz edildiği iddiası ile endüstriyel tasarım haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasıdır. TPMK … tescil numaralı tasarımın 10/05/2010 tarihinde … no’lu tasarımın 22/01/2015 tarihinde davacı adına tescil edildiği içeriğinin davetiye katalogu olduğu … no’lu tasarımın yasal süre içinde yenilenmediğinden hükümsüz kılındığı, diğer tasarımın ise halen geçerli olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilgisayar mühendisi ve endüstri ürünleri tasarımcısı tarafından tanzim edilen 10/01/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç itibariyle davalı … Davetiye tarafından üretilen ‘… ve …’ katalogları ile davacı ikinciler tarafından tescilli … ve … no’lu tasarımlar arasında karıştırılmaya sebebiyet verecek benzerlik tespit edilemediği belirtilmiştir. Mahkemece başka bilirkişi heyetinde endüstri ürünleri tasarımcısı ve bilgisayar programcısı grafiker tarafından düzenlenen 15/11/2018 tarihli raporda internet üzerinden yapılan inceleme sonucunda peridavetiye.com,tr internet sitesinin incelendiği, sitenin amacının davetiye baskı üzerine olduğu, bu sitede davacının tasarımlarına benzer yapısal özellikleri taşıyan üç adet tasarım görselinin bulunduğu, bu görsellerin sırasıyla “…, …, …” olarak isimlendirildiği, “…” isimli tasarımın ve “…” isimli tasarımın çiçek/dal motifleri, altın renkli el yazısı, yazı tipinde, yazı içermeleri gibi benzer noktaları bulunmasına rağmen yapılan detaylı incelemede bu yazı tiplerinin süslerinin aynı olmadığı, renklerinin ya da ögelerinin yerleşiminin davacının tescilli tasarımlarından biri ile tam ilişkilendirilemediği, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebeple farklı olarak algılandıkları ve iltibas yaratmadığı, “…” isimli tasarımın tasarım açısından karşılaştırıldığında el yazısı, yazı tipinde, yazı içermeleri gibi benzer noktaların bulunmasına rağmen yapılan detaylı incelemede bu yazı tiplerinin aynı olmadığı, tasarımın genel olarak davacının tescilli tasarımlarından biri ile tam ilişkilendirilemediği, bu tasarımın davacıya ait tasarımlar ile bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebeple farklı olarak algılandıkları ve iltibas yaratmadığının tespit edildiği belirtilmiştir.Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6769 sayılı SMK 55. maddesinde “Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.” Aynı yasanın 56. maddesinde “Tasarım, yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacağı” 58. maddesinde “Tasarım sahibi kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu kanundan doğan haklarını kullanabileceği” düzenlemesi yer almaktadır. Aynı kanunun 81. maddesinde tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller düzenlenmiş olup tasarım sahibinin izni olmaksızın bu kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak olduğu belirtilmiştir.Davacının hak iddia ettiği … numaralı endüstriyel tasarımın 2010 yılında başvurusu ve tescili yapılmakla kamuya sunulmuş olduğu, daha sonra yenilenmemesi nedeniyle tescilsiz tasarım olarak değerlendirilmesi gerektiği, kamuya sunulduğu tarihten dava tarihine kadar üç yıllık sürenin dolduğu, SMK 59/2’ye göre tescilsiz tasarım sahibinin hakkının birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkının sadece korunan tasarımın aynısını veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması halinde verileceği belirtildiğinden, davacının tescilsiz bu tasarımıyla ilgili tecavüz iddiasının bu yasal düzenlemeye göre değerlendirilmelidir.Davaya konu tasarımlar davetiye katalogları olup SMK 58/2’ye göre koruma kapsamının değerlendirilmesinde tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesinin dikkate alınması gerektiği, mahkemece davetiye kataloglarının dikdörtgen veya kare formda olmasının zorunlu olduğunun belirtildiği, bilirkişi raporları ile davalıya ait davetiye kataloglarının davacının hak iddia ettiği endüstriyel tasarımlar ile genel form yapısı itibariyle aynı olmasına rağmen üzerlerindeki yazıların, desenlerin ve desenlerin yerleşim yerlerinin farklı olduğu, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktıkları genel izlenim farklı olduğu, davacının tasarımları ile aynı ya da benzer olmadıkları tespit edilmiş olduğundan, davalının davacıya ait tasarımlara tecavüz ve haksız rekabette bulunduğu iddiası ispatlanamamıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/06/2019 tarih ve 2017/196 E., 2019/177 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2023