Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1527 E. 2022/1751 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1527
KARAR NO: 2022/1751
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/05/2019
NUMARASI: 2018/1126 E. – 2019/458 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafça müvekkilinin bulunduğu … Mah. … Bulvarı No:.. Merkez/Kütahya adresinde bulunan işyerine 22.11.2018 tarihinde istihkak süreci devam ederken hacze gelindiğini, haciz işlemi esnasında haciz tehdidi altındaki müvekkiline 22.11.2018 tarihli protokol ve 63.500 TL bedelli senedin imzalatıldığını İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyaları ile takibe geçildiğini, müvekkilinin, haciz esnasında ve kendi iradesi dışında muhafaza altına alma korkusu ile sorumluluk altına girdiğini ve ödememesi gereken bir borçla karşı karşıya kaldığını, müvekkilinin ayrıca bono bedelinin 5.000 TL’sini haciz esnasında ödediğini, müvekkilinin kalan miktarı da haciz baskısı ile 27.11.2018 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyalarına ödemek zorunda kaldığını, yapılan ödeme sebebiyle müvekkilinin davaya konu bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini beyanla, bono sebebiyle davalı yana borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … ile 22.11.2018 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü … E ve İstanbul … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyalarına ilişkin olarak davacı kabul ve kefalet ettiğinden ve dosya borcunu ödemek istediğinden sebeple dava konusu protokolün düzenlendiğini, bu dosyalara ait borçların, davacı … tarafından ” Kabul ve Kefalet ” edildiğini, 22.11.2018 tarihinde protokole konu icra dosyalarına, davacı … tarafından makbuz karşılığı 5.000,00 TL ödeme yapıldığını, kalan borcun ise davacı … tarafından 27.11.2018 tarihinde dosyaya ödendiğini ve dosya borçlarının kapatıldığını, protokole dayanak … İcra Müdürlüğü … E ve İstanbul … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosya borçları kabul ve kefalet eden davacı tarafından ödendiğinden iş bu icra takip dosyalarının kapatıldığını ve işlemden kaldırıldığını, bu sebeple protokol maddeleri de gereğince taraflarınca dava konusu bonoya ilişkin herhangi bir icra takibi yoluna başvurmadıklarını ve davacı vekilinin iddia etmiş olduğu şekilde ileri tarihlerde de herhangi bir icra takibi yoluna başvurulmasının söz konusu olmadığını beyan ererek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacının, dava konusu bononun ilgili icra dosyasına yapılan ödemelerle bedelsiz kaldığını kanıtladığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 22/11/2018 tanzim ve ödeme tarihli, lehtarı … A.Ş olan, 63.500 TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafından bedeli ödenen bonoların talep edilmediğini ve ödeme tarihi ile aynı gün içinde haksız ve kötü niyetli olarak menfi tespit davası ikame edildiğini, davacının davalıyı zarara sokmak amacıyla hareket ettiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini, talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, kambiyo senetlerinden olan bono sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Davalı yanca davacının işyerine hacze gelinmesi üzerine, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyalarındaki borcu içeren 22.11.2018 tarihli protokol ve dava konusu 63.500 TL bedelli senedin düzenlendiği, daha sonra bonodan kaynaklı borcun ödendiği hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak davalı, söz konusu borcun ödendiği gün, henüz senedin iadesi talep edilmeden eldeki davanın açıldığını, davacının kötüniyetli olarak davayı açtığını, dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını savunmuştur.Taraflar arasında imzalanan protokol sebebiyle ilgili icra dosyalarına ödeme sebebiyle bedelsiz kaldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan dava konusu bonoyla ilgili olarak, İİK’nun 72. maddesi gereğince icra takibinden sonra menfi tespit davası açılabileceği gibi icra takibinden önce de açılabileceği, bu sebeple somut olayda henüz icra takibi yapılmayan bir dönemde davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, aksi yöndeki davalı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/05/2019 tarih ve 2018/1126 E., 2019/458 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.337,68 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.084,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.253,26 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/12/2022