Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1523 E. 2023/775 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1523
KARAR NO: 2023/775
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2019
NUMARASI: 2017/908 E. – 2019/270 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/07/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin …-… markalarının lisans sahibi olarak erkek ayakkabı, terlik satış, pazarlama işiyle iştigal olduğunu, dava dışı … ile müvekkil şirket arasında ayakkabı ve benzeri ürünlere ilişkin olarak alım-satım işlemi gerçekleştiğini ve müvekkiline olan cari borcuna karşılık … bank Adıyaman Şubesinin TR… Iban numaralı hesabından ödenmek üzere, 30/09/2016 keşide tarihli … seri numaralı 5.000,00 TL bedelli bir adet çek verdiğini ve çekin müvekkili tarafından borca karşılık dava dışı … Yapı Turz. San. ve Paz. A.Ş. ciro yoluyla devir ve teslim edildiğini ve çekin üzerinde bulunan 30/09/2016 tarihinde dava dışı … A.Ş. tarafından çekin karşılığının bankadan sorulduğunu ve karşılığının olmadığının söylenmesi sebebiyle davalı keşideci …’ye ödeme için ulaşıldığını ve böylece işbu çek bedeli olan 5.000,00 TL 30/09/2016 tarihinde davalı keşideci … tarafından banka havalesi yolu ile hamil … A.Ş. hesabına ödendiğini ve çekin, karşılıksız işlemi görmeden, hamil … A.Ş.’ nin cirosu iptal edilmek suretiyle keşideci tarafından geri iade alındığını ve dolayısıyla çekin artık bedelsiz kaldığını, ancak çeki teslim alan …, söz konusu çekin üzerinde değişiklik yaptığını ve 30/09/2016 tarihini, 31/09/2017 tarihi olarak, 5.000,00 TL olan çek bedelini ise 15.000,00 TL olarak değiştirdiğini, oysa müvekkili şirketin işbu çekten dolayı hiçbir sorumluluğu kalmamasına, keşidecinin ödemesi nedeni ile cirosu hükümsüz hale gelmesine rağmen, üzeri değiştirilen dava konusu çek, keşideci … tarafından müvekkili cirosu iptal edilmeksizin, davalı …’ a teslim edildiğini, ancak müvekkili şirketin cirosu 15.000,00 TL olarak değiştirilen ve bedelsiz kalan çekin halen arkasında iptal edilmeksizin durduğunu ve davalı … ile müvekkil şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, nitekim değişikliğe uğrayan söz konusu çekin ciro yoluyla tekrar tedavül gördüğünü, davalılardan … San. Tic. Ltd. Şti.’ne oradan da davalı … Turizm, İnş. Gıda. San. Tic. Ltd. Şti.’ne ciro edildiği gibi çek 02/10/2017 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiğini ve karşılığı olmadığından çekin arkasına muhatap banka tarafından karşılıksız kaşesi basıldığını, çekin halen davalı … Ltd. Şti.’nin elinde olduğunu, müvekkil şirketin davalılara hiçbir borcu bulunmadığını, çekin icra takibine konu edilmesi halinde, müvekkil şirket cebri icra tehdidi ile karşı karşıya kalacağını ve bedelsiz kalan bir çekten dolayı müvekkil şirket açıkça mağdur olacağını, henüz başlatılmış bir icra takibi bulunmadığını ancak teminat mukabilinde başlatılacak icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını, keşidecisi … olan, … bank Adıyaman Şubesinin TR… IBAN numaralı hesabından ödenmek üzere, … seri numaralı 15.000,00 TL bedelli 31/09/2017 keşide tarihli çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın konfeksiyon imalatı yaptığını, diğer davalı … ile ticari ilişkisinin mevcut olduğunu ve cari hesap ilişkisi içinde davaya konu edilen Keşidecisi … olan … bank A.Ş. Adıyaman Şubesi TR… Iban numaralı … seri numaralı 15.000,00 TL bedelli çekin davalı … San. Tic. Ltd. Şti’ne ciro yoluyla verildiğini, müvekkil şirket tarafından cari hesap ilişkisi içinde alındığı ve cirolanarak …Tekstil Ltd. Şti’ne verildiğini, çekin son ciranta tarafından bankaya ibraz edildiğinde çekin karşılığı olmadığını ve …’e iade edildiğini, müvekkil … Tekstil’e çek bedelini ödeyerek çeki aldığını, müvekkil şirket kendisine ciro silsilesi ile gelen çekte meşru yetkili hamili olduğunu, ancak çekin karşılıksız çıkması nedeni ile İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1079 D.İş 2017/1077 D.İş Karar sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığını ve İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında icra takibine konu edildiğini, davacı şirketçe hacze gidildiğinde çek bedelinin dosyaya ödendiğini ve davadan alınan tebdir kararı ile icra dosyasındaki işlemlerin durduğunu, işbu dava davacının çekteki yada paraftaki imzaya bir itiraz olmadığı gibi çekin bizzat keşideci tarafından değiştirilmek suretiyle yeniden tedavile sokulduğunu kabul ettiğini, TTK. 686.maddesi gereğince “..bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılacağını, çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmünde olduğunu, bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse son ciroyu imzalayan kişinin, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılacağı” düzenlenmesinin mevcut olduğunu, müvekkil şirket takibe konu çeki ciro ile aldığını ve yetkili hamil olarak bulunduğunu, davacı tarafından ileri sürülen bedelsizlik iddiası senede karşı nispi defilerden olup yetkili hamil olan müvekkile karşı ileri sürülme hakkı bulunmadığını, ancak davacı tarafından keşideciye yada kendisinden sonraki cirantaya karşı ileri sürülebileceğini, keşideci ile lehtar arasındaki şahsi defilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin senedi iktisabında kötüniyetli olduğunun kanıtlanmasının gerektiğini ve de keşideci ile lehdar arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan şahsi defiler müracaatta bulunan iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, davacı tarafından çek bedelinin ödendiği ancak cirolarının silinmediğinin belirtildiğini, davacının çekin keşideciye iade edilirken kendi cirosunun iptal edilmediğini kabul ettiğini, oysa çekte bulunan kendi cirosunun iptal edilmeden tekrar çekin tedavüle çıkarılması basiretli tacir olarak davranmadığının ispatı olduğunu, cirodaki mevcut imzaya ilişkin bir itirazlarının bulunmadığını, cironun iptal edilmemesinin davacının kendi kusurunun olduğunu ve kimse kendi kusurundan kaynaklanan bir durumdan yararlanamayacağını, davacı tarafından çekteki değişikliklerin keşideci tarafından yapıldığının kabul edildiğini ve bu nedenle çekin kambiyo vasfına sahip olduğunu, davacı tarafından talep edilen ihtiyati tedbir kararı nedeni ile icra takibinin durduğunu ve müvekkilinin kendisinden sonraki cirantaya ödemiş olduğu çek bedelini tahsil edemediğini, yukarıdaki gerekçelerle davacının davayı haksız ve kötü niyetle açmış olduğunu beyan ederek, alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatı ödenmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Her na kadar davacı davalı …ye borçlu olmadığını iddia ederek dava açmış ise de, davalı şirketin diğer davalı … ile ticari ilişkisinin mevcut olduğu ve cari hesap ilişkisi içinde davaya konu edilen çeki iyiniyetle ele geçirdiği, davalı şirketten çekin geçirdiği aşamalardan haberdar olmasının beklenemeyeceği zira çeki keşideciden ilk olarak alan kişinin diğer davalı … olduğu ayrıca, davacı tarafından ileri sürülen bedelsizlik iddiasının nispi defilerden olup yetkili hamile karşı ileri sürülemeyeceği davalı şirketin çekin iktisabında kötüniyetli olduğunun da ispat edilemediği kanaatiyle bu davalıya karşı açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı … ise dava konusu çeki doğrudan keşideciden aldığı, ilk ciranta olarak görülen davacının cirosunu görmesine ve onunla herhangi bir hukuki ilişkisi bulunmamasına rağmen çeki edindiği, hal böyle olunca çekin iktisabında ağır kusurlu olduğu, davacının bu davalıya ciro iradesi de bulunmadığından davacının, …’a karşı açmış olduğu davasının kabulü ile; … bank Adıyaman Şubesine ait, TR… nolu hesaba ait, keşidecisi … olan, 31/09/2017 keşide tarihli, 15.000,00 TL bedelli … nolu çek yönünden davacının davalı …’a borçlu olmadığının tespitine…” şeklinde gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dışı …’nin, müvekkiline olan cari borcuna karşılık … seri numaralı 5.000,00.-TL bedelli 30.09.2016 keşide tarihli bir adet çek verdiğini, işbu çekin ise müvekkili tarafından borca karşılık dava dışı …San. ve Paz. A.Ş.’ne ciro yoluyla devir ve teslim edildiğini, ancak çekin karşılığı olmadığının anlaşıldığını, çek bedeli olan 5.000.-TL’nin 30.09.2016 tarihinde banka havalesi yolu ile hamil … A.Ş. hesabına ödendiğini ve çekin, karşılıksız işlemi görmeden, hamil … A.Ş.’nin cirosu iptal edilmek suretiyle keşideci tarafından geri alındığını, dolayısıyla çekin artık bedelsiz kaldığını, ancak, çeki teslim alan keşideci …’nin, söz konusu çekin üzerinde değişiklik yaparak, müvekkilinin cirosu iptal edilmeksizin, davalı …’ a verdiğini, Müvekkilinin söz konusu çeki 5.000.-TL bedel için ciro ettiğini, söz konusu bedelin de ödendiğini, buna karşılık keşideci şahsın, müvekkili şirketin rızası hilafına, müvekkili açısından hükümsüz kalan çek bedelini 15.000.-TL olarak değiştirerek, müvekkilinin sorumluluğunu artırmak suretiyle çeki yeniden tedavüle soktuğunu, Çekte ciro silsilesinin koptuğunu, müvekkili şirketten sonra cirosu bulunan davalı … ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, Kaldı ki; bilirkişi raporunun da bu durumu doğruladığını,Davalıların kötüniyetli olduğunu, dava konusu çekin üzerinde ve arkasında bu kadar tahrifat/ düzeltme yapılmış iken davalıların basiretli bir tacir gibi hareket etmeksizin çekin ciro silsilesini araştırmadığını, bankadan çek ile ilgili bilgi almaksızın çeki kabul ettiklerini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.Dava konusu çek incelendiğinde; keşidecisinin dava dışı … olduğu, çekin hamiline düzenlendiği, keşide tarihi tarihi 31.09.2017 olup, 15.000 TL bedelli olduğu, arkasında sırasıyla davacı şirket, dava dışı …, davalı …, davalı … ve dava dışı … TEKSTİL cirolarının bulunduğu, dava dışı …’a ait cironun iptal edildiği, ayrıca çekin ön yüzünde keşide tarihi olarak yazılan 30.09.2016 tarihinin üzerinin çizildiği, yine bedel kısmında bulunan 5.000 TL ibaresinin üzerinin çizildiği görülmüştür. Davacı şirket ile dava dışı keşideci … arasında ticari bir iş nedeniyle borca karşılık olmak üzere, dava konusu 30.09.2016 keşide tarihli … seri numaralı 5.000,00 TL bedelli dava konusu çekin verildiği, daha sonra söz konusu çekin davacı tarafından borca karşılık dava dışı … Yapı Turz. San. ve Paz. A.Ş.’ne ciro yoluyla devir ve teslim edildiği, çekin ibraz tarihinde dava dışı … A.Ş. tarafından çekin karşılığının bankadan sorulduğu ve karşılığının bulunmaması üzerine davalı keşideci … tarafından banka havalesi yolu ile hamil … A.Ş. hesabına bedelin ödendiği ve çek karşılıksız işlemi görmeden hamil … A.Ş.’nin cirosu iptal edilmek suretiyle keşideci tarafından çekin geri alındığı, bunun üzerine … tarafından çekin keşide tarihinin üstü çizilerek 30.09.2016 tarihinin, 31/09/2017 tarihi olarak, 5.000,00 TL olan çek bedelinin ise hem rakam hem yazı kısımlarının üstü çizilip paraflanarak 15.000,00 TL olarak değiştirildiği, ardından tekrar tedavüle sokulduğu, çekin ilk olarak davalı …’a teslim edildiği, bu davalıdan sonra diğer davalıya, oradan da dava dışı … Tekstil unvanlı şirkete ciro silsilesi yoluyla geçtiği, 02.10.2017 tarihinde karşılıksız işlemi gördükten sonra davalı …’e iade edildiği dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşılmakta olup, belirtilen hususlarda yanlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu çekin keşideciye dönmesi ile birlikte borcun sona erdiği yasal karine olup, davalı …’ın çeki birinci ciranta olan davacı yerine, keşideciden almış olması nedeniyle belirtilen durumu bilebilecek durumda olduğu, bu hususun senet metninden de anlaşılabildiği, dolayısıyla bedelsizlik iddiası davacı ile aralarında ticari ilişki bulunmayan …’a karşı ileri sürülebilirse de, çeki düzgün ciro silsilesine göre elinde bulunduran diğer davalı …’e karşı ileri sürülemeyeceğinden ve anılan davalının çeki iktisabında ağır veya kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, Mahkemece davalı …’a karşı açılan davanın kabulüne, diğer davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/02/2019 tarih ve 2017/908 E., 2019/270 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 06/07/2023