Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1522 Esas
KARAR NO: 2023/984
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2019
NUMARASI: 2018/83 E. – 2019/170 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile müvekkili arasında 06/04/2017 tarihli Franchising Sözleşmesi imzalandığını, bahse konu Franchising Sözleşmesi doğrultusunda müvekkili tarafından yerine getirilmesi gereken edimlerin ifa edildiğini, işbu edimlerden ilkinin Franchising Sözleşmesi’nin 5.maddesine konu edilen 35.000,00 TL’lik ücretin davalı yana ödenmesi olduğunu, davacı yanca bu edimin yerine getirildiğini … ili … ilçesi …. Mahallesi … Caddesi … No:31/8 adresinde “Fatura Ödeme Yeri” faaliyet konulu işyeri açma yönünde gerekli tüm hazırlıkların yapıldığını, müvekkilinin 06/04/2017 tarihli Franchising Sözleşmesi ile tarafına yüklenen tüm edimleri ifa etmesine karşın, Franschise veren davalı yan tarafından yerine getirilmesi gereken edim/edimlerin ifa edilmemesi sebebiyle faaliyetlerini durdurmak dolayısıyla Franchising sözleşmesinin feshini istemek zorunda kaldığını, Feranschise veren davalı yanın, bahse konu belgeleri temin etmek ve davacı yana teslim etmek yükümlülüğünde olduğunu davalı yanın cevabi mailinde belirttiğinin aksine beşeri ilişkiler ile mümkün olmadığını, resmi kurumlardan resmi belge talep edilmesinin asıl olduğunu, beşeri ilişkilerin bir yere kadar geçerli olacağının açık olduğunu, davalı tarafça faaliyetin devam ettirildiği sürede zaman zaman hizmet kesintisine de sebebiyet verildiğini ve çeşitli tahsilat ekranlarına giriş ana birimden engellenerek müvekkilinin tahsilat yapmasının imkansız kılındığını, davalı tarafın müvekkili tarafından gerçekleştirilen uçak bileti ve sigorta satışı işlemlerine dair hak edişlerinin de ödenmediğini, müvekkilinin davalı şirkete itibar ederek ve kendisi için son derece çaplı bir yatırım da yaparak sözleşme konusu işe başladığını, sözleşme konusu iş yeri için kira sözleşmesi yapılarak aylık 850,00 TL karşılığında bir iş yeri kiralandığını, davalının ağır ve tam kusurlu hareketiyle sebebiyet verdiği menfi zararın davalı yandan tahsili talep ettiklerini bu nedenlerle; sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenle fesih hakkı doğduğundan sözleşmenin haklı nedenle feshi ile müvekkili tarafından davalı yana ödenen 35.000,00 TL ücretin, sözleşmedeki edim yükümlülüğünü ifa etmek amacıyla açılan iş yerine yapılan masrafların menfi zararların, aktin davalı yanın ağır kusuru sebebiyle ifa edilmemesinden kaynaklanan kar yoksunluğuna ilişkin müsbet zararların, müvekkilinin satışını gerçekleştirdiği davacı müvekkili tarafından davalı yana ödenen ücretin, sözleşmedeki edim yükümlülüğünü ifa etmek amacıyla açılan iş yeri için ve iş yeri adına yapılan masrafların, menfi zararları için fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 5.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyen/işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilin karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan franchise sözleşmesi uyarınca davacıdan 35.000 TL’nin tahsil edildiğini, bunun karşılığında vezne kurulumlarının yapıldığını, demirbaş, yazıcı tarayıcı faks özellikli cihaz, masaüstü bilgisayar seti, 82 ekran led tv, telefon sistemi ve cihazı, tabela ve iç dış reklam giydirmelerinin temin edildiğini, işletmenin müvekkili şirket tarafından aktif olarak çalışabilecek duruma getirildiğini, işyeri ruhsatı için gereken belgelerin temini için çözüm ortaklarından birinin sözleşmesinin davacı tarafa gönderildiğini, hiçbir ücret ödenmeden bu sözleşmenin imzalanması gerektiğini, bu şekilde yasal olarak bayiliğe devam edeceğini ve ruhsat alacağını, bu durumun davacı ve davalı taraf arasındaki sözleşme imzalanmadan önce bildirildiğini, davacının babasının müvekkili şirkete değişik iletişim araçları ile hakaret ettiğini, davacıya 28 kalem hizmeti kullanma hakkının verildiğini ve davacının 3 ay boyunca bu hizmeti kullandığını, buna rağmen davacıya aynı hizmeti alacağı yetki değişikliğinin önerildiğini ve davacının kabul etmediğini, müvekkili şirketin uzun yıllardır bu işi yaptığını, 100’e yakın bayisi olduğunu, bu zamana kadar ruhsat konusu ya da diğer konularda aleyhine dava bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İlk Derece Mahkemesi Kararı:Mahkemece;”Davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile, Davacı tarafın manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı ile müvekkil şirket arasında 06.04.2017 tarihli Franchising Sözleşmesi imzalandığını Müvekkil şirket 28 hizmetle alakalı olarak bu hizmetleri vermek için ilgili şirketlerle anlaştığını ve tek çatı altında topladığını, 98 üye işyeri ile bayilik sözleşmesi yapmış bu sözleşmenin imzalanmasından sonra 12 üyelik yaptığını, Bu sözleşmeden önce davacının babası … ile sözleşme yapıldığı, belirttiği üzere 28 kalem online hizmet veren (,tl yükleme,telegon aksesuar satışı, telefon hat satışı, telefon satışı, rent a car, emlak hizmeti, reklam hizmetleri, fatura ödeme hizmetleri, turizm firmalarının internet sitelerinin aracılık hizmeti, orobüs bileti satış hizmeti, …, …, … gibi abonelik yapma hizmetleri, kontörlü telefon görüşme hizmetleri, güvenlik sistemleri abonelik yapma hizmetleri genel merkezleri ile anlaşıp tüm bu hizmetleri tek çatı altında ve yazılım içeriğimizde sunmakta olup davacı şirkete de sunmak için gereğini yaptığını, Bayilik sözleşmesi imzalanmasında sonra diğer bayilik sözleşmelerindeki gibi yapılan sözleşmeye anlaşmaya göre müvekkil şirket banka hesabına 35.000.00. TL ödeme yapıldığını,ödeme karşılığında 2-li vezne sistemi, müşteri hizmetleri masası, aksesuar standı, yazı tarayıcı faks özellikli cihaz, masaüstü bilgisayar seti, 82 ekran led tv, kontörlü telefon sistemi ve cihazı,tabela ve dükkan iç dış reklam giydirmeleri üretimi ve montajı,satış değeri 1500 tl olan telefon aksesuar ürünleri verilmiş olup bu ürünler İstanbul’dan Bolu’ya müvekkil şirket tarafından götürülüp montaj edilmiş ve sistemin tüm kullanımı konusunda ilgili yerde ayrıca davacı şirket sahibine eğitim verildiğini, hizmetler verilip işletme aktif olarak çalışabilecek hale getirildiğini, Bu süreçten sonraki durumda müvekkil şirket sözleşme imzaladığı ve ödeme yapan muhatap davacı yerine iletişimi daha önce sözleşme yapılan babası … tarafından sağladığını, Davacının babası … müvekkil şirketin bir çok çalışanını ve yetkililerini telefonla arayıp hareket edici konuşmalar yaptığını, davacının , müvekkil şirketi dolandırıcı diye itham edip diğer bayiler nezdinde ticari ahlakla bağdaşmayan haksız ve yalan beyanlarda bulunduğunu,. bu nedenlerle kendisine uyarı mahiyetinde sadece fatura tahsilat bölümü alanını pasifleştirmiş zorunda kalınmış diğer hizmetlerde kısıtlama yapılmadığını, müvekkil şirketin tüm bayileri fatura harici verilen hizmetler le ilgili satış yaparak satış başına hak ediş kazandığını, Davacının müvekkil nezdinde doğmuş ve ödenmemiş bir hakedişi olmadığını, Davacı 35.000.00.TL bayilik bedeli ödemesi yaptığını, müvekkil şirket bunun karşılığında dükkanı boş şekilde alıp tüm mobilya elektronik cihazlar, reklam uygulamalarını getirmiş montajını yapmış, verilen hizmetlerle ilgili yazılım sistemlerini açmış ve eğitimini verdiğini, Müvekkil şirket sözleşme gereği dükkanın faal ve çalışabilir hal alması için tüm yapılmasını gerekenlerini fazlasıyla yaptığını, davacı bayi için 28 kalem hizmeti kullanma hakkı verildiğini, üç ay boyunca davacı şirketin kullandığını, buna rağmen müvekkil şirket davacıya kendisini maddi bir bedel ödetmeyecek ve aynı hizmeti yine aynı şekilde alacak yetki değişikliğini kabul etmediğini, Müvekkil şirket 2006 yılında hazırlığını yaptığımız ve 2013 yılında konsept bayilik vermeye başlayan müvekkil şirket Türkiye genelinde 40 ilde 100 adete yakın konsept bayisi bulunduğunu, Bu bayilerin tamamı ruhsatını almış ve işlerine sorunsuz olarak devam ettiğini, Ayrıca davacının dava açtığı tarihten sonra 12 adet daha bayilik vermiş ve bayilerin tamamı ruhsatlarını almıştır Uzun yıllardır bu işi yapan ve Türkiye’nin farklı illerinde 100 adete yakın bayisi olan müvekkil şirket, bu zamana kadar ruhsat konusu olsun diğer konular olsun bir tane daha aleyhine dava açılmadığını, bu sebeplerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Davacı katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; sözleşme haklı nedenle feshedildiğinden yapılan masraflara ilişkin maddi tazminat, ayrıca manevi tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini , faiz ve temerrüt tarihinin hatalı olduğunu beyanla ihtarnamenin temerrüt tarihi olarak kabulü ile ticari avans faizine hükmedilmesini talep etmiştir. Gerekçe ve Sonuç:HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava franchising sözleşmesinin haklı nedenle feshine dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.Franchise Sözleşmesi, franchise verenin, kendisine ait üretim, işletme ve pazarlama sistemini oluşturan fikri ve sınai unsurlar üzerinde, franchise alana kullanma hakkı ( lisans ) tanıyarak, onu kendi işletme organizasyonuna dahil etmek ve onu sistem içerisinde devamlı olarak desteklemek borcu altına girdiği; franchise alanın ise sisteme dahil mal ve hizmetlerin sürümünü kendi nam ve hesabına yapmayı ve franchise verene belirli bir ücret ödemeyi taahhüt ettiği sürekli bir borç ilişkisi kuran çerçeve bir sözleşmedir ( E. Erdem, Milletlerarası Tic. Huk., Oniki Levha Y., s.419 ). Söz konusu sözleşmeler içeriklerine göre çoğu zaman, lisans sözleşmesi, kira sözleşmesi, alım-satım sözleşmesi, komisyon sözleşmesi gibi sözleşmeleri de içinde barındıran çerçeve ( şemsiye ) sözleşmeler niteliğindedir. Franchise sözleşmesini ilgilendiren bir somut olayda, ihtilaf sözleşmenin hangi kısmına ilişkin ise o kısma ilişkin kuralların uygulanması gerekir. Görüldüğü üzere franchise sözleşmesi her iki tarafın da borç altına girdiği karşılıklı edimler içeren bir sözleşme olup, her bir tarafın borcu diğer tarafın borcunun karşılığını oluşturmakta ve edimler arasında değişim söz konusu olmaktadır. Başka bir deyişle franchise sözleşmesinde franchise alan ile franchise verenin borçları aynı zamanda diğer tarafın ediminin karşılığını ihtiva etmektedir. Franchise verenin kendisine ait franchise sistemini franchise alana kullandırma ve onu ticari faaliyeti sırasında devamlı olarak destekleme yükümlülüğüne karşılık, franchise alanın franchise verenin mal veya hizmetlerin sürümünü kendi nam ve hesabına yürütme ve franchise verene belli bir bedel ödeme yükümlülüğü gelmektedir. Ayrıca franchise alanın, franchise verene karşı onun menfaatlerini koruma, sırlarını saklama, gerektiğinde hesap verme gibi güven ve sadakate dayanan yükümlülükleri vardır.Somut olaya gelince ; Dosya kapsamına göre, taraflar arasında 06.04.2017 tarihli franchising sözleşmesi imzalandığı, davacının franchise alan bayii, davalının franchise veren olduğu, sözleşmede feshe ilişkin özel bir düzenleme bulunmadığı, sözleşmede yer alan franchise alanın 35.000 TL ödeme yapacağına ilişkin hüküm gereğince davacının banka kanalı ile 31.03.2017 tarihinde 17.250- TL, 24.04.2017 tarihinde 17.600-TL davalıya ödeme yaptığı, davacı tarafından frachise sözleşmesi gereğince işyeri olarak kullanılmak üzere üçüncü kişi ile kira sözleşme imzalandığı, işyeri açma ve çalışma ruhsatı almak üzere Bolu Belediye Başkanlığına başvurduğu ancak BDDK dan izin belgesi ve banka ile fatura üreten kurum adına tahsilat yapabilme yetkisi veren sözleşmenin ibraz edilmesinin gerektiği gerekçesiyle “fatura ödeme yeri” konulu işyeri açma ve çalışma ruhsatı talebinin reddedildiği, davacının gerekli belgelerin tamamlanması için davalıya yazılı mail yoluyla baş vurduğu, tamamlanmaması üzerine Bolu … Noterliğinin … y.sayılı, 21.06..2017 tarihli ihtarnameyi keşide ederek belgelerin tamamlanması aksi taktirde sözleşmeyi feshedeceğini ihtar ettiği buna karşın davalının gerekli belgeleri tamamlamadığı, ihtarnamenin 23.06.2017 tarihinde davalıya tebliğ olunduğu, ihtarname ile verilen 7 günlük sürenin sonrası olan 01.07.2017 tarihi itibariyle davacının sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmiş olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı edim içerdiği, davalı Franchise verenin kendisine ait franchise sistemini franchise alana kullandırma ve onu ticari faaliyeti sırasında devamlı olarak destekleme yükümlülüğünü yerine getirdiğinin kabulü için en önemli unsur olan işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı alınabilmesi için gerekli belgeleri vermeyerek üstlendiği edimi yerine getirmediği, bu durumun davacı bakımından haklı fesih nedeni olduğu, fesih sebebiyle davacının verdiklerini geri isteyebileceği , söz konusu sözleşme sürekli borç yükleyen bir sözleşme olduğundan borçlunun temerrüdü hâlinde alacaklı, ifa ve gecikme tazminatı isteyebileceği gibi, sözleşmeyi feshederek, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zararın giderilmesini de isteyebileceğinden (TBK m.126). mahkemece davacının davalıya bayilik bedeli olarak yaptığı ödemenin tahsili yönünde kurduğu hükmün dosya kapsamına uygun düştüğü, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Diğer yandan reddedilen manevi ve maddi tazminat, faiz ve faiz başlangıç tarihlerine ilişkin davacı vekili katılma yoluyla istinaf talebinde bulunmuş olup, HMK madde 348 hükmü uyarınca asıl istinaf yoluna başvuranının bu talebinde esasa girilerek inceleme yapılmış ise, katılma yolu ile istinaf talebininde incelenmesi gerektiği, katılma yolu ile istinaf talebinde hükmün asıl başvuruda istinaf sebebi yapılmayan kısımlarına ilişkin olarak da ileri sürülen sebepler yönünden inceleneceği (Yargıtay HGK 2022/2-197 E.-2023/445 K.) dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonunda; davacının banka yoluyla ödediği 34.850 TL’nin ve iş yerini sürdüremediği için katlandığı 1.944 TL ticari zararını davalıdan tahsil talebinin yerinde olduğu bu nedenlerle davanın ıslahla talep edilen 36.794 TL üzerinden kabulü gerektiği, ancak manevi tazminatın yasal koşullarının bulunmadığı, davalının usulünce temerrüte düşürülmediği, ihtarnamenin içeriği itibariyle temerrüt tarihi olarak kabul edilemeyeceği, davacının ticari faiz talebi olmadığından taleple bağlılık kuralı gereği hükümdeki faiz ve faiz başlangıç tarihlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kaldırılmasına, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekillinin İstinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,2-Davacı vekilinin katılmalı istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile,3-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2019 tarih, 2018/83 E. 2019/170 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm KURULMASINA,4-Davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile,
A-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin reddine, B-36.794,00 TL maddi tazminatın 10.000 TL lik kısmına dava tarihi olan 24/07/2017 tarihinden itibaren, 26.794,00 TL lik kısmına ıslah tarihi olan 26/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.513,39 TL karar harcından peşin alınan 256,17 TL’nin mahsubu ile 2.257,22-TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 5/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 121,30 TL başvurma harcı, 256,17 peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 370,00-TL bilirkişi ücreti, 848,00-TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 1.600,07 TL’nin, davanın kısmen kabul edilmiş olması sebebiyle, 1.408,06 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 5/c-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan, yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5/d-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1). maddesine göre 17,900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/e-Reddedilen manevi tazminat davası yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;6/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL daha harcın davacı tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,6/c-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 492,10-TL istinaf yoluna başvurma harcın davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,6/d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023