Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/152 E. 2020/400 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/152
KARAR NO : 2020/400
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2017
NUMARASI : 2014/596 E., 2017/348 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİH : 10/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Kocaeli ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını, takibe konu edilen 57.000,00’er TL bedelli iki adet senetteki imzanın müvekkili … ait olmadığını, İcra Hukuk Mahkemesine dava açarak imzaya itiraz ettiklerini, ancak alınan bilirkişi raporundaki mukayese yapılan belgedeki imzanın da sahte olması nedeniyle raporun gerçeği yansıtmadığını, davalı hakkında sahte senet düzenlemek suçundan açılan kamu davasında verilen beraat kararının da henüz kesinleşmediğini, takip alacaklısı … savcılıkta ve mahkemedeki ifadelerinde davacıdan sadece 40.000,00-TL alacaklı olduğunu ikrar ettiğini belirterek takip konusu alacağın 74.000,00TL’si bakımından davacının davalıya borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, takibe konu senetler üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra davacı talebini HMK nın 180. maddesine göre tamamen ıslah ederek icra takibindeki iki senetteki imzanın davacıya ait olmadığı gerekçesi ile ana para ve işlemiş faiz bedeli toplam 203.826,30-TL bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın zamanaşımına uğradığını, icra hukuk mahkemesi kararının kesin hüküm niteliğinde olduğunu, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğunu, davacının davalıya ortaklık teklif ettiğini ve bu teklifi kabul ederek davalının davacıya 114.000,00-TL araç bedeli ile satış masrafı için para verdiğini, bu paralara karşılık davacının 2 adet 57.000,00-TL bedelli senedi imzalayıp davalıya verdiğini, araç alımından vazgeçildiğini, sadece 60.000,00-TL nin iade edildiğini, davalının da bu 60.000,00-TL ile …plaka sayılı aracı satın aldığını, bu paranın peşinata verildiğini, geri kalanında taksit ile ödendiğini, senet bedelleri ödenmeyince Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece; ATK raporu ve Kriminal raporunun nihayetinde bilirkişi raporu olduğu, Hukuk hakimi ya da ceza hakiminin başka mahkemede alınan bilirkişi raporları ile bağlı olmadığı, ancak bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen senedin sahte olmadığına ya da imzanın keşideciye ait olduğuna ilişkin mahkeme kararlarının bağlayıcı olduğu, İcra Mahkemesinin kararı ve ceza mahkemesinin kesinleşen kararlarında imzanın keşideciye ait olduğu belirtildiğinden bu kararların kesin hüküm niteliğinde olduğu, aksi durumda her mahkemeden çelişkili kararların çıkmasının adalete olan güveni sarsacak olduğu, bu bakımdan ıslah dilekçesindeki talep, ceza davasındaki maddi vakıanın imzanın davacıya ait olması ve hukuk hakimini bağlaması nedeniyle sahtelik iddiası reddedilmesi gerektiği, taraflar arasında ortaklık kurulması amacıyla para ve araç alışverişi olduğu, davacının oğlunun da araç alımı ve muvazaalı işlerden bahsettiği, davacı tarafın bedelsizlik iddiasını yazılı delille ispat edemediği, dava değerine göre iddianın tanıkla ispat edilemeyeceği, senedin teminat olarak alınmasının senedin geçersiz olduğu anlamına gelmeyeceği, davalının davacıdan hem araç bedeli hem de nakit para alacağı bulunduğunu iddia ettiği, senette ihdas sebebinin de nakden yazdığı gerekçesiyle;”1-Davacı tarafından açılan davanın reddine,İcra takibi ihtiyati tedbir ile durdurulduğundan dava değeri olan 203.826,30 TL üzerinden hesap edilecek %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,” karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf sebepleri; İcra hukuk mahkemesince yaptırılan imza incelemesinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına aykırı olarak, kimin tarafından ne şekilde yazıldığı belli olmayan ve Kocaeli Trafik Tescil Şubesine yazılmış 03/07/2003 tarihli belge fotokopisi üzerinden yaptırıldığı, yapılan bu inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak haksız şekilde icra hukuk mahkemesince davanın reddine karar verildiği, verilen bu kararın Yargıtay içtihatlarına aykırı olmasına rağmen Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nce onanarak kesinleştiği, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/76 E. Sayılı dosyası ile görülen davada İcra Hukuk Mahkemesince evrak fotokopisi üzerinden düzenlenen bilirkişi raporu sonucu verilen karar esas alınarak sanık … hakkında beraat kararı verildiği ve kararın kesinleşiği, hukuk ve ceza mahkemelerindeki yargılamaların yenilenmesi talebinde bulunulmasına rağmen bu taleplerin de reddine karar verildiği, savcılık soruşturma dosyası kapsamında düzenlenen 25/01/2011 tarihli Emniyet Kriminal raporu ile senetler altındaki imzaların davacıya ait olmadıklarının tespit edildiği, dosya kapsamında ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 22/06/2016 tarihli rapor ile senetlerdeki imzaların … ait olmadıklarının tespit edildiği, bu rapora karşı davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen 28/10/2016 tarihli rapor ile de senetler üzerindeki imzaların … ait olmadığının tespit edildiği, dosya kapsamında düzenlenen raporlarda icra hukuk mahkemesi dosyası kapsamında düzenlenen bilirkişi raporundan farklı olarak 03/07/2003 tarihli belge aslı üzerinden inceleme yapıldığı, imza incelemesine esas belgelerin asılları üzerinden inceleme yapılarak temin edilen gerek ATK raporu, gerekse Jandarma Kriminal raporu ile takibe konu senetler üzerindeki imzaların …’e ait olmadıkları tespit edilmesine rağmen, evrak fotokopisi üzerinde inceleme yapılmak suretiyle temin edilen bilirkişi raporu esas alınarak verilen icra hukuk mahkemesi ve ceza mahkemesi kararı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştırDava, 2004 Sayılı İİK’nın 72/3. maddesi gereğince kambiyo senedi sebebiyle menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır. Kocaeli ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davalı – alacaklı tarafından davacı-borçlu … aleyhine 31/03/2006 tanzim, 01/05/2006 vade tarihli 57.000,00-TL bedelli ve 31/03/2006 tanzim, 01/06/2006 vade tarihli 57.000,00-TL bedelli iki adet senedin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığı 114.000,00-TL asıl alacak, 89.826,30-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 203.826,30-TL alacağın tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Kocaeli 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/222 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı … tarafından açılan davada icra takibine konu edilen senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığı iddia edilmiş, yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 05/07/2011 tarih ve 2010/332011/14319 K. sayılı kararı ile onandığı, karara karşı yapılan karar düzeltme talebinin Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22/11/2011 tarih ve 2011/22539 E., 2011/23656 K. sayılı kararı ile reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, davacı tarafça eldeki yargılama sırasında temin edilen ATK raporu sonrasında yargılamanın iadesi talebinde bulunduğu, Kocaeli 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/281 Esas ve 2013/285 Karar sayılı ilamı ile yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Kocaeli 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin .. E. sayılı dosyası kapsamında bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 26/08/2010 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden; davacı …in mukayeseye esas imzaları olarak Kocaeli 5 ve … Noterliği’ne ait vekâletnameler, … Bankası A. Ş.’deki iki adet mevduat hesabı sözleşmesi ile “Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine” hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçe fotokopisinin alındığı, raporda …isimli şahsın mukayeseye esas imzalarının kendi aralarında yapılan tetkikinde Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçe fotokopisindeki imza ile diğer belgelerdeki mukayese imzalarının genel yapı ve tersim tarzı itibariyle farklı yapıda oldukları müşahade edildiği şeklinde tespit yapılarak, inceleme konusu iki adet senette bulunan imzalar ile … isimli şahsın Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçe fotokopisindeki mukayese imzası arasında benzerlikler bulunduğu belirtilerek bahse konu imzaların aynı şahsın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır.Kocaeli 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/76 Esas ve 2012/25 Karar sayılı dosyasının incelenmesinden; … şikayeti üzerine sanık … hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı, icra hukuk mahkemesi kararı ile senetteki imzaların müştekiye ait olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle 5271 Sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince (sanığın suçu işlediğinin sabit olmaması) beraat kararı verildiği, verilen kararın Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 03/11/2014 tarih ve 2013/15896 E., 2014/17910 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2009/6706 Soruşturma Sayılı dosyası kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından düzenlenen 25/01/2011 tarihli ekspertiz raporu ile, takibe konu senetlerdeki imzaların …k’e ait olmadığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamında ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 22/06/2016 tarihli rapor ile, inceleme konusu senetler ile Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçede … atfen atılan imzalar ile … mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği belirtilmiştir. Yine dosya kapsamında, ATK tarafından düzenlenen rapora davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine temin edilen İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen 28/10/2016 tarihli rapor ile, inceleme konusu senetler ile Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçede … atfen atılan söz konusu imzaların …’in eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Mahkemece; her ne kadar dosya kapsamında ATK ve Jandarma Kriminal Laboratuvarından alınan raporlarda takibe konu senetler altındaki imzaların davacıya ait olmadıkları belirtilmiş ise de; Kocaeli 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/222 Esas sayılı dosyası kapsamında temin edilen bilirkişi raporu ile senetler altındaki imzaların …’e ait olduğunun tespit edilmesi nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmiş olması, verilen bu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiş olması ve sanık … hakkında açılan ceza davası sonucu beraat kararı verilerek bu kararın da Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiş olması dikkate alındığında ortada kesin hüküm bulunduğu, kesin hükümlerin dikkate alınması gerektiği, aksi durumda her mahkemeden çelişkili kararların çıkmasının adalete olan güveni sarsacak olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak; İcra Hukuk Mahkemeleri sınırlı yetkili mahkemeler olup kural olarak bu mahkemelerden verilen kararlar, (Yargıtay tarafından onanmış olsa bile) maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/04/2016 tarih ve 2015/7323 E., 2016/3572 K. sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/06/2011 tarih ve 2009/13187 E., 2011/6898 K. sayılı kararı). Bu nedenle, genel mahkemeyi bağlayıcı niteliği bulunmayan icra hukuk mahkemesinde alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Yine, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/76 Esas ve 2012/25 Karar sayılı dosyası ile sanık … hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmış, bu dosya kapsamında senetler üzerinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, icra hukuk mahkemesi kararı ile senetteki imzaların müştekiye ait olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle 5271 Sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince (sanığın suçu işlediğinin sabit olmaması) beraat kararı verilmiş bulunmaktadır. 6098 Sayılı TBK’nın 74. maddesi gereğince, “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” Bu nedenle ceza mahkemesinin sanığın suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu beraat kararı da hukuk mahkemesini bağlayıcı nitelikte değildir. Ayrıca, sanığın sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlememiş olması, senetteki imzaların müştekiye(davacıya) ait olduğu anlamına da gelmemektedir. Kaldı ki, Kocaeli 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/222 E. sayılı dosyası kapsamında bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 26/08/2010 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden; davacı … mukayeseye esas imzaları olarak Kocaeli … ve …. Noterliği’ne ait vekâletnameler, … Bankası A. Ş.’deki iki adet mevduat hesabı sözleşmesi ile “Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine” hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçe fotokopisinin alındığı, raporda … isimli şahsın mukayeseye esas imzalarının kendi aralarında yapılan tetkikinde Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçe fotokopisindeki imza ile diğer belgelerdeki mukayese imzalarının genel yapı ve tersim tarzı itibariyle farklı yapıda oldukları müşahade edildiği şeklinde tespit yapılarak, inceleme konusu iki adet senette bulunan imzalar ile … isimli şahsın Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçe fotokopisindeki mukayese imzası arasında benzerlikler bulunduğu belirtilerek bahse konu imzaların aynı şahsın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere, bilirkişi heyeti tarafından önce, raporda … isimli şahsın mukayeseye esas imzalarının kendi aralarında yapılan tetkikinde Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçe fotokopisindeki imza ile diğer belgelerdeki mukayese imzalarının genel yapı ve tersim tarzı itibariyle farklı yapıda olduklarının müşahade edildiği şeklinde tespit yapılmış, sonrasında da inceleme konusu iki adet senette bulunan imzalar ile … isimli şahsın Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçe fotokopisindeki mukayese imzası arasında benzerlikler bulunduğu belirtilerek bahse konu imzaların aynı şahsın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığının tespit edildiği bildirilmiştir. Bu raporda takibe konu senetteki imzaların …in eli ürünü olduğu şeklinde bir tespit bulunmamaktadır. Sadece inceleme konusu iki adet senette bulunan imzalar ile… isimli şahsın Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçe fotokopisindeki mukayese imzası arasında benzerlikler bulunduğu belirtilerek bahse konu imzaların aynı şahsın eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır. Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçe fotokopisindeki imzanın … ait olup olmadığı ise belli değildir. Aynı zamanda bilirkişi incelemesinde mukayeseye esas olmak üzere Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçe fotokopisindeki imza esas alınmıştır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılması mümkün değildir(Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 25/04/2018 tarih ve 2016/30342 E., 2018/3639 K. sayılı kararı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 25/06/2015 tarih ve 2014/20036 E., 2015/9435 K. sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 23/12/2019 tarih ve 2019/734 E., 2019/6228 K. sayılı kararı). Bu itibarla icra hukuk mahkemesi kapsamında temin edilen bilirkişi raporunun, gerek fotokopi belge üzerinden düzenlenmiş olması gerekse senetteki imzaların … ait olduğu hususunda net bir tespit içermemesi nedeniyle hükme esas alınması mümkün bulunmamaktadır. Mahkemece dosya kapsamında önce ATK’dan rapor temin edilmiş, davalı tarafından ATK tarafından düzenlenen rapor ile icra hukuk mahkemesi dosyası kapsamında düzenlenen rapor arasında çelişki bulunduğu, bu çelişkinin giderilmesi gerektiği yönünde itirazda bulunulması üzerine İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği’nden rapor temin edilmiştir. Gerek ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 22/06/2016 tarihli raporda gerekse bu rapora itiraz üzerine alınan ve İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen 28/10/2016 tarihli raporda, inceleme konusu senetler ile Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçede … atfen atılan söz konusu imzaların … eli ürünü olmadığı yönünde tespit yapılmıştır. Söz konusu raporlar Yargıtay uygulamasına uygun ve denetime elverişli nitelikte bulunmaktadırlar. Bu raporlar ile gerek takibe konu senetler gerekse Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçede aslındaki … atfen atılan imzaların …’in eli ürünü olmadığı net bir şekilde tespit edilmiştir. Aynı zamanda Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2009/6706 Soruşturma sayılı dosyası kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından düzenlenen 25/01/2011 tarihli ekspertiz raporu ile de, takibe konu senetlerdeki imzaların …ait olmadığı tespit edilmiştir. Bu hususlar dikkate alındığında takibe konu senetler üzerindeki keşideci imzalarının …’e ait olmadıkları sabittir. Tüm bu sebeplerle, takibe konu senetler üzerindeki imzaların … eli ürünü olmadığı dosya kapsamı ile sabit olduğundan Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı bulunmaktadır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davacılar vekilinin ıslah dilekçesi de gözönünde bulundurularak, davacıların (… mirasçılarının) Kocaeli …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası sebebiyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davalı …, takibe konu senetleri .. .in kendisinin yanında imzalayarak verdiği yönündeki savcılık soruşturma dosyası kapsamındaki ifadesi ve dosya kapsamı dikkate alındığında davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatmış olması sebebiyle 2004 Sayılı İİK’nın 72/5. maddesi gereğince davacılar lehine % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi şeklinde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve soncuna varılarak aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2017 tarih ve 2014/596 E., 2017/348 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda gösterilen sebeplerle KABULÜNE, 1/1- Davacılar tarafından yatırılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacılara İADESİNE, 1/2- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 1/3- İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerlerinde bırakılmasına,2- Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2017 tarih ve 2014/596 E., 2017/348 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1- Davacı tarafça açılan davanın KABULÜ İLE, davacıların (… mirasçılarının) Kocaeli …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası sebebiyle davalıya BORÇLU OLMADIKLARININ TESPİTİNE,2/2- 2004 Sayılı İİK 72/5. maddesi gereğince takip konusu alacak miktarı üzerinden % 20 oranında belirlenen 40.765,26 TL kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiliyle davacı tarafa verilmesine, 2/3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 13.923,37 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 1.263,75 TL peşin harç ile 2.220,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.483,75-TL harcın mahsubuyla bakiye kalan 10.439,62-TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 2/4- Davacı tarafça yapılan ve 1.292,75-TL açılış masrafı, 310,00 TL ATK bilirkişi ücreti ile 224,56 TL tebligat, müzekkere ve diğer posta giderinden ibaret toplam 1.827,31 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacı tarafa verilmesine,2/5- Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 2/6- İstinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 22.717,84 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacı tarafa verilmesine, 2/7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/12/2020