Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1515 E. 2023/280 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1515
KARAR NO: 2023/280
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/04/2019
NUMARASI: 2019/41 E. – 2019/393 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı kiracı ile müvekkili şirket arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu çerçevesinde, Finansal Kurumlar Birliğin’de … sayı ile tescil edilmiş 16/12/2015 tarihli … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan; dava dilekçesinde yazılı araçların kiralanarak karşı tarafa teslim edildiğini, kira bedellerini süresinde ödemeyen kiracıya Beyoğlu … Noterliğinin 09/11/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği ve borçların 60 gün içinde ödenmesi aksi takdirde sözleşmenin fesh edileceğinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, verilen kanuni süre içinde ihtarnamede belirtilen borcun ödenmediğini ve kiralama konusu malın da kendilerine teslim edilmediği, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu mülkiyeti müvekkili şirkete ait malların aynen iadesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Taraflar arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu çerçevesinde Finansal Kurumlar Birliğin’de … sayı ile tescil edilmiş 16/12/2015 tarihli … sözleşme numaralı sözleşmesi ile proforma faturada belirtilen malların davalı şirkete teslim edildiği anlaşılmıştır. Davacı şirket ile davalı arasında akdedilen Finansal Kurumlar Birliğinin 16/12/2015 tarih 17877 sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesine istinaden sözleşmeye konu olan malların davalıya teslim edildiği, sözleşme kapsamında düzenlenen finansal kiralama ödeme planının kesinleştiği ve kira bedellerinin vadesinde ödenmemesi nedeniyle Finansal Kiralama Kanununun 23 ve 24.maddesi ve sözleşme şartı gereğince, yasal 60 günlük verilen süre içerisinde, kira bedellerinin ödenmesi, aksi halde sözleşmenin fesih edilmiş sayılacağına dair Beyoğlu … Noterliğinin 09/11/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin 10/11/2018 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davacı kiralayanın akti feshetme hakkının doğduğu kanaatine varılmış; MK’nun 6. ve HMK’ nun 199 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yasal delilleri dosyaya ibraz olunmuş, dava sabit olmakla kabulüne” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;-Dava konusu zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğundan hukuki yarar yokluğu söz konusu olup eksik işlemli olduğunu, -Müvekkilinin temerrüt durumu bulunmadığını, feshedilen sözleşme konusu malın finansal kiralama sözleşmesine konu edilmesi halinde denkleştirme durumu söz konusu olmasına rağmen kabul anlamına gelmemekle birlikte dava sonucu müvekkili aleyhine çıkan kararda müvekkilinin ödemiş olduğu 30’a yakın taksidin denkleştirme ilkesince düşülmediğini, istinaf başvurularının kabulüne kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu davada asıl talebin malın iadesi olduğunu, malın iadesine karar verilmesi halinde verilecek hükmün bir miktar paranın ödenmesine yönelik olmayacağını kararın hukuka uygun olduğunu, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu 18. vd. maddeleri (Mülga 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunun 24 ve 25. maddesi) hükümlerine dayalı olarak açılmış olup, finansal kiralama konusu malın davalı kiracıdan alınarak davacı kiralayana verilmesi istemine ilişkindir.7155 Sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar para alacağı olan talepler hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.Somut olayda ise uyuşmazlık, 6361 Sayılı yasalar ve finansal kiralama sözleşmeleri hükümleri gereğince mülkiyeti davacıya ait belirtilen kiralananın davacıya hükmen iadesine, hükmen iadesinin mümkün olmaması halinde mal bedelinin, finansal sözleşmesinde belirlenmiş olan temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline istemine ilişkin olup, terditli talep olup, asıl talep konusu bir miktar para alacağı değildir. Dava devam ederken bedelin hesaplanarak verilmesi halinde durum değişmeyecektir. Zira bedelinin tazmini istemi, malın iadesinin kabul edilmesine bağlıdır ve terditli bir talep olarak ileri sürülmektedir. O halde ilk derece mahkemesince davacının asıl mal iadesi talebinin 6102 sayılı TTK 5/A maddesi gereğince arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı, davacının asıl davasının ayna ilişkin olup asıl talep değerlendirilmeden terditli istemin incelenmesi de mümkün olmadığından, dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamış olup, davacının istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu uyarınca finansal kiralama konusu malın mülkiyeti davacı … şirketine aittir. Sözleşmenin sona ermesiyle davacının malın iadesini isteme hakkı mevcuttur. Davacı, 6361 Sayılı Kanun’un 30/2. ve 31/2 maddeleri gereğince fesih ihbarında bulunmuş, akabinde bu davayı açmıştır. Finansal Kiralama konusu mal 6361 Sayılı Kanunun 18. ve 23. maddeleri (mülga 3226 sayılı Kanunun 17. maddesi) gereğince kiralayan şirketin mülkiyetindedir. 6361 sayılı Kanun 24/1.maddesi (mülga 3226 Sayılı Kanun 13. maddesi) hükmü gereğince de kiracı, sözleşme süresince finansal kiralama konusu malın zilyedi olup, malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır. 6361 Sayılı Kanun 30.maddesi sözleşmenin sona ermesi, 31.maddesi sözleşmenin ihlali (finansal kiralama bedelini ödemede temerrüde düşme), 32.maddesinde de sözleşmenin feshinin sonuçları düzenlenmiş; (mülga 3226 sayılı Yasa’nın 21.maddesine göre, sözleşme süresinin dolması, 22.maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 23.maddesi hükmüne göre de sözleşmenin ihlali hallerinde aynı yasanın 24 ve 25.mad. gereğince) ve 6361 sayılı Kanunun 33/1.maddesinde de sözleşmenin kiralayan tarafından feshi halinde (ve yine 30/2.maddede öngörülen “kiracının tasfiye sürecine girmesi gibi” hallere ilişkin olarak sözleşmenin kiracı tarafından feshi halinde de), kiracı finansal kiralama konusu mal yahut malları kiralayana geri vermek ve teslim etmekle yükümlüdür. Dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı kiracının finansal kiralama sözleşmesinde belirtilen ödeme tablosu dahilinde kira bedelini ödemediği saptanmıştır. 6361 Sayılı Kanun 23/1.maddesi uyarınca finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayana aittir. Yine 6361 Sayılı Kanun’un 33/1. maddesi hükmüne nazaran da sözleşmenin kiralayan tarafından feshi halinde kiracı malı iade ile yükümlüdür. Davalı, finansal kiralama bedelini ödediğini, yahut ödememesi gerektiğini, bedelin istenebilir olmadığını, Türk Medeni Kanunun 6. maddesi ve HMK. 200 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlayamadığından sözleşme hükümlerine göre malın aynen iadesi ile yükümlü olduğu sonucuna varılmış olup ayrıca davalının denkleştirme yapılmadığına ilişkin iddiasının bu davanın konusu olmadığı, ayrıca ödeme yapıldığına dair hiçbir belge ve kaydın bulunmadığı, davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/04/2019 tarih ve 2019/41 E., 2019/393 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 170,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,35 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/03/2023