Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1508 E. 2022/1676 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1508 Esas
KARAR NO: 2022/1676
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2018
NUMARASI: 2017/1181 E. – 2018/1385 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine 02/10/2017 tarihinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, icra takibine müvekkili tarafından 06/10/2017 tarihinde itiraz edildiğini, ancak Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/1012-838EK sayılı ilamıyla itiraz gerekçelerinin reddedildiğini, müvekkilinin babası olan …’in bankadan kredi çektiğini ve borcu ödemeyip evi terk ettiğini, daha sonra müvekkilinin evine kendisini tanımadığı adamların gelmeye başladığını, …’in kendilerine borcu olduklarını söylediklerini, müvekkilinin kardeşi …’in babasıyla görüştüğünü ve …’in, oğluna; “… lakaplı bir tefeciye borcum var, eğer borcu ödemez isem … ismindeki tefeci seni vuracak, annene söyle dairesi satıp borcu ödesin” dediğini, davalıların murisi …’ın müvekkilinin evine geldiğini, müvekkilinin babası …’in arkadaşı olduğunu, müvekkili tarafından da tanınmadığını, müvekkiline “babasının … lakaplı bir tefeciye borcu olduğunu, 2 saat içinde dairelerden birinin tapusunu vermez ve bu senedi imzalamazsa kardeşi …’i tefecilerin vuracağını” söyleyerek tehdit ettiğini ve müvekkiline dava konusu senedi doldurtarak imzalattığını belirtip, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının tedbiren durdurulmasına, davacının davalı alacaklılara borçlu olmadığının tespitine, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibine dayanak olarak sunulan kambiyo senedinin, müvekkillerinin murisi … tarafından davacıya zorla imzalatılmadığını, davacı borçlunun Esenyurt Polis Merkezi Amirliğindeki ifadesinde belirttiği üzere, müvekkillerinin murisi …’ı eve davet ederek yardım istediğini, …’ın kesinlikle davacı-borçlunun evine zorla girmediğini, müvekkillerinin murisi …’ın, davacının babasını tanıması sebebiyle yardımcı olmak istediğini, davacı-borçlunun ve ailesinin ”bizi bu durumdan kurtar, evlerimizden birini satıp bu borcu ödeyelim” demesi üzerine …’ın “evinizi satmayın, yazıktır, taşınmazın üzerine kredi çekelim, ipotek koyalım, hem borçtan kurtulursunuz hem de kalan parayla rahat edersiniz.” dediğini, bu hususta hem fikir olunduktan sonra …’ın öncelikle tefeci olduğu söylenen … lakaplı … isimli kişinin yanına … ile birlikte gittiğini ve …’e ait senedi alıp kendisinin ve …’in olduğu 60.000,00 TL bedelli senedi verdiğini, … adlı kişiden aldığı senedi de davacı-borçluya ve ailesine verdiğini, taşınmazın devri ve borcun ödenmesi konusunda tarafların anlaştığını, daha sonra muris …’ın kendisini ve ailesini ölümle tehdit ettiğine dair B.Çekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nda suç duyurusunda bulunulduğunu ve satıştan vazgeçildiğini, bu vazgeçme sebebiyle muris …’ın, … lakaplı kişide bulunan senedi icraya koyduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Getirtilen Büyükçekmece …icra müdürlüğünün … incelenmesinde … mirasçıları tarafından … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, senedin 60.000,00 TL bedelinde 10.04.2017 ödeme günlü 09.03.2017 düzenleme tarihli ve NAKTEN ahzolunduğunun bildirildiği. Senet altındaki imzaların kabul edildiği,davacı tarafça her ne kadar hile ile senedin tanzim edildiğinden bahsedilmiş ise de dinlenen tanık beyanlarından anlaşıldığı gibi senedin kendi rızası ile tanzimi edildiği ,imzası ikrar edilen senedin aksinin onun kuvvetinde bir delille aksinin ispatlanacağı, karşı tarafın kötüniyeti,hilesi ile imzalandığı yönünde mahkemeye kanaat gelmediğinden açılan davanın reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu senedin irade serbestisi olmadan imzalandığını, müvekkilinin kardeşinin ve diğer aile fertlerinin tefeci olarak bilinen … lakaplı birinden zarar görmeleri endişesi ve tehdidi altında senedi imzaladığını, tanık beyanları ile bu durumun ispatlandığını, Senedin düzenlenmesine sebep olan borcun müvekkiline ait olmadığını, tanık beyanlarının da bu durumu doğruladığını, İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında “imzası ikrar edilen senedin aksinin onun kuvvetinde bir delille aksinin ispatlanacağı” yönündeki değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, Hukuk Mukameleri Kanunu 203. maddesinde, senede karşı senetle ispat yükünün istisnalarından bahsedildiğini, İlgili maddenin “ç” bendinde “hukuki işlemlerde irade bozukluğu ve aşırı yararlanma iddialarını” da senede karşı senetle ispat yükünün istisnaları kapsamına alındığını, bu sebeple hata, hile, ikrah gibi irade bozukluğuna sebebiyet veren hallerin her türlü delille ispat edilmesi mümkünken ilk derece mahkemesi tarafından bunun aksine karar verilmesinin isabetli ve hukuki bir karar olmadığını beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır. Davacı; Dava ve takip konusu senedin, kardeşinin ve diğer aile fertlerinin tefeci olarak bilinen ”…” lakaplı birinden zarar görmeleri endişesi ve tehdidi altında imzalandığını iddia etmiş, İlk Derece Mahkemesince yukarıda açıklanan sebeplerle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Hata, hile ve ikrah iddialarının senede bağlanması mümkün olmadığından, senetle ispat edilmesinde maddi imkânsızlık vardır. Bu sebeble hukuki işlemlerdeki irade bozukluğu iddiaları, HMK’nın 203/1-ç maddesinde senede karşı senetle ispat zorunluluğunun istisnaları arasında sayılmıştır.Sözleşme resmî senetle yapılmış olsa dahi TMK’nın “Resmî belgelerle ispat” kenar başlıklı 7. maddesi “Resmî sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, her hangi bir şekle bağlı değildir” hükmünü taşıdığından, korkutma (ikrah) olgusunun tanık dâhil her türlü delille ispatı mümkündür. (HGK 18.03.2021 tarih, 2017/1-1212 esas, 2021/304 karar sayılı ilamı) Bu sebeple gerekçeli kararda ”…imzası ikrar edilen senedin aksinin onun kuvvetinde bir delille aksinin ispatlanacağı…” şeklinde yapılan değerlendirmenin isabetli olmadığı kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirmeye göre; tanık beyanları, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/10606 soruşturma, 2017/13513 karar sayılı takipsizlik kararı dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde, dava ve takip konusu senedin tehdit yoluyla davacıya imzalattırıldığı iddiasının ispatlanamadığı, her ne kadar Mahkeme kararının gerekçesi hatalı ise de, kararın sonuç itibariyle doğru olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre kararın gerekçesindeki hatanın düzeltilebilir olduğu görülmekle, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/12/2018 tarih, 2017/1181 E., 2018/1385 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda;3-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan işbu menfi tespit DAVASININ REDDİNE,4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 1.024,65 TL’den mahsubu ile fazla alınan 943,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalılar tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 5/b-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/12/2022