Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1503 E. 2023/868 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1503 Esas
KARAR NO: 2023/868
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI: 2017/191 E. – 2019/252 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Alım Satım)|Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; müvekkiline borçlu olan …Aş’nin, müvekkiline olan borçlarını ödeme amacıyla keşidecisi … …Aş, lehtarı … olan 22/12/2014 tanzim 08/04/2015 vadeli 250.000,00TL bedelli senet ve keşidecisi … Aş ve lehtarı … olan 29/09/2014 tanzim 16/03/2015 vade tarihli 200.000,00TL bedelli bono ve 22/12/2014 tanzim 07/04/2015 vade tarihli 420.000,00TL lik bonoları düzenlediğini, söz konusu bonoların müvekkilinin rızası hilafına ve müvekkilinin adına sahte lehtar cirosu atılarak tedavüle sokularak müvekkilinin daha önce hiç tanımadığı davalının eline geçtiğini davalı tarafından söz konusu bonolara dayanılarak İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas ve İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas nolu takip dosyalarının açıldığını, müvekkili tarafından davalı hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık nedeni ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, soruşturmanın … nolu soruşturma nolu dosya ile yürüdüğünü belirterek söz konusu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkiline borçlu olan …’ın borçlarını ödemek amacıyla müvekkili namına 05/12/2014 tanzim, 15/04/2015 vadeli 200.000,00TL lik bonoyu düzenlediğini ancak bu bonoların müvekkilinin rızısı hilafına ve müvekkilinin sahte lehtar cirosu atılarak tedavüle sokularak önce … isimli kişinin eline geçtiğini bu kişinin de bonoyu iş birliği yaptığı davalı …’a ciroladığını, … tarafından söz konusu bonoya dayalı olarak Denizli …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, söz konusu işlemler nedeni ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında 2016/84260 soruşturma nolu dosya bulunduğunu belirterek söz konusu bono nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asli müdahil vekili dava dilekçesinde özetle; S.İ.S sayılgan … aş vekili 15/02/2018 tarihli dilekçesinde … ve …’ı davalı göstererek davalı … tarafından …’nun dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu bonolara dayalı olarak hem … hemde müvekkili hakkında takibe başlanıldığını, müvekkilinin … ile aralarında borç alacak ilişkisi olduğunu, senetlerin …’na verilmek üzere bu kişinin temsilcisi olarak hareket eden …’a verildiğini, fakat …’ın söz konusu bonoları …’na teslim etmediğini, … sahte cirolarını atarak iyi niyetli üçüncü kişi yaratmak adına …’a verdiğini, davacı …’nun aynı konulu borç nedeni ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında ilamsız takip başlattığını, takip miktarının 1.070.000,00TL olduğunu, müvekkilince bu takibe karşı itiraz edilmesi üzerine, … tarafından İstanbul 2.ATM nezdinde 2017/303 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını, …, … ve … hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/30724 soruşturma nolu dosyası ile resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık konulu şikayette bulunduklarını, söz konusu bonolardan dolayı borçlu olmadıklarını tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı hakkında başlatılan icra takiplerinde ödeme emrinin tebliği üzerine davacı tarafından İstanbul 4.İcra Hukuk Mahkemesine yaptıkları itirazda sadece protesto çekilmeden icra takibine geçildiğinden bahisle dava açtıklarını, mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiğini, söz konusu davalı davacının ne imzaya ne de borca itiraz etmediğini, belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Asıl dosya açısından asli müdahale talep eden …..Aş’nin davası açısından inceleme yapıldığında; söz konusu bonolardaki keşideci imzasının … Aş temsilcisine ait olduğu kabul edilmekte olup, keşideci lehtar cirosunun sahteliğine dayanarak borçlu olmadığının tespitini istemektedir. Dava konusu bonolar … adına düzenlenmiş olup TTK’nın 778/2-D maddesi yollaması ile TTK 677.maddesi gereğince dava konusu bonolarda lehtar ve birinci cirantanın imzasının ona ait olmaması davacı keşideciyi sorumluluktan kurtarmayacağından (Yargıtay 19.Hakuk Dairesinin 12/05/2016 tarih 2016/228 esas 2016/8801 karar nolu ilamı) asli müdahil davasının ise reddine dair” asıl dava yönünden davacının davasının kabulü ile, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas nolu takip dosyasına konu edilen keşidecisi …Aş, lehtarı … olan 22/12/2014 tanzim 08/04/2015 vadeli 250.000,00TL bedelli senet ve İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu edilen, keşidecisi ..Aş ve lehtarı … olan 29/09/2014 tanzim 16/03/2015 vade tarihli 200.000,00TL bedelli bono ve 22/12/2014 tanzim 07/04/2015 vade tarihli 420.000,00TL lik bonolardan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 48.750,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından yatırılan 14.857,42TL peşin harcın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, birleşen dava yönünden davacının davasının kabulü ile, Denizli …İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyasına konu edilen keşidecisi …Aş, lehtarı … olan 05/12/2014 tanzim 15/04/2015 vade tarihli 200.000,00TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile asli müdahilin davasının reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, fakat davanın kabulü gereği karar vermesi gerekirken dava konusu icra takiplerinin tümden iptali ile icra takipleri dayanağı bonoların gerçek hak sahibi müvekkiline iadesine karar verilmesi yönündeki talepleri ile ilgili karar verilmediğini, dava konusu bonoların müvekkili adına düzenlendiğini, asli müdahil tarafından da mezkur bonoların müvekkiline olan borçların ödenmesi amacıyla müvekkili lehine düzenlendiğinin kabul edildiğini, fakat asli müdahil keşideci tarafından dava konusu bonoların müvekkiline teslim edilmeyip müvekkilinin sahte lehdar cirosu atılmak suretiyle davalı …’a verildiğini, …’ın bonolardan üçünü kendi adına iki icra takibine konu ç talep üzerine alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa takip derhal durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olamaz. Borçlu menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir. Davacı asıl davada ve birleşen dava dilekçesinde takibe konu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile istirdat talebinde bulunduğu, mahkemece, davacının istirdat talebi konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Mahkemece öncelikle davacının asıl dava ve birleşen dava da ileri sürülen istirdat talebinin kararda tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a/6.maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına,davacının istirdat talebinin incelenerek sonucuna göre hüküm kurulmasına için dosyanın ait olduğu mahkemesine gönderilmesine. Davacı ve asli müdahilin sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/03/2019 tarih, 2017/191 E. 2019/252 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 14/09/2023