Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1487 E. 2022/1685 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1487 Esas
KARAR NO: 2022/1685
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 13/06/2019
NUMARASI: 2018/348 E. – 2019/175 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının … tescil numaralı “…” markasının sahibi olduğunu, davalının Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı bir şirket olduğunu, … numaralı “…” markasının davalı tarafça 11/01/2018 tarihinde tescil ettirildiğini, ayrıca …com.tr alan adının davalı tarafça kullanıldığını, bu markanın davacı markası ile iltibasa sebep olacak derecede benzer olduğunu, davalının davacının tanınmışlığından faydalanmaya çalıştığını, davalıya Kadıköy … Noterliği’nin 31/05/li ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiği halde tebliğ edilemediğini, internet üzerinden mail olarak gönderildiğini, daha sonra tekrar yeni adresine gönderilen ihtarnamenin 11/07/2018 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini belirterek, davalının davacı bankanın marka haklarına tecavüzünün hükmen tespitine, menine ve yasaklanmasına, SMK’nun 25/1 ve 27. maddeleri uyarınca davalı firma adına TPMK nezdinde … tescil numaralı ve 11/01/2018 tarihinde tescil edilmiş olan “…” markasının geçmişe yürür olarak hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalının davacı bankaya ait markaya tecavüz kapsamında, davalının markayı kullandığı her türlü yayınlar, hizmetler ve mallar, ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıtlar, faturalar ve sair her türlü ticari evrak ile www…com.tr başta olmak üzere internet alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde, yurt içi ve yırt dışında kullanmasının önlenmesine ve bunların toplatılarak, hükmün kesinleşmesini müteakip bu türden her türlü materyalin imha edilmesine ve alan adlarının iptaline, davalının davacı bankanın markasına tecavüzü sebebiyle davacı bankanın uğradığı fakat taraflarınca belirlenmesi mümkün olmayan maddi zarara karşılık şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın ve manevi zararlara karşılık da 10.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davanın kısmen veya tamamen kabul edilmesi halinde masrafı davalı tarafa ait olmak üzere Türkiye genelinde yayınlanan tirajı en yüksek 5 gazetenin birinde mahkeme kararının ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; SMK’nun 156/5.maddesi uyarınca iş bu davada davalının yerleşim yerinin yetkili olduğu ve davanın Konya’da açılması gerektiğini, “…” markasının 2012 yılında tescil edildiğini, müvekkiline ait “…” markası her ne kadar sonradan tescil edilmiş ise de, markanın tescil tarihinden önce de uzun yıllar kullanıldığını, davalı şirketin bu markayı uzun süredir faal olarak kullandığına ilişkin fatura ve kataloglar mevcut olduğunu, “…” markasının 7, 12 ve 35.sınıflarda tescil edildiğini ve herhangi bir bankacılık faaliyetinde kullanılmadığını, tarafların logolarının da farklı olduğunu, iltibas oluşturmadığını beyan ederek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davalı adresinin “… Mah. … Cad. … Apt. No:… Karatay / Konya” olduğu, marka hükümsüzlüğü davasında yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu, markaya tecavüz davası da hükümsüzlük davası ile birlikte açıldığından her iki davanın usul ekonomisi açsından birlikte görülmesi gerektiği, ayrıca tecavüz fiilinin gerçekleştiği yerin de davalının yerleşim yeri olduğu, her iki dava için ortak yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu, bu sebeple mahkememizin davaya bakma yetkisinin bulunmadığı, davalı vekilinin yasal süresi içerisinde yetki itirazında bulunduğu ve davalının yerleşim yerinin Konya’nın yargı sınırları içinde kaldığı, buna göre Konya Asliye Hukuk Mahkemesinin (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) yetkili olduğu gerekçeleriyle davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddine,” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Her ne kadar Mahkemece hükümsüzlük talebi dikkate alınıp ayrıca tecavüzün gerçekleştiği yer ile hükümsüzlük talebine ilişkin yetkili Mahkemenin ortak olduğu gerekçeleriyle yetkisizliğe karar verilmiş ise de; açılan davada marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat da talep edildiğini, SMK’nun 156/3.maddesi uyarınca davacı ikametgahının da somut davada yetkili olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, marka sahibi tarafından davalı marka sahibi aleyhine açılan marka hakkına tecavüzün men ve refi, marka hakkına tecavüz oluşturan fiillerin durdurulması, tecavüzün giderilmesi, bu fiillerden kaynaklı maddi ve manevi tazminat davası ile davalı adına tescilli bulunan markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından, hükümsüzlük talebi yanında, marka hakkına yönelik tecavüzün giderilmesi de talep edildiğine göre, 6769 sayılı Kanunun 156/3. maddesi uyarınca dava davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yerde açılabilir. Davacı işbu davayı kendi ikametgâhı mahkemesinde açtığından İlk Derece Mahkemesi yetkili olup, yerinde olmayan gerekçeyle ve 6769 sayılı Kanunun 156/3. maddesi uyarınca hükümsüzlük davalarında uygulanabilen yetkinin ortak yetkili Mahkeme olduğu değerlendirilerek yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bu sebeple davacı istinaf başvuru sebebi yerinde görülmüştür.Yukarıda açıklanan hususlar gereğince ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın esasına yönelik yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/06/2019 tarih, 2018/348 E. 2019/175 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı/davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/12/2022