Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1474 E. 2023/426 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1474
KARAR NO: 2023/426
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2019
NUMARASI: 2019/15 Esas – 2019/356 Karar
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Finansal Kiralamaya Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili şirket arasında Beşiktaş … Noterliği’nin 05/10/2018 tarihli, … yevmiye sayılı finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, “1 ADET 2017 MODEL, 16 KOPYA ZIMPARA İMALAT MAKİNESİ, SERİ NO:…”nin Finansal Kiralama Yasası hükümleri çerçevesinde kiralanması için davalıya ihtarname keşide edildiği, ihtarların borçlulara tebliğini müteakip borç ödenmediği gibi, finansal kiralama konusu mallarında müvekkili şirkete iade ve teslim olunmadığı, bir yıl içinde sözleşmede yer alan kira bedellerinden üst üste ikisi zamanında ödenmediği için ihtara muhatap olunduğundan sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği, FKS’nin 46. maddesi ile müvekkili şirketin defter, kayıt ve belgelerinin kesin delil olacağı, 59/e maddesi ile müvekkil şirketin teminatsız ihtiyati tedbir talebinde bulunabilme hakkı olacağı hükmüne amir olduğu belirtilerek, sözleşmeden doğan alacak hakları, munzam zararlara ilişkin talep ve dava haklan ile açılan icra takiplerine dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla; öncelikle “1 ADET 2017 MODEL, 16 KOPYA ZIMPARA İMALAT MAKİNESİ, SERİ NO:…”nin teslimi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, sözleşmelere konu ekipman ve makinelerin teslimine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket hakkında konkordato kararı verildiğini (Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/865E 24.09.2018 tarihli konkordato kararı), 13.12.2018 tarihli duruşmada verilen geçici mühletin 2 ay süreyle uzatıldığını, dava konusu finansal kiralama sözleşmesinin müvekkili açısından önem arz eden bir sözleşme olduğunu, konkordato mühleti içerisinde bu sözleşmenin feshinin mümkün olmadığını, ödemelerin de yapıldığını, dekontları sunduklarını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi “…Dosya kanıtlarına göre davada konu edilen malların 3226 Sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesi Yasası kapsamında davalıya teslim edildiği, kiralama konusu mallar ile ilgili olarak ödenmesi gereken kira borcunun noterlik ihtarnamesinde verilen yasal süre içinde ödenmemesi nedeni ile davalının temerrüde düştüğü, mülkiyeti davacıya ait kiralama konusu mallar ile ilgili davalının sadece kiralama dönemi içinde zilyet bulunduğu, sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği, bu şekli ile kiralama konusu malların iade koşullarının oluştuğu, her nekadar Bakırköy 3.ATM’nin verdiği konkordato mühlet kararı nedeniyle ihtiyati tedbirin kaldırılması ve davanın reddi davalı yanca talep edilmiş ise de mühlet kararının menkul malların aynen iadesine ilişkin hükme etkisinin olmadığı sadece infaz aşamasında gözönüne alınabileceği anlaşılmış olmakla …” gerekçesi ile davanın kabulüne, taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesinin feshi nedeniyle mülkiyeti davacıya ait finansal kiralama sözleşmesine konu “1 ADET 2017 MODEL, 16 KOPYA ZIMPARA İMALAT MAKİNESİ, SERİ NO:…”nin davalıdan alınarak davacıya teslimine, İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1730 D.İş sayılı ihtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesi ile yargılama aşamalarındaki beyanlarını tekrarla, haklarında konkordato kararı verildiğini, ödemelerinin aksatılmadığını, borçlu temerrütü şartlarının oluşmadığını, davacının dava açmasının kötü niyetli olduğunu, ihtiyati tedbirin kaldırılmasının gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ile yargılama safhalarındaki beyanlarını tekrarla, sözleşmenin temerrüt nedeni ile feshedildiğini, finansal kiralama borcunu geciktirdikten sonra konkordato talebinde bulunan bir finansal kiracının temerrüte düşmüş olacağını, borçlunun (kiracının) konkordato talebinde bulunduğu tarihte finansal kiralama şirketinin (muaccel) kira bedeli alacağı varsa, bu durumun finansal kiralama sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi için bir sebep oluşturduğunu, finansal kiralama sözleşmesinin borçlunun konkordato talebinde bulunmuş olması nedeniyle değil, finansal kiralama bedelini ödememiş olması nedeniyle feshedildiğini, temerrüt şartlarının oluştuğunu, davalının kira ödemelerini geciktirdiğini, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, bu nedenle davada haklı olduklarını, konkordato davası ile iade davasının ayrı nedenlere dayalı davalar olduğunu beyanla davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir : Dava; 6361 Sayılı Finansal Kiralama Factoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 31. ve 33. maddesi hükümlerine dayalı olarak açılmış olup, finansal kiralama konusu malın davalı kiracıdan alınarak davacı kiralayana verilmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki Finansal Kiralama Sözleşmeleri 6361 Sayılı Yasanın 22. maddesi hükmüne uygun olarak yapılmıştır. Sözleşmelerde yazılı taşınır mallar, kiralayan davacı tarafından kiracı davalıya teslim olunmuştur. Finansal Kiralama konusu mal, 6361 Sayılı Yasanın 23/1. maddesi gereğince kiralayan şirketin mülkiyetindedir. Anılan Yasanın 24. maddesi hükmü gereğince de, kiracı, sözleşme süresinde finansal kiralama konusu malın zilyedi olup; malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır. 6361 sayılı Yasanın 30/1. maddesine göre sözleşme süresinin dolması, 30/2. maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 31. maddesi hükmüne göre de sözleşmenin ihlali hallerinde, aynı yasanın 33. maddesi gereğince kiracı finansal kiralama konusu mal yahut malları, kiralayana derhal geri vermekle yükümlüdür. 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 23/1. maddesinde finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayan finansal kiralama şirketine aittir. Bu açık düzenleme karşısında konkordato mahkemesinin mevzuat hükümlerini gözden kaçırarak finansal kiralamaya konu malları da kapsayan karar verdiği düşünülemez. Finansal kiralama konusu malların mülkiyeti davacı finansal kiralama şirketine ait olup davalı şirketin malvarlığına dahil olmadığı, konkordato mahkemesince bu mallara dair verilmiş bir tedbir kararı da bulunmadığı belirlenmiştir. Toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı kiracının finansal kiralama bedelini ödemediği saptandığı gibi Finansal kiralama bedelini ödediğini yahut ödememesi gerektiğini, istenebilir olmadığını, Medeni Yasanın 6. ve H.M.K.nun 200. maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle davalı taraf kanıtlayamamıştır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca da davanın kabulü gerekmektedir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarih ve 2019/15 E, 2019/356 K. sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.415,50-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 853,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,75-TL daha harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın mahiyeti ve dava değeri itibarı ile kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023