Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1470 E. 2022/1603 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1470 Esas
KARAR NO: 2022/1603
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 28/03/2019
NUMARASI: 2018/66 E. – 2019/149 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından http://… ve http://…/ isimli İnternet siteleri açarak, davacı müvekkilinin ticaret unvanı ve tescilli markası olan … logosonu hem alan adı olarak, hem de site içeriğinde haksız ve izinsiz kullanan davalı tarafından gerçekleştirilen marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, fiillerinin durdurulması ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ile tedbiren dava konusu sitelere erişimin engellenmesine karar verilmesi talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İsim benzerliğinden dolayı hakkında dava açıldığını, kimliğini kullanan şahsın …, … ve …, 20/06/1980 doğumlu Malatya/Merkez Doğanşehir nüfusuna kayıtlı … olan … olduğunu, kendisinin elektrik faturasının temin ederek böyle bir yola girişildiğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Teknik bilirkişi raporu dikkate alındığında marka hakkını ihlal ve haksız rekabetin mevcut olduğu hususu sabittir. Bilindiği üzere internet ortamında gerçekleşen hak ihlalleri yönünden taraf teşkilinin sağlanması bazı hallerde mümkün olmadığı gibi, dava dilekçesinin düzenlemesi aşamasında da davacının ihlali gerçekleştirenin açık adres ve kimlik bilgilerinide tespit edemedikleri, bu nitelikteki dosyaların sürüncemede kaldığı bilinmektedir. Zira uygulamada tescilli marka sahiplerinin değişken IP kullanımı ve ihlalin gerçekleşmesinden itibaren aradan geçen süre sebebiyle IP numarası üzerinden site sahibine ulaşılmasının imkânsız hale geldiği, bu tür sitelerin genellikle sahte isim,sahte kimlik ve sahte adres bilgileri kullanılarak oluşturulduğu,site kapandıktan sonra dahi yeni site açmak suretiyle ihlale devam ettikleri bilinmektedir. Somut olayda ise 1. davalının soruşturma aşamasındaki beyanı, gerekse sunduğu marka işlemleri sözleşmesi belgesi ve ekindeki kimlik fotokopisi incelendiğinde; … (TC KİMLİK NO; … ) ın istek patent isimli firmaya domain başvurusu için müracaat ettiği ve ekindeki kimlik fotokopisinin incelenmesinde; … ve …, 1980 doğumlu,Malatya Doğanşehir nüfusuna kayıtlı, … TC kimlik nolu … adına domain alımı için müracaat edildiği ancak hakkındaki ilk dava açılan şahsa ait adres bilgilerinin kullanıldığı anlaşılmıştır. Hakkında ilk dava açılan … (TC KİMLİK NO; …) ın ise Hasan ve Vesile oğlu 1952 doğumlu olup, İstanbul Bağcılar nüfusuna kayıtlı olduğu dolayısıyla domain-marka başvurusunda bulanan kişi olmadığı gibi bu davalının sunduğu delillerin aksini gösteren başkaca delilin de dosyaya sunulmadığı dolayısıyla … TC kimlik nolu … ‘a husumet düşmediğinden bu davalı yönünden davanın reddi gerektiği anlaşılmıştır. Soruşturma dosyası keza 1 nolu davalı yanca sunulan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında … TC kimlik nolu …’ın alan adı oluşturulurken nüfus kayıt bilgilerinin kullanıldığı ve adına başka alan adlarının da oluşturulduğu anlaşılmıştır. Toplanan delillere göre; …( TC KİMLİK NO; …) in adres bilgileri kullanılarak diğer davalı …’a ait kimlik bilgileri ile alan adları oluşturulduğu, bu kapsamda istek patent firmasına domain başvurusu dışında marka başvurusu için 2. davalının TC kimlik bilgileri ile sözleşme yapıldığı keza alınan teknik bilirkişi raporundaki tespitlerde başka alan adlarının da aynı isimle oluşturulduğu belirlendiğinden mevcut delillere göre yargılama sonlandırılmıştır. Davalı …’ın (TC KİMLİK NO;( …) davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, siteye erişimin engellenmesi ile ilgili verilmiş tedbir kararının karar kesinleşene kadar devamına karar verilmesi gerektiğinden yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.” şeklinde gerekçeyle Davalı … TC nolu … hakkındaki davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine, Davalı … TC kimlik nolu …’ın eylemlerinin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,” karar verilmiştir. Davalı … (TC: …) vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili …’da küçük yaşta geçirdiği hastalık sebebiyle orta düzeyde Mental Retardasyon (zekâ geriliği) oluştuğunu, bu yüzden okula gidemediğini, hastalığı sebebiyle küçük yaşından itibaren sosyal çevreye uyum sağlayamayan, konuşma ve iletişim sorunları yaşayan …’ın okula gidemediği için okuma yazma da bilmediğini, Malatya Devlet Hastanesinden alınan 28.03.2000 tarihli ve 1327 nolu Sağlık Kurulu Raporuna göre orta düzeyde mental retardasyon teşhisi konulan … hakkında bu rapora istinaden Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 07.04.2000 tarih ve E:2000/226, K:2000/235 sayılı kararı ile vesayet altına alınmasına karar verildiğini, ayrıca bu rahatsızlığının yanı sıra davalının yürüyememekte hatta ayakta dahi duramamakta olup İnönü üniversitesi Turgut Özal Tıp Fakültesinden verilen 16.12.2013 tarih ve 2950 nolu Engelli Sağlık Kurulu Raporunda …’ır yürüyememesi sebebiyle %40 özürlü olduğunun tespit edildiğini, günlük ihtiyaçlarını karşılayamayan, destek almadan yürüyemeyen, okuma yazması olmayan, maddi imkânsızlıklar sebebiyle özel bir eğitim de almamış olan …’ın özel beceri gerektiren internet sitesi açma ve bu sitelerden satış yapma gibi eylemleri açıklanan sebeplerden dolayı yapmasının imkânsız olduğunu, Söz konusu davanın sadece ilk davalı …’ın mahkemedeki beyanına dayanılarak yöneltildiğini, hakkında suçu işlediğine dair yeterli şüphe bulunması gibi kovuşturma açılması için gerekli kriterleri sağlayıp sağlamadığı araştırılmadan davaya taraf olduğunu, internet ortamında gerçekleşen hak ihlalleri yönünden taraf tespitinin oldukça zor olduğunu, bu tür sitelerin genellikle sahte isim, sahte kimlik ve sahte adres bilgileri kullanılarak oluşturulduğundan müvekkilinin bilgilerinin kötü niyetli üçüncü kişiler tarafından izinsiz kullanılarak davalının mağduriyetine sebep olunduğunu, Özel durumunu resmi belgelerle sunmuş bulunduğumuz müvekkilimiz …’ın şikayet konusu eylemleri gerçekleştirmesi imkansız olup, bu eylemlerin …’ın ele geçirilen elektrik faturasındaki kimlik bilgileri kullanılarak üçüncü şahıslar tarafından gerçekleştirildiğini, bu sebeple gerçek suçluların ortaya çıkarılması ve …’ın mağduriyetinin giderilmesi için kimlik bilgilerini kullanan kişiler hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığında suç duyurusu da bulunduğunu, Müvekkili aleyhine verilen kararın mazeret dilekçesini sundukları halde dikkate alınmayarak yokluklarında verildiğini, gerekçe olarak ise mazeret dilekçesinin 23.08.2019 tarihinde 10.49 da UYAP sistemine kaydedildiğini ancak duruşma saatinin 10.20 olup, mazeretin sisteme duruşma saatinden sonra sunulduğu gösterildiğini, duruşma tarihinde yetki belgesi haiz Av. … duruşma saatine kadar mahkemede bulunduğunu ancak duruşmanın saatinde başlamadığını, duruşmaların tam belirtilen saatinde görülmediğini, avukat hanımın işi sebebiyle mahkemeden ayrılmak durumunda kalması üzerine mazeret dilekçesi verildiğini, mazeret dilekçesinin duruşma alınış saatinden önce sisteme yollandığını ve bu durumun da ayrıca UYAP sistemi evrak bilgileri kısmında dilekçenin duruşma zaptından önce kaydedilmiş olması ile de sabit olduğunu, söz konusu duruşmanın saat kaçta görüldüğünün araştırılıp sistem kayıtlarının çıkarılmasını ve dilekçenin geçerliliğinin araştırılmasını talep ettiklerini, İstanbul Anadolu C. Başsavcılığının 2018/63968 soruşturma dosyasında müvekkili aleyhine dolandırıcılık ve kimlik bilgilerinin izinsiz kullanılması hakkındaki suç duyurusunun dayanak gösterildiğini, soruşturma tamamlanmadan salt suç duyurusunun davalı aleyhine yorumlanmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Ceza hukukunun temel ilkelerinden olan “masumiyet karinesine” de aykırılık teşkil ettiğini, bu suretle müvekkilinin savunma hakkının elinden alındığını, Davanın, dava ve taraf ehliyeti olmayan birine karşı açıldığını, sadece bu sebepten bile yerel mahkemenin kararının düzeltilmesi ve reddedilmesi gerektiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, fiillerinin durdurulması ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talepli olup, uyuşmazlık; http://….xyz/ ve http://….site/ isimli internet sitelerinde davacının ticaret unvanı ve tescilli markası olan ”…” logosonu hem alan adı olarak, hem de site içeriğinde haksız ve izinsiz kullanılıp kullanılmadığı noktasında toplanmaktadır. Hakkında ilk dava açılan …’ın savunmasında; kimlik bilgilerinin kullanıldığını, dava konusu olayla bir ilgisinin bulunmadığın ileri sürmüş olmasına üzerine, Mahkemece davacı yana husumet konusunda beyanda bulunulması amacıyla süre verildiği, davacı vekilinin 02.11.2018 tarihli beyan dilekçesinde; dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen … TC kimlik nolu …’ın, … TC kimlik nolu … olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmesi üzerine, Mahkemece … TC kimlik nolu …’ın diğer davalı olarak dosyaya eklendiği anlaşılmıştır. … TC kimlik nolu … vekili yaptığı savunmasında, müvekkilinin engelli olduğunu, Mahkeme kararıyla kısıtlandığını, dava konusu eylemi gerçekleştirebilecek durumda olmadığını kendilerine ait kimlik bilgilerinin de kullanıldığını iddia etmiştir. Hakkında ilk dava açılan … tarafından, konuya ilişkin olarak suç duyurusunda bulunulması üzerine, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/63968 soruşturma numaralı dosyasında soruşturma yürütüldüğü, UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, soruşturmanın halen devam ettiği görülmüştür. Tüm bu hususlar dikkate alındığında, istinaf yoluna başvuran davalının kısıtlılık durumunun araştırılması, taraf teşkili açısından, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/63968 soruşturma numaralı dosyasında verilecek kararın eldeki dava dosyası için beklenilmesinde hukuki yarar bulunması, ayrıca istinaf yoluna başvuran davalının, konuya ilişkin olarak kendilerinin de suç duyurusunda bulunduğunu ileri sürmüş olması karşısında bu dosya bilgilerinin temin edilerek akıbetinin sorulmasının gerekmesi sebebiyle, belirtilen eksiklikler tamamlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla davalı … TC kimlik nolu … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/03/2019 tarih, 2018/66 E. 2019/149 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2022