Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1458 E. 2022/1531 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1458
KARAR NO: 2022/1531
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2019
NUMARASI: 2018/300 E. – 2019/62 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında ticari münasebetlerinin bulunduğunu, ticari münasebetler sebebiyle davacı tarafın davalı tarafa depo ve ardiye hizmetleri faturası düzenleyip gönderildiğini, ancak davalının bu faturalardaki bedelleri ödemediğini, bu sebeple davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının anılan icra takibine haksız bir şekilde itiraz ettiğini ve anılan icra takibinin durduğunu belirterek, davanın kabulüne, itirazın iptaline ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûmiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile 13/04/2017 tarihinde hizmet sözleşmesi imzaladıklarını, davacı tarafın yapılan sözleşmeye uymadığını, yapılan sözleşmede çalışma saatlerinin Pazartesi-Cuma günleri 08:00-18:00 saatleri arasında olduğunu, kendilerine ait aracın saat 16:00’da depoya geldiğini ve davacı tarafın aracı kabul etmediklerini, mesai ücreti talep edildiğini, bu suretle davacının davalı tarafı zarara uğrattığını, davalı taraf zararına ilişkin davacı tarafa faturalar düzenlendiğini, davacı tarafın bu faturaları kayıtlarına almadığını beyan ederek, davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini beyan etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Bilirkişi raporuna itibar edilerek, tarafların ticari defterlerinin birbirini teyit ettiği gerekçesiyle davacının fatura alacağından kaynaklı olarak başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptaline, davalının icra inkâr tazminatına mahkûmiyetine,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında hizmet sözleşmesi akdedildiğini, ancak davacının sözleşme kapsamındaki edimini yerine getirmemesi sebebiyle davalının zarara uğradığını, bu zarara ilişkin faturalar düzenlendiğini, faturaların kargo yoluyla davacıya gönderildiğini ancak davacı yanca faturaların iade edildiğini, Tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, tanık dinletme talebinin fatura bedeline ilişkin olmayıp malların zarara uğratılma sonucunda teslim alınmak zorunda bırakılması hususunda olduğunu,Diğer yandan, bilirkişi raporunda; mail yazışmalarının tek taraflı olduğu yönünde tespitte bulunulmuş ise de; bu yazışmaların davacı yanca inkâr edilmediği bu sebeple kabulünde sayılması gerektiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, bir kısım faturalardan kaynaklı icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.Mahkemece hükme esas alınan ve denetime elverişli olduğu Dairemizce de tespit edilen bilirkişi raporu ile mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takibine dayanak yapmış olduğu faturaların, tarafların usûlüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu anlamda defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ayrıca bu faturaların davacı BS davalı BA formlarında ilgili vergi dairelerine bildirildiği, uyuşmazlığın; davacı yanın sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirmediği iddiasıyla davalı yanın uğradığını iddia ettiği zarara ilişkin olarak düzenlenen faturalardan kaynaklandığı, ancak bu faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, her ne kadar faturaların kargo yoluyla davacıya gönderildiği iddia edilmiş ise de; dosyaya sunulan gönderi bilgileri içeren evrak incelendiğinde, teslim edilen belgenin muhteviyatına ilişkin bir bilgiye rastlanmadığı, kaldı ki davalının da beyanı ile sabit olduğu üzere, gönderinin davacı yanca iade edildiği, diğer yandan davalı yanca davacıya gönderilen mail içerikleri ve sayfa çıktıları incelendiğinde, bu maillerin tak taraflı olarak gönderildiği, davacı yanca maillere herhangi bir cevap verilmediği, bu durumun ikrar mahiyetinde davacı aleyhine yorumlanamayacağı, dolayısıyla tüm bu hususlar dikkate alındığında, bahse konu zarara ilişkin davalı faturalarının davacı kabulünde olduğunun ispatlanamadığı, tarafların birbirini doğrulayan ticari defterlerine göre (HMK’nun 222.maddesi) davacının davalıdan 10.679,19 TL miktarında asıl alacağının bulunduğu, aksi yöndeki istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2019 tarih ve 2018/300 E., 2019/62 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 729,50 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 182,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 547,13 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/11/2022