Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1452 E. 2023/405 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1452
KARAR NO: 2023/405
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2018
NUMARASI: 2017/500 E. – 2018/991 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 18 adet çekini çek karnesinin boş üç yaprağını ve 2 adet senedini kaybettiğini, bunun üzerine İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1187 esas sayılı dosyası ile çek iptali davasının açıldığını, iş bu davada 15/12/2016 tarihinde mahkemece ödeme yasağı kararı verildiğini, aynı zamanda söz konusu çeklerin müvekkili aracından çalındığından hırsızlığa ilişkin olarak taraflarınca suç duyurusunda da bulunduklarını, soruşturmanın halen devam ettiğini, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde görülmekte olan davanın ön inceleme duruşmasında, davalı şirket tarafından bankaya ibraz edilen ve aynı zamanda icra takibine de konu edilen … Bankası A.Ş.’ ye ait … seri numaralı 10/03/2017 keşide tarihli 14.272-TL bedelli çek hakkında istirdat davası açılması hususunda taraflarına kesin süre verilmiş olduğunu, … İnş. San.ve Tic. Ltd. Şti. İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1187 esas sayılı çek iptali dosyasına davaya konu çeke ilişkin olarak beyanda bulunulduğunu ve anılan çekin … Faktoring’ nde olduğunu bildirdiğini beyan ederek, müvekkilinin herhangi bir ilgisi olmadığı ve kötü niyetli 3. kişiler tarafından piyasaya sürüldüğü iddia olunan davaya konu … Bankası A.ş.’ ye ait … seri numaralı 10/03/2017 keşide tarihli 14.272-TL bedelli çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin müvekkili şirket … Faktoring A.ş.’ ye ne şekilde devir ve ciro edilmiş olduğunun dikkat edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin bir faktoring şirketi olduğunu, tabi olduğu 6361 sayılı Finansal Kiralama, faktoring ve finansman şirketleri kanuna göre ticari işletmelerin mal veya hizmet satışandan doğmuş fatura ile tevsik edilen alacakları ile BDDK tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilebilen mal veya hizmet satışına bağlı doğmuş ve doğacak alacakların devir ve temlik almakta ve bu suretle, ticari işletmelere faktoringin finansaman tahsilat ya da garanti hizmetini sunduğunu, müvekkili şirket ile dava dışı … San. Ve Tic. Ltd.Şti. arasında da 23/06/2016 tarihli-… numaralı faktoring sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirkete devir ve temlik etmiş olduğunu, söz konusu alacak bildirim formu kapsamındaki temlik işlemi karşılığında yine ekte örneğine yer verdiği ön ödeme talebi doğrultusunda müvekkili şirketten faktoringin finansman hizmetini aldığını, dava konusu edilen çekin de … Firmasının kullanmış olduğu finansmanın ödeme vasıtası olarak müvekkili şirkete usulüne uygun olarak devir ve ciro edilmiş iki adet çekten biri olduğunu, herhangi bir karşılığa mahal vermemek amacıyla faktoring işleminin ödeme vasıtası olan dava konusu edilen 14.272-TL bedelli çekin müvekkili şirkete, müvekkili şirket müşterisi dava dışı … Firması tarafından teslim edildiğine dair çek teslim bordrosu ve imza sirküleri davacı …’ ın davacı olma sıfatı bulunmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde yer verdiğini ve yukarıda örneklemeye çalıştıkları tutarsız iddia ve beyanlarından iş bu davayı açmakta esasında davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, ödeme tarihinde tahsil edilmemiş olması üzerine, çek bedelinin keşideci … tarafından müvekkili şirkete ödenmiş olması karşısında müvekkili şirketin çekte cirosu bulunmadığından çek borçlusu sıfatına dahi haiz olmayan davacı … aleyhine icra takibi başlatmasının da hukuken ihtimal dahilinde olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, “yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; ispatlanamayan davanın reddine,” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davada kurulan ara karar gereği …’ün ticari defter ve belgelerinin hazır edilmesinin istenildiğini, adı geçen şahısla müvekkilinin bir ilişkisinin bulunmadığını, buna rağmen, adı geçen şahsa yönelik evraklar sunulmadığından bahisle müvekkiline yönelik bir inceleme yapılmamasının hatalı olduğunu, oysa ki çekte adı geçen …’na ilişkin evrakların sunulduğunu, davalı ile müvekkilinin bir ilişkisinin olmadığını, Mahkemece, davalının kaybolan çeki nasıl iktisab ettiğinin araştırılmadığını beyan ederek, bu nedenlerle Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; … Bankası A.Ş.’ne ait … seri numaralı 10.03.2017 keşide tarihli 14.272,00 TL bedelli çekin istirdadına yönelik olup, 6102 Sayılı TTK’nun 792 maddesi uyarınca; çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Anılan yasal düzenlemeye göre; çek istirdadı davasında davacı istirdadını talep ettiği çekin yetkili ve meşru hamili olduğunu, çekin elinden rızası hilafına çıktığını ve çeki eline geçirmiş bulunan yeni hamilin çekin iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispatla yükümlüdür. Toplanan delillere, iddia ve savunma kapsamına göre; davacının, çekin yetkili hamili ve davalının çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat edemediği, dosyaya sunulu denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, davalının dava konusu çeki 6361 Sayılı Kanunun 9/2 ve 04/02/2015 tarihli ve 29257 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Faktoring işlemlerinde uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 8. maddesine uygun şekilde temlik aldığı anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2018 tarih ve 2017/500 E., 2018/991 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/04/2023