Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1447 E. 2022/1674 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1447 Esas
KARAR NO: 2022/1674
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2019
NUMARASI: 2017/599 E. – 2019/117 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 13.10.2014 tarihinde Franchise sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme uyarınca taraflar arasında ticari ilişki ve cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, aradaki ilişkiye istinaden davacı müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve faturalarını keserek davalıya teslim ve tebliğ ettiğini, ancak davalı tarafın fatura bedellerini ödemekten imtina ettiğini, TTK 23/2 gereğince faturayı alan kimsenin 8 gün içerisinde itiraz etmediği takdirde fatura mündericatını kabul etmiş sayılacağını, Yargıtay içtihatlarında da fatura mündericatına itiraz edilmemesi durumunda faturanın mutat olağan içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının hüküm altına alındığını, akdedilen Franchise sözleşmesine dayalı cari hesap ilişkisi dolayısıyla davalının müvekkili davacıya 29.010,78 TL bakiye borcu bulunduğunu, müvekkili şirketin bu alacağını defalarca talep etmesine herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe haksız itirazı ile takibin durduğunu, takibe devam edilebilmesi için işbu davanın açılması zaruretinin doğduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasında 13.11.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 3 yıl süreli Franchise sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin müvekkili davalının davacıya Eyüp … Noterliği’nden göndermiş olduğu 28.04.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile karşılıklı mutabakat çerçevesinde sona erdirildiğini ve yine davacının bilgisi dahilinde işletmenin … adlı şahsa teslim edildiğini, müvekkili davalının sözleşmenin imzalandığı tarihten sözleşmenin karşılıklı mutabakat ile sona erdiği tarihe kadar sözleşmenin 15. maddesinde belirlenen aylık francihe bedeline ilişkin düzenlenen faturaları her ay aksatmadan ödediğini, bu hususun tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde anlaşılacağını, franchise bedellerine ilişkin faturalar hariç davacı tarafından müvekkiline gönderilmiş olan herhangi bir faturanın bulunmadığını, müvekkiline gönderildiği fakat ödenmediği iddia edilen faturaların hangi ticari ilişkiyi kapsadığı ve hangi ürün veya hizmet karşılığı kesildiği ile ne şekilde müvekkiline tebliğ edildiğinin dava dilekçesinde belirtilmediğini beyan ederek, davanın reddine, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre, davacının davalıdan 29.010,78 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibine vaki itirazın iptaline, davalının alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine,” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 13.11.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 3 yıl süreli Franchise sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin müvekkili davalının davacıya Eyüp … Noterliği’nden göndermiş olduğu 28.04.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile karşılıklı mutabakat çerçevesinde sona erdirildiğini ve yine davacının bilgisi dahilinde işletmenin … adlı şahsa teslim edildiğini, müvekkili davalının sözleşmenin imzalandığı tarihten sözleşmenin karşılıklı mutabakat ile sona erdiği tarihe kadar sözleşmenin 15. maddesinde belirlenen aylık francihe bedeline ilişkin düzenlenen faturaları ödediğini, davaya konu faturaların müvekkiline hiçbir şekilde tebliğ edilmediğini,Davacı tarafça düzenlenen ve tebliğ olduğu iddia olunan 19.12.2016 tarihli … nolu 5.900,00 TL bedelli faturanın da, müvekkiline veya çalışanına tebliğ edilmediğini, Faturayı teslim alan olarak gözüken kişinin (…) müvekkilinin çalışanı olmadığını, Bilirkişi raporlarında; Elektrik ve Pronet güvenlik faturalarının davacı tarafından ödendiğinin tespit edildiği, düzenlenen faturaların da davalıya yansıtılmasının, sözleşmenin 10.11. Maddesine uygun olduğu kanısına varıldığı belirtilmiş olup, Franchise sözleşmesinin 10.11 maddesinde; harç, vergi ödemesi gibi işletmeyle ilgili bürokratik işlemler için yapılması gereken masrafların, franchise alan’a ait olduğunun kararlaştırıldığını, elektrik bedeli, güvenlik bedeli ve başkaca reklam giderlerine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, kaldı ki faturalara ilişkin hizmetlerin de müvekkili tarafından kati surette alınmadığını,Hükme esas alınan bilirkişi heyetinin düzenlediği ilk raporda; 21.04.2017 tarihli … seri nolu 11.178,78 TL tutarlı faturada belirttiği “Vade farkı bedeli” açıklamalı 1.769,03 TL’lik kısmın dayanağı belgeleri ispatlaması halinde, bu talebinin yerinde olduğunun belirtildiğini, ancak aynı bilirkişinin ek raporda “Vade farkı bedeli” açıklamalı 1.769,03 TL’lik kısmı dayanağı belgelerle ispatladığı kanaatine vardığını, bu durumun raporda çelişki oluşturduğunu, Alacak miktarının likit olmadığını beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, taraflar arasında imzalanan Franchise sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağı sebebiyle yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali isteminden kaynaklanmakta olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı yanın incelenen defterlerinin işletme defteri olması sebebiyle delil niteliği taşımadığı belirtilerek, yalnızca davacının usûlüne uygun tutulan ticari defterlerine göre alacak miktarının tespit edildiği görülmüştür. Franchise sözleşmesinin 10.11 maddesinde; harç, vergi ödemesi gibi işletmeyle ilgili bürokratik işlemler için yapılması gereken masrafların, franchise alan’a ait olduğunun kararlaştırıldığı, ancak elektrik ve pronet güvenlik bedeli faturalarının davacı tarafından ödendiğinin ödeme makbuzları ile tespit edilmiş olmasına göre, bu bedellerin fatura ile davalıya yansıtılmasında bir hata görülmemiş, bu itibarla aksi yöndeki istinaf başvuru sebepleri yerinde görülmemiştir. Somut olayda alacak iddiasının davacı yanca ispatlanması gerekmektedir. Ancak yukarıdaki paragrafta yapılan açıklama hariç tutularak, Mahkemece cari hesap alacağının dayanağı olan faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği, BA-BS bildirimlerinin yapılıp yapılmadığı, 19.12.2016 tarihli … nolu 5.900,00 TL bedelli faturanın tebliğiyle ilgili olarak, davalı şirketin … adında bir çalışanı olup olmadığı, faturalara konu hizmetin davalıya verilip verilmediği hususları araştırılmaksızın, yalnızca davacının usûlüne uygun tutulan ticari defterlerine göre alacağın tespit edilmesi doğru görülmemiş, bu itibarla kararın kaldırılması gerekmiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalının vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2019 tarih, 2017/599 E. 2019/117 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı/davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,7- İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas icra takip dosyasına yatırmış olduğu 55.850,10 TL teminatın 2004 Sayılı İİK’nun 36/5. maddesi gereğince yatıran davalı tarafa talebi halinde İADESİNE,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/12/2022