Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1430 E. 2023/253 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1430 Esas
KARAR NO: 2023/253
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 14/02/2019
NUMARASI: 2017/385 E. – 2019/70 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında imzalanan 16/12/2011 tarihli … nolu lisans sözleşmesinin mali şartlar başlıklı 4. maddesi ile yine taraflar arasında imzalanan 20/06/2013 tarihli ve … nolu lisans sözleşmesinin mali şartlar başlıklı 3.maddesi uyarınca tarafların karşılıklı edimlerinin hüküm altına alındığını, sözleşmenin ilgili maddeleri uyarınca davalı şirketin mali hak bedelini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, 16/12/2011 tarihli sözleşmenin 5.maddesinde, 20/06/2013 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde sözleşmenin süresinin ve feshinin açık bir şekilde düzenlendiğini, davalı borçlunun müvekkili şirkete noter kanalı ile bildirimde bulunmadığını, bu sebeple sözleşmelerin ilgili maddeleri gereği sözleşmelerin aynı şartlarda yıldan yıla yenilenerek devam ettiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, davalının akdedilen sözleşmeler uyarınca müvekkili meslek birliğine hangi oranda borcu olduğunu bilmesine rağmen ödeme yapmadığını, bakiye borcunu ödemediğini, alacaklarının tahsili için İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının borca itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek, müvekkili meslek birliğinin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takiplerin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın davasının zamanaşımına uğradığını ve bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak itiraz yasal değişiklikler sebebiyle davacı tarafın dava ehliyetinin bulunmadığını, davaya bakmakla yetkili mahkemenin Alanya Mahkemeleri olduğunu, davacı taraf ile yapılan sözleşmenin süresinin bittiğini, müvekkilinin süresi içinde sözleşmeyi uzatmayacağını davacıya bildirdiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi “…Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davalı zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de alacağın 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu yine yetkiye yönelik itirazlarının taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında yerinde olmadığı, taraflar arasında 16/12/2011 tarihli ve … nolu ve 20/06/2013 tarihli ve … nolu Lisans Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye istinaden davacı tarafça düzenlenen faturaların ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibinin başlatıldığı, davalıya çıkartılan ödeme emrinin tebliği üzerine davalı tarafından süresi içerisinde itiraz edildiği ve yine davacı Meslek Birliği tarafından itiraz üzerine süresi içerisinde itirazın iptali davasının açıldığı, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde ayrıntısı bilirkişi raporunda gösterilen ve aşağıda hüküm kısmında belirtilen şekilde sözleşme hükümleri kapsamında yapılan hesaplamaya göre davacının takip tarihi itibarı ile 3.670,83 TL asıl alacak, 846,39 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 4.517,22 TL davalıdan alacaklı olduğu, düzenlenen faturaların sözleşmeye uygun olduğu anlaşılmakla rapor doğrultusunda…” gerekçesi ile; davacının davasının kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 3.670,83 TL asıl alacak, 846,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.517,22 TL üzerinden asıl alacağın takip talebinde belirtilen faiz oranları üzerinden işleyecek faiziyle birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca 4.517,22 TL’nin %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece davacı yanın ticari defterleri ve davacının tek taraflı olarak düzenleyebildiği fatura ve muavin defter kayıtlarına göre inceleme yapılıp rapor tanzim edildiğini, bu durumun objektiflik ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına açıkça aykırılık içerdiğini, mahkemece yargılamanın tüm aşamasında taraflara eşit şekilde davranması, tüm delillerin değerlendirmesi ve tarafların eşit şekilde dinlemesi gerektiğini, müvekkilinin tacir olup, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları incelenmeden sadece davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre hüküm tesisinin hukuka aykırı olduğunu, ticari defterin delil olması için her iki tarafın ticari defterlerinin de incelenmesi gerektiğini, emsal mahiyette yargı kararları bulunduğunu, ödeme emrine itiraz dilekçelerinde belirttikleri üzere yasal değişiklik nedeni ile dava ehliyetlerinin bulunmadığını, zaman aşımı def’ilerinin kabulü gerektiğini, yetki itirazlarının kabulünün gerektiğini, müvekkilinin davacıya yasal sürede sözleşmeyi uzatmayacağını bildirdiğini, bu nedenle davacının talep hakkının bulunmadığını, rapora itirazları dikkate alınmadan karar verilmemesi gerektiğini, kararın kısmen kabule ilişkin kısmının kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; İİK m.67’den kaynaklanan; lisans sözleşme alacağının tahsili amacıyla başlatılan takipte ödeme emrine vaki davalı itirazının iptali istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK m.266, 279, 281 uyarınca; bilirkişi raporu çözümü özel ve teknik değerlendirme, uzmanlığı gerektiren hususlarda alınır. Bunun dışında raporda açıklama yapılması, hakim tarafından yapılması gereken hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerin yapılması yasaktır.Tarafları tacir olan davalarda, tarafların ticari defter ve kayıtları delil olarak gösterildiğinde bunların incelenmesi davanın çözümü için gerekmektedir. Bunun yanı sıra rapora itiraz, belirsiz ve eksik olan teknik hususlar için açıklama yapılmasını istemektir. Eğer itiraz yerinde görülürse açıklama yapılması amacıyla ya ek rapor alınması ya da yeni bilirkişi raporu alınması cihetine gidilir. Raporun denetimi hakim tarafından yapılmakla birlikte belirsizlik ve/ veya eksiklik bulunmuyorsa ya da hukuki bilgi ile çözümlenmesi gereken hususlarda açıklama yapılması bekleniyorsa, çözüm hukuki bilgi ile giderilebilecek nitelikte ise, itiraz yerinde bulunmayabilir zaten hukuki konularda bilirkişiye başvurulması da yasaktır. Eldeki davada, davanın çözümü açısından ilk derece mahkemesi tarafından sadece davacının ticari defter ve kayıtları incelenmiştir. Davalının da tacir olduğu ve Alanya/ Antalya’da mukim olması nedeni ile talimat mahkemesine bilirkişi raporu alınmak üzere talimat yazılması gerektiği halde talimata ilişkin ara kararın kurulmadığı belirlenmiştir. Yine davalının bilirkişi raporuna karşı beyanlarının/ itirazlarının ek raporla karşılanmadığı da tespit edilmiştir. Mahkemece sadece davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile yetinilen bilirkişi raporuna atıfta bulunularak hüküm kurulmuş olması isabetli bulunmamıştır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; mahkemece, davacının iddiası, davalının savunması, dosya kapsamına alınan bilgi- belge ve deliller ile tarafların rapora itirazları ve beyanları kapsamında, öncelikle davalının mahal mahkemesine talimat yazılarak bilirkişiden bilimsel ve teknik açıdan denetime elverişli beyanları karşılar mahiyette davalının ticari defter ve kayıtlarının incelendiği rapor aldırılması gerekmekle birlikte, neticesinde davacının ticari defter ve kayıtlarını inceleyen ilk bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişiden birleştirici mahiyette ek rapor alınması, akabinde sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. İlk derece mahkemesince uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli ve esasa etkili olan delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2-İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/02/2019 tarih, 2017/385 E. 2019/70 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5-Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023