Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1420 E. 2021/1556 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1420
KARAR NO: 2021/1556
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2019
NUMARASI: 2013/494 E. 2019/179 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket adına düzenlenmiş olan çek koçanının boş olarak, bir kısım müşteri çekleri ve eşya ile beraber 19/04/2011 tarihinde, şirket yetkilisi … tarafından park edilen aracın camları kırılmak suretiyle çanta içerisinden çalındığını, çekleri ibraz eden kişiler hakkında yasal işlem başlatılması için Küçükçekmece C. Başsavcılığı’na müracaatta bulunulduğunu, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu … numaralı çek ile …, … numaralı çeklerle ilgili netice alınamadığını, çek karnesinin alındığı … Bankası Kanarya/İstanbul Şubesi’nden, takibe konu çekin ibraz edildiği haberinin alınması üzerine, Küçükçekmece C. Başsavcılığı’na yeniden müracaatta bulunularak çeki ibraz eden kişilerin bildirildiğini, daya konu çeki ibraz eden davalının bulunup ifadesinin alınamadığını, davalı, lehtar ve cirantalarla müvekkilinin hiçbir ticari ilişkisi ve borcu bulunmadığını, izah edilen nedenlerle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine, icra takibinin ve çekin iptaline, takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının %40 icra tazminatı ile alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketi tanımadığını, çeki … adında birinden mala istinaden aldığını, konfeksiyon yan sanayi yaptığını, üzerine kayıtlı işyeri olmadığını, dava konusu çeki mal sattığı şahısların verdiğini, isimlerini tam hatırlamadığını, kusurunun olmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Dava, menfi tespit ve kötü niyet tazminatı talebinden ibaret olup tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları icra dosyası, ticaret sicil kaydı, çek aslı, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına binaen; dava ve takibe konu, … Bankası Kanarya/İstanbul Şubesine ait, 30/09/2011 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul ve Keşidecisi … Limited Şirketi olan, … Tekstil … emrine keşide edilmiş, … hesap numaralı, … çek seri numaralı “22.000 (Yirmi iki bin)TL” meblağlı çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisi …’nun eli ürünü olmadığı, bu hali ile davacının davaya konu çekteki imzaların kendisine ait olmaması nedeniyle davalıya borçlu bulunmadıkları, çekin davalının emrine tanzim edilmesi karşısında davalının imzaların davacılara ait olmadığını en azından bilebilecek durumda olmasına rağmen çeki takibe koyduğu ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Çeki herhangi bir nedenle kaybeden veya çaldıran kişinin; ödeme yasağı ve çekin iptaline ilişkin ticaret mahkemesinde dava açması gerektiği halde, dosyaya sunulmuş yahut bilgisi verilmiş herhangi bir “ödeme yasağı” ve “çek iptali davası” ile herhangi bir “hırsızlık” olayına ilişkin şikayet / Ceza dosyasının bulunmadığını, bu sebeple davacı tarafından huzurdaki davanın kötüniyetle ve alacağın tahsilini ortadan kaldırmak maksadıyla açıldığı açık olmasına rağmen mahkeme tarafından göz ardı edilerek hüküm kurulduğunu, 2-Davacının borcunun olmadığını iddia ediyorsa mahkemede söz konusu menfi tespit davasını çekin tedavülünde bulunan bütün cirantalara karşı açması gerektiğini, alacağın bir kambiyo senedine dayanması durumunda, menfi tespit davasında, takip alacaklısının yanı sıra davacı borçluya başvuru hakkı bulunan diğer senet ilgililerinin de davaya dahil edilmesi gerektiğini, davanın sadece takip alacaklısı aleyhinde açılması halinde verilen hükmün, sadece bu kişi hakkında kesin hüküm teşkil edip, diğer başvuru hakkı sahiplerinin hakları saklı kalacağını,3- Senetle borçlu olunmadığı iddiasının iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, (TTK. mad. 599), TTK.nun 704. maddesinin, emre yazılı çeklerle ilgili olarak, hamile yazılı senetlere ilişkin 4721 sayılı TMK’nun 990. maddesine paralel bir koruma sağladığını, ancak, çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde istihkak davası açılabileceğini, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan hamilin korunacağını, (Yargıtay HGK 2012/19-185 E. , 2012/386 K. , 13.06.2012 T.) müvekkilinin, çeki ciro yoluyla temin etmiş iyiniyetli hamil olmasına, ispat yükünün karşı tarafta olmasına ve davacı tarafından aksi ispat edilememiş olmasına rağmen, davanın kabul edilerek müvekkilinin mağdur edilmesinin bozmayı gerektirdiğini, 4-İyiniyetli hamil olan müvekkilinin kanun hükümlerine göre korunması gerektiğini, bu sebeple müvekkil aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin müvekkili üzerine bırakılmasının usul ve yasaya, Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, 5-Mahkemenin 25/01/2016 tarihli duruşmasında verilen (6) numaralı ara kararında;.. dosyanın imza incelemesi için ATK’ya gönderilmesine, 19/10/2016 günü yapılan duruşmanın (2) numaralı ara kararında; rapor alınmak üzere dosyanın Grafoloji bilirkişiye tevdine, karar verildiğini, süresi içerisinde gider avansı yatırılmadığından dosyanın bilirkişiye gönderilemediğini, dosyada, birbirinden farklı iki ara karar mevcutken, aykırılığın giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu marifetiyle incelenmesi talebinde bulmasına rağmen, Adli Tıp Kurumu incelemesi yapılmaksızın hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davacının tüm talepleri yönünden davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; … Bankası Kanarya/İstanbul Şubesine ait, 30/09/2011 keşide tarihli, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti olan, … Tekstil … emrine keşide edilmiş, … hesap numaralı,… seri numaralı 22.000,00TL meblağlı çek üzerindeki imzanın şirket yetkilisi …’nun eli ürünü olmadığından bahisle davalıya borçlu bulunmadıklarının tespitine ilişkindir. Mahkemece; Çek aslı, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına binaen; dava ve takibe konu, … Bankası Kanarya/İstanbul Şubesine ait, 30/09/2011 keşide tarihli, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti olan, … Tekstil … emrine keşide edilmiş, … seri numaralı “22.000 (Yirmi iki bin)TL” meblağlı çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisi …’nun eli ürünü olmaması nedeniyle davalıya borçlu bulunmadıkları, çekin davalının emrine tanzim edilmesi karşısında, davalının imzaların davacılara ait olmadığını en azından bilebilecek durumda olmasına rağmen çeki takibe koyduğundan kötü niyetli olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir. 1-Davacı tarafça dava dilekçesinde Küçükçekmece C. Savcılığı’nın 2013/24408 Soruşturma dosyasının delil olarak bildirildiği, dilekçe ekinde şirket yetkilisi tarafından çeklerin çalındığından dolayı Küçükçekmece C. Savcılığı’na verilen 2011/ 15990 soruşturma sayılı şikayet dilekçesi ile olay yeri inceleme raporunun eklendiği, mahkemece getirtilen Küçükçekmece C. Savcılığı’nın 2013/24408 Soruşturma dosyasının … Bankası Kanarya/İstanbul Şubesine ait, 30/09/2011 keşide tarihli, keşidecisi … Limited Şirketi olan, … Tekstil … emrine keşide edilmiş, … hesap numaralı, … seri numaralı çeke ilişkin, resmi belgede sahtecilik suçundan başlatılan soruşturma evrakı olduğu, Küçükçekmece C. Savcılığı’nın 2011/ 15990 ve 2012/49399 Soruşturma dosyasında davacı şirket yetkilisi … tarafından yapılan şikayet üzerine başlatılmış resmi evrakta sahtecilik suçundan yürütülen soruşturma olduğu, yine getirtilen Küçükçekmece C. Savcılığının 2013/31097 soruşturma sayılı dosyasında da aynı çekten dolayı soruşturma olduğu tespit edildiğinden, davalı vekilinin dava konusu çek ile ilgili şikayet bulunmadığı, amacın tahsilatı geciktirmek olduğuna ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddi gerekmiştir. 2-Rıza dışı elden çıkan çekten dolayı menfi tespit davasında, son hamil ve cirantalar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, HMK 24/2. maddesi uyarınca kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanmayacağından, rıza dışında elden çıkan çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasının, çeki elinde bulunduran hamile karşı açılması gerektiğinden, davacı tarafça aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip başlatan davalı/ …’a karşı dava açıldığından, davalı vekilinin diğer senet ilgililerinin hakkına dayanarak istinaf talebinde bulunma hak ve yetkisi bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. 3-Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22/06/2021 tarihli 2017/(19)11-923 esas ve 2021/ 815 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; doktrinde ve uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekârlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”,“senedin zamanaşımına uğramış bulunması” gibi def’iler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkiline ait davaya konu çekin de içinde bulunduğu 3 adet çeklerin çalındığını, icra takibine konu çekteki imzanın şirket temsilcisine ait olmadığını, bu nedenle icra takibine konu çek nedeniyle borçlu bulunmadıklarını iddia etmiştir. Davacı vekilinin çekte yer alan keşideci imzasının sahte olduğu yönündeki iddiası mutlak def’i olup, çeki elinde bulunduran iyiniyetli hamil dâhil olmak üzere herkese karşı ileri sürülebileceğinden, davalı vekilinin iyi niyetli hamil olması sebebiyle müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmek gerekmiştir. 4-İİK 72/5 maddesinde; “menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararında alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın %20’inden aşağı olamaz” düzenlemesi mevcuttur. Yapılan bilirkişi incelemesi sonunda takip konusu çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı tespit edilerek, davacı tarafın bu nedenle davalıya borçlu bulunmadığı, çekin davalının emrine tanzim edilmesi karşısında davalının imzaların davacılara ait olmadığını en azından bilebilecek durumda olmasına rağmen çeki takibe koyduğu, bu nedenle kötü niyetli olduğu anlaşılmakla davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir. İİK 72/5. maddesine göre kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için takip alacaklısının kötü niyetle takip başlattığının kanıtlanması gerekir. Takip ve dava konusu çekin, … Textil … emrü havalesine keşide edildiği, sırası ile … Tekstil ve …’ye ciro edildiği, davalı tarafından icra takibine konu edildiği, çekin elden teslimi ile de cirosu mümkün olduğundan, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı anlaşılmıştır. Davalı taraf iyi niyetli hamil olduğunu iddia etmektedir. Asıl olan iyi niyet olup, aksinin davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Mahkemece; çekin davalının emrine tanzim edilmesi karşısında davalının imzaların davacılara ait olmadığını en azından bilebilecek durumda olmasına rağmen çeki takibe koyduğu, bu nedenle kötü niyetli olduğunun anlaşıldığı belirtilmiş ise de; çekin … Textil … emrü havalesine keşide edildiği sabit olduğundan, davacı taraf, davalının çeki kötü niyetli olarak iktisap ettiğine dair başkaca delil sunarak ispat etmediğinden, kötüniyet tazminatı verilemeyeceğine ilişkin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. HMK 325. maddesi uyarınca kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine karar verilen taraftan alınması gerekir. HMK 323/1-ğ maddesine göre, kanun gereği karşı taraf lehine hükmedilecek vekalet ücreti yargılama gideri kapsamında olup, davanın kabulü halinde, davacının dava sebebiyle sarf ettiği giderler ve AAÜT’ne göre davacı yararına takdir edilecek kanuni vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili gerektiğinden, mahkemece de bu yönde karar verildiğinden, yerinde olmayan istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 5-İmza incelemesine ilişkin rapor, Adli Tıp Grafolojı Uzmanı, Sahtecilik Uzmanı, Kriminal Uzmanı, Adli Belge İnceleme Uzmanı ve Resmi Bilirkişi Dr….tarafından verilmiş olup, imza incelemesine esas olarak, Büyükçekmece … Noterliği’nce 05 Mayıs 2011 tarih ve … numaralı olarak düzenlenmiş …’ya ait bir sayfadan ibaret “İmza Sirküsü” fotokopisi, dava ve takip konusu çek hesabının açıldığı tarihte düzenlenen …’ya ait … Müşteri Numaralı “… Bankası Bankacılık Hizmet Sözleşmesi’nin alındığı, imzaların kaligrafik ve karakteristik özellikleri yönünden, stereo mikroskop, lup, büyüteç, çeşitli bilgisayar ekipmanları ve klasik ölçüm aletleri ile grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılan inceleme yapıldığı tespit edilmiştir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca Adli Tıp Kurumu imza incelemesi yönünden son merci olmadığından, mahkemece Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması zorunlu değildir. Adli Tıp Grafolojı Uzmanı, Sahtecilik Uzmanı, Kriminal Uzmanı, Adli Belge İnceleme Uzmanı ve Resmi Bilirkişi Dr…. tarafından verilen raporda şüpheye yer vermeyecek şekilde imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı belirtildiği gibi, bilirkişinin uzmanlık alanı imza incelemesi yapması için yeterli olduğundan, dosya kapsamı da raporu desteklediğinden, HMK 30. maddesindeki usul ekonomisi ilkesi uyarınca mahkemenin davayı en az masrafla ve en kısa sürede sonuçlandırma yükümlülüğü bulunduğundan, ATK’dan rapor alınmadan karar verilmesinde usule aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin 1-2-3 ve 5 numaralı istinaf talebi ile 4 numaralı istinaf sebebinin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısım yönünden reddine, kötü niyet tazminatı yönünden kabulüne ve kararın kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK 353/1-b/2. maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/494 Esas, 2019/179 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 3- Davanın KABULÜ ile; Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu İstanbul Kanarya Şubesinden … Tic. Ltd. Şti. tarafından 30/09/2011 tarihinde keşide edilen, 22.400,00 TL bedelli, keşide yeri İstanbul olan çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline,3/a- Davacının kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşulları reddine, 3/b- Davacının para cezası talebinin reddine,4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.654,46 TL nispi karar harcından peşin alınan 413,65 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.240,81 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, bilirkişi ücreti 1.316,80 TL yargılama gideri ile toplam harç gideri 442,30 TL’ki toplam 1.758,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 4/c- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 54,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 175,30 TL’nin, davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/12/2021