Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1417 E. 2022/1550 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1417 Esas
KARAR NO : 2022/1550
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2016
NUMARASI: 2014/558 E. – 2016/664 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin keşidecisi olduğu … Bankası AŞ’ne ait … çek numaralı 23.05.2014 keşide tarihli 20.280,00 TL bedelli çekin çalındıktan sonra İstanbul 26.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/373 D.iş esas sayılı, 2014/371 D.İş karar sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararına dayalı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, ayrıca bahse konu çekin asıl keşide tarihinin 23.05.2014 olduğunu, ancak çalındıktan sonra keşide tarihi 23.08.2014 olarak değiştirilerek bankaya ibraz edildiğini, keşide tarihinin değiştirilmiş olduğunu gösterir çekin çalınmadan önceki hali ile çalındıktan sonraki haline ilişkin fotokopilerin dosyaya sunulduğunu, sözkonusu çekin çalıntı olduğunu, çek hakkında iptal davası olduğu bilindiği halde çekin icra takibine konu edildiğini, takip alacaklısının basiretli bir tacir gibi davranmadığını beyan ederek, öncelikle davaya konu çek sebebiyle icra dosyasına ödenen borcun alacaklı tarafa ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir karar verilmesine, yapılacak yargılama sonucunda iş bu çekten dolayı davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, icra dosyasına yatan paranın davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı iddialarını kabul etmediklerini, çekin icra takibine konulmasının başlı başına kötüniyetin varlığını göstermediğini, çek iptal davaları hasımsız davalardan olup, verilen kararların üçüncü şahısları bağlamadığını, davalı şirketin bir faktoring firması olduğunu, faktoring işlemleri neticesinde çeki devraldığını, davacının keşide etmiş olduğu 20.280,00 TL bedelli çek faktoring işlemi kapsamında davalı tarafça önce ciranta olarak bulunan … Ltd ŞTi ile faktoring sözleşmesi yapılarak devir alındığını, faktoring sözleşmesi ile birlikte çekleri kendisinden önceki ciranta olarak bulunan … ile … -… İnşaat arasındaki ticari ilişkiyi gösterir çekin alımına sebeb olan fatura ile birlikte devralındığını, çek bedelinin müşterisi …’e ödendiğini, buna ilişkin fatura ve belgeleri dosyaya sunduklarını, faktoring şirketi olan davalı tarafın faktoring sözleşmesine bağlı olarak tüm yasal koşullar altında çekin devralındığını, davalı şirketin yasanın üzerine yüklediği tüm sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davaya konu çeki hukuka uygun olarak faktoring sözleşmesi ile çekin alımına sebep olan ve aralarındaki ticari ilişkiyi gösterir fatura ile birlikte devir alan iyi niyetli meşru hamil konumundaki üçüncü şahıs olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; ”…davacının davaya konu olan 23/05/2014 keşide tarihli … Bankası Trabzon şubesine ait, … çek nolu, 20.280,00 TL bedelli çekte keşideci olarak bulunduğu, davacı tarafça sözkonusu çekteki keşideci imzasının inkar edilmediği gibi, tam tersine çekin kendileri tarafından imzaya edilerek dava dışı …. Şirketine verildiğinin belirtildiği, yine davacı tarafça çek bedelinin ödendiğine yönelik her hangi bir iddianın da bulunmadığı, davalı … Faktorin AŞ’nin Faktoring işlemlerinin kanun ve yönetmeliklerine uygun olduğu, yine çekin iktisabında davalının kusurlu ve kötü niyetli olduğunun da davacı tarafça ispatlanamadığı, imzalarının istiklali prensibi gereği keşideci olan davacının çek bedelinden dolayı sorumlu olduğu, bu sorumluluğun ancak çek hamiline yada çek iptal kararı alan şirkete ödeme yaptığına ilişkin bir beyan ve belgenin de sunulmadığı, bu bağlamda davacının çek bedelinden sorumlu olduğu, her ne kadar davacı tarafça çekin üzerindeki tarih üzerinde oynama yapıldığı ve evrakın kambiyo vasfı niteliğini kaybettiği yönünde iddia ileri sürmüş ise de, bunun tek başına çek keşidecisi olan davacının sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” şeklinde gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin tahrif edildiğini, çekin keşide tarihi olan 23.05.2014 tarihinin aylar hanesindeki 5 rakamı üzerinden gidilerek 8 rakamına dönüştürüldüğü, bu hususun dosyada da sabit olup mahkemenin de kabulünde olduğunu, bu kabule rağmen kambiyo vasfının kaybolması dikkate alınmadan davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kambiyo vasfını kaybeden belge için imzaların istiklali prensibinden bahsedilemeyeceğini, Mahkemece 6361 sayılı kanunun 9/3.maddesinin yanlış yorumlandığını, kanunun ilgili maddesi uyarınca, ödeme için başvurulan kişinin keşideciler veya önceki hamiller arasındaki ilişkilerden kaynaklanan defilerin faktoring şirketine karşı ileri sürülemeyeceğinden bahsedildiğini, oysa dava sebebinin temel borç ilişkilerine dayalı bir sebep olmadığını, çekin çalındığını, ayrıca keşide tarihinde de tahrifat yapıldığını, bu suretle ibraz tarihinin geçtiğini, kambiyo senedi vasfını kaybetmiş bir çeke kambiyo senedi vasfı kazandırıldığını, bu hususun herkese karşı ileri sürülebilecek bir defi olduğunu, bu sebeble kötüniyet aranmadan karar verilmesi gerektiğini, Ödeme iddialarının Mahkemece gözden kaçırıldığını, çek bedelinin haciz tehdidi altında ödendiğini, tahsilat makbuzunun dosyaya sunulduğunu, Davalı … şirketinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, basit bir banka sorgulaması neticesinde dahi iş bu çekin çalıntı olduğu ve çek iptalinin istendiğinin öğrenebileceğini, ancak, davalı şirket en temel sorumluluklarını göz ardı ederek, yaptığı işin özelliğine aykırı hareket ederek çalıntı ve tahrif edilmiş çek ile işlem yapmaya çalıştığını, sorumlulukların göz ardı edildiğini, davalının çeki iktisabında ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğunu, ancak yine de somut olayda kötüniyet aranmaması gerektiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, icra takibine konu edilen çek sebebiyle keşideci davacının, hamil davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası iken, çek bedelinin ödendiği iddiasıyla bedelin ödenmesine yönelik istirdat davasına dönüşen davadır. Davacı; … Bankası AŞ’ne ait … çek numaralı 23.05.2014 keşide tarihli 20.280,00 TL bedelli çekin keşide edilerek dava dışı lehdar …İnşaat şirketine verildiğini, daha sonra çekin çalındığını, keşide tarihinde bulunan 5 rakamının 8 rakamına dönüştürülerek tahrifat yapıldığını, davalının çeki iktisabında ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğunu iddia etmiş, davalı … şirketi; çeki faktoring sözleşmesi kapsamında, tevsik edici fatura ile birlikte devir alan iyi niyetli meşru hamil olduğunu savunmuş, Mahkemece; davalı hamilin çeki iktisabında kötüniyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar yukarıda açıklanan sebeplerle davacı tarafından istinaf edilmiştir. Dava konusu çekin çalındığı, daha sonra davacı hamilin çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olduğu, bilerek borçlunun zararına hareket ettiği hususlarının mevcut delil durumuna göre davacı yanca ispatlanamadığı görülmüş ise de; çekin 23.05.2014 olan keşide tarihindeki ”5” rakamının ”8” olarak değiştirildiği, denetime elverişli adli tıp raporu ile sabit olup, bu değişikliğin ayrıca onanmadığı, 6100 sayılı HMK’nun 207.maddesine göre, değişikliğin dikkate alınmaması gerektiği, dolayısıyla keşide tarihinin 23.05.2014 olarak kabulü gerektiği, bu kabule göre, çekin 25.08.2014 tarihinde yani ibraz süresi geçtikten sonra ibraz edilmiş olması dikkate alındığında, kambiyo vasfını yitirmiş olduğu anlaşılmaktadır. Hale göre, davacı keşidecinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 732. maddesi kapsamında sebepsiz zenginleşmediğini ispatı gereklidir. Ancak Mahkemece bu husus üzerinde durulmadan davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2016 tarih, 2014/558 E. 2016/664 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı/davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 03/11/2022