Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1403 E. 2022/1822 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1403
KARAR NO: 2022/1822
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2019
NUMARASI: 2018/542 E. – 2019/493 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında … Bankası’na ait, … seri numaralı, 16/06/2017 tarihli, 31.437-TL bedelli çek keşide edildiğini, ilk ödeme tarihinin taraflarca 31/10/2017 tarihli olarak belirlendiğini, davalının 31/10/2017 tarihinde ilgili bedeli ödeyemediğini, bunun üzerine tarafların aradan geçecek süreye faiz işlenmesi koşulu ile ödeme tarihini 20/02/2018 olarak revize ettiklerini, 20/02/2018 tarihinde ve sonrasında da çekin ödenmemesi üzerine bu defa müvekkilinin 09/04/2018 tarihinde Bakırköy …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ilgili çeki kambiyo senetlerine özgü takibe konu ettiğini, işbu davaya konu Bakırköy …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ise ilgili çekin vade farkına ilişkin takip yapıldığını, takibin borçlu tarafından durdurulduğunu beyanla davalının ödeme emrine vaki itirazının iptaline, takibin devamına, davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında herhangi bir şekilde vadeye ilişkin bir faiz anlaşmasının mevcut olmadığını, Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında da ödenmeyen çek bedeline faiz işletildiğini, davacının takibe ekli vade farkı tablosunda faizin nasıl hesaplandığını açıkladığını, tablodan görüleceği üzere faizi 31/10/2007- 02/05/2018 tarihleri arası 183 gün olarak hesapladıklarını, oysa ki takip tarihinin vade gününden bitiminin önce 09/04/2018 tarihi olduğunu, bu şekilde yapılan bir hesaplamanın doğru kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkili ile aralarında herhangi bir yönde anlaşma olmamasına rağmen borca aylık %3 faiz işlettiklerini, bu oranın konjonktürel olarak bakıldığında piyasa koşulları ve yasal faiz oranları ile uyuşmadığını, hangi veriye göre belirlendiğinin de açık olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince “… taraflar arasında 16/06/2017 tarihli 31.437,00 TL bedelli çek keşide edilmiş olup, çekte ödeme tarihi taraflarca 31/10/2017 olarak belirtilmiş, daha sonra çekin davalı tarafından ödenememesi nedeniyle ödeme tarihi 20/02/2018 olarak değiştirilmiştir. Davacı tarafından çek bedelinin tahsili için Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmış, başlatılan bu takipte de işlemiş faiz 20/02/2018 ve 09/04/2018 tarihleri arasında hesaplanmış olup, davacı tarafından ayrıca çekin ilk olarak belirlendiği vade tarihi olan 31/10/2017 ile ödeme tarihi olan 02/05/2018 tarihleri arasındaki vade farkı nedeniyle cari hesaptan kaynaklanan alacak talebiyle takip başlatılmıştır. Davacının … nolu icra dosyasında ve davamıza konu … sayılı dosyasında aynı içerikteki faiz talebinin faize faiz işletilmesine ve tahsilde tekerrüre neden olacağı, ayrıca davacının vade farkı adı altında oluşturduğu cari hesabında herhangi bir dayanağının bulunmadığı ve davacı ispatına muhtaç olduğu anlaşıldığından …” gerekçesi ile davanın reddine, davacının takibinde kötüniyetli olduğu hususu ispatlanamadığından, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ile yargılama aşamalarındaki beyanları tekrarla, Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile, işbu itirazın iptaline konu Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının tahsilde tekerrüre neden olmadığını, müvekkili ile davalı arasında … Bankası’na ait, … seri numaralı, 16 Haziran 2017 tarihli, 31.437-TL bedelli çek keşide edildiğini, ilk ödeme tarihinin taraflarca 31/10/2017 tarihi olarak belirlendiğini, davalı borçlunun 31/10/2017 tarihinde ilgili bedeli ödeyemediğini, bu sefer tarafların aradan geçecek süreye faiz işlenmesi koşulu ile ödeme tarihini 20/02/2018 olarak revize ettiğini, bu durumun defter incelemesi neticesinde de ortaya konulduğunu, dosyaya atanan bilirkişi tarafından hazırlanan raporla da bu durumun tespit edildiğini, Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında çekin vade tarihinin 20/02/2018 gösterildiğini ve faiz başlangıç tarihinin 20/02/2018 kabul edildiğini, çekin başlangıçtaki vade tarihinin 31/10/2017 olduğunu dava dosyasında talep edilen alacağın da 31/10/2017 ile 20/02/2018 arasındaki vade farkı alacağına ilişkin olduğunu, taraflar arasında kararlaştırılan faiz oranının aylık %3 olduğunu, bilirkişi raporu ile davacının davalıdan toplam 38.815-TL alacaklı olduğunun ispatlandığını, aynı çeke ilişkin olarak başlatılan icra takiplerinden … Esas sayılı dosyanın kambiyo senetlerine özgü takip yolu olup işbu davaya konu … Esas sayılı icra dosyasının ise çekin vade farkına ilişkin olduğunu, bu sebeple tahsilde tekerrür yapılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki bahsedildiği üzere davalı borçlu tarafından kendilerine bu çeke ilişkin hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin ticari defterleriyle de alacaklı olduğunu ispatladığını beyanla kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; İİK m.67’den kaynaklanan, davacının davalı aleyhine başlattığı Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı ilamsız takipte ödeme emrine vâki davalının borca ve fer’ilerine itirazının iptali, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.Davacı; 16/06/2017 tarihli, 31.437-TL bedelli çekin ilk ödeme tarihinin taraflarca 31/10/2017 tarihli olarak belirlendiğini, davalının 31/10/2017 tarihinde ilgili bedeli ödeyemediğini, bunun üzerine tarafların aradan geçecek süreye faiz işlenmesi koşulu ile ödeme tarihini 20/02/2018 olarak revize ettiklerini, 20/02/2018 tarihinde ve sonrasında da çekin bedelinin davalı tarafından ödenmediğini bu nedenle 31.10.2017 ila 20.02.2018 tarihleri arasında davalıdan cari hesap vade farkı alacağı doğduğunu iddia etmektedir. Uyuşmazlık, davacının davalıdan talep ettiği vade farkı alacağının varlığı, varsa miktarına dairdir. UYAP üzerinden yapılan incelemede; davacı, 09/04/2018 tarihinde Bakırköy …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatmış olup, 20.02.2018 tarihli 31.437-TL çek bedeli asıl alacağı+ 403,08-TL işlemiş faiz (20.02.2018-09.04.2018 tarihleri arasında)+3.143,70-TL çek tazminatı+ 94,31-TL komisyon masrafı+ icra gideri+ vekalet ücreti+ takip tarihinden borç tamamen ödeninceye dek yıllık %9,75-TL avans faizi+ vb. fer’ilerin TBK m.100 kapsamında tahsilini talep etmektedir. UYAP üzerinden eldeki itirazın iptali davasına konu takip dosyası incelendiğinde; davacının, 10/04/2018 tarihinde Bakırköy …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinde cari hesaptan kaynaklanan 6.788,51-TL vade farkı alacağı (31.10.2017- 20.02.2018)+ takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye dek işleyecek yıllık %9,75 oranda avans faizi+ icra takip masrafı+ vekalet ücreti+ vb. fer’ilerin TBK m.100 kapsamında tahsilinin talep edildiği tespit edilmiştir.Davacı ve davalı ticaret şirketi olup TTK kapsamında kanun gereği tacir olup bu durum taraflar arasındaki ticari ilişkinin tarafların ticari bilgi, belge ve defterleri kapsamında incelenmesini olanaklı kılar. İlk derece Mahkemesi tarafından TTK’nın 83 ilâ 85 ve HMK’nın 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapıldığı; davacının 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (10.04.2018) itibariyle davacının davalıdan 120.299 Alıcılar hesap koduna göre 7.378-TL, 128.001 Şüpheli Ticari Alacaklar hesap kodun göre 31.437-TL olmak üzere toplam 38.815-TL alacaklı olduğu, davalı şirket ticari defter ve belgeleri ile ilgili olarak; davalı şirketin mahkemenin belirlediği incelemeye katılmadığı ve yerinde inceleme talebi bulunmadığından ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı; davacının 10.04.2018 tarihinde Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile keşide tarihinden itibaren işlemiş faiz ve çek tazminatı da dahil olmak üzere davacı tarafından 31.437-TL çek bedeli için 403,08-TL işlemiş faiz talebinin bulunduğu, huzurdaki takip dayanağı ile … Esas sayılı takip dosyasındaki işlemiş faizin aynı içeriğe dayanmış olduğu, şöyle ki davacının … Esas sayılı takibe konu çekin keşide tarihinden icra dosyasının tahsil tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte talep edebileceğinden, davacının her iki dosyada da aynı içerikte faiz talebi için iki ayrı takip yapmasının tahsilde tekerrüre neden olacağı, … Esas sayılı dosyası ile kambiyo vasfını haiz takip talebinin dayanağının çek olması göz önünde bulundurulduğunda huzurdaki davaya konu faiz talebinin (takip tarihini de aşar vaziyette) dayanaksız kalmış olduğu, bununla birlikte davacının vade farkı adı altında oluşturduğu talebinin (çekten kaynaklı gecikme faizi haricinde) başkaca bir dayanağının da olmadığı anlaşıldığından davacının alacağının ispata muhtaç olduğu, neticeten, … Esas sayılı dosyası ile kambiyo vasfını haiz takip talebinin dayanağının çek olması ve ilgili takip dosyası ile zaten çekin keşide tarihinden itibaren faiz alınabileceği göz önünde bulundurulduğunda davacının her iki dosyada da aynı içerikte faiz talebi için iki ayrı takip yapmasının tahsilde tekerrüre neden olacağı gibi huzurdaki davaya konu faiz talebinin (takip tarihini de aşar vaziyette) başkaca bir dayanağının olmadığı göz önünde bulundurulduğunda takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olmadığını teknik olarak konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlenmiştir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre kural olarak vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme bulunması veya teamül halini almış fiili bir uygulamanın mevcut olması gerekmektedir. Taraflar arasında süregelen ticari ilişkide vade farkı gibi bir yerleşmiş uygulama olduğuna veya tarafların aralarında bu yönde bir sözleşme bulunduğuna dair dosya kapsamında bilgi, belge veya delil bulunmamaktadır. Bu kapsamda davacının davalıdan vade farkını isteyebilmesi mümkün bulunmayacağından mahkemece bu yön gözetilerek karar verildiği belirlenmekle karar isabetli bulunmuştur. Sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2019 tarih ve 2018/542 E. 2019/493 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/12/2022