Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/140 E. 2020/445 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/140 Esas
KARAR NO: 2020/445
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03/07/2017
NUMARASI: 2015/775 E. – 2017/646 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirket ile ticari ilişki içerisinde bulunduğunu, davacı şirketin davalı şirketten alacağı olan faturaya ve cari hesaba dayalı bir alacağı olduğunu bu nedenle İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile yürütülen icra takibine itiraz edildiğini beyanla, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin bedel üzerinden belirlenen faiz oranı ve faiz miktarı üzerinden devamına, bedel üzerinden %40’dan az olmamak üzere tazminat ödetilmesine, ücreti vekalet ile yargılama giderleri, harç ve gider avanslarının davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Taraf ticari defterleri, kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi tarafından sunulan raporda davacının, davalıdan 49.488.70 TL alacaklı olduğu rapor edildiğini, taraflar arasında mutabakat metni imza edildiğini, bilirkişi raporu, hüküm için yeterli kabul edilerek davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, takip konusu alacağın likit olduğu, taraflar arasındaki mutabakatname de göz önüne alınarak icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Davalının davacıya herhangi bir borcu olmamış olmasına rağmen itirazın iptaline karar verildiğini, davacı firmanın davalının firmaya satmış olduğu malzeme bozuk olduğu için bu malzeme ile yapılan imalatın da hatalı olduğunu ve davalı firmanın bu sebeple ciddi maddi sıkıntılara girdiğini, bu durumun şirket ile görüşülmüş olmasına rağmen herhangi bir çözüm sunulmadığını, aksine davalı firma hakkında icra takibi başlatıldığını, dosyayı vekil olarak takip etmelerine rağmen kararda vekil olarak yer verilmemiş olmalarının da ayrı bir bozma sebebi olduğunu, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK:67 maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu hususu uyuşmazlık konusu olmayıp uyuşmazlık, akdi ilişki gereği davacının edimini yerine getirip getirmediği, takip konusu miktar kadar davalıdan davacının alacaklı olup olmadığı, davalının takibe itirazında haklı olup olmadığı noktalarındadır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı tarafça ayıp iddiasında bulunulmuş ise de ayıp iddiasına yönelik dosyada bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu görülmekle, 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda 6098 sayılı TBK’nun 223/2. maddesi uygulanır. TBK’nın 223. maddesine göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Davalı tarafça ayıp iddiasına ilişkin delil sunulmamakla birlikte davalı şirketin ayıp iddiasına ilişkin bir iddianın cevap dilekçesinde ileri sürülmediği, HMK 357/1. Maddesi gereğince cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen bir vakıanın istinaf aşamasında da ileri sürülemeyeceği, bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve yasaya hakkaniyet ilkesine uygun bulunduğu, vekil olarak isminin yer almaması hususunun Uyap üzerinden düzeltilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine oybirliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2017 gün ve 2015/775 E., 2017/646 K. sayılı kararının kaldırılmasına yönelik davalı istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- İstinaf talebi reddedildiğinde davalıdan alınması gereken 3.380,58 TL nispi harçtan peşin alınan 845,14 TL’nin mahsubuyla bakiye kalan 2.535,44 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince bakiye avans giderinin talep halinde taraflara iadesine, 5- Kararın kesin olduğu dikkate alınarak, dairemiz kararının ilk derece mahkemesi tarafından taraflara “tebliğ”, “harç”, “yargılama giderleri” ve “diğer işlemlerin” ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, 6- Kararın taraflara ilk derece mahkemesince tebliğine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/12/2020