Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1387 E. 2022/1476 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1387
KARAR NO: 2022/1476
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 05/03/2019
NUMARASI: 2017/147 E. – 2019/67 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkiline ait orijinal “…” solunum cihazı ile aynı etken maddelere (…+…) sahip eşdeğer-jenerik solunum cihazlarını “…” markası altında kullanmakta olduğunu ve davalı yanın bu ürünü için TPMK nezdinde … ve … sayılı tasarımları 09/04/2010 tarihinde, …, … ve … sayılı tasarımları ise 20/05/2011 tarihinde tescil ettirmiş olduğunu, ancak davalı adına tescilli tasarımların müvekkilinin 1994 yılından bu yana dünya çapında yoğun şekilde satılan ve kullanılan ürünler ile aynıyite teşkil etmekte olduğunu ve yenilik ve ayırt edicilik niteliklerinden yoksun olduğunu ayrıca … ve … sayılı tasarımların birleşik bir ürünün görünmeyen parçalarını içerdiğini iddia ederek, …, …, …, … ve … sayılı tasarımlarının hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili adına tescil ettirilmiş olan …, …, …, … ve … sayılı çoklu tasarımın, dava dilekçesinde bahsi geçen karşı dokümanların varlığında yeni ve ayırt edici nitelikte olan ve tekniğin bilinen durumuna dahil veya dahil olmayan bir dizi anonim ve yeni unsurların bir araya getirilmiş özgün bir kompozisyon olduğunu, bu sebeple müvekkiline ait tasarımların yeni ve ayırt edici kriterlere haiz olduğunu ve davacı yan taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davalı adına tescilli bulunan … sayılı, … – … ve … sayılı, … – 1, 2 ve 3 sayılı ve … – 1 ve 2 sayılı tasarım tescillerinin, başvuru tarihleri itibariyle koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip oldukları gerekçesiyle, bu tasarımlar yönünden davanın reddine, hükümsüzlüğü talep edilen … ve … sayı ile tescilli 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 nolu tasarımların, başvuru tarihleri itibariyle koruma şartı olan normal kullanımda görünür olma ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadıkları gerekçesiyle, bu tasarımlar yönünden davanın kabulü ile, davalı adına TPMK nezdinde tescilli … tescil nolu ve … tescil nolu çoklu tasarımın 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 nolu tasarımlar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, sonuç olarak davanın kısmen kabulüne kısmen reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu tasarımların teknik zorunluluktan kaynaklanmadığını, bu durumda da davalının tasarımlar üzerinde tekel hakkı bulunmasının mümkün olmayacağını, bu hususların Mahkemece değerlendirilmediğini, Dava konusu tasarımlar ile aynı/ayniyet derecesinde benzer olan ürün şekilleri için davalının ortaklarından biri olan … adına yapılmış olan ve dilekçede belirtilen marka başvurularının Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından ayırt edici olmadıkları gerekçesi ile reddedildiğini, dava konusu tasarımlar ile Türk Patent Kurumu tarafından reddedilen şekillerin aynı/ayniyet derecesinde benzer olduğunu, bu hususların bilirkişi tarafından incelenmediğini, raporun bu yönüyle eksik değerlendirmeye dayalı olduğunu, Dava konusu tasarımların genel görünümünü oluşturan unsurların, bu tasarımların gövde yapıları, ağızlık kısımları ve koruyucu kapak şekilleri olduğunu, bunların aynı olduğunun da bilirkişiler tarafından tespit edildiğini, gövdenin üzerinde yer alan kapağın üzerinde bulunan küçük desen farklılıkları veya yan kısımdaki tırnaktaki farklılıkların, bilgilenmiş kullanıcı tarafından fark edilemeyecek, küçük ayrıntılardaki farklılıklar olduğunu, bu sebeple de bunların tasarımlara ayırt edicilik kattığının söylenemeyeceğini, Bilirkişi kök ve ek raporlarının, hükümsüzlük talebi reddedilen tasarımlar yönünden eksik ve hatalı incelemeler içerdiğini, kök rapora yapılan itirazların ek raporda değerlendirilmediğini, yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak karar verilmesi gerekirken, aksi yönde hareket edilmesinin hatalı olduğunu, raporda tasarımcının seçenek özgürlüğü ile ilgili bir değerlendirme yapılmadığını, dava konusu ürünün müvekkili adeta özdeşleştiğini, ancak bu hususun raporda hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, Öte yandan, dava konusu tasarımların solunum cihazlarına ilişkin olduğunu ve dilekçede yer alan görsellerden de anlaşıldığı üzere, solunum cihazlarının farklı şekillere sahip olup, bu ürünlerin müvekkilinin … markasını taşıyan ürünleri gibi, üç boyutlu oval bir sekli haiz olması yönünde herhangi bir teknik zorunluluk veya ticari teamül de bulunmadığını, nitekim dilekçede yer alan ve iş bu dava konusu tasarım başvurusunun yapıldığı tarihten önce piyasada olan çeşitli solunum cihazları örneklerine yer verildiğini, tablolarda da görüldüğü üzere, tasarımcının seçenek varken, müvekkili ile özdeşleşmiş disk ve ağızlık şeklinin birebir kopyalandığı ve sadece ayrıntıda bazı farklar içeren dava konusu tasarımların, müvekkilinin tasarımlarından farklılaştığının kabul edilemeyeceğini, Kötüniyete ilişkin açıklama delillerinin değerlendirilmediğini, müvekkilinin … solunum cihazlarının şekli ile ayniyet derecesinde benzer olan davaya konu tasarımların kötü niyetli olarak davalı adına tescil ettirildiğini, ancak bu hususun göz ardı edildiğini beyan ederek, Mahkeme kararının, davanın reddine ilişkin kısmının kaldırılmasına, davaya konu … sayılı. … – 1 ve 2 sayılı, … – 1, 2 ve 3 sayılı ve … – 1 ve 2 sayılı tasarımlar bakımından, içerisinde Tasarım Hukuku alanında uzman bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyeti atanarak yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı adına …, …,…, … ve … sayılı tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesi taleplidir. Tarafların iddia ve savunmalarına, bilimsel ve teknik yönden denetime elverişli bilirkişi raporuna ve mevcut delillere göre; davalı adına tescilli bulunan … sayılı, … – 1 ve 2 sayılı, … – 1, 2 ve 3 sayılı ve … – 1 ve 2 sayılı tasarım tescillerinin, başvuru tarihleri itibariyle koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip oldukları gerekçesiyle, bu tasarımlar yönünden davanın reddine, davalı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen … ve … sayı ile tescilli tasarımların 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 nolu tasarımların, başvuru tarihleri itibariyle koruma şartı olan normal kullanımda görünür olma ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadıkları gerekçesiyle, bu tasarımlar yönünden ise davanın kabulü ile, davalı adına TPMK nezdinde tescilli … tescil nolu ve … tescil nolu çoklu tasarımın 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 nolu tasarımlar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, açıklanan sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/03/2019 tarih ve 2017/147 E., 2019/67 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 20/10/2022