Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1385 E. 2022/1562 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1385 Esas
KARAR NO: 2022/1562
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI: 2017/98 E. – 2019/307 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … T.A.Ş.’nin diğer davacı … San. Ve Tic. A.Ş.’nin tüm hisselerine sahip hakim ortağı olduğunu, TTK 195.maddesi gereğince … A.Ş.’nin yavru şirket olarak diğer davacının şirketler topluluğu üyesi olduğunu, TTK 203 gereğince yavru şirket olan … A.Ş.nin hakim şirketten gelen talimatlara tamamıyla uygulamak zorunda bulunduğunu, TTK 155.maddesi gereğince yavru şirketin tüm hisselerinin hakim şirket tarafından satın alınmış olması halinde tek şirketten söz edileceğini, yalnızca muhasebesel bir ayrılık olacağını, davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklarının …, …, …, … olduğunu, …’nun diğer davalı … Nak. Ltd. Şti.nin de ortağı bulunduğunu, her iki şirket arasında organik bağ olduğunu, dava konusu -Lehtarı … A.Ş., muhatabı … Bankası Erzurum Şubesi, çek numarası …, bedeli 400.000,00 TL, keşide tarihi 10/12/2016, keşidecisi … A.Ş., -Lehtarı … A.Ş., muhatabı … Bankası Erzurum Şubesi, çek numarası …, bedeli 400.000,00 TL, keşide tarihi 10/01/2017, keşidecisi … A.Ş., -Lehtarı … A.Ş., muhatabı … Bankası Erzurum Şubesi, çek numarası …, bedeli 400.000,00 TL, keşide tarihi 10/02/2017, keşidecisi … Çimento A.Ş., olan çeklerin düzenlenerek teslim edeceği … isimli hammade karşılığında davalı … Ltd. Şti.’ne verildiğini, ancak davalının 312.039,08 TL bedelli malı irsaliye keserek gönderdiğini, bakiye malı teslim etmediğini, bu arada vadesi gelen 10/12/2016 tarihli ve 10/01/2017 tarihli çeklerin toplam 487.960,92 TL olarak diğer davalı … Faktoring A.Ş.’ye ödendiğini, davalı … Ltd. Şti ile davalı son… Faktoring A.Ş. Arasında yapılan faktoring sözleşmesi gereğince çeklerin bu davalı elinde bulunduğunu, müvekkilinin … Ltd. Şti. Ve … İnş. Nak. Ltd. Şti.ye karşı ileri sürebileceği tüm şahsi defileri alacağı temlik yolu ile devralan … A.Ş.ye karşı da ileri sürebileceğini belirterek; davacı müvekkilleri tarafından ödenen 487.960,92 TL’nin ödeme günlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ödeme günü gelmeyen 10/02/2017 tarih … çek numaralı 400.000,00 TL bedelli çekin ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, bu çek bakımından davacı şirketlerin borçlu olmadığının tespitine, yargılamanın devamı sırasında çekin ödenmesi halinde ödeme gününden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalıların %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin SPK ve BDDK denetiminde halka açık ve borsada faaliyet gösteren şirket olduğunu, dava konusu çeklerin … firmasında teslim alınarak yetkili hamil olunduğunu, 6361 SY’nın 9/2. maddesi gereğince yapılan temlik işleminin faturaya dayandığını, müvekkili şirket tarafından … Çimento ile gerçek mal alım satımı konusunda telefonla teyit alındığını ve mevzuata uygun işlemlerle diğer davalılara fon tahsisi yapıldığını, faturaların ve çeklerin temlik alınması ilişkisinin müvekkil alt ilişkinin tarafı yapmadığını, şahsi defilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek, haksız ve usule aykırı davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dava konusu; -Lehtarı … A.Ş., muhatabı … Bankası Erzurum Şubesi, çek numarası …, bedeli 400.000,00 TL, keşide tarihi 10/12/2016, keşidecisi … A.Ş., -Lehtarı … A.Ş., muhatabı … Bankası Erzurum Şubesi, çek numarası …, bedeli 400.000,00 TL, keşide tarihi 10/01/2017, keşidecisi … A.Ş., -Lehtarı … A.Ş., muhatabı … Bankası Erzurum Şubesi, çek numarası …, bedeli 400.000,00 TL, keşide tarihi 10/02/2017, keşidecisi … A.Ş. olan çeklerin davalı … A.Ş. tarafından … Ltd. Şti. ile yapılan 21/04/2016 tarih ve 5.000.000,00 TL limitli … numaralı faktoring sözleşmesi gereğince temlik alındığı ve çeklerin davacı keşideci … San. Tic. A.Ş. tarafından ödendiği tartışmasızdır. Temlik sözleşmesinin davalı … Ltd. Şti ile yine davalı … Ltd. Şti. arasında düzenlenen 17 adet toplam 1.200.000,00 TL bedelli faturaya dayandığı, bilirkişi …’in raporu ile tespit edilmiştir. Davalı … Ltd. Şti. ile davalı … Ltd. Şti arasında temsile yetkili ortağın … olması, incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre muhasebesel ayrılık dışında ortak hareket etmeleri, sözleşmeyi yapan ve çekleri ciranta olarak alan şirketin … Ltd Şti olmasına rağmen, çeklerin bu şirketin ticari defterlerine işlenmediği, ancak çeklerin … Ltd Şti nin ticari defterlerine işlenmiş olması sebebiyle, aralarında organik bağ olduğu, talimat bilirkişi raporları ile anlaşılmıştır. Davalı … Ltd. Şti’nin incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davacı … A.Ş.’ye 312.039,08 TL bedelli malı satıp teslim ettiği, dava konusu çeklerin davalı … Ltd. Şti.nin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, Davacı … A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtlarına göre davalı … Ltd. Şti.’nden 4 adet fatura karşılığı 312.039,92 TL bedelli malı teslim aldığı, davaya konu çekleri bu malın karşılığında verdiği ve bakiye 887.960,92 TL alacaklı olduğu, Davacı … A.Ş.’nin Aşkale … A.Ş.’nin yavru şirketi olup tüm hisselerinin hakim ortak olan … A.Ş.’ye ait bulunduğu (TTK 155,195 ve 203 koşullarının oluştuğu), davacı … A.Ş.’nin incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davaya konu çeklerin tümünü ödediği anlaşılmıştır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 188.maddesi (Eski 818 Sayılı BK.nun 167.maddesi) hükümleri gereğince “borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu defileri temlik edene karşı dahi dermeyan edebilir” hükmü mevcuttur. Alacağın temlikinde senet borçluları senet lehtarına karşı sahip oldukları kişisel defileri temlik alan alacaklıya karşı da ileri sürebilecektir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/1159-12752 Sayılı ilamında; Alacağı temlik alan faktoring şirketine karşı senet borçlusunun şahsi def ilerini ileri sürebileceği açıklanmıştır. Davalı … AŞ ibraz ettiği cd kaydı ile, çeklerin verilmesine neden olan fatura teyidini davacı … Çimento … San. Ve Tic. A.Ş ile … San. Tic. A.Ş den aldığını ve iyiniyetli hamil olduğunu savunmuştur. Davalı … Ltd. Şti.’ne karşı davacı … A.Ş.’nin ileri sürebileceği malın teslim edilmemesi şahsi definin organik bağı bulunan … Ltd. Şti ve onun alacağı temlik ettiği … AŞ’ye karşı da ileri sürülebileceği, davalı … AŞ nin iyiniyet iddiasının alacağın temliki hükümleri gereğince dinlenmeyeceği sabit bulunmuştur. Malın teslim edilmemesi şahsi defisi gereğince dava konusu çekler sebebiyle davacı … A.Ş.’nin teslim aldığı 312.039,08 TL’nin mahsubu ile bakiye (Davalı …’ın ticari defter ve kayıtlarına göre) 887.960,92 TL üzerinden davacıların borçlu olmadığının tespitine ve istirdadına karar vermek gerekmiştir. Davacı alacağı yargılamayı gerektirdiğinden kötü niyet tazminat talebi kabul edilmemiştir.” gerekçesi ile hüküm kurulmuştur. Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkili şirketin iştigal konusu ile ilgili olarak diğer davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile Faktoring Sözleşmesi imzaladığını ve … Petrol’ün 3. kişiler nezdindeki doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının temlik alındığını, Davacı … Çimento tarafından keşide edilen davaya konu çeklerin diğer davalı … Petrol tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında faturaları ile birlikte müvekkil şirkete temlik ve ciro edildiğini, davacı şirket yetkilisi tarafından davaya konu çeklere ilişkin mal ve hizmet tesliminin gerçekleştiği teyit edilmesine rağmen Mahkemece işbu somut durumun göz ardı edildiğini, müvekkili şirketin yükümlülüklerini yerine getirdiği bariz olmakla birlikte sırf bu sebeple davanın reddi gerektiğini, davaya konu çeklerin müvekkili şirkete devredilirken müvekkili şirketin Faktoring mevzuatına uygun olarak çekleri temlik aldığını, davacı … Çimento yetkililerinden söz konusu çeklere ilişkin olarak kayıtlı telefonlarından teyit alındığını, Davacı … Çimento’nun yetkililerinden hem Mali ve İdari Genel Müdür Yardımcısı … hem de finans biriminden … tarafından “Keşideci oldukları çeklere ilişkin mal ve hizmet tesliminin gerçekleştiği” beyan edildiğini, söz konusu kaydın dikkate alınmasını talep ettiklerini, Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 5/1 c maddesinde belirtilen istihbarat çalışması adı altında “Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi ” hükmüne de uygun olduğunun kayıtlı telefon teyitleriyle ispatlandığını, söz konusu ses kaydı dinlenildiğinde de anlaşılacağı üzere müvekkil şirketin basiretli bir tacir gibi davranarak Kanun ve Yönetmelik’in müvekkil şirkete yüklediği tüm yükümlülüklere riayet ettiğini, -Somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken kanun maddesinin Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3. maddesi olmasına rağmen Mahkemece isabetsiz olarak Türk Borçlar Kanunu’nun 188. maddesi uygulanarak yasaya aykırı hüküm tesis edildiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/1159 E.-2015/12752 K. Ve 14/10/2015 tarihli kararına göre faktoring sözleşmesinin tarafı olmayanların faktoring şirketine karşı def’i ileri süremeyeceği; ancak faktoring şirketinin bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması şartıyla ileri sürebileceğinin belirtildiğini, faktoring sözleşmesinin taraflarının Yargıtay kararında da belirtildiği üzere üç köşeli işlem olduğundan müvekkili faktoring şirketinin, müvekkili şirketin müşterisi olan diğer davalı … ve …’ün önceki alacaklı ile arasındaki temel hukuki ilişkide bulunan diğer davalı … Madencilik olduğunu, Davacı … ve … Çimento faktoring sözleşmenin tarafı olmadığı için ancak 6361 Sayılı Kanun’un 9/3. Maddesi’ne göre müvekkili şirketin bile bile davacıların zararına hareket etmesini ispatlamaları gerektiğini, söz konusu dosyada buna ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığını, herhangi bir kayıt bulunmadığı gibi davacı şirketlerin kötü niyetli hareket ettiklerinin davaya konu çeklere kayıtlı telefondan alınan teyitle sabit olduğundan taraflarınca ispatlandığını, Müvekkili şirketin usule uygun olarak faturalar ile çekleri temlik almasının alt ilişkinin tarafı yapmadığını ve ayrıca diğer davalılar arasındaki organik bağın mevcudiyetinin de müvekkili şirketi bağlamadığını, Müvekkili şirketin … Petrol’den çekleri temlik alarak alt ilişkiden soyut bir ilişki kurmuş olduğunu, şahsi def’ilerin muhatabının müvekkili şirket olmadığını, mahkemenin davacının şahsi def’ilerini müvekkili şirkete karşı ileri sürebileceğinden bahisle iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği yönündeki gerekçesinin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, Müvekkili şirketin iyiniyetli olup davacının kayıtlı telefon teyidiyle önce mal ve hizmet teslimatını kabul edip aylar sonra çeklerin vadesinden sonra mal ve hizmet teslimatı gerçekleşmedi çek bedellerinin iadesini istiyorum demesini hukuk düzeninin korumaması gerektiğini, hukuka aykırı kararının kaldırılmasına, yapılacak inceleme neticesinde davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, 2004 Sayılı İİK’nın 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır. Davacı vekili, davacının çekleri diğer davacı lehtar … Çimento … San. ve Tic. A.Ş.’ye verdiğini, Lehtar tarafından bu çeklerin davalı … Ltd. Şti. ve … Nak. Ltd. Şti. Oradan da , davalı … İnş. Nak. Ltd. Şti’ne geçtiğini ve davalı son … A.Ş. Arasında yapılan faktoring sözleşmesi gereğince çeklerin bu davalı elinde bulunduğunu, ancak alması gereken malları almadığını, davalı faktoring şirketinin çekin bedelsiz olduğunu bile bile dava dışı lehtardan olan çekleri devraldığını, alacağın faturayla tevsik edilmediğini beyan etmiştir. Yargıtay 11 HD.nin 2019/4107 Esas-2020/1903 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere somut uyuşmazlığın, TTK’nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine nazaran faktoring işlemleri bakımından özel bir hüküm niteliğinde olan ve uyuşmazlığın çözümünde öncelikle uygulanması gereken 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna ilişkin Yönetmelik ile BDDK Genelgeleri çerçevesinde değerlendirilip, çözüme kavuşturulması gerekmektedir. 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9/2. maddesine göre; “faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez,” hükmü düzenlenmiştir. Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, BDDK. Tarafından 04/02/2015 tarihli ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı ve Yönetmelik 11. maddeye göre yürürlük tarihi 01/01/2015 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir. 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in 8/1 maddesinde ise; “faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir. 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in İstihbarat Çalışması başlıklı 5. maddesinde ise; “(1) Kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir. İstihbarat çalışması;a) Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin kontrol edilmesi, b) İç kontrol sisteminin devralınan faturalara ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak ve Merkezi Fatura Kaydı Sisteminde bu faturaların mükerrer olmadığının kontrolü tamamlanmaksızın kullandırım yapılamayacak şekilde oluşturulması, c) Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi hususları dâhil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur,” hükmü düzenlenmiştir Kanun ve Yönetmelikte açıkça, faktoring şirketlerinin kambiyo senedine dayalı olsa bile, bir mal satışından veya hizmet arzından doğmayan alacakları devralamayacakları düzenlenerek, kambiyo senedinin içerdiği hakkın soyutluğu ilkesi ortadan kaldırılmıştır. Buna göre faktoring şirketleri, ancak bir mal satışından ya da hizmet arzından doğan alacağın ifası için verilen kambiyo senetlerini, ciro ve teslim yolu ile devralabilmektedirler. Burada kambiyo senedindeki hakkın devri için yapılan ciro ve teslim, alacağın devrinin hukukî sonuçlarını doğurmaktadır. Senet borçlusu, faktoring işleminden haberdar olduğu andan itibaren, faktoring müşterisine karşı ileri sürebileceği şahsî defileri, faktöre karşı da ileri sürebilmektedir. Fakat şahsî defilerin faktoring şirketine karşı ileri sürülebilmesi, işlemin taraflarının, kambiyo ilişkisinin sıralı tarafları olmasına bağlıdır. Buna göre, senette düzenleyen ya da keşideci, lehtar ile faktoring şirketi arasında faktoring sözleşmesinin bulunması ve senedin de ciro ve teslim yolu ile lehtardan faktoring şirketine geçmesi hâlinde, lehtar ile arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan şahsî defıleri, faktoring şirketine karşı ileri sürebilmektedir. Ciro ve teslim yoluyla devraldığı bir senedi, aradaki temel ilişki sebebiyle devreden borçlu, senedi kendisinden devralan ile faktoring şirketi arasında faktoring sözleşmesinin bulunması ve senedin, ciro ve teslim yoluyla kendisinden devralandan faktoring şirketine geçmesi hâlinde, temel ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri faktoring şirketine karşı ileri sürebilecektir. Somut olayda, çekin, lehtardan direkt faktoring şirketine değil, davalı … Ltd. Şti. ve … İnş. Nak. Ltd. Şti’ne geçtiğini, ondanda davalı faktore ciro ve teslim edildiği, dava taraflarının kambiyo ilişkisinin sıralı tarafları olmadıkları, bu durumda davacının keşideci olarak şahsi defilerinin davalıya karşı dinlenmesinin olanaklı olmadığı görülmektedir. Öte yandan, dosya kapsamı belgeler ve davalı taraf kayıtları üzerinde yapılan incelemede, ses kaydının alacak için 6361 Sayılı yasa kapsamında alındığı, firma kayıtlarına işlendiği, fatura ile tevsik edildiği, davalının çekin bedelsiz olduğunu bile bile kötü niyetli olarak aldığının kanıtlanamadığı anlaşıldığından davalı hakkındaki istirdat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü ile icra veznesine yatan paranın davacıya ödenmesine karar verilmesi yasal düzenlemelere aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına, kaldırma sebebi nazara alınarak yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, her iki davacının istirdat talebinin reddi yönünde yeniden karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,2- İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/03/2019 tarih, 2017/98 E., 2019/307 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,3- Davacıların, davalı … A.Ş. aleyhine açtığı işbu davanın REDDİNE, 4- Davacıların, davalılar … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine açtığı işbu davanın KABULÜ ile; 4/a- Muhatabı … Bankası Erzurum Şubesi, keşide tarihi 10/02/2017, çek numarası …, bedeli 400.000,00 TL olan çek ile muhatabı … Erzurum Şubesi, keşide tarihi 10/01/2017, çek numarası …, bedeli 400.000,00 TL olan çek sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, bu çekler sebebiyle yapılan toplam 800.000,00 TL ödemenin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalılar … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … San. ve Tic. Ltd. Şti istirdadına ve ödemeyi yapan … San. Tic. A.Ş.’ye verilmesine, 4/b- Muhatabı … Bankası Erzurum Şubesi, keşide tarihi 10/12/2016, çek numarası …, bedeli 400.000,00 TL olan çek sebebiyle davacıların 87.960,92 TL borçlu olmadığının tespitine, bu çek sebebiyle davacı tarafından yapılan 87.960,92 TL ödemenin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalılar … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti istirdadına ve ödemeyi yapan … San. Tic. A.Ş.’ye verilmesine, 5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 60.656,61 TL nispi karar harcından peşin alınan 15.164,16 TL’nin mahsubu ile bakiye 45.492,45 TL harcın davalılar … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti’den müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 5/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 15.164,16 TL peşin harç, 9,20 TL vekalet harcı, 2.750,00 TL bilirkişi ücreti, 710,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 18.665,26 TL yargılama giderinin davalılar … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti’den müteselsilen tahsiliyle davacılara verilmesine, 5/c- Davacı tarafından, davalı … A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 5/ç- Davalı … A.Ş. Tarafından yapılan 114,00 TL yargılama giderinin davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 49.468,44 TL nispi ücreti vekaletin davalılar … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti’den müteselsilen tahsiliyle davacılara verilmesine, 5/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ÜcretTarifesinin 13/1. maddesine göre 49.468,44 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalı … A.Ş. ‘ye verilmesine, 6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;6/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı … A.Ş. tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,6/b- İstinaf yargılaması için davalı … A.Ş. tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ve 24,38 TL posta gideri olmak üzere toplam 145,68 TL yargılama giderinin davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalı … A.Ş.’ye verilmesine,6/c- İstinaf yargılaması için davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,6/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/11/2022