Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1378 E. 2022/1443 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1378
KARAR NO: 2022/1443
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2019
NUMARASI: 2016/144 E. – 2019/289 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin babası müteveffa … ile davalının şüpheli bir kredi ilişkisini girdiklerini, kredi davalı tarafından çekilmiş ise de, herkes payına düşeni ödemekle mükellef olduğunu, …’un payına düşeni ödediğini, bu esnada müvekkilinin babasının vefat ettiğini, müvekkili ile babasının vefatı üzerine Esenyurt’a gelen … ve … ile buluştuğunu, yapılan görüşme neticesinde kredi borcunu aylık taksitler halinde babası yerine müvekkili ve kardeşleri ödemeyi üstlendiklerini, banka nezdinde kredi borçlusu davalı gözüktüğünden davalı kendini güvenceye almak için müvekkilinden teminat senedi aldığını, müvekkili tarafından imzalanan boş bono teminat olarak davalıya teslim edildiğini, taksit ödemelerinin … Bankasının Bahçelievler İlçesindeki Sanayi-Yenibosna, Kocasinan, … Cadde Şubesi gibi yerlerden gerçekleştirildiğini, protokol doğrultusunda aylık düzenli ödemeler yapılmasına rağmen şüpheli taraf kendisine sadece imzalı ancak içeriği itibariyle boş olarak verilmiş teminat bonosu ile ilgili olarak müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla kambiyo evraklarına mahsus yolla takip başlattığını, takibe konu teminat senedindeki imza dışındaki diğer tüm yazı ve unsurlar davalı ve/veya onunla birlikte hareket edenler tarafından hilafı hakikat şekilde yazıldığı/doldurulduğu ve eklendiğini, müvekkilinin borçlu olmadığı halde mağdur duruma düştüğünü, halihazırda tehdit altında olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin dava dilekçesinde yaptığı bütün beyanların hakikate aykırı ve adeta senaryo gibi yapılmış düzmece beyanlar olduğunu, müteveffa …’ın en yakın dost ve arkadaşlarından biri olduğunu, müteveffanın bankalardan kredi çekemediğini ve bankaların kara listesinde bulunduğunu, bundan dolayı tarafımdan kredi çekmemi ve çektiğim kredi taksitlerini kendisinin ödeyeceğini beyan ettiğini, tarafınca kredi başvurusu yapıldığında bankadan teminat istemeleri üzerine müteveffa … Esenyurt Tapu Sicil Müdürlüğüne bağlı .. Ada, … Parsel sayılı yerdeki 3 numaralı … arsa paylı daireyi tarafına 03/12/2009 tarihinde anlaşmalı olarak devrettiğini, bu daireyi bankaya teminat göstererek …’a 35.000,00 TL kredi alarak parayı kendisine teslim ettiğini, …’ın vefat etmesi üzerine davacı gelerek babasının vefat ettiğini, kalan kredi borcunun tamamını nakit ve defaten ödeyeceğini, karşılığında da babasından anlaşmalı olarak tarafımda olan tapuyu kendi adına vermesini istediğini, tarafınca diğer kardeşlerinin de mirasta payı olduğunu, bu sebeple kendi üzerine tapuyu veremeyeceğini gayrimenkulü annesi …’a devir edeceğini söylediğini, gayrimenkulün müteveffanın eşine devir vasıtası ile iade edildiğini, icra takibine konu olan 34.400,00 TL bedelli senedin …’a muhtelif tarihlerde iş kurmak amacıyla verdiği nakit paraların ödenmemesi ile aldığı senetler olduğunu, davacı tarafımın tüm iyi niyetine rağmen şahsı tarafından alınan paraları geri ödenmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Taraflarca sunulan delillere, iddia ve savunmalara, tanık beyanlarına, dosyaya sunulu protokol başlıklı belgeye göre, dava konusu senedin, kredi ödemesinin teminatı olarak verilen senet olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına konu bono sebebiyle davacının borçlu olmadığının tespitine,” karar verilmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu senedin teminat olarak değil, davacıya verilen borç paralar sebebiyle alındığını, senedin davacının şahsi borcundan kaynaklandığını beyan ederek, cevap dilekçesinde yapmış olduğu açıklamalara benzer açıklamalarda bulunmak suretiyle, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına kara verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası, olup, davacı; senedin, babasıyla davalı arasındaki kredi ilişkisinden kaynaklı ödemelerin teminatı olarak verildiğini, senet sebebiyle davalıya bir borcunun olmadığını iddia etmiş, davalı; senedin davacıya borç olarak verdiği bedellerin karşılığında düzenlendiğini savunmuş, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm yukarıda belirtilen sebeplere davalı vekilince istinaf başvurusuna konu edilmiştir. Toplanan delillere, iddia ve savunmalara göre; davacı, kredi sözleşmesinde davalının taraf olduğunu ancak alınan bedelin davalı, davacının babası … ve Mahkemece dinlenen tanık … tarafından kullanıldığını iddia etmiş, davalı ise, davacının babası …’a bankaların kredi vermemesi ve davalı adına kredi alınmasını talep etmesi üzerine bankaya kredi başvurusu yaptığını, bankanın teminat istemesi üzerine davacının babası …’ın adına kayıtlı olan taşınmazı kendisine devrettiğini ve bu şekilde kredi aldığını, bankadan aldığı kredi bedelini ise davacının babası …’a verdiğini beyan savunmuştur. İhtilafa konu kredinin …Bankası AŞ Büyükçekmece Şubesi ile davalı … arasında imzalanan 03/12/2009 tarihli ve 35.000,00 TL bedelli, 98 ay vadeli ve aylık 574,20 TL geri ödemeli konut kredisi olduğu ve bu kredi için banka tarafından 25/11/2009 tarihinde ekspertiz raporu alındığı ve alınacak kredinin konut kredisi olması sebebiyle davacının babası … tarafından adına kayıtlı olan İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, … Köyü, … ada, …parselde kayıtlı, … numaralı bağımsız bölümün 03/12/2009 tarihinde davalı … adına satış işlemi yapılarak tescil edildiği ve bu tescil işleminden sonra … Bankası AŞ lehine 03/11/2009 tarih ve … yevmiye numaralı 84.000,00 TL bedelli 1.dereceden ipotek tesis edildiği belirlenmiş olup, davalı tarafından bankaya alınacak konutun davacının babası … adına kayıtlı taşınmaz olarak bildirildiği, kredinin ise bu taşınmazın alınması için tesis edildiği, bu kapsamda taşınmazın davalıya devredildiği ve kredinin kullandırdığı, daha sonra davacının babasının vefatından sonra, taraflar arasında tarihsiz protokol imzalandığı, protokol incelendiğinde; protokolün söz konusu kredi sebebiyle imzalandığı, davanın tarafları arasında düzenlendiği, protokol kapsamında 34.440,00 TL bedelli ve tarihsiz bir senedin düzenleneceğinden bahsedildiği, bu miktarın dava ve takibe konu senet bedeli ile aynı olduğu ve senedin kredi ödemesinin teminatı olarak düzenlendiğinin anlaşıldığı, protokolün düzenlenmiş olduğu yönünde taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davacının vefat eden babası …’ın vefat tarihi itibariyle, kalan kredi taksit bedeli toplamının ise yaklaşık olarak senet bedeli aynı olduğu, açıklanan sebeplerle davaya konu senedin kredi ödemesinin teminatı olarak düzenlenen senet olduğu kanaatine varılmış olup, böylelikle senedin teminat senedi olduğu iddiası davacı vekilince yazılı delillerle ispatlanmış, dolayısıyla Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/03/2019 tarih ve 2016/144 E., 2019/289 K. sayılı kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.352,60 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 558,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.794,45 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/10/2022