Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1375 E. 2022/1453 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1375
KARAR NO: 2022/1453
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2017/739 E. – 2019/46 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava vekili sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı ve davalılar arasında dava konusu tiyatro oyunu sergilenmek üzere sözlü anlaşma yapıldığını, her oyun başına 10.000,00 TL ücret üzerinden anlaşıldığını, ancak davalıların Haziran 2016 tarihinde sergilediği sihirli değnek orta oyununun karşılığının ödenmediğini, bu alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile yapılan icra takibine de davalıların itiraz ettiğini belirterek davalıların itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmelerini talep etmiştir. Davalı Beşiktaş Belediyesi vekilinin verdiği cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında hiçbir ticari ve hukuki ilişkinin bulunmadığını, davalının kamu kurumu olup Kamu İhale Kanunu’na tabii olduğunu, yazılı bir anlaşma bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı .. Vakfı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığını, sadece müvekkili Vakfın talebi ile belli günde ve belli bir yerde davacı tarafça orta oyunu sergilendiğini ve ücretinin de ödendiğini, taraflar arasında bağlayıcılığı olan yazılı ve sözlü bir anlaşma olmadığını, davacı tarafından sergilenen oyunlarla ilgili 14.10.2016 tarihli 30.000,00 TL +5.400 TL KDV tutarı olmak üzere 35.400 TL’nin müvekkili Vakıf tarafından 15.11.2016 tarihinde … Bankası Nispetiye şubesine ödendiğini ve davacı alacaklıya müvekkilinin herhangi bir borcu kalmadığını, davacı tarafından Beşiktaş …Noterliğinin 24 Ocak 2017 tarihli 23.600,00 TL’lik faturaya yasal süresi içerisinde itiraz ettiklerini ve Beşiktaş …Noterliğinin 01.02.2017 tarihli ihtarı ile faturayı iade ettiklerini, faturanın müvekkili Vakfın giderler hanesine de yazılmadığını, davacı ile müvekkili arasında kurulan bir borç ilişkisinin bulunmadığını, alacaklının düzenlediği bir fatura ile bir borç ilişkisinin oluşamayacağından bahisle davanın reddine ve haksız olarak yapılan icra takibinden dolayı davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı davalı borçlular … Vakfı ve Beşiktaş Belediye Başkanlığı ile taraflarca belirlenen tarihlerde tiyatro oyunu sergilenmek ve ücreti ödenmek üzere sözlü anlaşma yapıldığı, her oyun başı ücretin 10.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, davalı borçluların Haziran 2016 tarihinde … yanında serilenen oyun ile Ramazan ayında iftar sofrasında sergilenen Sihirli Değnek Orta Oyunundan kaynaklı ücretlerin ödenmediği ve bu oyunlar karşılığında davalıların 23.600,00 TL borçlu olduklarından bahisle davalı … Vakfı adına düzenlemiş olduğu faturaya dayalı olarak davalılar hakkında takip yapmış ise de davalı Beşiktaş Belediyesinin borçtan sorumlu olduğuna dair herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı, Devlet İhale ve Kamu İhale Kanuna tabi bu davalının ancak belli prosedürler usulünde borçlanabileceği bahse konu prosedürler uygulanmaksızın gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarının idare aleyhine borç doğurmasının mümkün olmadığı, belediye tarafından ilgili oyunların duyurusunun yapılmış olması yine bir kısım oyunlara ilişkin ödemelerin vakıf üzerinden yapılmış olmasının da davalı belediyeyi borçtan sorumlu hale getirmeyeceği, yine diğer davalı vakıf yönünden takibe dayanak faturada belirtilen oyunlardan sorumlu olduğuna ilişkin herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı, daha önce yapılmış olan ödemelerin davalıyı takibe dayanak faturadaki borçtan sorumlu hale getirmeyeceği anlaşılmakla davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş her ne kadar davalılar kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de davacının icra takibinde kötü niyetli olduğunun kabulünü gerektirecek herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı, tazminat yasal şartların oluşmadığı anlaşılmakla davalıların bu yöndeki taleplerinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; -Taraflar arasında sözlü anlaşma yapıldığını, bu anlaşmaya göre; her oyun başı ödenecek bedelin 10.000,00 TL olduğunu, son üç yıldır tarafların oyun başı 10.000,00 TL üzerinden çalışmayı sürdürdüğünü, müvekkilinin son olarak Haziran 2016 tarihinde sergilediği oyunlardan; … Cami Yanı … kenarında; Ramazan ayında iftar sofrasında oynanan … orta oyunu karşılığı, davalı borçluların müvekkillerine 23.600,00 TL borcu doğduğunu, alacağa konu Sihirli Değnek orta oyununun 25 Haziran tarihinde … Meydan da … Çadırında, 28 Haziran tarihinde ise … Meydanında oynandığını, dava konusu oyunların faturada belirtilen tutar içeriğinin 10 kişilik oyuncu kadrosuna ödenecek oyun başı ücretten oluştuğunu, 25 Haziran tarihinde … Meydanda … Çadırında, 28 Haziran tarihinde … Meydanında oynanan … adlı oyun sergilenmiş olmasına rağmen; defaten sözlü ve yazılı taleplerde bulunulmasına rağmen ücretinin ödenmediğini, 25.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda alacaklarının tespitinin yapıldığını, davalı taraflarca da daha önce kesilen faturaların kabul edildiğinin, kesilen faturaların ödendiğinin dosya içeriğindeki ödeme belgeleri ve makbuzlarından da sabit olduğunu, Davalı tarafça zaten işbu dava konusu borca ilişkin kesilen faturanın ilk önce ödendiğinin beyan edildiğini, sonrasında ise arada yazılı sözleşme yapılmadığı ileri sürülerek haksız ve kötüniyetli olarak takibe ve davaya itiraz edildiğini, bilirkişi raporunda ise, davalı taraflarca yapılan ödemelerin geçmiş dönem tiyatro oyunları için olduğunun tespit edildiğini, ancak Mahkemenin aksi yönde karar verdiğini, -Davalı Belediyenin, tiyatro oyunlarının kendi adına oynandığını sosyal medya hesabında ve internet sitesinde ilan ettiğini, Müvekkilinin yazılı sözleşme olmamasına rağmen defalarca davalılar adına temsiller yaptığını, gösterileri sahneye koyduğunu, Müvekkilinin gerek … olarak gerekse de bünyesindeki oyuncular ile bir çok kez davalılar adına sahneye çıktığını ve bu hizmetleri için fatura kesmek suretiyle ödemesini aldığını, bu ödemelere ilişkin örnek dekontların ve faturaların diğer davalı cevap dilekçesinde dosyaya ibraz ettiklerini, Beşiktaş Belediyesi’ne ait www…com.tr adlı internet sitesi ve twitter hesabından yapılan duyurulardan ve fotoğraflardan Müvekkilinin bu hizmeti Belediye adına yaptığının açıkça görüldüğünü, Müvekkili …’e ait işbankası hesap dökümü özetinde Davalı Belediye tarafından daha önceki oyunlara ilişkin yapılan 14.08.2015 tarihli 58.526,00 TL bedelli ödemeden de anlaşılacağı üzere davalı Beşiktaş Belediyesi’nin Müvekkiline ihale açmadan da ödeme yaptığının görüldüğünü, http://www…com.tr/iletisim/ adlı internet sitesinde yayın yapan gazetenin 28.06.2016 tarih 338 sayılı gazetesinde “…. etkinliklerden bir tanesi de … Meydanı’ndaki …’in “…” adlı oyunuydu. …’in çeşitli skeçleri misafirleri neşelendirdi. Orta oyunların yer aldığı program da fasıl da vardı. Fasıl da … dikkat çekti.” şeklindeki haberi ile de müvekkilinin 28.06.2016 tarihli gazete yayınında oyunu oynadığına ilişkin haberi bulunduğunu, Davalı Belediye’nin müvekkilden hizmet almadığına ilişkin tüm iddialarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, -Davalı tarafça ihaleye çıkmadan da hizmet alındığının ve ödemeler yapıldığının ikrar edildiğini, Davalı tarafın yapmış olduklarını bahsettikleri ödemenin müvekkilinin geçmiş ifalarına ilişkin ödemeler olduğunu, bu hususa yönelik müvekkilinin geçmişte kesmiş olduğu faturalar ve davalı taraflarca yapılan ödemelerin bilirkişi marifetiyle karşılaştırılmasını talep ettiklerini, davalı tarafça 15.11.2016 tarihinde müvekkili hesabına ödeme yapıldığı bildirilmekteyse de, dava konusu fatura tarihinin 03.01.2017 olduğunu, -Davalı …’ın Müvekkili tarafından hizmet verildiğini kabul ettiğini, buna karşılık bir kısım ödemelerin yapıldığını kabul ettiğini ve oynanan oyun sayısına da itiraz etmediğini, davalı … Vekilinin cevap dilekçesinin 2. sayfasında Müvekkil ile aralarında sözlü anlaşma dahi yapılmadığını beyan etmesine rağmen 30.01.2018 tarihli duruşmada sözlü anlaşma yapıldığının beyan edildiğini, oynandıktan sonra faturaların kesilerek ödemelerin yapıldığını ikrar ettiklerini, Davalı Vakıf tarafından yapılan 35.400,00 TL ödemenin karşılığı faturanın 14.10.2016 tarihli fatura olduğunun bilirkişi raporunda da tespit edildiğini, müvekkili tarafından faturaların, oyun bedelleri kendisine ödemenin yapılacağının belirtilmesi üzerine kesilmekte olduğunu, bu sebeple toplu fatura kesilmediğini, oynanan oyunlara karşı kısmi ödemelerin yapılması sebebiyle faturaların kesildiğini, oynanan oyun başına bedelin 10.000,00 TL olduğunu, müvekkili tarafından kesilen faturalar incelendiğinde, 01.08.2016 tarihli faturada 5 oyun bedeli olarak 50.000,00 TL+KDV, dava konusu faturada ise son iki oyun bedeli 20.000,00 TL+KDV olarak yazıldığının açıkça görüldüğünü, Oyun başı ücretin 10.000,00 TL+KDV olduğu konusunda ihtilaf olmadığını, ilk fatura üzerinde 5 oyun karşılığı ibaresi olduğunu, 10 Adet oyun oynandığını, bu konuda da ihtilaf olmadığını, Davalı Borçlular … Vakfı ve Beşiktaş Belediye Başkanlığı’nın, Müvekkili Şirkete (10.000,00 TL+KDV) X 10 = Toplam borcu 100.000 TL+KDV olduğunu, 100.000,00 TL Bedelin 50.000,00 TL+KDV Sİ 24.08.2016 TARİHİNDE, 30.000,00 TL+KDV si 15.11.2016 tarihinde ödendiğini, geriye Kalan 20.000,00 TL+KDV ödenmediğini, tiyatro oyunu oynanması için yazılı sözleşme yapma şartı bulunmadığını, Davalı Vakıf Vekilinin 25.03.2018 tarihli dilekçesinin son paragrafında ” Müvekkil vakıf belediye tarafından verilen talimat ile belediyeye destek ve yardım amaçlı vakfın sosyal faaliyetleri kapsamında bu ödemeyi yapmıştır.” şeklindeki ikrarı ile de taraflar arasındaki üçlü ilişki bulunduğunun sabit olduğunu, davalı Belediye’nin müvekkilinden hizmet aldığını, davalı Vakfa ise de ödemesinin yapılmasını talimat ettiğini, ihale açmaya gerek duymadan ve yazılı sözleşme yapmadan da davalıların hizmet alabildiğinin sabit olduğunu, 2014 yılından beridir taraflar arasında süregelen bir iş ilişkisi olduğunu, Müvekkilinin Türk Tiyatrosuna yıllarını vermiş tanınmış bir şahsiyet olduğunu, ekibinde …’ndan …’a ve … ‘a kadar bir çok emektar oyuncuyu barındırdığını, bu kişilerin yıllarca Beşiktaş Belediyesi de dahil olmak üzere bir çok belediyeye hizmet verdiğini, sanatlarını icra ettiklerini, dosyadaki belgeler ve beyanlar dikkate alınarak oyunda oynayan ve parasını alamayan oyuncuların tanık olarak dinlenmesi yönündeki taleplerinin ise reddedildiğini, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/739 Esas, 2019/46 K. 29.01.2019 tarihli kararının kaldırılmasını, tehiri icra ve duruşma taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalının sunmuş olduğu istinafa cevap dilekçesinde özetle; -Taraflar arasında hiçbir ticari ve hukuki ilişkinin bulunmadığını, davalının kamu kurumu olup Kamu İhale Kanunu’na tabii olduğunu, yazılı bir anlaşma bulunmadığını, senetle ispatı gerektiğini, kendileri yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, faturanın muhatabı olmadıklarını istinaf talebinin reddini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davaya konu uyuşmazlık davacının davalıya icra takibine konu fatura içeriğinde belirtilen Haziran ayında gerçekleşen 2 adet oyunu icra edip etmediği etmiş ise talep ettiği alacağın davalı tarafça ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. 6098 Sayılı TBK’nın 12. maddesinde sözleşmelerin geçerliliğinin, kanunda aksine düzenleme bulunmadığı sürece hiçbir şekle bağlı olmadığı, düzenlenmiştir. Taraflar arasında var olduğu iddia edilen sözleşme “10.000,00 TL bedel ile oyun sahnelenmesine” ilişkin hizmet alım sözleşmesidir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda hizmet alım sözleşmeleri için özel bir şekil şartı düzenlenmediğinden, sözlü akit yapılabilir ve geçerli ise de; kanıtlanması HMK’daki ispat usulüne tabi olduğundan, HMK 202. maddede belirtilen delil başlangıcı veya HMK 203. maddede belirtilen istisnalardan biri mevcut olmadığı sürece 6100 Sayılı HMK’nın 200. maddesi gereği miktar ve değeri 2.500,00 TL’nin geçen hukuki işlemlerin senetle ispat edilmesi zorunludur. Taraflar arasındaki sözleşmenin miktarı 23.600,00 TL olup sözleşmenin yazılı belge ile kanıtlanması gerekir. Davalılar sözleşme ilişkisini kabul etmiş olup, sözleşmenin miktarı konusunda uyuşmazlık olup, davacı tarafça sözleşmenin her oyun başı 10.000,00 TL üzerinden kurulduğunu ispatlaması gerekmektedir. Davacı taraf ispat külfeti altında olup, sözleşmenin her oyun başı 10.000,00 TL üzerinden kurulduğu, kesin deliller ile ispatlanamadığı, davacının dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/01/2019 tarih ve 2017/739 E., 2019/46 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/10/2022