Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1372 E. 2023/142 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1372
KARAR NO: 2023/142
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 14/03/2019
NUMARASI: 2019/60 E.-2019/116 K.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Manevi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … San. ve Ltd. Şti. “…” markalı ürünlerin Türk Patent Enstitüsü tarafından faydalı model ve tasarım olarak tescil edildiğini, İstanbul 4. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mah. 2017/63 Değişik İş sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu karar gereğince Bursa …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında 14/07/2017 tarihinde ihtiyati tedbirin uygulandığını, İstanbul 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mah. 2017/580 E. sayılı dosyasında davanın devam ettiğini, davalının tedbir kararına muhalefet ederek şirkete ait www…com.tr adresindeki internet sitesinde “…”markalı ürünün görsellerini yayınladığını, tedbire muhalefet durumunu Türkiye Noterler Birliği bilişim sistemi kullanılarak Beyoğlu … Noterliğinin 22/11/2017 tarih … Yevmiye nolu e-tespit tutanağı ile tespit edildiğini, İstanbul1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mah. 2017/150 Değişik İş sayılı tespit kararında bilirkişi raporu ile tedbir kararına muhalefet edildiğinin tespit edildiğini, HMK 398 md.ihtiyati tedbire muhalefetin cezasının düzenlendiğini, belirterek davalılar hakkında HMK’nun 398. maddesi kapsamında disiplin hapsi ile cezalandırılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Taklit ürün olduğu iddia olunan davalı müvekkil firmaya ait … serisi anten ve ve kamera buatları Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … no ile 21.04.2017 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle korunmak üzere 17.10.2017 tarihinde tasarım tescil belgesi aldığını, ayrıca … nolu faydalı model başvurumuz yenilik araştırmasında olduğunu, iş bu tedbir ve dava süreci içerisinde, .. nolu tasarım tescilimizin bülten sürecinin geçtiğini, bu süreçte davacı tarafça bir itiraz gelmediğini, bu süreçte davacının yapacağı itirazın reddolacağı açık olduğundan davacı tarafından itiraz dahi edilmediğini, davacı tarafın patent başvuru faydalı model başvuru ve endüstriyel tasarım tescillerinde mikrofonun hiç geçmediğini, koruma altına alınmadığını, … faydalı modelinde ise mikrofon çıkış ön hazırlığı kısmı koruma altına alındığını, nitekim bahsedilen hususların müvekkil ürününde bulunsa dahi benzerlik kıyaslamasında ürünün bütünü ile göz önünde bulundurulması gerektiğini, tüm bu anlatılanlardan da anlaşılacağı üzere … ve … ürünleri arasında kanuna ve mevzuata aykırı olacak bir biçimde benzerlik bulunmadığını, açık ve seçik olduğunu, tek taraflı delillerin değerlendirilmesi ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak verilen ihtiyati tedbir kararının da müvekkil firma için telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara yol açtığını, öncelikle haksız ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, usul ve yasa hükümlerine uygun olmayan iş bu davanın ve davacının haksız taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Yargılamanın devamı sırasında Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğu anlaşılmıştır. Anayasa’nın l53. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesinin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta; ancak Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Yayınlanmakla yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının; yasama, yürütme ve yargı organları ile idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır. Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 33. maddesinde yer alan “Hakim, Türk hukukunu resen uygular” hükmü ile ifadesini bulan yasal ilke gözetildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının 153/5. maddesi gereğince ileriye etkili olmasının anlamı, bir yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih ile iptal edildiği tarih arasındaki şahsi kazanılmış hakların iptal kararından etkilenmemesidir. Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden bu davaya uygulanabilecek olan Kanun metni Anayasa Mahkemesince iptal edildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 28.06.1960 tarih ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği üzere, maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur. Bu durumda Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının eldeki davaya uygulanarak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bu iptal kararından sonra oluşan yeni durum dikkate alınarak inceleme yapılması ve buna göre sonuca varılması gerektiği anlaşılmaktadır. Davalının cezalandırılmasının talep edildiği ihtiyati tedbire muhalefet iddiasına konu 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğu hususunda bir tartışma yoktur. Usul hukukumuza geçerli olan hüküm her davanın açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanması yönündedir. Ancak yargılama devam ederken iptal edilen bir yasa hükmüne göre yargılamanın sürdürülmesi mahkemelerden beklenemez, bu husus adil yargılanma hakkının da ihlali anlamına gelecektir. Bu durumda yeni bir yasal düzenlemenin yapılmamış olması da gözetilerek ; Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğundan davalılar hakkında esas hakkında bir karar verilmmesine yer olmadığına,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalılar tarafından İstanbul Kapatılan 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/63. D.İş sayılı kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararına muhallefet eden davalıların 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesi uyarınca disiplin hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesi için dava açıldığını, mahkemece taleplerinin reddedildiğini, davalılar tarafından müvekkilinin koruma altındaki ürünleri taklit edilip, taklit ürünlerin piyasada satılması nedeniyle İstanbul 4. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/63. D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu karar gereğince İstanbul … İcra Müdürlüğünün …nolu dosyasında Bursa … İcra Müdürlüğüne alınan talimat ile… talimat sayılı dosyası ile 14.07.2017 tarihinde davalı …nin adresine gidilerek burada bulunan taklit ürünler toplanmış, yediemine teslim edildiğini, İnternet yoluyla yapılan satışlar bakımından da Erişim Sağlayıcılar Birliği Başkanlığı’na müzekkere gönderildiğini, Tedbir kararının verilmesinin akabinde süresi içinde İstanbul 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/580 esaş sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine müvekkilinin faydalı model belgesinden doğan baklarına davalı şirket tarafından yapılan tecavüzün kaldırılması, müvekkilinin haklarına tecavüz oluşturması nedeniyle, maddi ve manevi tazminat ile yoksun kalma tazminatın tahsili ile el konulan ürünlerin imhası talepli dava açtıklarını, davalı şirket ihtiyati tedbir kararını muhalefet ettiğini, Davalılar, Mahkemece tedbir kararı ile “…” markalı ürünlerin internet sitelerinde görsel, tanıtım ve satışının durdurulmasına karar verilmiş olunmasına rağmen şirkete ait www…com.tr adresindeki internet sitesinde “… markalı ürünün” görsellerini yayınladığını ve satışına devam ettiklerini, tedbire muhalefet durumunu Türkiye Noterler Birliği Bilişim Sistemi kullanılarak Beyoğla … Noterliğinin 22.11.2017 tarih, … yevmiye nolu E-Tespit Tutanağı ile tespit edildiğini, yine şikayet olunan şirket yetkilisi tarafından “…”markalı ürünler diğer internet sitelerine vererek satışına devam edildiğini, tüm bu hususların teknik bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, raporda … com.tr isimli internet sitesinde görsel tamıtımının halen yapıldığı ve www…com, www… com, www…com, www…com sitelerinde de satışının yapıldığının tespit edildiğini, davalı şirket tarafından tedbir kararına konu ürünlere farklı isimler verilmek suretiyle de satış yapılmaya devam edildiğini, taraflarınca bu internet siteleri üzerinden tedbir kararına muhalefet edildiğini delil olması adına taklit ürünlerden satın aldıklarını internet yazışmaları, faturalar dosyaya sunduklarını, taraflarınca ihtiyati tedbrir kararına muhalefet eden davalıların cezalandırılmaları bakımından dava açıldığını, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince 2017/813 esasına kaydedilen davaları 2017/813 esas, 2018/1 karar sayılı 03.01.2018 tarihli kararı ile Mahkemenin esas davaları olan 2017/580 esas ayılı dosyası ile birleştirildiğini, Davalıların ihtiyati tedbir kararına muhalefet etmeleri nedeniyle 15.12.2017 terihinde açmış oldukları dava bakımından dosyanın tefrikine karar verildiği 26.02.2019 tarihine kadar hiçbir işlem yapılmadığını, mahkemece 26.02.2019 tarihli duruşmada birleşen dosya bakımından “ihtiyati tedbir kararına muhalefet kapsamında HMK 398.maddenin anayasaya mahkemesine aykırılığı iddası ile Anayasa Mahkemesine başvurulduğu bu kapsamda anayasa mahkemesinin 2018/1 esas 2018/83 karar ve resmi gazete 20/02/2019 ve 30692 sayılı ilamı ile HMK 398.Maddesinin 1 numaralı fıkrasının 1| cümlesinin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verildiği, dolayısıyla birleşen dava yönünden dayanak hüküm iptal edilmiş olduğundan birleşen dava yönünden araştırılacak başka bir husus kalmadığı anlaşıldı denilerek birleşen dosyanın ayrı bir esasa kaydına ve gelecek oturumun HMK 389.maddesi kapsamında taleple ilgili olarak sözlü yargılama oturumu olarak tayinine, tefrik edilen dosyada duruşma gününün 14/0302019 saat 10:35’e bırakılmasına, ” karar verildiğini, Anayasa mahkemesi kararı ile iptal hükmü Resmi Gazetede yayınlandıktan sonra 9 ay sonra (21.11.2019) tarihinde yürülüğe girecek olup, HMK 398. maddesi halen yürürlükte olduğunu, ilk derece mahkemesinin Anayasa Mahkemesinin kararının yürürlüğe girdiği yönündeki gerekçeye dayanılarak esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulüne usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararını ihlal eden davalıların Anayasa Mahkemesinin HMK 398/1 md. cümlesinin iptal kararı gereğince yürürlüğe girdiği tarih dikkate alınarak disiplin hapsi ile cezalandırılmalarına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İstanbul 4. Fİkri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/63 Değişik İş 11/07/2017 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Bursa …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında 14/07/2017 tarihinde İstanbul 4. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/63 Değişik İş sayılı ihtiyati tedbire konu karar gereğince mahalline gelindiği, şirket yetkilisi …’in huzurunda bilirkişi vasıtası ile sayım ve tespit işlemi yapıldığı, 1612 adet “…” seri antetli özel kablolama kutusunun muhafaza altına alındığı belirtilmiştir. HMK 398/1.md. göre ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikayet edilmesi üzerine 6 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Görevli ve yetkili mahkeme esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa ihtiyati tedbir kararı veren mahkeme, esas hakkındaki dava açılmışsa bu davanın görüldüğü mahkemedir. Anayasa Mahkemesinin 2018/1 Esas 2018/83 Karar ve 11/07/2018 tarihli kararı ile HMK 398 maddenin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesi hükmünü Anayasanın 2. md. yer alan Hukuk Devleti ve 36.md. yer alan Adil Yargılama hakkı ilkelerine aykırı bularak iptal etmiştir. Anayasa mahkemesi gerekçesinde; İhtiyati tedbire muhalefet sebebiyle verilen disiplin hapsine karşı başvurulacak kanun yoluna ilişkin uygulamada çok çeşitli mahkeme içtihatlarının bulunduğu, kararlarda bazen temyiz kanun yolunun bazen de 6100 sayılı Kanun’a veya 5271 sayılı Kanun’a göre itiraz yolunun uygulanabilir olduğunun belirtildiği, bu bakımdan ihtiyati tedbire muhalefet sebebiyle verilen disiplin hapsine karşı hangi kanun yolunun uygulanacağına ilişkin istikrarlı ve hukuki anlamda güven veren bir uygulamanın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, itiraz konusu kuralın ihtiyati tedbire muhalefet dolayısıyla verilecek disiplin hapsi yönünden yapılacak yargılamadaki usul ve esaslar ile başvurulması mümkün kanun yolları yönünden belirli ve öngörülebilir nitelikte olduğunun söylenemeyeceğini, disiplin hapsi suç karşılığı uygulanan hapis cezası niteliğinde bulunmayıp ceza yargılamasının konusunu oluşturan suç kavramının dışında kalmakta ise de itiraz konusu kural kapsamında düzenlenen disiplin hapsinin bir mahkeme tarafından verileceği ve kişi hürriyetini kısıtlayacağı hususu kuşkusuzdur. Bu yönleri de dikkate alındığında ihtiyati tedbire muhalefet dolayısıyla verilecek disiplin hapsi yönünden yapılacak yargılamadaki usul ve esaslar ile verilecek karara karşı başvurulacak kanun yollarındaki belirsizliğin kişilerin hukuki güvenliği ile hak arama özgürlüklerini zedeleyeceği sonucuna ulaşıldığını, açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırı olup, iptali gerektiğini, kural, Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın 13., 19. ve 38. maddeleri yönünden incelenmesine gerek görülmediği belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesi Kararı 20/02/2019 tarih 30692 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 9 ay sonrası 21/11/2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Talep; ihtiyati tedbire muhalefet iddiasına dayalı olarak HMK 398.maddesi gereğince ceza verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, Yasa maddesinin iptal edilmesi nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 341. maddesinde hangi kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulacağı açıkça belirtilmiştir. Bu kanun maddesine göre nihai kararlara, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara, miktar ve değeri belirli miktarı geçen malvarlığına ilişkin kararlara, ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar ve değere bakılmaksızın istinaf kanun yoluna başvurulacağı, ilk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği ve ya haklarında yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı bölge adliye mahkemelerine başvurulabileceği belirtilmiştir. Somut olayda istinafa konu mahkeme kararının HMK 398. maddesi gereğince ihtiyati tedbire muhalefet şikayeti üzerine verilen karar olup, bu kararın HMK’nın 341. maddesinde belirtilen kararlardan olmadığı, istinafa kabil karar olmaması sebebiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 352/1. 341/1. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinin USULDEN REDDİNE, 2-İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde talep edene iadesine, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6100 Sayılı HMK’nın 352/1. ve 341/1. maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-g. maddesi gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/02/2023